Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8932
Dolar
Arrow
34,0808
İngiliz Sterlini
Arrow
44,9061
Altın
Arrow
2816,0000
BIST
Arrow
9.774

Dr. İbrahim Tali Bey’in Günlüğü

Dr. İbrahim Tali Bey ve Atatürk

Dr. İbrahim Tali Bey’i size şöyle tanıtabilirim.  Güzel bir  fotoğrafı hatırlatayım.  Ertuğrul yatında  Atatürk’ün parmağından  kan  alan  doktor  İbrahim Tali Bey’dir. 1 Temmuz 1927. 

Bingazi  ve Çanakkale  savaşları  sırasında  gelişen  dostlukları,  milli  kurtuluş savaşı boyunca   devam etmiştir. Atatürk’e  yakın olmuş doktorlar  arasında  en eskilerdendir. Diğerleri Tevfik Rüştü Aras,  Refik Saydam ve Mim Kemal Öke’dir. 

Bu  yazıda-daha  ziyade-   İbrahim Tali Bey’in diplomat  yönünü ele  alacağız. 

  Onun ,  Mustafa Kemal Paşa’nın kadrosunda yer almasını Dokuzuncu Ordu  müfettişliği  karargahından  başlatmak doğru olur. Yani Bandıma Vapurundan.  Sıhhiye başkanı odur. Rütbesi   tabip  albaydır.  Diğer doktorlar  ise, tabip binbaşı Refik Saydam ve tabip   yüzbaşı Behçet Adil Feyzioğlu’dur. 

Dr. İbrahim Tali Beyle, Atatürk  arasındaki tanışıklık  Bingazi günlerindendir.  O  günlerde  tanıştığı bir başka doktor Mim Kemal Öke’dir. 

İlk karşılaşmaları,   1912’de kanama  ile  seyreden bir göz enfeksiyonu  nedeniyle olmuştur.  Atatürk,  sahra hastanesinde yatırılarak tedavi edilmiştir. İkinci temas Çanakkale’dedir. Yarbay Mustafa Kemal, ciddi bir üst solunum  yolu enfeksiyonu  geçirmektedir.  Dr. Öngören’in müdahalesi  ve Enver Paşa’nın  ısrarı ile   hastane koşullarında tedavi edilir. 

Dr. İbrahim Tali Bey’in günlüğü 

Günlük Arba  Yayınevi  tarafından  2000  yılında  yayınlanmıştı.   Yayınevinin  sahibi rahmetli Bülent Demirbaştı. Çevrimyazısı Erdal Aydoğan/Şaban Ortak  tarafından gerçekleştirilmişti.  

 Günlük  1920’de  Moskova’da başlıyor.     Moskova’ya  giden ilk heyette  görevlendirilmiş; müşavir olarak. Bekir Sami ve Yusuf Kemal   heyetine katılmış. Günlük Kamenev ve Karahan’la  yapılan pazarlıklarla başlıyor, 1924’te Varşova’ya elçi  olarak  atanması ile  sona  eriyor. 

1920  Bakü Şark Milletleri Kurultayında TBMM Hükümeti  temsilcisi olarak   bulunmuş ve bildirisi  okunmuş. 

Bekir Sami- Yusuf Kemal heyeti  Moskova’dan dönmüş, ama  O,  Ali Fuat Paşa  büyükelçi  olarak Moskova’ya gelinceye kadar  mümessil sıfatıyla Rusya’da kalmış. 

Günlüğün içeriği  üzerine 

Günlükte tedirgin  bir hava  hissettim. Teslim alınan  silahlar,  teçhizat kayıtları.   gündelik  hayatın sürdürebilmesinin  hesabı yapılıyor sürekli. Et,  süt, ekmek, tereyağı fiyatları  sık sık kaydedilmiş günlüğe. 

Dikkatimi çeken başka bir şey, Sürekli barometre, ısı, nem, irtifa  kayıtları   tutuyor. Rusya’da  kürk diktirmeye  çalışıyor. Hava çok soğuk ve  hasta olmaktan korkuyor. 

Petersburg- Moskova- Tiflis-Bakü- Batum   demiryolu hattı günlüğün tutulduğu  dönem  boyunca   epey kullanılmış.  Bu geliş gidişler sırasında bir istasyonda  bir Rus  kadınının yaptığı  etli kapuskayı çok canı çekmiş  ama alamış.  

Ailesi-eğitimi-kızları

Dr. İbrahim Tali Bey, Galatasaray Lisesi  ve  Askeri  Tıbbıye  mezunu. İhtisas eğitimi görmüş  operatör olmuş. Günlüklerde  pozitivist bir Jöntürk  portresi  gördüğümü söyleyebilirim. 

Üç kızı var: Almanya’da tahsil görüyorlar. Günlükte eşine dair   net  bir bilgiye  rastlamadım. Kızların   isimleri: Nimet, İsmet, Mesadet. Tahminin Dünya savaşı devam  ederken  Almanya’ya götürülüp yatılı  okula kaydedilmişler. Okul  Weimar’da. Ablası Jena’da yaşıyor. Okul masraflarını  karşılamakta zorlanıyorlar. Berlin Türk  Kulübü  kızlara  akçeli işlerde yardımcı oluyor   gerektiğinde. İki kez  onların  yanına  gidecek. 

Hatırlatmakta   yarar var:  Dr. Öngören’in babası  Basra valilerinden Yusuf Tali Paşa.  Kayınpederi  ise  Maarif Nazırlarından  Münif  Paşa. Kızlar  doktor olmak istiyorlar ama matematik  ve fen dersleri iyi değil. Alman müdire Hanım   sanat  ve edebiyata   yönelseler daha  iyi olur diye telkinde bulunuyor

İttihatçılarla  karşılaşmalar 

Dr. Öngören’in yazdıklarından Moskova,  Berlin ve Batum’da İttihaçılarla karşılaştığı ve onlarla görüştüğü anlaşılıyor. 

Berlin-Batum  hattında çok yoğun  bir İttihatçı trafiği  olduğunu   söyleyebiliriz.  Bazılarının büyük planları  var. Cemal Paşa  Afgan emiri olmak istiyor. Enver Paşa  büyük  Turan  peşinde. 

Bahattin Şakir, Sultan Galiyef, Enver Paşa  ile  görüşüyor. Almanya’da Sanders Paşa’yı da görüyor. Paşa  pek memnun oluyor.   Bunların  bir kısmıyla Batum’da karşılaşıyor. Sanırım Halil  Paşa  olmalı. Ona çoçukları  için 100 lira veriyor. Enver Paşa   ulaştırsın diye. Paşa o tarihlerde henüz Berlinde  olmalı. 

İttihatçıların Batum’a kadar gelmelerinin sebebi  Anadolu’da Kemalist önderlik  güç  kaybederse, onu Enverist partinin  tebdil etmesi. Sakarya zaferinden sonra  bu ihtimal  kalmıyor.   Burada meşhur sözü hatırlatmak  isterim. Halil Paşa, zaferden  sonra Gazi’ye haber  göndermiş. Birlikte çalışalım  diye. Atatürk, “paşa hazretleri  istirahat buyursunlar”   diye  cevap  göndermiş. Bu İttihatçıların  devri  kapandı demek. 

Anadolu’ya ilk dönüş: 1921 

Ali Fuat Paşa’nın  Moskova’ya  büyükelçi olarak atanmasından sonra   mümessillik vazifesi sona eren Dr. İbrahim Tali Bey Ankara’ya   geldi. Batum-Trabzon  yolu ile.  İtalyan  Jean vapuru ile Samsun’a ulaşma tarihi : 5 Mayıs 1921. Bu TBMM kurulduktan  sonra ilk  gelişi.   Erzurum Kogresinden sonra  XV. Kolordu  sıhhıye başkanı olarak orada kalmış, sonra da Rusya’ya giden heyete  katılmış. Geldiği sıralarda   Eskişehir-Kütahya muharebeleri var.  Gelir gelmez Zabitan ve  Mecruhin Hastanesinde görevlendirilmiş. Büyük Yunan Taarruzu  dönemi bu.

Meclis  komisyonunda “Etibbanın  Rütbelerinini Tevhidi  Hakkında Kanun”      teklifinin görüşmelerine katılmış. Bu kanun  silah altındaki  yedek subay  doktorlarla , askeri  doktorların   maaş baremini  eşitlemek  düşüncesiyle  çıkarılmak isteniyor. Bazı muhalif  milletvekillerine sinirleniyor. Doktorların  çalışma   koşullarını  anlamadıkları için. 

Bu arada Abidin Paşa  köşkünde   İhtiyat  Zabitleri  okulu açılmış. Bu yedek subay okulu demek.  Bir gün  Mustafa Kemal Paşa,  Fraklin Boillon ile birlikte yedek  subay okuluna gidilmiş.

Büyük Yunan Taarruzu  sırasında yaşanan   savaşın kaybedildiği  endişesi  günlüklerde   yok. Dr. İbrahim Tali Bey,  hep sayılarla meşgul. Sadece İsmet Paşa’nın  Ankara’yı tahliye etmek zorunda kalabiliriz ifadesine yer vermiş. 

Sakarya  Savaşı  ve Başkomutanı  tedavi  eden doktorlar 

Sakarya savaşının hummalı günlerinde,  TBMM başkanı ve başkomutan Mustafa Kemal Paşa   attan  düşmüş,   kaburga  kemiği  kırılmıştı. 15 Ağustos 1921.  Kendisine müdahale  eden   doktorlar şunlar: Dr. Adnan (Adıvar),  Dr. Refik (Saydam)   Dr. Murat,  Dr. İbrahim  Tali  beyler. 

Dış görev:  Batum başkonsolosluğu 

Sakarya  Savaşı’nın zaferle sonuçlanması, Anadolu’da  büyük  sevinç  yarattı.  Düşman ordusu çekilmek zorunda kaldı. Türk  başarısı müttefik cephesinde  bölünmeyi  derinleşti. Nihai  zafere  inanç  arttı. 

Bu arada  savaş boyunca  Milli Müdafaa Vekaleti emrinde  doktorluk  yapan İbrahim Tali Bey,  Dr. Refik Saydamla birlikte  Gazi’yi  ziyaret ediyor: 29 Ekim 1921.  Dış göreve gitmek istediğini  söylüyor. Bu entererasan bir tutum. İçerdeki  hummalı  siyaset ortamı ve   siyasi  bölünmelerden  uzak kalma isteği bence bu. 

Bu arada Mecliste Sakallı Nurettin  Paşa’nın azli  tartışılıyor. Merkez Ordusunun  Koçgiri  isyanı sırasındaki  tutumu nedeniyle.  İstikal Mahkemesine sevki   gündeme  geliyor. Gayet  gerilimli bir ortam var Mecliste.  İşte bu  günlerde Dr. İbrahim Tali Bey’in Batum’a  başşehbender (başkonsolos)  olarak  atanması  kesinleşiyor. 

30  Kasım 1921’de   Batum’da göreve başlıyor.  Aynı günlere Ahmet Muhtar Mollaoğlu Tiflis’te TBMM  temsilcisi  (elçisi).  O tarihte önemli bir görev bu.  Muhtar Bey daha sonra Moskova  ve Washington’a büyükelçi  olarak gönderilecek.  Dr. Öngören,  bir  İtalyan gemisi ile  Trabzon’a uğrayarak gidiyor Batum’a. 

Moskova Anlaşmasından  sonra Ankara  Hükümeti Azerbaycan ve Gürcistan hükümetleri  ile  diplomatik ilişki kurmuş.  TBMM  hükümetinin  ilk temsilcileri Tifliste Muhtar Bey,  Bakü’de Memduh Şevket Esendal .

Nazım Hikmet ve Vala Nuretttin Moskova’ya öğrenim  görmeye giderken Bakü’de Esendal ile  sohbet ediyorlar. Memduh Şevket Bey  onlarla uzun uzun konuşuyor. Rusya’ya “sınıfsız  toplum ütopya” larını  görmeye  gidecekler.  Eminim  Esendal onları  sükunet içinde  tebessümle dinlemiştir. Gençler daha yolda  hayal kırıklığı  yaşayacaklar.

İnebolu’nun önemi  

Anadolu’ya geçişlerde önemli bir merkez İnebolu. Oradan sonra  yaylı  araba (lüks  tarife)  veya  yük arabaları  ile Ankara’ya geçebiliyorsunuz milli  kurtuluş savaşı  yıllarında.  Karadeniz limanları  ve İstanbul’a giden  gemilerin  uğradığı  limanlardan   biri İnebolu. Bir taraftan savaş sürerken bu nasıl olabiliyor diye düşünebilsiniz.  Kabotaj yok.  İtalyan ve Fransız şirkelerinin gemileri çalışmaya  devam ediyor. Mesela Kırım’dan tahliye olmuş bir Rus aristokratını bir İtalyan gemisi  ile İstanbul üzerinden   Batum’a geçerken  görmeniz mümkün. 

Bu  gemiler bölgede daha  ziyade  insan ve yük  nakliye işi yapıyorlar. Ticari hayat  devam ediyor.  Ruslarla işler  başka limanlar üzerinden  yürütülüyor. 

Vapur seferleri  aralıklarla oluyor.  Gemilerin  kesin bir tarifesi yok. Birkaç gün gecikmeler normal  karşılanıyor. Bu arada önemli  karşılaşmalar da oluyor:  Malta  sürgünlerinin dönüşü,  Yakup Kadri’nin  İstanbul’a gidişi gibi.  Veya Harrington’un  özel   temsilcisini Refet Paşa  ile görüşmeye  göndermesi gibi. 

İlginç bir bilgi: İnebolu’da   o tarihlerde sinema var. Moskova anlaşmasının imza edilişi filmi sinemada gösteriliyor. 

Gürcistanda Bolşevikler  iktidarda 

Kızıl Ordu’nun  Kafkaslara   inmesinden sonra mütarekenin  başındaki  siyasi dengeler  değişecek. 1922 başında  Acaristan  Sovyeti  kurulacak.   Merkez Batum. Burası Gürcistan  içinde  özerk   bir cumhuriyet. Tabii  özerklik Sovyet  kriterlerine göre. Gürcistan’da bir de  güçlü bir Menşevik örgütlenme  var. Eski rejim  yanlılarının dışında. Kızıl Ordu Menşevik direnişini   çok kısa süre içinde  bastıracak. Batum’da bunlara  şahit oluyor Dr. Öngören 

Batum’dan önemli geçişler 

1921  sonunda Ankara’ya gelen  Frunze  geri dönüyor. Yeni Sovyet  sefiri Aralov Batum  üzerinden Anadolu’ya geçecek.   Dr. İbrahim Tali Bey orada. Bu arada Ali Fuat Paşa, 1922 Mayısında  Moskova’dan  geri dönüyor. Yine Batum üzerinden. 

Almanya’ya gidişleri 

Dr. İbrahim Tali Bey, Moskova-Petrograd -Baltık sahilleri üzerinden iki  kez Almanya’ya  gidiyor kızlarını  görmeye.   Özellikle  birincisinde epey sıkıntılı   günler geçirerek  varıyor çocuklarının yanına. Rusya’da iç savaş, Almanya’da  siyasi  ve ekonomik  kaos var. Diplomatik pasaportu olmasına rağmen her yerde  engellemelerle karşılaşıyor. Almanya çok karışık ve  hiper-enflasyon var. Elindeki  parayı çok dikkatli kullanmak zorunda. 

Çocuklarının  sadece eğitimlerini  değil  bedensel  gelişmelerini de  takip ediyor boy ve kilolarını  yazmış. Kızlara  Reval’den  bal ve  balık yağı  götürüyor.  Öğretmenlere küçük   hediyeler götürmeyi de ihmal etmemiş  Dr. Öngören. 

Tekrar Almanya'ya  gitme nedeni

20 Temmuz 1922’de  Dr. İbrahim Tali Bey Moskova’da.  Ankara’dan izin almış  Almanya’ya  kızlarının yanına gidiyor. Yolu   yarılamış. Demiryolu hattı   boyunca gözlemleri şöyle: Sovyet düzeni oturmaya başlamış. Fabrikalar  çalışıyor. Moskova’da   Dr. Rıza Nur ile karşılaşıyor.  Bu ziyaretin  sebebini  hatırlayamadım  doğrusu. Ukrayna ile  yapılan  anlaşmanın teati edilmesi ile  ilgili   olabilir. 

Almanya’da apandisit ameliyatı  

Yakın  zamanlarda yazdığım yazılarda  dikkatimi  çeken bir şey oldu. 

20’lerde birçok insan apandisit ameliyatı  olmuş. Bunlardan   bazıları da ameliyat sırasında veya sonrasında  hayatını  kaybetmiş. Bazı örnekleri hatırlatayım dilerseniz:  Troçki’nin  oğlu, Frunze, Kemalettin Sami Paşa, Vasıf Çınar. Bunları  tuhaf buluyorum. Dr. İbrahim Tali Bey de Almanya’ya ikinci gidişinde  bu teşhişi almış,  ameliyat edilmiş. Kan tahlili  verileri tam teşhiş için  yetersiz olsa da. Profesörün  kronik apandisit teşhisinde  ısrarı  nedeniyle  ameliyatı kabul etmiş, ameliyat  sonrası oldukça sıkıntılı  günler geçirdiği anlaşılıyor  yazdıklarından.  

Radyografinin  (Röntgen cihazı)  kullanılmaya  başlandığı bir dönem bu.  Çok önemseniyor bu alet  haklı olarak. Olağanüstü bir keşif  olarak görülüyor. Şimdiki  dinamik MR gibi  kutsanıyor adeta. 

Bir de anestezinin  nasıl yapıldığı  enteresan. Hastaya  morfin ve atropin enjeksiyonu  yapılıyor önce. Sonra  eter ile uyutuluyor. Eterin dozu  önemli. 

Nekahat ve  kızları  ile küçük bir tatil 

Bu bir köy tatili.  Ameliyattan sonra. Köyün  adı Paulinzella. Sanırım  Polonezköy gibi  bir yer  olmalı. Ablası Jena’da  oturuyor. Kızlarıyla  birlikte küçük bir tatil yapıyor. Uzun uzun kaça  mal  olduğunun  hesapları  var günlükte.  Nihayet 24 Eylül  1922’de   görev yeri olan Batum’a  geri dönüyor. 

İki ayda neler oldu?

Dr. İbrahim Tali Bey’in Batum’dan ayrılıp Almanya’ya  çocuklarını  görmeye   gittiği ve sürpriz bir  apandisit  ameliyatı  olduğu  sıralarda çok  önemli bir olay gerçekleşiyor.  Büyük Taarruz.  Bu  gelişme  uluslararası statükoyu  değiştirecek,  Türkler  barışı  müzakere için Lozan’a davet  edilecekler. 

Mektup ve  kartlar 

Dr. Öngören,   postanın  iyi işlediği yerlerden mutlaka  mektup  ve kart gönderiyor İstanbul’a.  Günlükte  altını çizerek belirttiği  şeylerden biri de bu.  Kadıköy ve Erenköy’e mektup yazdım. Kart attım diyerek.  Sanırım  bu adresler kendi evi ve   anne  babasının evleri  olmalı.  Fakat çok enteresan  eşi ile ilgili çok   net bir  bilgi  yok günlükte. 

Dikkatimi  çeken  şeyler:  kürk, elbise ve ayakkabı 

Dr. Öngören, Rusya’da   bir imkan bulduğu zaman  mutlaka kürk alıp diktiriyor. Hava çok soğuk. Avrupa’da ise  elbise ve ayakkabı yaptırıyor.  Siparişler de  oluyor. Örneğin Kazım Karabekir Paşa kürk  sipariş etmiş. Hazır  hiçbir şey yok.  Her şey  terzilerin elinden çıkıyor. Onun için  paraları  varsa  ve iyi bir  usta bulmuşlarsa  elbise ve ayakkabı yaptırıyorlar. Uzun maliyet hesaplarına   günlüğün her yerinde  tesadüf etmek  mümkün. 

Türkiye’ye dönene  kadar  son  meşgul olduğu işler

Esaretten    kurtulmuş Türk asker  kafilelerinin Anadolu’ya  geçişlerinin  sağlanması ve  son Sovyet  yardımlarının güvenli  bir şekilde  Türkiye’ye ulaştırılması.  12. kafileden söz ettiğine göre epey bir hareketlilik olmuş  Moskova ile  Batum arasında.  Gelen yardımları Türk   limanlarına  taşımak için Preveze ve Alemdar  gemileri  kullanılıyor. Artık Karadeniz daha  güvenli. Müttefikler savaşın bittiğini kabul etmiş durumda.  Sovyetlerin zaferden  sonra gönderdikleri yardımlar içinde otomobiller var .Bu dikkatimi çekti.  Vurgulanması gereken nokta şu elbette. İki  taraf içinde  önemli  işler başarılmış artık. Rusya’da iç  savaş sona  ermiş,  Türkler Yunan ordusunu yenmiş, ve  barışı  müzakereye davet edilmişler.   

Gürcistan’da karşı devrim   girişimlerine tanık olmuş Tali bey.  Kızıl Ordu tarafından bastırılmış  bu girişimler.  İdamlar olmuş. Karşı devrim için  aksi inkılap  ifadesini  kullanıyor. Yani   counter  revolution. 

Çankaya’da iki hasta: Gazi veLatife 

Cumhuriyetten   sonra  Batum’dan İstanbul’a gitmiş; Ankara’ya geçerek  Gazi ile Çankaya’da görüşmüş: tarih  13 Kasım  1923.  Latife  ve Gazi’yi hasta olarak  bulmuş. Latife’nin  annesi İstanbul’dan Ankara’ya gelmek üzere  yola çıkmış  kızını görmeye.  

Gazi’yi muayene etmiş,  sıtma  atağından  şüphelenmiş,  tahlil için kan almış.  İstanbul’da   bakterioloji laboratuvarında   şahsen incelemiş. Sonuç  negatif çıkmış. Ama gene  de şüpheleri  devam ediyor. Hatırlatmak  isterim Atatürk de sıtmaya  tutulmuş,  mütarekede İspanyol nezlesi de geçirmişti.  Cumhurbaşkanı’nın geçirdiği   atağın tam olarak  ne olduğu  konusunda  şüpheleri olduğundan  Berlin Tıp Fakültesinden Dahiliye Profesörü Frederich  Kraus’un davet edilmesini önermiş.  Bu arada  Atatürk’ün iki enfarktüs geçirdiğini  biliyoruz. Dr. Öngören  belki de birincisine tesadüf etmişti. 

Milletvekilliği teklifi ve sefirlik 

Kendisine milletvekilliği  teklif edilmiş,  o  dış görev istemiş,  başlangıçta  Balkan ülkelerinden  birinde elçilik  düşünülmüş. Muhtemelen münhal  bir pozisyon olmadığından Varşova’ya  elçi olarak  tayin edilmiş; Polonya’da  yeniden  kurulan  bir devlet o tarihlerde.  Cumhurbaşkanının tayin kararnamesini  imza tarihi: 3 Mayıs 1924.

Günlüklere dair değerlendirme 

Dr. İbrahim Tali  Bey’in günlükleri,  Moskova’da başlıyor. Yıl 1920.  Varşova’ya büyükelçi olarak  atanması ile  sona eriyor. 1924. 

Günlüklerde, Rusya  ve Almanya ve Batum’da  bulunduğu  zaman dilimini kapsıyorlar.  Dr. Örgören’in güçlü  bir gözlemci yanı var. 

Dr. İbrahim Tali Bey. Atatürk ile  Bingazi’de tanışmış. İlk defa orada  karşılaşmışlar .

Tali Bey, 1920 sonbaharından, 1921’de Ali Fuat Paşa, Moskova  büyükelçiliğine atanana kadar TBMM hükümetinin  temsilcisi olarak Rusya’da kalmıştır.   Askeri ve  mali yardım sürecini   yöneten  iki kişiden biridir.  Diğeri Hariciye Vekili Yusuf Kemal Tengirşenk. 

Rusya’da   devam eden iç savaş günlüklere  pek az yansımış. Öngören’in kızları  Almanya’da  (Weimar)  bir okulda  yatılı öğrenim görüyorlar. Üç kızı var.  Almanya’nın ekonomik durum hiç  iç açıcı  değil.  Yüksek enflasyon var. Faşizmin güçlenme nedenlerinden  biri bu. Diğeri ise   revizyonizm: “Savaşta  yenilmedik  politikacılar Almanya’ya ihanet etti”  anlamına geliyor  bu motto.    Her gün dolar, pound, mark ve Rus Nikola altını ve Sovyet parasının  piyasa değerleri  ile ilgili notları var. Hep endişeli. Çünkü  yanında  getirdiği  paranın  değeri   her an değişiyor.   Türk   parası Osmanlı Bankasının   tedavüle çıkardığı  altın  ve kağıt  paralar. 

Günlüklerde Almanya’daki  siyasi  ortama pek az değinilmiş.  Halbuki Weimar cumhuriyeti kurulmuş. Kurucu Önder Friedrich Ebert.  Almanya sosyal  demokrasinin  güçlü olduğu bir ülke. Sosyal Demokratlar,  Nasyonel  Sosyalistler ve    Komünistler  arasında  ciddi bir iktidar mücadelesi var. Spartakist  ayaklanmasının  izleri  hala devam ediyor. Tali Bey bunlara hiç  değinmemiş. 

Günlüklerin  önemli  bir kısmı, iki yıl süren Batum Başkonsolosluğu (Başşehbenderlik)  dönemini kapsıyor. Görevi  sırasında  Kafkaslar  bolşevikleştiriliyor. Kafkas federasyonu Moskova’ya bağlanıyor. Günlüklerde bu  süreçlerden  bahsediliyor. Ama objektif bir dış gözlemci üslubu ile. Tartışma neredeyse  hiç yok.  

Asıl ilgili olduğu konuların başında  muhaceret geliyor.  Rusya’da hala Birinci Dünya savaşında  esir  düşmüş Türk askerleri var. Sibirya’da bile Türk  esirler var o tarihte. Onların    dönüşü en çok meşgul olduğu  konuların  başında  geliyor.  Bir de Anadolu’ya silah ve mühimmat sevki. 

Görevli bulunduğu Batum  Anadolu’ya  giriş- çıkış için son derece  stratejik bir yer. Brest-Litovsk Anlaşması gereği Kars, Ardahan, Batum (elviye-i selase)   Türkiye’ye terk edilmişti.  Ama galipler cephesi  Rusyayla kurulan statükoyu  tanımadı.  Kafkaslar-Batum dahil-   İngiliz işgaline uğradı. 

Bölge Moskova ve Kars anlaşmaları  ile   Sovyetlere terk edildi. Batum Acara Özerk bölgesinin  idari merkezi oldu. 

Günlüğe yansıyan bir başka nokta  hekim olarak  Büyük Atatürk  ile yakınlığı.  Kan örneği alıp, İstanbul’a götürüp  bakterioloji laboratuvarında  şahsen inceleyecek  kadar.    

Cumhuriyetten sonra da Varşova  elçisi olmuş, milletvekilliği var ama onu asıl  umumi  müfettişlik   görevleriyle  tanıyoruz. Doğu  vilayetleri  ve Trakya müfettişlikleri.  Her  iki görevi sırasında yazdığı  raporlar  var.  İbrahim  Tali Bey  politikanın içinde. Ama politikacı  değil. Atatürk’ün çok önem verdiği  akil adamlardan  biri.  Ona  “Öngören”  soyadını  uygun görmüş. 

Bütün  bu  atmosfer içinde  Almanya’ya gittiğinde  “Figaro’nun  düğününü (teehhülü diyor)  Tiflis’te  Carmen  ve Arşın Mal Alan  Operetlerini  izlemeyi  ihmal etmemiş.