Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Mühendis Mektebi ve Robert Kolej’de bir hoca: Karl von Terzaghi

Terzaghi kimdir ? 

Karl von Terzaghi modern zemin mekaniğinin kurucusudur. Bu bilim dalının, teorik ve deneysel ölçüm yöntemlerini  ülkemizde  geliştirmiştir. İnşaat  mühendisleri onun için “Fizikçiler için Newton neyse, zemin mekanikçileri için de  Karl Terzaghi odur.” derler. Terzaghi Avusturya-Macaristan İmparatorluğu vatandaşıydı. Bu devlet Birinci Dünya Savaşından sonra dağılan devletlerden biridir. Prag doğumlu idi. Lombardiya kökenli bir aileden geliyordu. İttihat ve Terakki hükümeti tarafından (1916’da)Yüksek Mühendis mektebinde  dersler vermek üzere İstanbul’a davet edilmişti.  Mütarekeden sonra Robert Kolej mühendislik şubesinde çalıştı. 10 yıla yakın kaldığı ülkemizden uluslararası çapta kabul görmüş bir bilim adamı, yeni bir bilim dalının kurucusu olarak ayrılmıştır. 

TERZAGHİ RUSYA VE ABD’DE 

Ailesinde subay ve mühendisler vardı. Terzaghi Graz Teknik Üniversitesinde öğrenim gördü. Eğitimi sırasında otorite tanımazlığı nedeniyle okuldan atılmak istendi. Nicola Tesla da aynı okulda okumuş, disiplinsizlik nedeniyle okuldan çıkarılmıştı. Onu okuldan atmadılar. Davranışlarını sıradışılık olarak yorumladılar. 1904’de Graz Teknik  Üniversitesinden mezun olduktan sonra bir süre Petersburg’da (1911-1912) çalıştı. Bilindiği gibi Petersburg - Venedik gibi- zemin problemleri olan bir  şehirdir. Bu işlerle meşgul oldu. Rusya’da yaptığı çalışmalara dayanarak 1912’de yine Graz’da “Dairesel tank tabanlarının hesabı” başlıklı tezi ile doktorasını verdi. Sonra ABD’ye gitti. Amacı baraj inşaatları gibi büyük mühendislik projelerinde iş bulmaktı. Böyle bir şans yakalayamadı. 1914’te ülkesine geri dönünceye kadar pek verimli günler geçirmedi.

Dünya savaşı çıkınca, zor işler ona düşecekti. Sırp cephesinde, Tuna  nehrinde, istihkam taburlarıyla mevziler inşa etti. Askeri havaalanları yaptı. İmparatorluk ordusu inşaaat işleri amirliği görevini yürüttü.  

SAVAŞ YILLARINDA DARÜLFÜNUNA GELEN ALMAN, MACAR VE AVUSTURYALI HOCALAR 

İttihatçılar 1914 sonbaharında ülkeyi savaşa soktular. Bu sadece Almanya ile değil Avusturya Macaristan imparatorluğu ile de müttefik olmak anlamına geliyordu. 15. Kolordunun Galiçya ve Romanya cephesinde   savaşmasının sebebi buydu.  

Savaş devam ederken, Osmanlı ordusunda Alman komutanların yanısıra, Avusturya- Macaristan İmparatorluğu  askerleri de vardı. Bunlar sembolik birliklerdi. Çanakkale’de, Filistin ve Doğu cephelerinde Osmanlı’nın yanında müttefik olarak yer aldılar. Hatırlayalım; Mustafa Kemal Paşa’nın 1917’de Halep’de çekilen bir resmi vardır. Orada  yanında Fuat Bulca ve küçük Abdürrahim dışında bir kişi daha vardır: Bir Alman topçu subayı. 

Savaş yıllarında Osmanlı Devleti ile müttefikleri arasında bilim alanında da işbirliği yapılmıştır. Hatırlayalım, İstanbul Darülfünunu 1933’de Cumhuriyet yönetimi tarafından üniversiteye dönüştürülmüştür. Aynı şeyi İttihatçılar da  düşünmüşlerdi. Onlar da Darülfünunda reform yapmak istemişlerdi. Savaş yıllarında kısıtlı koşullar nedeniyle geniş bir yenileştirme gerçekleştirilemedi. Mütarekede reform çalışmaları akamete uğradı. Bununla birlikte, hukuk, tıp ve edebiyat şubelerine 20’nin üzerinde Alman, Avusturyalı ve Macar bilim adamı davet edildi.  debiyat Fakültesinde etnografya ve Ural Altay dilleri bölümleri açıldı. Macarların Turani bir halk olduğu keşfedildi. Dr. Gyula Meszaros, Geza Feher gibi Macar hocalar bu bölümlerde istihdam edildiler. 

Bu simalar aynı zamanda Türk Ocakları-Türk Yurdu çevresinde bulundular. Türk Yurdu mecmuasında makaleler  yayınladılar. Konferanslar verdiler. Macar Kardeşler Caddesi  bu yakınlaşma yıllarının hatırasıdır. İstanbul’da ve Budapeştepe’de karşılıklı Turan cemiyetleri kuruldu. Macarlar Enver Paşa’ya fahri doktora verdiler. 

TERZAGHİ YÜKSEK MÜHENDİS MEKTEBİNDE  

Bu arada Terzaghi’nin doktora hocası Profesör Forchheimer Yüksek Mühendis Mektebinde (İTÜ) danışman olarak göreve başlamıştı. Öğrencisinin de davet edilmesini sağladı. Terzaghi, İmparatorluk Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla İstanbul Darülfünunu mühendislik şubesine davet edildi. 1916 Eylülünde karısı Olga ve yeni doğmuş kızları ile  birlikte İstanbul’a geldiler.

Terzaghi’nin İstanbul’a geldiği günlerde, savaş bütün cephelerde (Avrupa, Kanal, Çanakkale, Irak) olağanüstü bir şiddetle devam ediyordu. Buna rağmen hatıralarında “hayatımın en güzel iki yılı”  olarak tasvir ettiği Darülfünun Yüksek Mühendis Mektebi hocalığı yılları böyle başlamıştı.   

Usul-ı umumiye-i inşaat derslerini Fransızca olarak verdi. Bir asistanı vardı; İlyas Bey, dersleri Türkçeye çeviren.  Burada anlattığı derslerin notları Zemin Mekaniği bilim dalının kuruluşunun 75. Yılında (1995) düzenlenen sempozyumda tıpkı basım yapılarak yayınlanacaktır. 

Terzaghi ilk yıllarda Galata’da Helbig Apartmanında (şimdiki Doğan Apartmanı) küçük bir dairede oturuyordu. Kendisini şehrin imar işlerine o kadar vermişti ki İstanbul boğazını tüp geçit ve asma köprü ile geçme planları bile yapmıştı.

MÜTAREKEDE HER ŞEY DEĞİŞİYOR

Üniversiteden elde ettiği kazanç fena değildi. Bir miktar da kendi hükümeti para gönderiyordu. Fakat her şey mütareke ile birlikte değişecekti. Savaşın sonuna doğru imparatorluk desteği kesildi. Geçim sıkıntısı başlayınca eşi ile sorunlar başlayacaktı.

Sonunda mihver cephesi çöktü. Hem kendi ülkesi hem de Osmanlı Devleti yenilmişti. İstanbul müttefikler tarafından işgal edildi. Bir süre sonra müttefik yönetimi, Osmanlı hükümetinin istihdam ettiği bütün yabancı hocaların işlerine son verdi. Alman ve Avusturyalı askerler gözaltına alındılar. Kıbrıs, Mısır ve Malta’daki esir kamplarına götürüldüler. Siviller işlerinden çıkarıldılar. Bunlardan biri  de oydu. Terzaghi işsiz ve parasız kalmıştı. Geçim sıkıntısı arttıkça  evliliği sarsılmıştı.

ROBERT KOLEJ YILLARI 

Tesadüfe bakınız ki tam da bu sıralarda Robert Kolej yüksek kısmında (1971’den sonra Boğaziçi Üniversitesi) bir hoca aniden vefat etti. Bu ona bir fırsat yaratacaktı. O yıllarda Robert Kolej Caleb Gates öncülüğünde güçlü  bir mühendislik şubesi kurmaya çalışıyordu. Hatta büyük bir mühendislik binası (Gates Hall) inşa edilmişti. İş teklifini hemen kabul ettti. Robert Kolej Amerikalılara ait olduğu için İngilizler müdahale edemediler. Terzaghi’nin istihdamı  okul için büyük güç kaynağı oldu. 

Terzaghi’nin bundan sonraki Türkiye hayatı tamamen Robert Kolej’de geçti. Mütareke İstanbul’u her bakımdan   yaşanması zor bir şehirdi. Şehrin akıbeti meçhuldü. Paris’te müttefikler Türkiye’ye kefen biçerken Mustafa Kemal Paşa Anadolu ihtilalini başlattı. Tam da bu sıralarda Rusya’da süren iç savaş Bolşeviklerin zaferi ile sonuçlandı. Beyaz Ordu bütün cephelerde dağıldı. 1920 sonbaharında Pyotr Wrangel’in Beyaz Ordusu Kırım’da Kızıl Ordu’ya mağlup olmuş, bakiyesi aileleriyle birlikte müttefik gemileriyle İstanbul’a taşınmış her yerde kamplar kurulmuştu. İstanbul’da yaşamak daha da zorlaşmıştı. Ama Karl Terzaghi açısından durum fena değildi. Boğaz’da bir fildişi kulesinde hocalık yapıyordu. Beğenilen, takdir edilen ve desteklenen bir hocaydı. Küçük  bir laboratuvar kurdu. Hatta  Rektör Gates onu bir miktar para ile destekledi. Zemin mekaniği ile ilgili deneyler yapıyordu.  Mütareke İstanbulunda Galata’dan Robert Kolej’e gidip gelmek hiç kolay değildi. Bebek’e taşındılar. Karısı Olga Byloff'la ilişkileri iyice bozulunca kızı ile birlikte onları Adriya Gemisine bindirerek (bir Avusturya gemisi) ülkelerine gönderdi. Yıl 1921 olmuştu.

Kolej  yetkilileri ona Theodorus Hall’da (şimdilerde kız yurdu) boğaza bakan bir oda verdiler. Bu oda ona daha verimli çalışma imkanı verdi. Zemin mekaniğinin temellerine ilişkin pek çok şeyi burada düşündü ve yazdı. 

Burada ulaştığı bulguları Hollanda’da uygulamalı zemin mekaniği kongresinde bir bildiri olarak sundu. Çok ilgi topladı. Terzaghi bu alandaki çalışmalarını bir kitaba dönüştürecekti. Kitabına Rdbaumechanik auf Bodenphysikalischer Grundlage  (Zemin fiziği temelinde zemin mekaniği) başlığını koydu. Kitap, 1925’te  Viyanada Franz Deuticke Yayınevi tarafından yayınlandı.

Bu yayın kendisine ABD’nin yolunu açtı. Massaschusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) hocalık teklifi aldı. Artık ABD’de seçkin bir mühendislik hocası olmuştu. Harvard’lı Ruth Dogget ile ikinci evliliğinİ yaptı. Almanya ve İtalya’da faşizmin yükselişi esnasında bir süre Avrupa’da çalıştı. Nürnberg’te yapılan büyük NSAIP mitingi (1936)  platform inşaatına davet edilmişti. Nazilerle anlaşamadı. Tekrar kendi memleketine (Viyana) döndü. Burada Nazi sempatizanları onu Bolşeviklikle, solcular Nazi işbirlikçisi olmakla suçladılar .

1938’de bir kez daha ABD’ye döndü. Bu kez Harvard’ın hocası olarak. İkinci Dünya Savaşının sonuna doğru (1943)  ABD vatandaşlığına kabul edildi. Bundan  sonraki  hayatında, “ikinci vatanı”  olduğunu söylediği Türkiye’ye defalarca geldi. İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi'ne. Fahri doktoralar verildi. Adına uluslararası toplantılar düzenlendi. Zemin Mekaniği laboratuvarlarına onun adını verdiler.

ASSUVAN BARAJ İNŞAATINDA HARVARD’LI BİR PROFESÖR 

1952 Mısır devriminden sonra Cemal Abdül Nasır yönetimi Batı’ya güçlü bir mesaj vermek istemişti. Bu Nil üzerine  bir baraj inşa etmek olacaktı: Assuvan Barajı. Bu proje 100 yıllık sömürgeciliğe bir meydan okuma idi. Amaç binlerce yıllık Mısır tarihinde çarpıcı bir dönüm noktası yaratmaktı. 

Hür subaylar bunu başarmak için Sovyetlere yöneldiler. Onlar da böyle bir işbirliğine çoktan hazırdılar. İşin başında  Mısır yönetimi uluslararası düzeyde bilimsel ve teknolojik destek çağrısında bulundu.  Terzaghi o tarihlerde Harvard’da profesördü. O da seve seve projenin danışmanlar kuruluna katıldı. 1954’den 1959'a kadar katkıda  bulundu da. Ama tahmin edileceği üzere, Assuvan projesi sadece mühendislik meselesi değildi. İşin politik yönü  ağır basıyordu. Sovyetler onu danışmanlar kurulunda istemediler. Terzaghi heyetten ayrılmak zorunda kaldı.  

BOĞAZİÇİ’NDE ONDAN KALAN HATIRALAR

Bugün Boğaziçi  Üniversitesi'ne Bebek Kapı’dan giriş yaparsanız, yukarı doğru yürürken,  tam yorulduğunuzu  hissettiğiniz anda solda ağaçların gölgesinde bir bank görürsünüz. Üzerinde Oxford’lu tarihçi Goldwin Smith’in  meşhur sözü “Above all nations is humanity” kazınmış taştan bir banktır bu. Okulda Terzaghi bankı olarak bilinir. Burası bir zamanlar uzun uzun oturarak boğazı seyrettiği  yerdir. Bir de Boğaziçililerin “Aşıklar balkonu” adını verdikleri yerde -Fikret’in  Aşiyanı’nın hemen üstünde-  “Zemin mekaniğinin kurucusu Karl von Terzaghi   hatırasına” yazan bir anı-köşe bulunur.  

Terzaghi, üniversitede mükemmel bir öğrenciydi. Akademik hayatında da olağanüstü başarılı oldu. Gençliğinde   Amundsen gibi kutupları keşfetmek istemişti. Astronomi, geometri, matematik, fizik, coğrafya, jeoloji ana ilgi alanlarıydı. 30’ larda, sağcılar onu komünistlikle, solcular ise nazi sempatizanı olmakla suçlamışlardı. 50’lerin sonunda, Assuvan Barajı projesinden Amerikan vatandaşı olduğu için çıkarılmıştı. Oysa ki O , Darwin, Humbold ve diğerleri gibi doğanın kanunlarını keşfetmeye kendini adamış bir bilim adamıydı.