FLORYA DENİZ KÖŞKÜ PLAJINDA BİR ÇOCUK
Ara Güler’in babası Dacat Derderyan (Güler) Verjin hanımla evlendikten sonra Ecza Deposu işinde başarılı oldu. Malvarlığını epey artırmış olmalı ki oturdukları Ankara Apartmanından taşındılar. Ankara Apartmanı, muhtemelen Talimhane’ye yakın bir yerdeydi. Yeni taşındıkları yer, Ara Güler’in daha sonra ofis-arşiv olarak kullandığı Güler Apartmanı’dır.
Ara Güler ile yapılan mülakatlardan İstanbul Eczacılık Mekteb-i Alisi (Yüksek okulu) mezunu babasının Florya’da bir yazlık aldığını anlıyoruz. Florya mütarekeden sonra gittikçe rağbet gören bir semt 30'larda. Cumhurbaşkanlığı Deniz Köşkü’nün yapılması ile daha da ilgi artıyor bölgeye. Atatürk Cumhuriyeti’nin nasıl bir devlet olduğunu anlamak bakımından Güler’in sözlerine kulak vermek yerinde olur; Ara Güler şöyle diyor:
“Florya Köşkü’nün yanında halk plajının üstünde evimiz vardı. Atatürk’ü görmüşümdür. Çünkü hep orada otururdu. Çizgili mayosuyla. Öyle barikat falan da yoktu. O geldiğinde biz de, bütün veletler toplanırdık…. Arkası kesik bir sandalı vardı. İşte ben de o sandalın arkasına takılıp yüzen veletlerden biriydim. Bu sözlerden küçük Mıgırdiç Ara Derderyan’ın Atatürk Cumhuriyetindeki duygularını anlamak mümkündür.
NUH’UN GEMİSİ SPEKÜLASYONLARI
Nuh’un gemisinin gerçekte var olduğuna dair bir çok spekülasyon vardır. XX. yüzyılda bunun erken örneklerinden biri, Çarlık Ordusu pilotlarından binbaşı Vladimir Roskovitsky’dir. Binbaşı, bir keşif uçuşunda (1917 Ekim Devriminden önce) Nuh’un gemisinin kalıntılarını farkettiğini belirtmişti. Ondan sonra da Nuh’un gemisinin peşinde epey keşif gezisi yapılmıştır. Ed Davis (1943), Fernand Navarra (1952), Eryl Cummings (1970), Ray Anderson (1970), Dr. John Morris (1972) , 1971’de Ay’a giden Apollo-15 astronotlarından James Irving de bu işe ilgi duyanlardan biri olmuş. 1982’de Devlet Başkanı Kenan Evren ile temas etmiş, özel izin alarak Ağrı Dağında Nuh’un gemisini arama işine girişmiş.
Bunlar içinde Navarra’nın keşif gezisinin özel bir tarafı vardır. 1952'de Navarra'nın gezisinden bir ahşap parçası ile döndüğü yazılmış; Navarra bulduğu şeyi Karbon 14 yöntemi ile analiz ettirmiş;
Rapora göre, buluntu 5.000 yaşında bir meşe ağacı parçası idi.
Bu buluş üzerine, 1960'da Evangelist George Wonderman ekibiyle birlikte bir keşif gezisine çıkar. Bilindiği gibi, Evangelistler Tevrat ve İncili bir arada mütalaa eden bir inaca sahiptirler. Wonderman ve çevresi bulguları inançlarının kanıtı sayarlar.
Bu arada şunu belirtmekte yarar var: Nuh’un gemisi miti Batıda en çok yaradılışçı çevreleri ilgilendiriyor. Gemiyi bulma işine ilgi gösteren kurumlardan biri IRC (Yaradılış Araştırmaları Enstitüsü). Bu enstitü resmi bir kuruluş değil. Akademik bir yanı yok.
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE AĞRI DAĞI
Amerikan uçakları, savaşın son evresinde Ağrı Dağı üzerinden geçen bir rota ile Kızıl Ordu’ya malzeme desteği sağlıyorlardı. Amerikalı pilotlar Ağrı Dağı eteklerinde Tekvin’de (Yaradılış) anılan ölçülere uygun boyutlarda bir gemi kalıntısı gördüklerini ısrarla rapor ederler. Bu bilgiler, savaş bittikten sonra yaradılışçı misyonerlerin ilgisi bir kez daha tahrik eder.
NUSAYBİNLİ AZİZ JACOB’UN HAÇI
Nusaybinli Aziz Jakob(Jacob of Nisibis) bir Ermeni ermişidir. Nusaybin’de doğmuş, orada ölmüş; Nuh’un gemisi Aziz Jacob’un hikayesinde önemli bir yer tutuyor. Şöyle izah etmek belki daha doğru olabilir: Ağrı Dağı, Ermeni toplumunun hem kendi antik-otantik tarihi hem de Apostolik Hristiyan-Gregoryen inançları açısından önemlidir.
Ermeniler ulusal kimliklerini Ağrı Dağı (Ararat) ile özdeşleştirirler. Urartu asırlarından itibaren dağ çevresinde yaratılan uygarlık Ermeni literatürünün temel referanslarındandır.
Hristiyanlığı devlet dini olarak ilk defa benimseyenler Ermeni krallarıdır. İlk kilise ve manastırlar da Ermeniler tarafından yapılmıştır. Ermenilerin pek azı Katolik veya Ortodokstur. Kendi milli kiliseleri vardır: Ermeni Apostolik kilisesi. İnançlarının temeli, havarilerin sözleridir. Ermeni Hristiyanlığı, erken dönem (old-believers) Hristiyanlığıdır.
Bu inanç sahipleri de diğer İbrahimi dinlerde (Abrahamic) olduğu üzere (Yahudilik ve Müslümanlık) Nuh Tufanı ve Ağrı Dağı anlatısını önemserler.
Nusaybinli Yakub’un Ağrı Dağı’na çıktığı, orada abanoz ağacından yapılmış olan Nuh’un gemisini bulduğu, bir meleğin kendisine gemiden bir ahşap parçası verdiği hikayenin önemli bir kısmıdır.
Bu ahşaptan yapılma haçın (istavroz) en eski Hristiyanlık yapısı olan Etcmiadzin(Eçmiadzin) katedralinde muhafaza edildiğini biliyoruz. Katedral, günümüz Ermenistanında Erivan’a yakın bir yerdedir.
Bu sembol ile Ermeniler milli kimliklerini Ağrı Dağı’na, İsa’ya, Hristiyanlık ve Nuh tufanı üzerinden bağlamış olurlar.
(Ara Güler Ağrı Dağında)
GÜLER’İN 50’LERDE MAGAZİN GAZETECİLİĞİ
İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde “hür dünyada” bir çok değişiklikler yaşandı. Magazin basını radikal yenilikler geçirdi. Renkli kuşe kağıda basılan Time, Life gibi dergiler günlük hayatın parçası haline geldiler. Türkiye’de bu yayıncılığın karşılığı “Hayat Mecmuası” dır. Hayat, Şevket Rado tarafından yayıncılık dünyamıza sokulmuştu.
Bu ortamda Ara Güler yayınladığı fotoğraflarla uluslararası üne kavuştu. Paris Match, Stern, Life gibi yabancı dergilerin Türkiye foto muhabirliğini yaptı. Güler, 1950’lerin başında Yeni İstanbul gazetesinde foto muhabirliğine çalışmaya başlamıştı.
Güler’in uluslararası çapta şöhreti yakalaması, üç önemli yeri tanıtması ile oldu: Adıyaman Nemrut Dağındaki Kommagene kral heykelleri, Ağrı Dağı Durupınar alanı ve Aphrodisias antik kenti. Bu sonuncusu gerçek bir keşiftir.
Sonucusundan başlarsak, hikaye malumdur. Başbakan Menderes’in bir baraj açılışını takip etmekte olan foto muhabiri Ara Güler, dönüş yolunda karanlık basınca arkadaşları ile birlikte yolunu kaybederler. İlerde soluk ışıklar içinde bir köy görürler. Bu Geyre Köyüdür. Köy gerçekte, antik Afphodisias kentinin üzerinde kurulmuştur.
O tarih itibariyle, bilim adamları kentin varlığından haberdar olmakla birlikte, ne Türkiye’de ne de dünyada nerede olduğu bilinmemektedir. Güler, bulduğu antik kenti dünyaya tanıtır. Keşfi büyük ses getirir. İkincisi Kommamagene krallarıdır.
Yazımıza konu etitğimiz Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi keşif gezileri iki evrelidir. Hikayenin birinci evresinde Amerikalı bir misyoner ile dağa tırmanış vardır.
Ara Güler, 1958’de Yeni İstanbul gazetesinde çalışmaktadır. Nuh’un Gemisini bulmak isteyen Amerikalı misyoner John Libi’ye keşif gezisinde eşlik eder. Ordu’dan üsteğmen Şahap Atalay gruba mihmandarlık eder. 4600 metrede kamp kurup zirveye kadar çıkarlar. Güler’in bu keşif gezisinde çektiği resimler büyük ilgi görür.
(Hayat Mecmuası Nuh’un Gemisi haberi)
ARA GÜLER’İN AĞRI VE NUH’UN GEMİSİ RESİMLERİ
Ara Güler’in asıl sansasyonel fotoğrafları 1959’a tarihlenir. O yılın Eylülünde, Milli Müdafa Vekaleti Harita Müdürlüğünde görevli binbaşı İlhan Durupınar’ın 4500 metreden çektiği resimlerde Ağrı eteklerinde “Nuh’un gemisine çok benzeyen bir oluşum” dikkatini çeker. Resimlerini , “Türk ordusunun Hayat Mecmuasına hediyesidir. Bunun Nuh’un gemisi olduğunu zannediyoruz” notunu Hayat Mecmuasına gönderir.
Bu haberler üzerine Hayat Mecmuası sahibi Şevket Rado heyecanlanır. Hikmet Feridun ile birlikte Ağrı Dağı ve Nuh’un gemisi konusunda bir haber yapmaya karar verirler.
Binbaşı Durupınar’ın gönderdiği resimlerde, Ağrı eteklerinde çukur bir bölgede ahşabın taşlaşması (petrification) neticesinde oluşmuş atipik jeolojik bir yapı izlenmektedir.
Bunun üzerine Ara Güler, Orgeneral Ragıp Gümüşpala'ya gider. Ragıp Paşa o tarihte karargahı Erzurum'da olan III. Ordu’nun komutanıdır.
Gümüşpala'dan izni koparan ve kendisine bir topçu gözetleme uçağı tahsis ettiren Güler, hafif malzeme ile yapılmış planör gibi bir uçakla resimleri çeker. Pilot askerliğini Erzurum'da yapmakta olan Rizeli bir gençtir. Epey heyecan verici dalışlardan sonra Ara Güler sansasyonel fotoğraflarla döner ve bunları yayınlar. Resimler, hem magazin dünyasında hem de inançlı Hristiyanlar arasında heyecan uyandırır. Kutsal kitabın doğruluğunun bir kanıtı sayılır.
Ara Güler’in resimleri Magnum Photos’da yayınlanır. Haberin Batı’da duyulmasından sonra, bir çok kilise mensubu Ara Güler’i ziyarete gelir. Nuh’un Gemisi’nin varlığını kanıtladığı için müteşekkir olduklarını, insanlığa büyük bir hizmet ettiğini söylerler. Keşif müminlere göre Kitab-ı Mukaddes’in doğruluğunu kanıtlamaktadır.
ARA GÜLER’İN KISA BİYOGRAFİSİ
Ara Güler, Photography Annual tarafından dünyanın en iyi yedi fotoğrafçısından biri seçilmiştir. 1928 İstanbul doğumlu olan Güler, 1975’de Perihan Hanım’la 4 yıl süren bir evlilik yapmıştı. İkinci evliliğini Azerbaycanlı ünlü siyaset adamı Ahmet Ağaoğlunun torunu Suna Hanım’la yaptı. (Sezer Taşkıran’ın kızı) 1984’de evlenen çift yirmi yıldan fazla birlikte yaşadılar. Suna Hanım 2010’da vefat etti.
Güler’in biyografisinde ilginç bir olaydan bahsetmeden geçemeyeceğim. Keşif gezileri, İstanbul fotoğrafları ve portrelerle ünlenen Ara Güler, Ermeni besteci Aram Haçaturyan’ın resimlerini çekmek için Sovyetler Birliğine gitmiş; fakat iki Ermeni Ermenice anlaşamamışlar; Ermeniceleri farklı imiş, Doğu ve Batı Ermenicesi. Haçaturyan İngilizce veya Fransızca bilmiyormuş, Ermenice de anlaşamamışlar. Konuşacak ortak bir dil bulamamışlar.
(Ara Güler babası Eczacı Dacat Bey ile Şebinkarahisar’da)
DACAT DERDERYAN’IN VEFATINDA KÖYÜNDEN GETİRİLENLER
Ara Güler'in babası Eczacı Dacat Bey Şebinkarahisar’ın Yaycılar Köyündendir. vefat ettiğinde, doğup büyüdüğü köyden bir grup hemşehrisi çok anlamlı bir jestle gelmişler. Dacat altı yaşında iken İstanbul’a Ermeni okulunda okumaya gönderilmişti. Annesi dut ve karayemiş kurusundan bir torba yolluk hazırlayıp vermiş. Dacat yol boyuncu bunları yiyerek İstanbul’a gelmiş ve bunu hiçbir zaman unutmamıştı. Vefatından önce köylerini ziyarete gittiklerinde bunu söylemişti. Dacat’ın vefat haberi köye ulaştığında bir grup köylüsü istanbula kuru yemişler ile gelmişler. Ara Güler, babasını köyünden getirilen kuru yemişleri tabutuna koyarak defnetmiş.
YAŞAR KEMAL’İN AĞRI DAĞI EFSANESİ
Yaşar Kemal’in İstanbul’da edindiği ilk arkadaş Ara Güler olmuştu. 1950’lerde Ara Güler Yeni İstanbul’da foto muhabirliği yapıyordu. Yaşar Kemal de Cumhuriyet gazetesinde muhabirdi. Ayrıca gezi yazıları yayınlıyordu. Bu yazılarını daha sonra “Bu Diyar Baştanbaşa” başlığı altında kitap olarak yayınladı. Kitaptaki yazılardan biri Ağrı Dağını ele almaktadır. Yazı daha ziyade volkanik bir krater gölü olan Küp Gölü etrafında geçmektedir. Ünlü yazarımız 70’lerde Ağrı Dağı Efsanesini yazdı . Roman filme deçekildi. Filmde Antik Ermeni kültüründen beri devam eden dağın öfkesi temasını görmek mümkündür. Filmde Fatma Girik ve Hakan Balamir’in başrol oynamışlardı.
(Yaşar Kemal’e Bir Ara’lık Bakış kitabından)
ARA GÜLER’İN YAŞAR KEMAL’İ ZİYARETİ
Beni bu yazıyı yazmaya teşvik eden şey Ara Güler ve Yaşar Kemal’in hayatlarının sonuna doğru Vaniköydeki harika buluşmalarıdır. Yaşar Kemal Tilda’nın vefatından sonra Ayşe Baban ile evlenmiş. Vaniköyde yaşamıştır.
iki arkadaşın dekovil ile çıkılan muhteşem manzaralı evde karşılıklı takılmalarla tatlandırdıkları keyifli sohbetin kayıtları internet ortamında mevcuttur. Otuzlu yaşlarda İstanbul’da karşılaşan ikili daima yakın olmuş, zaman zaman birlikte çalışmışlardır. Ortak kitap ve albümler yayınlamışlar. Bunun ötesinde ikisi de 50’lerde Nuh’un Gemisi keşif gezilerinde bulunmuşlardır. Bu nedenlerle sanat ve edebiyat hayatımızın bu iki değerini cezbeden Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi mitosu üzerinde ben de yazmak istedim.
ARA GÜLER’İN SANATI
Ara Güler 50’lerde tanınmış bir foto muhabiri idi. Aphrodisias, Nemrut ve Nuhun Gemisi foto haberciliği ile uluslararası çapta tanınırlığı daha da arttı.
Küresel çapta başarılı fotoğraf sanatçıları arasına girdi. Gerçi kendisi fotoğrafçılığı sanat olarak görmüyor, “anı tarihe kaydetmek” olarak yorumluyordu.
Sanat hayatı boyunca Churchill, Sophie Loren, Dali ve Haçaturyan gibi pek çok ünlünün çok başarılı fotoğraflarını çekti.Türkiye’de de siyaset ve edebiyatın bir çok önemli simasının portreleri onun ürünüdür. İnönü, Ecevit, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Attila İlhan gibi.
Ara Güler’in bu yazıma konu ettiğim Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi fotoğrafları da anı yakalama gazeteciliğinin en güzel örneklerinden biridir.
Çok Okunanlar
Arda Güler, 6 gollü maçta Real Madrid tarihine geçti!
AKP'nin en düşük emekli maaşı için düşündüğü rakam kulislerden sızdı!
En hızlı fakirleşen ve zenginleşen illeri belli oldu
Şam yakınlarındaki toplu mezarlar görüntülendi!
Mehmet Uçum'dan anadilde eğitim açıklaması
Athletic Bilbao maçındaki hatanın perde arkası ortaya çıktı!
AKP'nin asgari ücret zammı için düşündüğü oran ortaya çıktı
Diyanet’in ABD’deki külliyesinde yok yok!
15 Aralık 2024: Süper Lig'de bugün hangi maçlar var?
Bu bütçe insan haklarına aykırı