BAKANLAR HAKKINDA GENEL AÇIKLAMA
Atatürk döneminde yürütme erkinde görev alanlar aynı zamanda siyasi elitin en etkin bölümünü oluştururlar.
Bir de sadece milletvekili olanlar vardır. Örneğin Yunus Nadi , Ruşen Eşref. Bunlar hükümette yer almayan elitlerdir.
Hükümet üyelerinin bir kısmı Milli Mücadele’den itibaren İcra Vekilleri heyetinde yer almış, Mustafa Kemal Atatürk nezdinde güven kazanmış, sadakatini kanıtlamış, yerini pekiştirmiş kişilerdir.
Bunların bir kısmı neredeyse sürekli olarak hükümette yer alırken, istinai bazı isimler de yok değildir: Bu atipik bakanların en ilginç örneği Esat Sagay’dır. Sagay, Atatürk’ün Harp Akademisinden Almanca öğretmeniydi.
Bakanların bir kısmı çok eski arkadaşlarıdı. Manastır Askeri Lisesinden iki arkadaşı ilk akla gelenlerdir: Kazım Özalp, Fethi Okyar.
Bunun dışında genç bir kurmay subay iken tanıdığı isimler de vardır. Dr. Tevfik Rüştü Aras gibi. Atatürk’ün elit kadrosu içinde Bandırma Vapuru ile Anadolu’ya geçen Ordu müfettişliği karargahında bulunanlar da vardı. Dr. Refik Saydam bunların en meşhur örneğidir.
GENÇ DEVRİMCİLER
Bunlar Milli Kurtuluş savaşına çok genç yaşta katılmışlardır. Müdafaa-ı Hukukçu gençlerdir. Bu kişilere Ateşli devrimciler sıfatını vermek yanlış olmaz. İşgale karşı yerel direnişi örgütleyenler içindedirler. Sivil örgütlenmenin yanısıra, silahlı mücadelede de bulunmuşlardır.
Örneğin, Mahmut Esat Bozkurt, Mustafa Necati, Dr. Reşit Galip, Vasıf Çınar bu grup içinde değerlendirilmelidir. Hepsinin ortak özelliği genç yaşta hayata veda etmiş olmalarıdır. Atandıkları bakanlıklar Adalet ve Milli Eğitim Bakanlıklarıdır.
Mustafa Necati, Adalet ve Milli Eğitim bakanlığı yapmıştır. Hukukçudur. Birinci dönemden itibaren TBMM üyesi idi. Tevhidi Tedrisat ve Harf Devrimi kanunlarında önemli rol oynamıştır. 1920, 1923, 1927 meclislerinde milletvekili idi. Mustafa Necati 1929’da aniden vefat etti.
Vasıf Çınar, Mustafa Necati’nin arkadaşı idi. Birlikte kongre örgütleyiciliği yaptılar. Milli kurtuluş yanlısı gazete çıkardılar. Vasıf Çınar kurtuluştan sonra milletvekili ve bakan oldu: Milli Eğitim Bakanlığı (Maarif Vekili). Varşova, Prag’da büyükelçilik yaptı. Moskova’ya büyükelçi olarak atandıktan kısa bir süre sonra vefat etmiştir. Sovyetler Vasıf Çınar’ın cenazesini büyük bir törenle Türkiye’ye getirdiler.
(Mustafa Necati)
Dr. Reşit Galip, Milli Eğitim Bakanı olarak Darülfünun reformunun mimarıdır. İstanbul Üniversitesinin öğretim üyesi kadrosunu, yapısını önemli ölçüde tasfiye etmiş; cumhuriyet ideoloji temelinde yeniden kurmuştur. Dr. Reşit Galip, Ikinci Meclisten itibaren TBMM üyesiydi. Üniversite reformunu 1933’de gerçekleştirdikten sonra 1934’te 41 yaşında vefat etmiştir.
Mahmut Esat Bozkurt’u devrim tarihimizde Lahey Adalet Divanında Türkiye’yi savunan Adalet bakanı olarak hatırlıyoruz. Mahmut Esat Bey, Bozkurt- Lotus davasında Türkiye’yi şahsen savunmuştur.
Mahmut Esat Bey, birinci meclisten itibaren milletvekili idi. Milli mücadele yıllarında İktisat vekilliği yapmıştı: 1922-1923. Atatürk’ün genç devrimciler ekibinde yer aldı. 1924-1930 arasında Adalet Bakanlığı yaptı. Türk hukuk devriminin önde gelen simalarından biridir. Mahmut Esat Bozkurttan sonra Adalet Bakanlığına Yusuf Kemal Tengirşenk getirildi.
TÜRK OCAKLARINDAN GELENLER
Bu başlığı Türk Ocakları kökenli seçkinler olarak açmak da mümkündü. Bunların içinde en fazla bilinenler, Ahmet Ferit Tek ve Hamdullah Suphi Tanrıöver’dir.
İkisi de sonradan diplomatik görev verilip yurtdışına gönderilmişlerdir. Kanımca her ikisinin de Kemalist kadrolar içinde sorunlu ilişkileri olmuştu. Hamdullah Suphi Bey’in devrimlerle ilgili tereddütleri olduğunu biliyoruz. Bu görüşlerini kamuoyu önünde paylaşmasa bile.
Ahmet Ferit Tek’in siyasi hayatı uzun bir yazının konusu olabilir. Burada Türk Yurdu ve Türk Ocağı çevresininin başta gelen isimlerinden biri olduğunu söylemekle yetinelim. Abdülhamit devrinden beri bir Jön Türk idi. Uzun bir Avrupa tecrübesi var. Buna sürgün hayatı da diyebilirsiniz. Sultan Hamit istibdadına karşı muhalif bir Jön Türk olarak uzun yıllar Avrupa’da, Kuzey Afrika’da, Msır’da ve Rusya’da kaldı. Ahmet Ferit Tek, Mütarekede Milli Meşrutiyet fırkasının kurucusudur.
Ahmet Ferit Tek, birinci ve ikinci dönem TBMM üyesi. Milli kurtuluş savaşının başında bir süre İçişleri Bakanlığı yaptıktan sonra, Ankara hükümetinin Paris temsilcisi olarak görev yaptı. Kurtuluştan sonra İkinci Meclis döneminde yine İçişleri Bakanı oldu.
Cumhuriyet devriminden sonra bakanlığı sırasında, Tek’in meşrutiyet ve mütareke devri siyasi etkinlikleri tartışma konusu olmuştu. Kurtuluş savaşının başında takındığı tereddütlü tutum ve bazı komutanlar hakkındaki görüşleri nedeniyle şiddetle tenkit edildi. Bakanlıktan çekildi.
1925’ten sonra sürekli Dışişleri bakanlığı bünyesinde görev aldı. Emekli olana kadar diplomatik kadrolarda çalıştı. Siyasete dönmeye teşebbüs etmedi. Londra, Paris ve Tokyo’da büyükelçilik yaptı.
Hamdullah Suphi Bey’e gelince, kendisi Suphi Paşazadedir. Atatürk hakkında çok olumlu görüşleri olduğunu sanmam. Ama bir şekilde Kemalist dönemin eliti içinde yer aldı. Çok ünlü bir yazar ve meşrutiyet seçkini olması nedeniyle. Birinci Meclisten, Demokrat Parti devrine kadar sürekli milletvekiliydi. 30’larda Bükreş’e büyükelçi olarak gönderildi.
20’lerde çok uzun olmayan Milli Eğitim bakanlıkları vardır. İfade ettiğim gibi, Türk Ocakları kökenli seçkin bir paşazade olması, yazar olarak tanınması, erken cumhuriyet döneminin eliti içinde yer almasının nedenidir. Bence Atatürk’ün Hamdullah Suphi Bey’e yönelik tutumu Ahmet Ağaoğlu hakkındaki gibidir. Çeşitli görevler vermek ama çok yakın temas içinde olmamak.
İTTİHAT VE TERAKKİ’DEN GELENLER
Bu başlık altında anılmaya değer iki kişi var. Şükrü Kaya ve Abdülhalik Renda. İkisi de İttihat ve Terakki iktidarı döneminde idari görevler almışlar. İttihatçıların siyasi eliti içinde değiller. Bürokratik kadro içindeler.
İkinci Meclis’ten sonra, her ikisi de Kemalist elit içinde yükseldiler. Yönetici seçkinler içinde yer aldılar.
Şükrü Kaya, Ermeni tehciri ile ilgili isnatlar nedeniyle Malta sürgünü olmuştu. İkinci TBMM’den itibaren miltetvekilidir. İçişleri Bakanlığı ve parti genel sekreterliği yapanlar arasındadır. CHP genel sekreterliği oldukça önemli bir görev. Parti teşkilatından sorumlu olmak demek. Fethi Okyar’ın 1924’te kurduğu hükümette Dışişleri Bakanı,
1927’den 1938’e kadar İçişleri Bakanı. Tek parti yönetiminin iç siyaset açısından en kilit siyasi görevi diyebiliriz. Bence Şükrü Kaya profilinin devlet ve devlet içindeki yerini 1937 Singeç Köprüsü açılışında (Tunceli-Pertek) Cumhurbaşkanı Atatürk ve başbakan Bayar’ın yanındaki konumdan anlayabiliriz.
(Şükrü Kaya, Atatürk, Bayar, Singeç Köprüsünde)
İsmet Paşa’nın başbakanlıktan ayrılmasından sonra, Dr. Tevfik Rüştü Aras ile birlikte İnönü’nün cumhurbaşkanlığını engelleme planının yürütücülerinden olduğundan 1939’dan sonra hiçbir göreve getirilmedi.
Abdülhalik Renda, İttihat ve Terakki iktidarının son döneminde vali idi. Mütarekede, tehcir isnadı ile Malta sürgünü olanların içinde o da vardı. II. Meclis’ten itibaren istikrarlı bir şekilde kariyeri yükselenlerden biridir. Önce Maliye Bakanlığı yaptı. Sonra Milli Savunma Bakanlığı. En son TBMM başkanlığı.
Abdülhalik Renda, Kazım Özalp Paşa’dan sonra TBMM başkanlığı yapan kişidir. TBMM başkanlığı sıralamasına şöyle bir göz atarsak, Renda’nın, siyasi elit içinde yükselişi anlam kazanır. TBMM başkanlığı sırası: Gazi Mustafa Kemal Paşa, Ali Fethi Bey (Okyar) Kazım Paşa (Özalp), Abdülhalik Renda. Atatürk’ün vefatında, TBMM’ni, Meclis başkanı ve cumhurbaşkanı vekili sıfatıyla yeni cumhurbaşkanını seçme gündemi ile toplantıya çağıran Abdülhalik Renda’dır.
(Abdülhalik Renda)
ATATÜRK’ÜN DEĞİŞMEZ BAKANLARI
İki değişmez adam: Atatürk’ün Dışişleri Bakanı ve Sağlık Bakanıdır. İkisi de tıp doktorudur. Başvekalet makamında kim olursa olsun onlardan bağımsız olarak sürekli bakanlık koltuğunda oturan siyasilerdir. Bu nedenle bu iki siyasi hakkında Atatürk’ün sürekli bakanlarıdır diyebiliriz. Bu kişiler Dr. Tevfit Rüştü Aras ve Dr. Refik Saydamdır.
Dr. Tevfik Rüştü Aras, 1920’den 1939’a kadar milletvekilidir. Atatürk’ün Selanik’ten arkadaşıdır. Beyrut Tıbbiyesi mezunudur. Genç bir subay iken tanışmıştır. Tevfik Rüştü Bey’in İttihat ve Terakki örgütü içinde -o tarihlerde bile- önemli konumda olduğunu sanıyorum. Ali Fuat Paşa delegasyondan başlayarak dört kez Rusya’ya gitmiştir. İngilizlere göre Rus yanlısı birisi idi. Kızı Fatin Rüştü Zorlu ile evlenmiştir. 30’larda İsmet Paşa Rusya’ya gittiğinde 1 Mayıs törenlerinde şeref locası resimlerinde Tevfik Rüştü Aras da görünmektedir.
(Tevfik Rüştü Aras İnönü’nün arkasında)
Atatürk’ü çok eski tarihlerden beri tanıyanların hepsinde var olan bir şey onda da vardı: İsmet Paşa’yı önemsememek hatta küçümsemek.
1939’da Londra’ya büyükelçi olarak gönderilmesinin (sürülmesinin) nedeni budur. Ondan sonra -savaş yıllarında-büyükelçilik yapan kişi Rauf Orbay olacaktır.
Tevfik Rüştü Aras, Atatürk döneminde sürekli Dışişleri Bakanı olarak görev yapmış, başbakan İnönü’yü dikkate almadan cumhurbaşkanı ile dış politika konularında müzakere etmiş, kararlar almış ve uygulamıştır. Bu tutumu İnönü’nün tepkisine neden olmuştur. Örneğin Montreux sözleşmesi ve Akdenizde seyrü sefer güvenliği konularında olduğu gibi.
(Tevfik Rüştü Aras, 1933)
Kesintisiz bakanlığı söz konusu olan ikinci hekim: Dr. Refik Bey (Saydam) dır. İnönü tarafından başbakanlık görevi verilinceye kadar 1925’ten 1937 sonbaharına kadar sürekli sağlık bakanlığı yapmıştı. İsmet Paşa başbakanlıktan ayrılınca Celal Bayar kabinesinde yer almak istememiş, çekilmişti.
Atatürk ile birlikte Samsun’a çıkan Dokuzuncu Ordu karargahınının Sıhhiye Kurulu üyesiydi. O tarihte tabip binbaşı rütbesindeydi. Kurulda tabip olarak üstü Albay İbrahim Tali Bey (Öngören) idi. 1920’da Bayazıt milletvekili olarak Meclise girdi. 1923’ten sonra İstanbul milletvekilidir. Türk kamu sağlığı devriminin öncüsü, Türk Hıfzıssıhha Enstitüsünün kurucusudur.
Erken cumhuriyet döneminin büyük kamu sağlığı sorunlarına karşı çok başarılı bir mücadele vermiştir. Verem, tifo, trahom, frengi, sıtma ile mücadele tarihinin en önemli ismidir.
Dr. Refik Bey, milli mücadelenin ilk günlerinden itibaren, ordunun ve sivil halkın sağlık sorunları ile ilgili teşkilatın her kademesinde çok başarılı olmuş bir isimdir. Atatürk’ün sağlık bakanıdır.
İKTİSAT MALİYE ADAMLARI
Atatürk’ün iktisat-maliye adamları : Hasan Fehmi Ataç, Hasan Saka, Celal Bayar’dır.
Hasan Fehmi Bey, Milli Mücadelede maliye bakanıdır. Gümüşhanelidir. Osmanlı Mebusan Meclisinden itibaren parlamento üyesidir.
Hasan Saka’ya gelince, Osmanlı Sayıştay (Divanı Muhasebat) tecrübesi vardır. Meşrutiyet yıllarında Fransa’ya iktisat – maliye öğrenimine gönderilmiş, Birinci Mecliste Trabzon milletvekili. Lozan’da heyeti murahhası üyesi. Özellikle mali konularda danışılan üye. 1920’den 1950’ye kadar milletvekili, Ankara hükümetlerinde Maliye ve İktisat vekili.
San Fransisco Konferansında Türkiye Cumhuriyeti adına Birleşmiş Milletler kuruluş senedini imzalayan kişidir. Çok partili siyasi hayata geçiş döneminde İsmet Paşa’nın iki kez başbakanlık görevine getirdiği siyasi kimlik gene Hasan Saka olacaktır.
Celal Bayar, Kurtuluş Savaşı yıllarında İcra Vekilleri Heyetinde iktisat Vekili, 1924’te İş Bankası kurucusu, 1932’den itibaren İktisat Vekili, 1937’de Atatürk’ün son başbakanı. Onu daha sonra Demokrat Parti kurucusu ve Türkiye’nin üçüncü cumhurbaşkanı olarak göreceğiz.
ADALET BAKANLARI
Adalet Bakanlığında bir çok ünlü isim görev almış, Cumhuriyet Devriminde Adliye Vekili Seyit Beydi. Hukuk profesörüydü. Meclise İkinci dönemde katılmıştı. Dördüncü Dönem Osmanlı Mebusan Meclisine seçilmişti. Bu ona Birinci Meclise katılma hattı veriyordu. Ama katılmadı. Fethi Bey’in V. İcra Vekilleri Heyetinde Adalet Bakanı olmuştu. Birinci İsmet Paşa (İnönü) hükümetinde yerini korudu. Hilafetin lağvedilmesinde çok önemli rol oynadı. Daha sonra siyasetten çekildi.
Atatürk döneminde Adalet Bakanlığı görevine getirilmiş olan siyasiler kronolojik olarak şunlardır. Mahmut Esat Bozkurt (1924-1930), Yusuf Kemal Tengirşenk (1930-1933), Şükrü Saraçoğlu (1933-1938).
MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI
Milil kurtuluş savaşında-1920’den itibaren-Milli Savunma Bakanı Fevzi Paşa idi. Sonra Kazım Özalp oldu. Fevzi Paşa Genelkurmay başkanlığına getirildi. Bu statüko uzun yıllar korundu. 1927’den 1930’a kadar Abdülhalik Renda bu görevdeydi. Sonra Zekai Apaydın Milli Savunma Bakanı oldu (1930-1935). Abdülhalik Renda TBMM başkanı olunca, Milli Savunma Bakanlığına Kazım Özalp Paşa tekrar getirildi.
BAYINDIRLIK BAKANLIĞI
Bayındırlık bakanlığı (Nafıa Vekilliği) yapmış önem isimler şunlar; Behiç Erkin, Recep Peker, Hilmi Uran ve Ali Çetinkaya. Milli Kurtuluş savaşı boyunca demiryolları genel müdürü olan Behiç Bey diplomat olarak da görev yaptı. Macaristan’a büyükelçi oldu. Ayvalık’ta düşmana ilk kurşunu atan birliğin komutanı (o tarihte Albay) Ali Çetinkaya’dır. Recep Peker ve Hilmi Uran İçişleri Bakanlığı ve parti genel sekreterliği yapmıştır. Peker, İnönü’nün başvekalete getirdiği bir isimdir.
(Ali Çetinkaya, Nafıa Vekili)
KURULAN VE KALDIRILAN BAKANLIKLAR
Cumhuriyet devriminden sonra varlığını koruyan ama sonra kaldırılan bakanlık Şeriye Vekaletidir. İlk ve tek bakan Mustafa Fevzi Sarhan’dır. Cumhuriyetten sonra kurulup lağvedilen bakanlık da Bahriye Vekaletidir. Bu Bakanlıkta Yavuz-Havuz davasında mahkum olan İhsan Eryavuz bir süre görev yapmıştır. Daha sonra vekalet kaldırılmıştır.
Gümrük ve İnhisarlar Bakanlığı da 1929 Dünya bunalımından sonra kurulmuş bakanlıklardan biridir. 1932’de Celal Bayar iktisat vekili olurken, 1931’de Gümrük ve Tekel Bakanlığı kuruldu. Başına Ali Rana Tarhan getirildi.
Bunun önemi nedir? Ali Rana Tarhan, İnönü tarafından müstakil grubun başına getirilmişti. Tarhan, Türkiye’deki liberal iktisat ekolünün temsilcilerinden biri idi.
CUMHURİYET HÜKÜMETLERİ KRONOLOJİSİ
Atatürk’ün sağlığında göreve gelen cumhuriyet hükümetleri kronolojisi şöyle özetlenebilir.
1.İsmet Paşa: 30 Ekim 1923 -6 Mart 1924 (1924 devrim kanunları gereği yeni hükümet teşekkülü gerektiği için çekilme)
2. İsmet Paşa: 6 Mart 1924-22 Kasım 1924 (TCF muhalefeti nedeniyle çekilme)
3. Ali Fethi Okyar : 22 Kasım 1924- 3 Mart 1925 (Şeyh Sait ayaklanması, Takriri Sükun Kanunları)
4. İsmet Paşa: 3 Mart 1925-1 Kasım 1927 ( III. Dönem TBMM seçimleri gereği çekilme)
5. İsmet Paşa: 1 Kasım 1927-27 Eylül 1930 (Serbest Fırkanın kuruluşu nedeniyle çekilme)
6. İsmet Paşa: 27 Eylül 1930- 4 Eylül 1931 (IV. Dönem TBMM seçimleri nedeniyle çekilme)
7. İsmet Paşa: 1931’den 1935 seçimlerine kadar
8.İsmet Paşa: 1 Mart 1935- 11 Kasım 1937 (Atatürk ile görüş ayrılığı nedeniyle çekilme)
9. Celal Bayar: 11 Kasım 1937- 11 Kasım 1938 (İnönü’nün cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine çekilme ve yeniden görevlendirilme)
HÜKÜMETLER VE BAKANLAR ÜZERİNE
Cumhuriyetin ilk hükümeti Fethi Bey tarafından kurulabilirdi. 1923 yazında V. İcra vekilleri Heyeti başkanı (başvekil) o seçildiğine göre. TBMM’nin Başkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa, müdafaa-ı hukukçuların önderi olarak eski arkadaşı Ali Fethi Okyar’ı işaret etmişti. Cumhuriyet devriminden sonra da öyle olabilirdi. Ama olmadı. Neden?
Cumhuriyetin ilk hükümetinin İsmet Paşa tarafından kurulmasının arka planında şöyle bir siyasi gerekçe olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyet rejimine geçilmiş olmasına rağmen Meclis üstünlüğü ve kuvvetler birliği sisteminin devam ediyor olması. Sistemin kalbinin TBMM olmaya devam etmesi.
Atatürk, kendisinin cumhurbaşkanı seçilmesi ile boşalan TBMM başkanlığı için en yakın arkadaşını tercih etti: Bu isim Ali Fethi Bey idi.
Bunun anlamı şudur: 1923 sonbaharında Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli iki makamı, Türkiye Reisicumhuru ve TBMM başkanlığıdır. İcra Vekilleri Heyeti ve başvekil üçüncü sırada gelir.
Atatürk devri hükümetlerini 1946’dan sonra girilen çok partili siyasi hayatın hükümetleri ile karşılaştırmak yanlıştır. Erken cumhuriyet rejimini ve Mustafa Kemal Atatürk’ü bir şeyle karşılaştırmak gerekirse bu eski rejimdir. II. Abdülhamit, Sultan Reşat, Sultan Vahdettin’dir. Monarşi, saltanat ve feodalitedir. Onun dönemi, cumhuriyet devrimleri anlamına gelir.
Hemen ifade edilmelidir ki, 50 sonrasındaki Türkiye de cumhuriyetin ve Atatürk devrimlerinin ürünüdür. Cumhuriyet nasıl Türk devriminin bir eşiği ise, çok partili siyasal hayat da, Atatürk devrimlerinin diğer eşiğidir. Bir sonucudur. Bu konuda onun son başbakanı Celal Bayar’ın söylev ve demeçlerine bakmak yeterlidir. Türkiye’nin üçüncü, çok partili dönemin ilk cumhurbaşkanı Bayar, Atatürk’ün son başbakanıdır. Demokrat Parti önderlerinin büyük kısmı, CHP milletvekilliği yapmış, CHP örgütü içinden yetişmiş siyasi aktörlerdir. Türkiye’de demokratik siyasal hayatın gelişimine bu açıdan bakmak gerekir.
Sistem, uygulanan usuller itibariyle kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter bir hükümet gibi görünüyorsa da hakikat bu değildir. Rejimin temeli, CHP’nin lideri, kurucu önder Atatürk’dür. Devlet başkanı ve yürütmenin doğal başkanı da odur. Başvekiller (İnönü, Okyar, Bayar) icrai işlerde ona vekalet etmektedir.
İsmet Paşa, Fethi Okyar ve Celal Bayar’ın kurduğu hükümetler, parti önderinin işaret ettiği, tensip ettiği isimlerle kurulmuştur. 1923’den 1938’e kadar sistemin ana aktörü, Milli kurtuluş savaşımızın ve Türk devriminin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Başbakan ve bakanların meşruiyet kaynağı, referansı odur.
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Mauro Icardi’nin Greeicy ile kulis paylaşımı Nara’yı çileden çıkardı
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi
Ağır hasarlı araçlar trafikten çekilecek
23 Kasım 2024 günlük burç yorumu
BEDAŞ açıkladı... İstanbul'da elektrik kesintisi
Kayserispor - Fenerbahçe maçı ne zaman, saat kaçta? Hangi kanalda?