Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8385
Dolar
Arrow
34,1542
İngiliz Sterlini
Arrow
44,9695
Altın
Arrow
2916,0000
BIST
Arrow
9.109

Atatürk’ün Meclis’e bakışı ve dış politika

İster tarihsel derinliğe önem verilsin, ister İbn-i Haldun’a atıfla “Coğrafya kaderdir” denilsin, neresinden bakılırsa bakılsın, Türkiye; özel, özgün bir ülkedir. Tek bir siyasal, tarihsel, toplumsal, kültürel kimliğe sığdırılamayacak kadar zengin kültürü, engin birikimi vardır. 

Çok yönlüdür, çok kimliklidir. Hem Asyalı hem Avrupalıdır. Hem doğulu hem batılıdır. Hem Karadenizli hem Akdenizlidir. Bir yönüyle Avrasyalı, bir yönüyle Ortadoğuludur. Batısı Balkanlara açılır, doğusu Kafkaslara. Bu çeşitlilik, bu zenginlik, bu derinlik, Türk kültürüne, Türk mutfağına, Türk musikisine de yansımıştır doğal olarak. Bu görkemli birikimi en iyi bilen, siyasette, kültürde, dilde, tarihte, coğrafyada öne çıkaran, dış politikada en doğru biçimde kullanan tek bir lider çıkmıştır tarihimizde: Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk.   

Çünkü büyük devrimcinin tarih, siyaset, felsefe, sosyoloji, iktisat, askerlik, coğrafya, matematik bilgisi gibi, entelektüel ilgi alanlarının çeşitliliği ve bu alanlardaki engin birikimi gibi, jeopolitik ve strateji bilgisi de çok yüksektir. Seçkin bir aydın olarak bilginin, bilince dönüşmesinin önemini; farklı disiplinler arasındaki ilişkiyi ve bütünselliği çok iyi kavramıştır. Bu sayede, attığı adımlarda da, tarihe zamanlama dehası olarak geçmiştir. 

Bu nedenle Atatürk; Meclis iradesini ve meclis idaresini çok önemseyen, Meclis kurarak Kurtuluş Savaşı’na önderlik eden bir devrimci olarak, dış politikanın yapım sürecinde de Meclisi her zaman dikkate almıştır. Dış politikanın oluşturulmasında ve uygulanmasında meclisin katkısına önem vermiştir. Türk dış politikası, TBMM’nin kuruluşundan itibaren hep mecliste tartışılmıştır, hem de tüm boyutlarıyla. Üstelik sadece hükümette, bakanlar kurulunda, iktidar partisinin yönetiminde veya iktidar partisinin meclis grubunda değil, Mecliste görüşülmüştür dış politika konuları. Atatürk döneminde de, sonrasında da, cumhurbaşkanları, meclisin her yıl açılışında yaptıkları konuşmalarda, dış politikaya ayrıntılı olarak yer vermişlerdir. Bütçe görüşmelerinde Dışişleri Bakanlığı, mecliste farklı partilere mensup milletvekillerinin tüm sorularına kapsamlı, ayrıntılı yanıtlar vermiştir. 

Çünkü mecliste geniş bir uzlaşıyla saptanan ve hükümet tarafından bu uzlaşıya dayanarak izlenen dış politika, hem milletin desteğini arkasına alır hem de kamuoyunda geniş biçimde tartışılıp, mecliste ve kamuoyunda tüm tarafların görüşü alındıktan sonra kararlaştırıldığı için, sağlam, güçlü, isabetli bir dış politika olur.

Çünkü iktidar ve muhalefetin mecliste, halkın, konunun uzmanlarının, bilim insanlarının, gazetecilerin, yorumcuların medya aracılığıyla kamuoyunda yaptıkları tartışmalar sonucu saptanan dış politika, arkasına meclis iradesi aldığında, iktidarın da eli rahatlar.

Çünkü iktidar, dışarıda konuyu savunurken, hem müzakere masasına arkasındaki meclis çoğunluğuyla oturur hem de “bu uyguladığım dış politika nedeniyle muhalefet bana çullanır, beni iç siyasette yıpratır” endişesi, kaygısı taşımaz. 

Kısacası, Atatürk’ün sözleriyle “Meclis, nazariye (teori, kuram) değil, hakikattir. Hakikatlerin en büyüğüdür”.