Türkiye’de siyasete bakış açısının bir çıkar aracına dönüşmesi, ülkemizin acı gerçeklerinden biri.
Menfaatçilik ve bunun siyasetle ilişkilenmesi, toplumun en alt ve eğitimsiz kesimlerinden en eğitimli ve ekonomik açıdan güçlü katmanlarına kadar herkese sirayet etmiş durumda.
Bunun büyük bir ikiyüzlülükle yapıldığı ise aşikâr.
Son dönemde karşıma çıkan binlerce video ve haber arasında en dikkat çekici olanlardan biri dün sosyal medyada hızla yayıldı. Bu basit gibi görünen ve kimilerinin komik bulduğu video aslında görünenden çok daha fazla şey anlatıyordu.
Bilindiği üzere defalarca kez denenmiş ve başarısızlıkla sonuçlanmış “açılım süreçlerinden” birinin daha içindeyiz.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisinin grup toplantısında, terör örgütü PKK'nın kurucusu ve başı Abdullah Öcalan’a yaptığı “Gel, Meclis’te konuş” çağrısının ardından sürece Cumhurbaşkanı Erdoğan da destek vermiş ve ilginç gelişmeler arka arkaya yaşanmaya başlamıştı.
Yargı, muhalifleri acımasızca bastırırken, gazeteciler ve öğrenciler gözaltına alınırken, sürece zarar gelmesin diye azılı teröristler tahliye edildi.
Toplumun sinir uçlarına dokunan çok sayıda görüntü yayımlandı; kutlamalar, Apo posterli etkinlikler adeta halkın gözüne sokuldu.
İktidar tüm bu risklere rağmen geri adım atmadı. Belli ki çıkarlar ağır basıyor, ayrıca bu süreci dayatanların baskısı da güçlüydü.
Cumhur İttifakı'nın sürece desteği, nelerin amaçlandığı, nasıl sonuçlar doğuracağı toplumun önemli bir kısmınca biliniyor ve öngörülüyor.
Ancak başka bir gerçeğe de değinmek gerekir: Toplumun ikiyüzlülüğü.
Önceki gün çekildiği düşünülen söz konusu video bunu açıkça ortaya koydu.
İki genç yürürken, AKP’nin üye toplamak için açtığı bir stantta orta yaş üstü olduğunu düşündüğüm bir hanımefendiyle sohbet ediyor.
AKP’nin özellikle bu “teyze profillerini” tercih ettiği biliniyor.
Mesaj basit: Biz sizdeniz. Toplumun en geniş kesiminden, annenizden, teyzenizden biriyiz. Bu yöntem çok etkili oldu; muhalefet yıllardır AKP’nin bu stratejilerinden öğrenmek yerine görmezden gelmeyi tercih etti.
Konumuza dönelim. Gençlerden biri, açılım sürecini tiye alarak AKP’ye üye olduğunu, Öcalan’ın özgürleşmesinden mutlu olduğunu söylüyor. İroni yaparak AKP'li kadını trollüyor.
Diyalog şöyle:
Genç: - İmza mı topluyorsunuz burada?
Kadın: AK Parti’ye üyelik kampanyası.
G: Ben zaten üyeyim.
K: Mesaj geliyor mu?
G: Geliyor.
K: Tamam sorun yok.
G: Ben teşekkür etmek istedim. Başkan Apo’yu çıkarıyorsunuz. Çok sağ olun. Her zaman yapın böyle şeyler.
K: Siz üye misiniz peki?
DİĞER GENÇ: Yok.
G: O Apo’yu sevmiyor.
K: Sevmesin, Cumhurbaşkanımızı sevsin.
G: Ama Abdullah Öcalan’ı çıkardı ya, ona kızıyor.
K: Ama onda da başka şeyler var yani. Seçim...
G: Nasıl yani? Hayır canım, saçmalamayın. Önder Apo’yu çıkarıyor adam, daha ne yapsın?
DİĞER GENÇ: Benim hoşuma gitmiyor.
K: Diğer çalışmalarını da görmüyor musunuz peki Cumhurbaşkanımızın?
G. Çalışmıyor ki abla, sadece Apo’yu çıkarıyor.
K: Olur mu öyle şey?
G: Ben normalde sevmiyordum. Apo’yu çıkarmasa sevmeyecektim yani.
K: Nerede üye oldunuz peki?
G: Dağdan geldim abla ben.
K: Orada yapıyorlar mı üye?
G: Yok, buraya geldikten sonra oldu. Bir tane stant vardı, orada üye oldum.
K: Memnun olduk.
G: Biz de öyle. Siz de seversiniz Önder Apo’yu.
K: Tabii, ne demek.
G: Anladım, teşekkürler.
Diyalog, toplumun alt kesimlerinde parti için imza toplayan insanların aslında sanıldığı kadar “saf” olmadığını gösteriyor. Çoğu, şartların gerektirdiği gibi konum alıyor. Kendisine tanınan imkânlar çerçevesinde çıkar arayışına giriyor.
Üzülerek ifade ediyorum ki Türkiye’deki kirli siyasetin temel sorunu, toplumun ciddi bir kesiminin kirli zihniyetinden, kişisel çıkar konusundaki iştahından ve vicdan-ahlak yoksunluğundan kaynaklanıyor.
Bu öyle bir yoksunluk ki, yıllarca “terörist” dediği örgüt ve lideri bir anda “önder”e dönüşebiliyor. Zamanında üzerlerinden 'oy devşirilen' şehitlerin yerinde yeller eserken, PKK'lılar kardeş ilan ediliyor.
Çünkü partisinin iktidarda kalması, onun için bazı fırsatlar demek: belediyede bir iş, maddi bir yardım ya da oğluna sağlanacak maaşlı bir iş imkânı. İşte bu çıkar odaklı yaklaşım, gerçeklerin üzerini örtüyor. Daha dün PKK azılı bir terör örgütü iken, bugün “dağdan geldim” diyen birine, “orada da üye yapıyorlar mı?” diye sorulabiliyor.
Oysa ahlâk ve vicdan, elinizde imkân varken haksız kazancı, ihaneti reddedebilmektir. Maharet, kurnazlıkla, üçkâğıtla, ikiyüzlülükle servet edinmek değil; adil olmayan fırsatlara “hayır” diyebilmektir.
Söylenecek çok da fazla bir şey yok.
AKP standında üyelik işlemleri yapan kadın ile yoldan geçen gençlerin diyaloğu sosyal medyada viral oldu
— 12punto (@12puntocomtr) September 11, 2025
- Başkan Apo’yu çıkarıyorsunuz. Çok sağ olun. Her zaman yapın böyle şeyler.
- Nerede üye oldunuz peki?
- Dağdan geldim abla ben.
- Orada yapıyorlar mı üye?
- Yok, buraya… pic.twitter.com/0ffyCKEoD8
Çok Okunanlar

Şamil Tayyar Can Holding operasyonun perde arkasını anlattı

Fatih Altaylı'dan gündemi sarsacak Kılıçdaroğlu iddiası!

Katledilen kadını kocası tutmuş, kayınpederi kesmiş

İsmail Saymaz'dan dikkat çeken Can Holding kulisi

Sessizliğini koruyan Kılıçdaroğlu'ndan yeni görüntü

AKP, CHP'den 2 belediye başkanını daha transfer edecek!

Ya siyaseti okuyamıyor ya da cesareti yok!

Gürsel Tekin, 'Genel Başkanlık teklifi' iddiasını doğruladı

Üçlüden kaçış yok, Rota yeniden Werner'e döndü

Habertürk ve Show TV dahil 121 şirkete el konuldu!