Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının tüm bilgilerinin internette olduğunun ve üç beş kuruşa satıldığının herkes bilincinde.
Bu bilgiler, anne kızlık soyadından doğum tarihine, ebeveynlerinizin doğum tarihlerinden onların anne baba isimlerine kadar aklınıza gelebilecek her özel veriyi kapsıyor.
Geçtiğimiz günlerde milyonlarca insanın telefonuna, kullanmış olduğu HGS aplikasyonuna bağlı olarak bir mesaj geldi. Hackerlar 25 bin dolar talep ediyordu.
Bildiğiniz üzere HGS uygulaması, ödeme yaptığınız banka kartının bilgileri ile çalışıyor. Yani HGS’ye bir borcunuz var ise ve ödeme yapacaksanız mutlak surette bazı bilgileri buraya yazmak zorundasınız.
HGS uygulamasının hacklenmesinden sonra, yaşanan hiçbir sorunda hiçbir sorumluluk kabul etmeyen yetkililer, yine beklendiği gibi davrandı.
Özel bilgilere ulaşılamadığını iddia ettiler. Nasıl oluyor, anlamak mümkün değil. Kişisel verilerimize sahip çıkamazken, özel verilere tam anlamıyla erişilemediğini mutlak surette biliyorlar ve buna çok eminler. Hacklenme ardından dakikalar içerisinde yapılan açıklama bile ciddiyetsizliği ortaya koyuyor.
Bunları neden yazıyorum?
Dün sosyal medyada gündemle ilgili seyir halindeyken, çeşitli suçlara bağlı olarak yurt dışına kaçan ve yurt dışından sık sık Türkiye düşmanlığı yaptığı videolarını paylaşan, özellikle de Mustafa Kemal Atatürk’e bol bol hakaret eden Sevan Nişanyan’ın bir videosunu izledim.
Heyecanla, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına ait yeni ve daha ayrıntılı devasa bir kişisel veri datasının dolaşıma sokulduğunu, ekibiyle birlikte hummalı bir çalışmanın ardından bu verileri de ele geçirdiklerini neşeyle anlatıyordu.
Bu utanç, şüphesiz ki yurttaşının kimlik bilgilerini dahi saklamayan, güvence altına alamayanlara aittir. Bu utanç, Ortadoğu’da oyun kurup kahramanlık hikayeleri anlatan ancak bütün dünya dolandırıcılarına hayatta kalma mücadelesi veren milyonlarca yurttaşının anne kızlık soyadlarını dahi servis eden beceriksizliğin, umursamazlığın, liyakatsizliğin utancıdır. Ama bir yurttaş olarak utanmayacaklarını biliyorum.
***
Türkiye’de yaşananlar bir komediye, ama acı bir komediye benziyor.
Son günlerde sık sık önümüze düşen bir haber var. Siyasal İslamcıların çam ağacı süslenmesini engellemek için verdiği amansız mücadele… Genelde boş işler ve şov işlerle uğraşan Siyasal İslamcı ikiyüzlülüğü her fırsatta açığa çıkıyor.
Filistin’de İsrail zulmüne karşı gibi durup İsrail’e çelikten kabloya, kıyafetten suya kadar gemiler dolusu mal gönderilmesini görmezden gelirler. Sözde boykot yapıp kola dökerler.
Gerçeklerin üstünü olağanüstü bir pişkinlikle kapatırlar ve her koşulda haklıdırlar ve tabii ki mağdurdurlar.
Din, inanç ve inanca bağlı bazı kavramlar üzerinden her şeyi dizayn eder, bu kavramların arkasına sığınır, ama “nereden yolumuzu buluruz” bilinciyle hareket ederler. Çoğu zaman onlar, milyonluk servetlere kavuşurlar.
Çam ağaçlarının sembolik olarak süslenmesini engellemek için enerji harcarlar. Aslında bu çabanın altında da yine bir plan vardır. Ve bununla beraber basit bir soru karşımıza çıkar: Siz hiç yakılan, yıkılan ormanlar, talan edilen koylar, madencilere peşkeş çekilen memleketin eşsiz toprakları için eylem yaptıklarını gördünüz mü?
Çok Okunanlar
Şakir Paşa Ailesi dizisindeki çocuk oyuncular kimdir?
Estetik ameliyatı ardından hayatını kaybeden Neşe Özkan'ın eşinden ilk açıklama
Mourinho gitti, Skriniar koptu geliyor: 22 Aralık Pazar spor manşetleri
Sergen Yalçın'dan Beşiktaşlıları kızdıracak Semih Kılıçsoy sözleri
Asgari ücret yüzde 35 artmalı, faiz yüzde 31’e düşmeli!
Galatasaray'da Muslera'nın yerine eski Fenerbahçeli
İstanbul'da elektrik kesintisi
Memurlar ve emekliler ne kadar zam alacak?
21 Aralık Cumartesi reyting sonuçları
Saray'dan Ortadoğu önerisi: Yeni isim önerisi dikkat çekti