Dr. İbrahim Tali Bey ve Atatürk
Dr. İbrahim Tali Bey’i size şöyle tanıtabilirim. Güzel bir fotoğrafı hatırlatayım. Ertuğrul yatında Atatürk’ün parmağından kan alan doktor İbrahim Tali Bey’dir. 1 Temmuz 1927.
Bingazi ve Çanakkale savaşları sırasında gelişen dostlukları, milli kurtuluş savaşı boyunca devam etmiştir. Atatürk’e yakın olmuş doktorlar arasında en eskilerdendir. Diğerleri Tevfik Rüştü Aras, Refik Saydam ve Mim Kemal Öke’dir.
Bu yazıda-daha ziyade- İbrahim Tali Bey’in diplomat yönünü ele alacağız.
Onun , Mustafa Kemal Paşa’nın kadrosunda yer almasını Dokuzuncu Ordu müfettişliği karargahından başlatmak doğru olur. Yani Bandıma Vapurundan. Sıhhiye başkanı odur. Rütbesi tabip albaydır. Diğer doktorlar ise, tabip binbaşı Refik Saydam ve tabip yüzbaşı Behçet Adil Feyzioğlu’dur.
Dr. İbrahim Tali Beyle, Atatürk arasındaki tanışıklık Bingazi günlerindendir. O günlerde tanıştığı bir başka doktor Mim Kemal Öke’dir.
İlk karşılaşmaları, 1912’de kanama ile seyreden bir göz enfeksiyonu nedeniyle olmuştur. Atatürk, sahra hastanesinde yatırılarak tedavi edilmiştir. İkinci temas Çanakkale’dedir. Yarbay Mustafa Kemal, ciddi bir üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmektedir. Dr. Öngören’in müdahalesi ve Enver Paşa’nın ısrarı ile hastane koşullarında tedavi edilir.
Dr. İbrahim Tali Bey’in günlüğü
Günlük Arba Yayınevi tarafından 2000 yılında yayınlanmıştı. Yayınevinin sahibi rahmetli Bülent Demirbaştı. Çevrimyazısı Erdal Aydoğan/Şaban Ortak tarafından gerçekleştirilmişti.
Günlük 1920’de Moskova’da başlıyor. Moskova’ya giden ilk heyette görevlendirilmiş; müşavir olarak. Bekir Sami ve Yusuf Kemal heyetine katılmış. Günlük Kamenev ve Karahan’la yapılan pazarlıklarla başlıyor, 1924’te Varşova’ya elçi olarak atanması ile sona eriyor.
1920 Bakü Şark Milletleri Kurultayında TBMM Hükümeti temsilcisi olarak bulunmuş ve bildirisi okunmuş.
Bekir Sami- Yusuf Kemal heyeti Moskova’dan dönmüş, ama O, Ali Fuat Paşa büyükelçi olarak Moskova’ya gelinceye kadar mümessil sıfatıyla Rusya’da kalmış.
Günlüğün içeriği üzerine
Günlükte tedirgin bir hava hissettim. Teslim alınan silahlar, teçhizat kayıtları. gündelik hayatın sürdürebilmesinin hesabı yapılıyor sürekli. Et, süt, ekmek, tereyağı fiyatları sık sık kaydedilmiş günlüğe.
Dikkatimi çeken başka bir şey, Sürekli barometre, ısı, nem, irtifa kayıtları tutuyor. Rusya’da kürk diktirmeye çalışıyor. Hava çok soğuk ve hasta olmaktan korkuyor.
Petersburg- Moskova- Tiflis-Bakü- Batum demiryolu hattı günlüğün tutulduğu dönem boyunca epey kullanılmış. Bu geliş gidişler sırasında bir istasyonda bir Rus kadınının yaptığı etli kapuskayı çok canı çekmiş ama alamış.
Ailesi-eğitimi-kızları
Dr. İbrahim Tali Bey, Galatasaray Lisesi ve Askeri Tıbbıye mezunu. İhtisas eğitimi görmüş operatör olmuş. Günlüklerde pozitivist bir Jöntürk portresi gördüğümü söyleyebilirim.
Üç kızı var: Almanya’da tahsil görüyorlar. Günlükte eşine dair net bir bilgiye rastlamadım. Kızların isimleri: Nimet, İsmet, Mesadet. Tahminin Dünya savaşı devam ederken Almanya’ya götürülüp yatılı okula kaydedilmişler. Okul Weimar’da. Ablası Jena’da yaşıyor. Okul masraflarını karşılamakta zorlanıyorlar. Berlin Türk Kulübü kızlara akçeli işlerde yardımcı oluyor gerektiğinde. İki kez onların yanına gidecek.
Hatırlatmakta yarar var: Dr. Öngören’in babası Basra valilerinden Yusuf Tali Paşa. Kayınpederi ise Maarif Nazırlarından Münif Paşa. Kızlar doktor olmak istiyorlar ama matematik ve fen dersleri iyi değil. Alman müdire Hanım sanat ve edebiyata yönelseler daha iyi olur diye telkinde bulunuyor
İttihatçılarla karşılaşmalar
Dr. Öngören’in yazdıklarından Moskova, Berlin ve Batum’da İttihaçılarla karşılaştığı ve onlarla görüştüğü anlaşılıyor.
Berlin-Batum hattında çok yoğun bir İttihatçı trafiği olduğunu söyleyebiliriz. Bazılarının büyük planları var. Cemal Paşa Afgan emiri olmak istiyor. Enver Paşa büyük Turan peşinde.
Bahattin Şakir, Sultan Galiyef, Enver Paşa ile görüşüyor. Almanya’da Sanders Paşa’yı da görüyor. Paşa pek memnun oluyor. Bunların bir kısmıyla Batum’da karşılaşıyor. Sanırım Halil Paşa olmalı. Ona çoçukları için 100 lira veriyor. Enver Paşa ulaştırsın diye. Paşa o tarihlerde henüz Berlinde olmalı.
İttihatçıların Batum’a kadar gelmelerinin sebebi Anadolu’da Kemalist önderlik güç kaybederse, onu Enverist partinin tebdil etmesi. Sakarya zaferinden sonra bu ihtimal kalmıyor. Burada meşhur sözü hatırlatmak isterim. Halil Paşa, zaferden sonra Gazi’ye haber göndermiş. Birlikte çalışalım diye. Atatürk, “paşa hazretleri istirahat buyursunlar” diye cevap göndermiş. Bu İttihatçıların devri kapandı demek.
Anadolu’ya ilk dönüş: 1921
Ali Fuat Paşa’nın Moskova’ya büyükelçi olarak atanmasından sonra mümessillik vazifesi sona eren Dr. İbrahim Tali Bey Ankara’ya geldi. Batum-Trabzon yolu ile. İtalyan Jean vapuru ile Samsun’a ulaşma tarihi : 5 Mayıs 1921. Bu TBMM kurulduktan sonra ilk gelişi. Erzurum Kogresinden sonra XV. Kolordu sıhhıye başkanı olarak orada kalmış, sonra da Rusya’ya giden heyete katılmış. Geldiği sıralarda Eskişehir-Kütahya muharebeleri var. Gelir gelmez Zabitan ve Mecruhin Hastanesinde görevlendirilmiş. Büyük Yunan Taarruzu dönemi bu.
Meclis komisyonunda “Etibbanın Rütbelerinini Tevhidi Hakkında Kanun” teklifinin görüşmelerine katılmış. Bu kanun silah altındaki yedek subay doktorlarla , askeri doktorların maaş baremini eşitlemek düşüncesiyle çıkarılmak isteniyor. Bazı muhalif milletvekillerine sinirleniyor. Doktorların çalışma koşullarını anlamadıkları için.
Bu arada Abidin Paşa köşkünde İhtiyat Zabitleri okulu açılmış. Bu yedek subay okulu demek. Bir gün Mustafa Kemal Paşa, Fraklin Boillon ile birlikte yedek subay okuluna gidilmiş.
Büyük Yunan Taarruzu sırasında yaşanan savaşın kaybedildiği endişesi günlüklerde yok. Dr. İbrahim Tali Bey, hep sayılarla meşgul. Sadece İsmet Paşa’nın Ankara’yı tahliye etmek zorunda kalabiliriz ifadesine yer vermiş.
Sakarya Savaşı ve Başkomutanı tedavi eden doktorlar
Sakarya savaşının hummalı günlerinde, TBMM başkanı ve başkomutan Mustafa Kemal Paşa attan düşmüş, kaburga kemiği kırılmıştı. 15 Ağustos 1921. Kendisine müdahale eden doktorlar şunlar: Dr. Adnan (Adıvar), Dr. Refik (Saydam) Dr. Murat, Dr. İbrahim Tali beyler.
Dış görev: Batum başkonsolosluğu
Sakarya Savaşı’nın zaferle sonuçlanması, Anadolu’da büyük sevinç yarattı. Düşman ordusu çekilmek zorunda kaldı. Türk başarısı müttefik cephesinde bölünmeyi derinleşti. Nihai zafere inanç arttı.
Bu arada savaş boyunca Milli Müdafaa Vekaleti emrinde doktorluk yapan İbrahim Tali Bey, Dr. Refik Saydamla birlikte Gazi’yi ziyaret ediyor: 29 Ekim 1921. Dış göreve gitmek istediğini söylüyor. Bu entererasan bir tutum. İçerdeki hummalı siyaset ortamı ve siyasi bölünmelerden uzak kalma isteği bence bu.
Bu arada Mecliste Sakallı Nurettin Paşa’nın azli tartışılıyor. Merkez Ordusunun Koçgiri isyanı sırasındaki tutumu nedeniyle. İstikal Mahkemesine sevki gündeme geliyor. Gayet gerilimli bir ortam var Mecliste. İşte bu günlerde Dr. İbrahim Tali Bey’in Batum’a başşehbender (başkonsolos) olarak atanması kesinleşiyor.
30 Kasım 1921’de Batum’da göreve başlıyor. Aynı günlere Ahmet Muhtar Mollaoğlu Tiflis’te TBMM temsilcisi (elçisi). O tarihte önemli bir görev bu. Muhtar Bey daha sonra Moskova ve Washington’a büyükelçi olarak gönderilecek. Dr. Öngören, bir İtalyan gemisi ile Trabzon’a uğrayarak gidiyor Batum’a.
Moskova Anlaşmasından sonra Ankara Hükümeti Azerbaycan ve Gürcistan hükümetleri ile diplomatik ilişki kurmuş. TBMM hükümetinin ilk temsilcileri Tifliste Muhtar Bey, Bakü’de Memduh Şevket Esendal .
Nazım Hikmet ve Vala Nuretttin Moskova’ya öğrenim görmeye giderken Bakü’de Esendal ile sohbet ediyorlar. Memduh Şevket Bey onlarla uzun uzun konuşuyor. Rusya’ya “sınıfsız toplum ütopya” larını görmeye gidecekler. Eminim Esendal onları sükunet içinde tebessümle dinlemiştir. Gençler daha yolda hayal kırıklığı yaşayacaklar.
İnebolu’nun önemi
Anadolu’ya geçişlerde önemli bir merkez İnebolu. Oradan sonra yaylı araba (lüks tarife) veya yük arabaları ile Ankara’ya geçebiliyorsunuz milli kurtuluş savaşı yıllarında. Karadeniz limanları ve İstanbul’a giden gemilerin uğradığı limanlardan biri İnebolu. Bir taraftan savaş sürerken bu nasıl olabiliyor diye düşünebilsiniz. Kabotaj yok. İtalyan ve Fransız şirkelerinin gemileri çalışmaya devam ediyor. Mesela Kırım’dan tahliye olmuş bir Rus aristokratını bir İtalyan gemisi ile İstanbul üzerinden Batum’a geçerken görmeniz mümkün.
Bu gemiler bölgede daha ziyade insan ve yük nakliye işi yapıyorlar. Ticari hayat devam ediyor. Ruslarla işler başka limanlar üzerinden yürütülüyor.
Vapur seferleri aralıklarla oluyor. Gemilerin kesin bir tarifesi yok. Birkaç gün gecikmeler normal karşılanıyor. Bu arada önemli karşılaşmalar da oluyor: Malta sürgünlerinin dönüşü, Yakup Kadri’nin İstanbul’a gidişi gibi. Veya Harrington’un özel temsilcisini Refet Paşa ile görüşmeye göndermesi gibi.
İlginç bir bilgi: İnebolu’da o tarihlerde sinema var. Moskova anlaşmasının imza edilişi filmi sinemada gösteriliyor.
Gürcistanda Bolşevikler iktidarda
Kızıl Ordu’nun Kafkaslara inmesinden sonra mütarekenin başındaki siyasi dengeler değişecek. 1922 başında Acaristan Sovyeti kurulacak. Merkez Batum. Burası Gürcistan içinde özerk bir cumhuriyet. Tabii özerklik Sovyet kriterlerine göre. Gürcistan’da bir de güçlü bir Menşevik örgütlenme var. Eski rejim yanlılarının dışında. Kızıl Ordu Menşevik direnişini çok kısa süre içinde bastıracak. Batum’da bunlara şahit oluyor Dr. Öngören
Batum’dan önemli geçişler
1921 sonunda Ankara’ya gelen Frunze geri dönüyor. Yeni Sovyet sefiri Aralov Batum üzerinden Anadolu’ya geçecek. Dr. İbrahim Tali Bey orada. Bu arada Ali Fuat Paşa, 1922 Mayısında Moskova’dan geri dönüyor. Yine Batum üzerinden.
Almanya’ya gidişleri
Dr. İbrahim Tali Bey, Moskova-Petrograd -Baltık sahilleri üzerinden iki kez Almanya’ya gidiyor kızlarını görmeye. Özellikle birincisinde epey sıkıntılı günler geçirerek varıyor çocuklarının yanına. Rusya’da iç savaş, Almanya’da siyasi ve ekonomik kaos var. Diplomatik pasaportu olmasına rağmen her yerde engellemelerle karşılaşıyor. Almanya çok karışık ve hiper-enflasyon var. Elindeki parayı çok dikkatli kullanmak zorunda.
Çocuklarının sadece eğitimlerini değil bedensel gelişmelerini de takip ediyor boy ve kilolarını yazmış. Kızlara Reval’den bal ve balık yağı götürüyor. Öğretmenlere küçük hediyeler götürmeyi de ihmal etmemiş Dr. Öngören.
Tekrar Almanya'ya gitme nedeni
20 Temmuz 1922’de Dr. İbrahim Tali Bey Moskova’da. Ankara’dan izin almış Almanya’ya kızlarının yanına gidiyor. Yolu yarılamış. Demiryolu hattı boyunca gözlemleri şöyle: Sovyet düzeni oturmaya başlamış. Fabrikalar çalışıyor. Moskova’da Dr. Rıza Nur ile karşılaşıyor. Bu ziyaretin sebebini hatırlayamadım doğrusu. Ukrayna ile yapılan anlaşmanın teati edilmesi ile ilgili olabilir.
Almanya’da apandisit ameliyatı
Yakın zamanlarda yazdığım yazılarda dikkatimi çeken bir şey oldu.
20’lerde birçok insan apandisit ameliyatı olmuş. Bunlardan bazıları da ameliyat sırasında veya sonrasında hayatını kaybetmiş. Bazı örnekleri hatırlatayım dilerseniz: Troçki’nin oğlu, Frunze, Kemalettin Sami Paşa, Vasıf Çınar. Bunları tuhaf buluyorum. Dr. İbrahim Tali Bey de Almanya’ya ikinci gidişinde bu teşhişi almış, ameliyat edilmiş. Kan tahlili verileri tam teşhiş için yetersiz olsa da. Profesörün kronik apandisit teşhisinde ısrarı nedeniyle ameliyatı kabul etmiş, ameliyat sonrası oldukça sıkıntılı günler geçirdiği anlaşılıyor yazdıklarından.
Radyografinin (Röntgen cihazı) kullanılmaya başlandığı bir dönem bu. Çok önemseniyor bu alet haklı olarak. Olağanüstü bir keşif olarak görülüyor. Şimdiki dinamik MR gibi kutsanıyor adeta.
Bir de anestezinin nasıl yapıldığı enteresan. Hastaya morfin ve atropin enjeksiyonu yapılıyor önce. Sonra eter ile uyutuluyor. Eterin dozu önemli.
Nekahat ve kızları ile küçük bir tatil
Bu bir köy tatili. Ameliyattan sonra. Köyün adı Paulinzella. Sanırım Polonezköy gibi bir yer olmalı. Ablası Jena’da oturuyor. Kızlarıyla birlikte küçük bir tatil yapıyor. Uzun uzun kaça mal olduğunun hesapları var günlükte. Nihayet 24 Eylül 1922’de görev yeri olan Batum’a geri dönüyor.
İki ayda neler oldu?
Dr. İbrahim Tali Bey’in Batum’dan ayrılıp Almanya’ya çocuklarını görmeye gittiği ve sürpriz bir apandisit ameliyatı olduğu sıralarda çok önemli bir olay gerçekleşiyor. Büyük Taarruz. Bu gelişme uluslararası statükoyu değiştirecek, Türkler barışı müzakere için Lozan’a davet edilecekler.
Mektup ve kartlar
Dr. Öngören, postanın iyi işlediği yerlerden mutlaka mektup ve kart gönderiyor İstanbul’a. Günlükte altını çizerek belirttiği şeylerden biri de bu. Kadıköy ve Erenköy’e mektup yazdım. Kart attım diyerek. Sanırım bu adresler kendi evi ve anne babasının evleri olmalı. Fakat çok enteresan eşi ile ilgili çok net bir bilgi yok günlükte.
Dikkatimi çeken şeyler: kürk, elbise ve ayakkabı
Dr. Öngören, Rusya’da bir imkan bulduğu zaman mutlaka kürk alıp diktiriyor. Hava çok soğuk. Avrupa’da ise elbise ve ayakkabı yaptırıyor. Siparişler de oluyor. Örneğin Kazım Karabekir Paşa kürk sipariş etmiş. Hazır hiçbir şey yok. Her şey terzilerin elinden çıkıyor. Onun için paraları varsa ve iyi bir usta bulmuşlarsa elbise ve ayakkabı yaptırıyorlar. Uzun maliyet hesaplarına günlüğün her yerinde tesadüf etmek mümkün.
Türkiye’ye dönene kadar son meşgul olduğu işler
Esaretten kurtulmuş Türk asker kafilelerinin Anadolu’ya geçişlerinin sağlanması ve son Sovyet yardımlarının güvenli bir şekilde Türkiye’ye ulaştırılması. 12. kafileden söz ettiğine göre epey bir hareketlilik olmuş Moskova ile Batum arasında. Gelen yardımları Türk limanlarına taşımak için Preveze ve Alemdar gemileri kullanılıyor. Artık Karadeniz daha güvenli. Müttefikler savaşın bittiğini kabul etmiş durumda. Sovyetlerin zaferden sonra gönderdikleri yardımlar içinde otomobiller var .Bu dikkatimi çekti. Vurgulanması gereken nokta şu elbette. İki taraf içinde önemli işler başarılmış artık. Rusya’da iç savaş sona ermiş, Türkler Yunan ordusunu yenmiş, ve barışı müzakereye davet edilmişler.
Gürcistan’da karşı devrim girişimlerine tanık olmuş Tali bey. Kızıl Ordu tarafından bastırılmış bu girişimler. İdamlar olmuş. Karşı devrim için aksi inkılap ifadesini kullanıyor. Yani counter revolution.
Çankaya’da iki hasta: Gazi veLatife
Cumhuriyetten sonra Batum’dan İstanbul’a gitmiş; Ankara’ya geçerek Gazi ile Çankaya’da görüşmüş: tarih 13 Kasım 1923. Latife ve Gazi’yi hasta olarak bulmuş. Latife’nin annesi İstanbul’dan Ankara’ya gelmek üzere yola çıkmış kızını görmeye.
Gazi’yi muayene etmiş, sıtma atağından şüphelenmiş, tahlil için kan almış. İstanbul’da bakterioloji laboratuvarında şahsen incelemiş. Sonuç negatif çıkmış. Ama gene de şüpheleri devam ediyor. Hatırlatmak isterim Atatürk de sıtmaya tutulmuş, mütarekede İspanyol nezlesi de geçirmişti. Cumhurbaşkanı’nın geçirdiği atağın tam olarak ne olduğu konusunda şüpheleri olduğundan Berlin Tıp Fakültesinden Dahiliye Profesörü Frederich Kraus’un davet edilmesini önermiş. Bu arada Atatürk’ün iki enfarktüs geçirdiğini biliyoruz. Dr. Öngören belki de birincisine tesadüf etmişti.
Milletvekilliği teklifi ve sefirlik
Kendisine milletvekilliği teklif edilmiş, o dış görev istemiş, başlangıçta Balkan ülkelerinden birinde elçilik düşünülmüş. Muhtemelen münhal bir pozisyon olmadığından Varşova’ya elçi olarak tayin edilmiş; Polonya’da yeniden kurulan bir devlet o tarihlerde. Cumhurbaşkanının tayin kararnamesini imza tarihi: 3 Mayıs 1924.
Günlüklere dair değerlendirme
Dr. İbrahim Tali Bey’in günlükleri, Moskova’da başlıyor. Yıl 1920. Varşova’ya büyükelçi olarak atanması ile sona eriyor. 1924.
Günlüklerde, Rusya ve Almanya ve Batum’da bulunduğu zaman dilimini kapsıyorlar. Dr. Örgören’in güçlü bir gözlemci yanı var.
Dr. İbrahim Tali Bey. Atatürk ile Bingazi’de tanışmış. İlk defa orada karşılaşmışlar .
Tali Bey, 1920 sonbaharından, 1921’de Ali Fuat Paşa, Moskova büyükelçiliğine atanana kadar TBMM hükümetinin temsilcisi olarak Rusya’da kalmıştır. Askeri ve mali yardım sürecini yöneten iki kişiden biridir. Diğeri Hariciye Vekili Yusuf Kemal Tengirşenk.
Rusya’da devam eden iç savaş günlüklere pek az yansımış. Öngören’in kızları Almanya’da (Weimar) bir okulda yatılı öğrenim görüyorlar. Üç kızı var. Almanya’nın ekonomik durum hiç iç açıcı değil. Yüksek enflasyon var. Faşizmin güçlenme nedenlerinden biri bu. Diğeri ise revizyonizm: “Savaşta yenilmedik politikacılar Almanya’ya ihanet etti” anlamına geliyor bu motto. Her gün dolar, pound, mark ve Rus Nikola altını ve Sovyet parasının piyasa değerleri ile ilgili notları var. Hep endişeli. Çünkü yanında getirdiği paranın değeri her an değişiyor. Türk parası Osmanlı Bankasının tedavüle çıkardığı altın ve kağıt paralar.
Günlüklerde Almanya’daki siyasi ortama pek az değinilmiş. Halbuki Weimar cumhuriyeti kurulmuş. Kurucu Önder Friedrich Ebert. Almanya sosyal demokrasinin güçlü olduğu bir ülke. Sosyal Demokratlar, Nasyonel Sosyalistler ve Komünistler arasında ciddi bir iktidar mücadelesi var. Spartakist ayaklanmasının izleri hala devam ediyor. Tali Bey bunlara hiç değinmemiş.
Günlüklerin önemli bir kısmı, iki yıl süren Batum Başkonsolosluğu (Başşehbenderlik) dönemini kapsıyor. Görevi sırasında Kafkaslar bolşevikleştiriliyor. Kafkas federasyonu Moskova’ya bağlanıyor. Günlüklerde bu süreçlerden bahsediliyor. Ama objektif bir dış gözlemci üslubu ile. Tartışma neredeyse hiç yok.
Asıl ilgili olduğu konuların başında muhaceret geliyor. Rusya’da hala Birinci Dünya savaşında esir düşmüş Türk askerleri var. Sibirya’da bile Türk esirler var o tarihte. Onların dönüşü en çok meşgul olduğu konuların başında geliyor. Bir de Anadolu’ya silah ve mühimmat sevki.
Görevli bulunduğu Batum Anadolu’ya giriş- çıkış için son derece stratejik bir yer. Brest-Litovsk Anlaşması gereği Kars, Ardahan, Batum (elviye-i selase) Türkiye’ye terk edilmişti. Ama galipler cephesi Rusyayla kurulan statükoyu tanımadı. Kafkaslar-Batum dahil- İngiliz işgaline uğradı.
Bölge Moskova ve Kars anlaşmaları ile Sovyetlere terk edildi. Batum Acara Özerk bölgesinin idari merkezi oldu.
Günlüğe yansıyan bir başka nokta hekim olarak Büyük Atatürk ile yakınlığı. Kan örneği alıp, İstanbul’a götürüp bakterioloji laboratuvarında şahsen inceleyecek kadar.
Cumhuriyetten sonra da Varşova elçisi olmuş, milletvekilliği var ama onu asıl umumi müfettişlik görevleriyle tanıyoruz. Doğu vilayetleri ve Trakya müfettişlikleri. Her iki görevi sırasında yazdığı raporlar var. İbrahim Tali Bey politikanın içinde. Ama politikacı değil. Atatürk’ün çok önem verdiği akil adamlardan biri. Ona “Öngören” soyadını uygun görmüş.
Bütün bu atmosfer içinde Almanya’ya gittiğinde “Figaro’nun düğününü (teehhülü diyor) Tiflis’te Carmen ve Arşın Mal Alan Operetlerini izlemeyi ihmal etmemiş.
Çok Okunanlar
Fatih'teki vahşette yeni ayrıntı ortaya çıktı
Katil Semih Çelik'in babasının ifadesi ortaya çıktı
Narin Güran cinayetinin şifresi Arif Güran'dan mı geçiyor?
Semih Çelik'le gündeme gelmişti
Narin Güran cinayetinde rapordan DNA çıktı
İkbal Uzuner ile Semih Çelik’in son görüntüleri ortaya çıktı
Dünya Sağlık Örgütü'nden Türkiye için korkutan rapor
Planı görmek için 'kâhin' olmaya gerek yok da BOP’a tamam mı devam mı?!
'Altı kurbanın vücudundan farklı parçaları kesen bir seri katil...'
Herkes onun güzelliğini konuşuyor