Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
34,9385
Dolar
Arrow
32,5064
İngiliz Sterlini
Arrow
40,8451
Altın
Arrow
2441,0000
BIST
Arrow
10.087

Yoksullaşan Türkiye! Örselenmeyi göze alarak 'istemek...'

Sokağın, insanların, her zaman ayna olduğunu düşündüm. Gerçekleri bize gösteren dev bir ayna...

AKP iktidarının 21 yılda ülkemizi taşıdığı yoksulluk, sefalet, üzerini her şeye rağmen örtmeye başardıkları 'ekonomik sorun' gerçekliği, sokakta gizlenemez halde artık.

Yoksullaşan Türkiye yeni bir kültürle karşı karşıya... 

İnsanlar hayata tutunmaya çalışıyor. Çeşitli yöntem ve yollarla... 

Artık insanlar sokakta, markette, meramını olabildiğince kısa cümlelerle anlatmaya çalışıp, örselenmeyi, reddedilmeyi, aşağılanmayı göze alıp istiyor...  

Evet istiyor... 

Makarna istiyor, su istiyor, bebeğine bez, sıvı yağ istiyor. Bazen bir ya da iki meyve istiyor. Muz isteyen teyze beni çok üzmüştü mesela. "Yiyemiyoruz" demişti. 

Tedirgin bir ifadeyle yaklaşıyorlar yanınıza. Önce nasıl tepki vereceğinizi anlamaya çalışıyorlar. 

Utana sıkıla eksik kalan ihtiyacını tamamlamak konusunda yardım edip edemeyeceğinizi soruyorlar.

Elindeki avucundakiyle küçücük alışverişini yaptıktan sonra, mutlak ihtiyaçlarını başkalarının da cebini yormayacak şekilde karşılamaya çalışıyorlar. 

Mesela birinden margarin, bir başkasından benzer başka bir şeyi istiyorlar. 

Genelde belli bir yaş ortalamasının üzerinde yaşlıca sayılabilecek teyzeler, emekliler olduğunu düşünüyorum bu insanların... En azından benim karşılaştıklarımın tamamı kadındı ve 50-55 yaş üstüydü.

Temiz giyimli, alışılagelmiş dilencilerle uzaktan yakından benzerlikleri olmayan sıradan insanlar... Komşum, bir yakınım gibi sıradan...  

Kesinlikle paraya odaklı değil, ihtiyaca odaklı hareket ediyorlar. 

Para istediklerine şahit olmadım. Genelde üç harfli diye bilinen marketlerde karşılaşıyoruz. 

Bu arada iktidar medyasının saklamak için tüm hünerlerini sergilediği bu dönemde 'saklandığı sanılan' yoksulluk başka şekillerde de karşımıza çıkıyor. 

Mesela tarihi geçmiş ya da geçmek üzere olan ürünlerin çöpe atılmasını bekleyenler, büyük marketlerin önünde kuyruk oluşturuyor. Çöp bidonlarına dökülen yiyecekleri kapışıyorlar. Gözlerimle şahidim. 

Tarihi geçmek üzere olan paketli ürünleri Üsküdar'da cadde üzerindeki çöp bidonlarına döken dev market zinciri, görüntü kirliliğinden rahatsız olunca bunu yapmaktan vazgeçti. 

'Görüntü kirliliği' derken yanlış anlaşılmasın çöplerden değil, kalabalıktan, tarihi geçmiş tavukları kapışırken birbirini itip kakan insanlardan söz ediyorum.

Markette çalışan bir emekçiyle görüşüp ayrıntılı bilgi almıştım. Çöp döküm saatini tespit eden yoksulların marketin önünde toplanmaları canlarını sıkmış, çöpleri içeride dökme kararı almışlardı. 

Pazartesi günleri semtimde kurulan pazar da aynı şekilde... Söz konusu pazar, yaşadığım Üsküdar'da uzun yıllardır kurulan bir pazar. 

Burada da acı gerçeklerle yüzleşiyoruz. 

Geçmişte, poşetler dolusu yazlık-kışlık sebze, konservelik alanlar şimdi birkaç cılız poşetle evinin yolunu tutuyor. Bütün pazar boydan boya birkaç kez turlanıyor. Herkes söyleniyor, pahalılıktan şikâyet ediyor. 

Hava karardığında ise gerçek yoksullar beliriyor. Pazarcının son indirimine ihtiyaç duyanlar ve daha da acıklısı yerlere saçılıp dökülenleri toplayanlar. 

Bu yaşananlar, sokağın, Türk insanının büyük bir kısmının gerçekliğine dönüştü. Yeniden şekilleniyor yaşamsal dinamiklerimiz. Kültürümüz, algılarımız evriliyor. 

Peki kim görüyor halkın yaşadıklarını, acı yoksulluğu? Saraydan, saray yavrularından, dev ihaleler alanların Boğaz manzaralı yalılarından görüldüğünü sanmıyorum. 

Varlığını, zenginliğini laik Türkiye Cumhuriyeti'ni, kurucu önderi hedef almaya borçlu olanların da gördüğünü sanmıyorum. Onlar ödüllere boğuluyor zira.. 

Gören, sadece daha büyük bazı gerçekleri görmemekte direnen yurdum insanı. 

Ölümcül yoksullukla karşı karşıya iken, sebeplerini göz ardı eden, hesap sormayan, kendisine anlatılan masallara inanmayı ve bununla mutlu olmayı tercih eden yurdum insanı. 

Tam da masallardan söz edip, bu yazıyı kaleme alırken bir haber düştü: "İşsiz baba dehşeti! Üç çocuğunu ve eşini öldürüp intihar etti"