SOPHİA LOREN KİMDİR?
Sophia Loren 1934 Roma doğumlu. Annesi Napoli’li bir piyano öğretmeni. Babası aristokrat kökenli bir inşaat mühendisi. İkinci Dünya Savaşı yıllarında nerede olduğu bilinmeyen bir babası var. Bu aynı zamanda uzun bir yoksulluk dönemi demek. Benim öncelikle vurgulamak istediğim nokta bu.
Sophia Loren'in hayatını Carlo Pontiile tanışmadan önce ve sonra diye ikiye ayırmak doğru olur. Bu da 16 yaşından önce ve sonrası demektir.
MÜTTEFİK BOMBARDIMANI VE BİR ŞARAPNEL PARÇASI
Insan hayatı çok kez küçük tesadüflere bağlıdır. Küçücük anların dinamikleri birbirine eklenerek hayatı belirler çoğu zaman. 1943 Temmuzu. Müttefikler İtalya’yı güneyden kuşatıyorlar. Bir çok yerden çıkarma yapılıyor. Mussolini devriliyor. Bu kez Almanlar Kuzeyden İtalya’ya giriyor. Mussolini Kuzeyde Hitler desteğinde bir yönetim kuruyor. Savaş çok yönlü/çok taraflı olarak Mussoli’nin kurşuna dizilmesine kadar devam ediyor. (28 Nisan 1945)
ABD, İngiltere, Fransız Direniş Cephesi, Fransa’nın Kuzey Afrikalı sömürge askerleri, Alman desteğindeki İtalya'yı faşizmden kurtarmak için yarımadanın askeri açıdan en zayıf noktalarından çıkarma başlatıyorlar. Napoli bölgesi de bunlardan biri. Çıkarma öncesinde uzun süre müttefik hava taarruzu devam ediyor. Napoli çevresindeki köy ve kasabalar bu hercümercten nasibini alıyorlar. Sophia, bombardımandan sığınağa kaçarken bir şarapnel parçası çenesinin altına isabet ediyor. Bu minicik parça birkaç santim yukarıya veya yüzüne çarpmış olsaydı. Herhalde sinema tarihinde Sophia Loren diye biri olamazdı.
Sophia, ilerleyen yıllarda kendisine defalarca estetik cerrahi önerilse de hiçbir zaman bunu kabul etmiyor. Carlo da burun ameliyatı öneriyor. Bence ağzı da biraz dikkat çekici. Belki de yüzünün özgünlüğünü sağlayan bu. Neticede Sophia, çenesinin altında taşıdığı izle istikrarlı adımlarla şöhrete kavuşuyor.
MÜTTEFİK ÇIKARMASINDA MAGRİPLİLER ( MOROCCON GOUMIERS)
Dikkatinize sunmak istediğim bir başka nokta ise şu: Müttefiklerin hedefi “Çizmenin” güney sahillerinden çıkarma yapıp Roma’ya doğru ilerlemektir. Bu sırada Sophia Loren, annesi, büyük annesi ve kız kardeşiyle birlikte Napoli'ye çok yakın bir kasabada oturmaktadırlar.Pozzuoli’de.
Sophia'nın annesi, büyük annesi ve kız kardeşi ile yaşadığı bölgeye Fas lejyonu askerleri çıkarılıyor. Bunlara Moroccan Goumiers deniliyor. İçlerinde Berberiler de var. İtalya’yı faşizmden kurtarmak için gelen bu lejyonlar halka yağma, tecavüz ve katliamların olduğu bir süreç yaşatıyorlar. Berlin'in düşmesinden sonra Rus ordusunun yarattığı travmanın bir benzeri burada da yaşanıyor.
Müttefikler bu Magripli askerleri kullanıyorlar. Savaşta korkusuz ve başarılılar. Vahşilik demek daha doğru olabilir. Nizami bir kuvvetten ziyade bir başı bozuk ordusu gibi davranıyorlar. Şunu söylemek istiyorum. Bu yönde açık bir beyanda bulunulmasa da Sofia Loren ve ailesinin başına “TwoWomen” filminde anlatılan hikaye gelmiş olabilir. Film Vittorio de Sica tarafından çekilmişti. (1960)
Sonunda Faşist İtalya’nın Almanlarla birlikte inşa ettiği üçlü savunma hattı yarıldı. Roma yolu açıldı. Bu travmatik hadiseler bu arada cereyan etti.
SOPHİA’NIN CARLO PONTİ ÖNCESİ HAYATI
Faşizmin yenilgiye uğratılmasından 1950'de Carlo Ponti ile karşılaştığı güzellik yarışmasına kadar Sophia'nın yaşama tutunma mücadelesi verdiğini söylemek mümkün. Büyükannesi, annesi ve kızkardeşi ile birlikte.
Bir ev- restaurant-barı açıyorlar. Napoli ve çevresi artık Amerikalılar tarafından işgal altına alınmış, büyükanne Amerikan askerleri için kiraz likörü yapıyor. Annesi piyano çalıyor. Şarkılar söylüyor. Sophia ise hizmet işlerine bakıyor. Masalara servis ve bulaşık yıkama işleri.
Ana kız ikisi de hep Roma'ya gitmek istiyorlar. Kendileri için yeni şanslar yaratmak düşüncesindeler. 1950'lerin başında Sophia, anlamlı bir eğitimi olmayan İtalyanca'dan başka dil bilmeyen yaşıtlarından endamıyla farklı. Dikkat çekici güzellikte bir genç kız.
QUO VADİS FİLMİNDE BİR KAÇ SANİYE GÖRÜNEN GENÇ KIZ
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Hollywood büyük ölçekli yapımlara yöneldi. Geniş mekanlarda binlerce figüranla çekilen filmlerdi bunlar. 1963 yapımı Elizabeth Taylor’un oynadığı Cleopatra filmini hatırlayın. Bunlar çok büyük yatırımlar.
Quo Vadis de büyük bir yatırım. Başrollerde Robert Taylor, Deborah Kerr oynuyor. Peter Ustinov da var kadroda. Konu Romalı asker Marcus Vinicus’un Roma’ya dönüşü. Roma’nın yanışı. Hristiyanlara yapılan zulüm. İmparator Neron döneminin sonu. Filmde Vicinus’un Roma’ya girişini izleyenler arasında Sophia Loren de var. Figuranlardan biri olarak.
Quo Vadis 1950 yapımı bir film. 1951’de gösterime sunulmuş. İtalya müttefik işgali altında. Çekimlerin bir kısmı Roma’da yapılmış. Çok başarılı bir film olarak sinema tarihe geçmiş.
Film Roma tarihi ile ilgili bir yapım. Filmin en önemli anlarından birinde filmin kahramanı halkın önünden geçiyor. Kendisini hayranlıkla izleyenler arasında Sophia Loren'in göründüğü birkaç saniye var. Bazı yerlerde köle kız olarak yazılmış. Ama Loren’in olduğu başka bir sahne görmedim.
Yıl 1950. Loren 16 yaşında. Ama çok daha büyük görünüyor.
SOPHİA’NIN GÜZELLİĞİ
Sophia, çocukluğundan itibaren resimleri incelendiğinde gösterişli bir kız çocuğu. Resimlerde yaşından her zaman büyük gösteriyor. 5-6 yaş gibi. Sanırım boyu ve kemikli vücut yapısı önemli rol oynuyor.
Genç kız resimlerinde bile kadın gibi görünüyor. Quo Vadis’teki rolünde de yaşından büyük gösteriyor. Boyu 1.74 olması rağmen daha uzun görünüyor. Göz makyajını iyi kullanıyor. Bir de bakışları oldukça etkileyici.
Sophia Loren , İtalyan sinemasının en büyük ismi oluncaya kadar zirvedeki star Gina Lollobrigida’dır. Gina, 1927 doğumlu ve 70’lere kadar dünyanın en güzel kadını sayılıyordu. Lollobrigida sanat eğitimi almış bir heykeltraş aynı zamanda. Ama sektörün dinamikleri onu geri itmiş, Sophia öne çıkmış.
GÜZELLİK YARIŞMASINA KATILAN BİR GENÇ KIZ
1950 yazında bir güzellik yarışmasına katılmış. Üç önemli ödülden biri onun olmuş: Miss Elegance.
Jüride Carlo Ponti de var. Ponti'nin resimdeki bakışlarını inceledim. Bakışlarını kaçırmaya çalışıyor. Adaya dikkatli bakmamak için. O anda aklından neler geçtiğini elbette bilemeyiz. Ama ilerde eşi olacak genç bir kız geçiyor önünden.
Sophia Loren’in bu yarışmaya katılması anlaşılır bir nedene dayanıyor. Bir kariyer hedefi var. Henüz içeriği tam belli olmasa da.
İçinde bulundukları sıkıntılı ekonomik koşullardan güzelliği sayesinde kurtulmak istiyorlar. Bu bütün aileyi de kurtarmanın bir yolu. Çok zor zamanlar geçirmişler. Babası Sophia’ya göre aristokrat kökenli bir İtalyan. Bir inşaat mühendisi ama savaş boyunca ortalarda yok. İki çocuğunun annesi ile evlenmemiş. Anladığım kadarıyla maişetleriyle de hiç ilgilenmemiş.
Bir resimde babasının kucağında görünüyor küçük Sophia üç yaşında. Roma'da bir klinikte doğmuş. Faşizmin İtalya’ya iyice yerleştiği yıllar. Mussolini bütün sol partileri kapatmış. Milletvekillerini parlamentodan atmış. Antonio Gramsci hapiste. Mussolini Akdenizde Mare Nostrum peşinde.
Loren’in annesi çocuklarını yanına alarak büyükannenin yanına sığınmışlar. Yer Napoli körfezinde küçük bir liman kasabası: Pozzuoli. Etrafta volkanik krater gölleri var. Örneğin Avernus.
Ailenin Pozzuoli’deki hayatı çok sıkıntılı geçmiş olmalı. 70'lerde yapılan bir TV söyleşisinde “hunger” ve “food” kelimelerini sıkça kullanıyor.
Sophia’yı üç dilde dinledim. İngilizce, Fransızca ve İtalyanca. İngilizce ve Fransızcayı hiç beklemediğim ölçüde güzel konuşuyor. Fransızca konuşurken daha kadınsı bir eda takınıyor. Ana dilini “yaygaracı bir İtalyan teyze” gibi kullanıyor. Kendisini en çok Fransızca konuşurken beğendim.
Savaşın büyükanne, anne ve kız kardeşiyle birlikte hiç kolay geçmediği sözlerindeki ifadelerden apaçık belli oluyor.
SİNEMANIN ALTIN ÇAĞI VE SOPHİA’NIN YÜKSELİŞİ
1950'ler dünyanın her yerinde üretim ve eğlencenin dorukta olduğu yıllar. Kapitalist dünyayı kastediyorum tabii ki.
Uzun savaş yıllarından sonra sinemanın büyük starları ortaya çıkıyor. Holywood bir endüstriye dönüşmüş. Büyük prodüksiyonlar bu dönemde yapılmış. Sophia20 ‘li yaşlarında ortasında büyük starların hepsi ile oynamış . Oynadığı bütün rollerin hakkını vermiş; her şey Carlo Ponti’nin desteği ile olmuş değil. Sadece güzel değil. Yetenekli genç bir kadın.
SOPHİA LOREN-CARLO PONTİ İLİŞKİSİNE TEPKİLER
Carlo Ponti 1950’de Sophia ile bir jüri üyesi olarak ilk karşılaştığında 38 yaşında. Sophia ise 16. Milanlı servetini arttırmaya çalışan biri. İkinci Dünya Savaşı yıllarında ne ile meşgul olduğu tam olarak belli değil.
Carlo Ponti o tarihte evli. 1946’da Giuliana Fiastri ile evlenmiş. İki çocukları var bu evlilikten: Guendalina (1951) ve Alex (1953)
Ponti’nin Sophia ile olan ilişkisi iki yönlü tepki almış. Birincisi sansasyonel yöndür. İkincisi tutucu Katolik yön. Malum Katolik nikahı kaydı hayattır. Şimdilerde oldukça gevşemiş ilkedir. Ponti, karısından boşanıp, Sophia ile evlenmek için epey dolambaçlı yollar denemiş. Engelleri aşmak için yaptıkları girişimler başarısız olmuş. Çift en sonunda Fransız vatandaşı olarak nikah sorununu aşabilmişler. İlk eşi de Fransız vatandaşı olmuş, boşanma işini bu suretle halletmişler. Fransız yurttaşlığına kabul kararının altında Cumhurbaşkanı Georges Pompidou’nun imzası var. (1965)
Carlo Ponti Sophia’nın her anlamda eğitilmesi burjuvalaşması için her şeyi yapmış. Bir yerde okudum aksan düzeltme dersleri bile aldırmış. Sosyal ortamlarda yadırganmasın diye. Buradan Sophia’nın Napoli ağzıyla konuşan Güneyli bir İtalyan olduğunu anlıyoruz. Nedeni şu: İtalyan birliğinin (Risorgimento) sağlanmasından sonra bile Kuzey-Güney İtalya arasında kültür ve dil açısından farklıklar devam ediyordu. Örneğin Sicilya'da yaşayan birinin İtalyancası ile Kuzeyde yaşayan arasında sınıf, kültür ve dil farklılıkları vardı. BuTürkiye içinde böyleydi. İletişim devrimi ve mobilizasyonun artması farklılıkları giderdi. Eşitledi.
Ciddi formel bir eğitim almamış olmakla birlikte Sophia güzel şarkı söyleyen “mevzun endamı” ile erkekleri etkileyen, oyunculuk yeteneği olan genç ve güzel bir kadın. Bu özelliklerine Ponti'nin sinema piyasasındaki kredisi eklenince kısa sürede bir Hollywood starı olmayı başardı.
Sophia ile birlikteliği Ponti’nin film yapımcılığı işinde şansını arttırmış, daha da parlamış. İtalyan ve Hollywood sinemasının en iyi yönetmenleri ile kaliteli yapımlara imza atmış.
Sophia, Ponti ile evlenip çocuk sahibi oluncaya kadar parlak bir kariyer sahibi olmuştu zaten. 70'lerden itibaren gişe endişesi olmayan filmlerde rol aldı.
Çiftin ilişkisi 50'lerde yadırganıp spekülasyonlara konu olurken uzun bir mücadeleden sonra evlendiler. Evlilikleri birliktelikleri hakkında algıyı değiştirdi. Özellikle İtalya’da. Temeli karşılıklı sadakat olan İtalyan ailesinin simgesi oldular. Bu arada hatırı sayılır bir servet yaptıkları anlaşıldı.
Uzun bir mücadeleden sonra Fransız vatandaşı olarak evlendiler (1966) Sophia’dan iki erkek çocuğu var Ponti’den. Carlo PortiJr (1968) ve EduardoPonti (1973)
ÇİFTİN MALVARLIĞI
Çiftin yaşadıkları mekanlardan en ünlüsü Roma'daki geniş malikanedir. (Villa Sara, on altıncı yüzyıldan kalma) ABD'de La Corcordia, Kaliforniya’da. 40 dönümlük bir arazi içinde bir başka mülkleri var. Adeta bir köy büyüklüğünde. Bin Meşeler Çiftliği. 1981’de Eve Arden’den satın almışlar. Manhattan’da bir apartmanları var. Apartman dairesi değil. İngiltere'de ve başka yerlerde birçok gayrimenkulleri var. Bir de Sophia’nın çok sevdiği Cenevre'de bir başka çiftlik var. Çocuklarını orada büyütmüş. Roma'daki mülk geniş bir arazi içindebir Şato ve sonradan yapılan müştemilat binalar var. 1964'te Roma’daki mülk ve Sophia’nın hayatı ile ilgili bir röportaj var. Ünlü bir magazin dergisinde. Yıl 1964 olduğuna göre Sophia 30 yaşında. Dünya çapında bir Hollywood yıldızı artık.
Bu arada Ponti’nin çok değerli bir resim koleksiyonu var. Muazzam bir servet demek bu. Koleksiyonu oluşturan parçalar çok özel. Rönesans sonrası Avrupa resim sanatının en değerli ürünleri Carlo Ponti’nin elinde bulunuyor.
Gerek mal varlığı gerekse elinde bulunan resim koleksiyonları nedeniyle Ponti defalarca İtalyan hükümeti ile karşı karşı gelmiş. Bunları kanun dışı yollarla elde ettiği iddia edilmiş. Mali açıdan sorunlarla karşılaşmış. Parası ve resimlerinin müsadere edildiği olmuş. Fakat Ponti bunların hepsi ile başa çıkmış. Uzun hukuk mücadelelerinden sonra müsadere edilen mallarını geri almayı başarmış.
Yasadışı yollardan yurtdışına sermaye çıkarma (kara para aklama) iddiaları var hakkında. Sophia Loren de vergi kaçırdığı gerekçesiyle mahkum oluyor: 18 gün hapis yatıyor Loren.
Neticede çift Hollywood sinemasının altın çağında geniş bir izleyici kitlesine ulaşmış ve hatırı sayılır bir servet sahibi olmuş.ABD ve Avrupa magazin basınında sürekli gündemde kalmışlar. Carlo Ponti 2007'de 94 yaşında öldü. Sophia ise Hollywood'un altın çağının son temsilcisi olarak parlamaya devam ediyor,
CARLO PONTİ’NİN RESİM KOLEKSİYONUNUN ANLAMI
Carlo Ponti güzel olan her şeye meraklı. Bunları kendi envanterine geçirmeye sahip olmaya çok önem veriyor. Bu bir resim veya heykel de olabilir. Bir gayrimenkul de. Başka bir şey de. Ponti’nin geniş bir resim koleksiyonu var mesela. Picasso, Pierre Renoir, Dali, Vincent van Gogh ve daha niceleri. Maddi olarak çok değerli parçalar. Örneğin ekspresyonist ressam Fransis Bacon’ın tabloları 7 milyon dolar değerinde. Bunlardan bazılarına İtalyan hükümeti el koymuş. müsadere etmiş. Yasa dışı yollarda elde edildiği iddiasıyla. Ponti 1990'larda müsadere edilmiş tablolarını hükümetten geri almayı başarmış.
SOPHIA LOREN HOLLYWOOD STARI
Ponti, asıl büyük başarının Hollywood üzerinden sağlanacağını düşündüğünden Sophia’yı Amerika'ya götürdü. Hiç İngilizce bilmiyordu. Kendisini geliştirecek dersler aldırdı. Büyük starlarla oynayacak hale getirdi. Quo Vadis’teki figüran kız kısa sürede Hollywood'da şöhrete kavuştu. Dönemin en meşhur starları ile oynadı.
Sophia Loren’in uzun bir sinema kariyeri var. Oynadığı bazı filmler çok ses getirmiştir. Örneğin “Siyah Orkide”. Antony Quinn ile oynamış.Yine Quinn ile Atilla filmi. Prideand Passion (1957, Cary Grand, Frank Sinatra ile)
Ponti'nin Sophia’yı Hollywood’a sokması hayatları açısından önemli bir dönem noktası olmuş. Hollywood sineması 30'lardan itibaren bir Altın Çağ yaşamıştı. İkinci Dünya Savaşından sonra daha parlak bir devre girildi.
Teknolojisinin ilerlemesi, büyük starların ortaya çıkması Hollywood sinemasının dünya ölçeğinde bir endüstriye dönüşmesini sağladı. Hollywood’un altın çağından birkaç isim vereyim: Clark Gable, Marylin Monre, Ava Garder, Humphrey Bogard,Gina Lollobrigida, Sophia Loren gibi isimler. . Loren,Ponti'nin 37 filminde oynadı
SOPHIA LOREN’İN BELLİ BAŞLI FİLMLERİ
Ponti, 2007'ye kadar 140 film yapmış. Bu filmlerin birçoğunda Sophia Loren oynamış. Bazı örnekler vermek gerekirse, “Yesterday, Today and Tomorrow” 1963 yapımı ve Marcello Mastroianni ile oynamış, 1959'da “That kind of a woman” Tab Hunter ile. 1964’de “The Fall of Roman Empire” Omar Sheriff ve MelFerrer ile.
Marcello Mastroianni ile çektiği “Sun flower filmi” 1971 tarihli. Film romantik bir savaş filmi. İtalyan, Fransız, Sovyet ve Amerikan ortak yapımı. Sahneler çoğunlukla Ukrayna, Moskova ve Poltova yakınlarında çekilmiş. Güzel bir film. Birlikte oynadığı diğer artistler Gregory Peck, Frank Sinatra, Marlon Brando. Brando’nun bir nezaketsizliği nedeniyle hayat boyu süren bir küslük durumu olduğunu da söyleyeyim.
2020'de oğlu Eduardo Ponti'nin çektiği “the life ahead” filminde İbrahim adında bir çocukla birlikte rol almış. Çok beğenilmiş.
Bir de ben Two Women filmini önemsiyorum. Filmde İtalya’da kızını işgal askerlerinden korumaya çalışan bir kadın var. Burada anne rolünde Sophia Loren var. Kızını da kendisine benzeyen bir çocuk oynuyor. 1943 müttefik taarruzu sırasında “Monte Cassino hattında” çok kanlı çatışmalar oluyor. Hattın düşmesinden sonra Faslı koloni askerlerinin (Moroccan Goumiers) tecavüz ve yağma hareketleri var. Bu olaylara “marocchinate” deniliyor. Bölge ahalisi için ağır bir travma. Bu olaylarla ilgili yayınlar ve belgeseller var. Bana göre bu filmde Loren’in kendi kişisel tarihi ile ilgili anlamlı bir şeyler var.
PONTİ’NİN YAPTIĞI DİĞER FİLMLER VE ÇALIŞTIĞI YÖNETMENLER
60’dan itibaren Ponti çok yoğun işler yaptı. Güzel para kazandı. 1954’te Federico Fellini ile ses getiren ilk filmini yapmıştı. La Strada (TheRoad) Vittorio de Sica ile İtalyan Usulü evlilik (1964) Ettore Scola ile “Özel bir gün” (1977) David Lean ile Doktor Jivago (1965) ,Jean Luc Godard ile “Kadın kadındır” (filmde Jean Paul Belmondo var, 1961 ) daha pek çok film. Bunlardan bazıları hakikaten kaliteli filmler olmakla birlikte bazıları da eğlenceye yönelik popüler filmlerdir.
1973'te yaptığı bir film nedeniyle Papa ve İtalyan hükümeti ile arası açılmış. Mahkemeye verilmiş. İddia şu: filmin adı “Roma’da katliam” Papa XII. Pius’un Nazi Almanyası işbirlikçisi gibi gösterilmiş. Büyük ihtimalle öyleydi zaten. Ponti, 6 ay hapse mahkum olmuş. Düşünceyi ifade hürriyeti ihlal ediliyor gerekçesiyle karar temyizde bozulmuş.
Ponti'nin İtalyan hükümetiyle daima problemleri olmuş. Hakkında davalar açılmış. 1979'da kara para aklamaktan 4 yıl hapis ve 24 milyon dolar karşılığı para cezası almış. 10 yıl uğraştıktan sonra bütün cezalardan kurtulmuş. Carlo Ponti bir İtalyan ve “devletten kurtulmanın” bir yolunu buluyor her zaman.
SOPHIA LOREN HAKKINDA ÜNLÜLERİN DUYGU VE DÜŞÜNCELERİ
Cary Grant ciddi ciddi Sophia ile evlenmek istemiş. “Prideand Passion” filmini birlikte çekerlerken. (1957) Peter Sellers sırılsıklam aşık olmuş. Marcello Mastroianni, Sophia’yı çok beğenmiş. Aslında Sophia da ondan hoşlanıyor. Richard Burton, kahverengi gözlerinden bakışlarından çok etkilenmiş. Antony Quinn ile iki defa oynamış. Sophia’nın güzelliği hakkında “Medieval Beauty” ifadesini kullanıyor.
CARLO PONTİ’Yİ TERCİH ETMESİNİN NEDENİ
Hollywood'un bütün ünlü starları Sophia’yı akıllarından geçirmişlerdir. Çok sayıda şansını deneyen olmuş. Olayların seyri bunu gösteriyor. Sophia onlardan biriyle birlikte olabilir, evlenebilirdi bile. Ama o 1950 yarışmasında önünden geçtiği kısa boylu-şişmanca İtalyan prodüktörü seçti. Fiziki olarak en dezavantajlı olan adayı.
Ponti, babası yaşında bir adam. Bence asıl sebep psikolojik. Babasından göremediği güven duygusu ile ilgisi olmalı diye düşünüyorum. Kendisine ilgi gösteren bir çok Holywood yıldızını beğeniyor aslında. Ama kararında belirleyici olan bir kız çocuğu olarak geçirdiği travmalar. Yaşadığı koşullar.
Napoli müttefik bombardımanın altındayken, şarapnel isabet ettiğinde, kaçarken yere düştüğünde, aç kaldıklarında, işgal askerlerinin bulaşıklarını yıkarken bir şeyin eksikliğini hissediyordu. Nerede olduğu bilinmeyen babasıydı bu eksiklik bence. İçindeki tedirginliği giderecek bir güven duygusuna ihtiyacı vardı. Carlo Ponti’yi tercihinin temelinde bence bu var.
SOPHIA İÇİN PONTİ KİMDİ?
Sophia ile ilgili olarak bir yerde 50 yıl aynı adamı seven “Hollywood Sireni” ifadesi kullanılmış. İlk karşılaştıklarında Ponti bir yapımcı. Aralarında 22 yaş fark var. Ponti zaman içinde, keşfedicisi, arkadaşı, aşığı, kocası, babası, küratörü oldu. 56 yıl birlikte oldular. Biri Meksika'da öbürü Paris'te iki defa evlendiler. Meksika’daki evlilikleri Katolik kurallarını delmek için yapılmıştı. Planları başarısız oldu. Vekilleri aracılığı yaptıkları bu evliliğe “Proxy marriage” denildiğini bu vesileyle öğrendim. Meksika kanunlarına göre evlendiler. Katolik Kilisesi tarafından iki evlilikle suçlandılar. Bu nedenle ayrıldılar. Nihayet 1966’da Fransız vatandaşı olarak evlendiler.
PONTİ’Yİ NEDEN KUTLAMALIYIZ?
Carlo Ponti İtalyan sinemasının en başarılı yapımcılarından biridir. Bununla birlikte hep Sophia Loren ile birlikteliğiyle anılır.
Ponti hakkında bazı yanlış düşüncelerim varmış. Ben Carlo Ponti’nin aristokrat- burjuva bir aileden geldiğini tahmin ediyordum. Tahminim pek doğru sayılmaz. Küçük burjuva bir aileden geliyor. Babası Milan'lı bir avukat. Epey de zengin. Kendisi de hukuk okumuş ama hukukla bir ilgisi olmamış. Sinemacılığa merak sarmış, genç yaşlarından itibaren. Sinemacılık işine önce ticari yönüyle başlamış. Dağıtımcılık işleri yapmış. Bunlar iki dünya savaşı arası dönemde olmalı herhalde. Carlo Ponti ile ilgili merak ettiğim şeyler de var. Cevabını bulamadığım.
Mesela Mussolini iktidara gelince ne yapmış? Dünya Savaşı yıllarında askere alınmış mı? belli değil. Faşist propaganda işinde istihdam edilmiş olabilir mi? Bir sonuca ulaşamadım.
Zengin bir aileden geliyor ama asıl büyük serveti kendisi yapmış, bütün fırsatları değerlendirmiş. 1945’ten sonra. Ünlü yönetmenlerle çalışmış, iyi işler çıkarmış. Güzel para kazanmış, en önemlisi Sophia’yı keşfetmiş, her şeyini ona adamış, onun gönlünü kazanmış. Onu Hollywood’un yakışıklı starlarına kaptırmamış. Marcello’ya bile.
Çok Okunanlar

Eski Genel Başkan Yardımcısı Bahçeli'ye sert sözlerle yüklendi

Husumetlisini namaz kılarken boğazını keserek öldürdü

Faiz kararı beklenirken bankaların mevduat yarışı

Kartalkaya yangınında '3 kişi yem edildi'

İYİ Partili isim söylentilere yanıt verdi

Meral Akşener katıldığı düğünde yeni imajıyla görüntülendi

'Yağma Hasan'ın böreği' yasası

Esen Gök kimdir, kaç yaşındaydı? Türkiye’nin ilk kadın yarış spikeri ölü bulundu

Patlayan buzdolabı evi kül etti

Emekli maaşlarına bloke ve kesinti mi geliyor?