Türkiye birkaç gün önce yeni bir kaset skandalıyla sarsıldı.
Siyasi kimliğinin yanı sıra bir sosyal medya fenomenine dönüşen Mustafa Sarıgül'e ait olduğu ileri sürülen müstehcen görüntüler servis edildi.
Olay, birkaç farklı açıdan değerlendirilebilir.
Her şeyden önce şantaj, tehdit, kumpas kültürünün Türkiye sınırlarında etkin bir yol olduğunu görmeye devam ediyoruz.
Ses kaydı ile tehdit, veri toplamak, algı operasyonu ile kimliklendirme yapmak, toplanan verilerle muhataplarını esir almak sadece siyasette değil başka alanlarda da yaygın...
Ahlâki açıdan büyük yoksunluklar yaşayan kişilerin varlıklarını, makamlarını bu yöntemlerle sürdürdüklerini, insanların, kurumların sırtına bir kene gibi yapıştıklarını hepimiz biliyoruz.
Görüntülerin ardında büyük bir kin, düşmanlık, alacak verecek kavgası yattığı iddia edilirken, Sarıgül benzersiz bir alçaklıkla, kahpelikle karşı karşıya kaldığını ileri sürdü.
Hatta saatler içinde videoyu Ulusal Kriminal Büro'da incelettiğini, videonun montaj olduğunu açıkladı.
Doğal olarak açıklamasının hemen ardından bu rapor eşliğinde savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Bundan sonraki süreç çok önemli.
Savcılık, elbette görüntülerin kurgu ya da gerçek olduğunun tespiti yönünde uzman araştırması talep edecektir.
Sonuç ne zaman çıkar bilinmez. Tercihler de özel hayat boyutunda kimseyi ilgilendirmez.
Ancak...
Türk toplum değerlerinin bu görüntülere, iddialara vs. nasıl baktığını tartışmaya gerek yok.
Türkiye'de bu şüphe, bu yıpranmışlıkla siyaset yapmanın mümkün olmadığını sokak kedileri dahi bilir.
Asıl önemli konu ise Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin tutumu.
Görüntüler sosyal medyada olanca hızıyla dağılıp izlenmeye devam ederken, Sarıgül'ün Erzincan milletvekili olduğu Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi, muhtemelen bir şok dalgası içindeydi.
Ve ne yapacağını bilemez halde gelişmeleri izliyordu.
CHP'nin etkin kaynaklarından bizzat edindiğim bilgiye göre konu, Merkez Yönetim Kurulu toplantısının en önemli gündem maddesiydi ve kesin olarak değerlendirme yapıldı.
MYK toplantısı sonrası, çeşitli etkenler göz önünde bulundurularak, bir açıklama yapılmadığını öngörebiliyoruz.
Sarıgül'ün savcılığa götürdüğünü söylediği ve görüntülerin montaj olduğunu ortaya koyan bir rapor varsa CHP, güçlü bir şekilde milletvekiline sahip çıkmalıydı.
Şüpheler söz konusu ise partinin zarar görmesini engellemek adına istifa süreci başlatılmalıydı.
En başta da Sarıgül, mensubu olduğu partinin yıpranmaması için istifa etmeliydi. Servis edilen fevkalade rahatsız edici görüntüler, hukuki süreç ve incelemeler tamamlanınca, kendisinin de ifade ettiği üzere montaj ise zaten siyasi yolculuğuna dilediği gibi devam edebilirdi.
Çok Okunanlar

'Gizli bilgi' diyerek cevaplamadı! Ekrem İmamoğlu sırrı

Şamil Tayyar'dan 'yeni transferler geliyor' mesajı

Belediye operasyonları anketinde Erdoğan’ı düşündürecek sonuç!

Sıkışınca 'Suriye'ye geçer iki bomba Türkiye'ye atar savaş çıkarırız' diyen adam

Emekli ve memurlar için 3 farklı zam senaryosu

31 Mart'tan bu yana AKP'ye geçen belediyelerin sayısı dikkat çekti!

Çerçioğlu'nun şirketinin hisseleri tavan yaptı

Oliver Cromwell’in İki Yüzü ve Bugüne Yansımaları

Özlem Çerçioğlu'ndan 'Cumhurbaşkanı'na uzak biri değildim' açıklaması

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Köksal'dan CHP'den ayrılacağı iddialarına yanıt