Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.550

Okurlara merhaba!

Okurlara merhaba,

Bugün, 12 Punto basın dünyasına yeni bir soluk olarak yayınlarına başladı.

Bu platform, hiçbir kurum, kuruluşun veya bir şirketin yandaşı olmayan, hiçbir ulusal ve uluslararası fon ya da benzeri oluşumlarla ilişkisi bulunmayan bir yayın organı olarak; Türkiye’deki tek sesli medyaya yeni bir nefes olacak…

12 Punto, her şeyden önce halka duydukları sorumluluk duygusuyla hareket eden gazetecilerin kıymetli bir inşası.

Aynı zamanda 12 Punto, tamamen tarafsız, Atatürkçü, Cumhuriyet değerlerine saygılı, sol değerlerden, insan haklarından yani senden, benden, bizden kısaca insandan yana bir platform.

Ben de tüm bu değerleri bir çatı altında buluşturan 12 Punto’nun bir parçası olmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim.

12 Punto’da her Cuma yayımlanacak olan yazılarımla Türkiye’nin daha bağımsız bir yargıya, hukukun üstünlüğüne ve bu yöndeki toplum bilincini artırmaya katkı sağlamayı planlıyorum.

Ancak daha önce yargıç ve Cumhuriyet savcısı şimdi ise bir avukat ve öğretim görevlisi olarak toplumda öne çıkan hukuki sorunlarla ilgili olarak da siz değerli okuyucularla buluşacağız.

Bilindiği üzere yargı, toplumsal sorunlara müdahalede ve siyasal çatışmaların kaderini belirlemede son derece etkili bir araç olarak kullanılmaya elverişli bir yapıya sahiptir. Bu nedenle siyasal iktidarlar, yargıyı kendi program, hedef ya da hesapları için kullanmaya her zaman çok istekli olmuşlardır.

İşte yargının araçsallaştırılarak aslında hedefi olan adaletten uzaklaşıp siyasallaştığında yargıda ciddi tahrifatlar meydana gelmektedir. Özetle siyasal yargı yürürlükteki hukuk kurallarına uyulmadan, yargının, siyasal baskı ve tasfiye amacıyla kullanılması anlamına gelmektedir.

Bu sorun, ceza hukuku alanında daha gözle görülür haldedir. Çünkü ceza hukuku araçsallaştırılıp, baskıcı ceza hukuku anlayışı egemen kılındığında, toplumdaki muhalif kesimlerin veya sivil toplum örgütlerinin hedef seçilerek, onların baskılanması kolaylaşmaktadır.

Sanılanın aksine yargının siyasallaşması sadece totaliter rejimlerde olmaz. Totaliter olmayan rejimlerde de baskıcı ceza hukuku bir diğer ifadeyle düşman ceza hukuku uygulamalarının varlığı gözlemlenmektedir.

İşte bu yazılarımda siyasallaşan yargının son yıllarda düşman ceza hukuku uygulamalarını aratmayacak şekilde Türkiye’de verdiği kararlara sıklıkla yer vereceğim.

Otuz yıla yaklaşan hukukçu kimliğimle eğer bir mahkeme, kararını verirken hukuku ve adaleti değil, egemen ya da resmî ideoloji veya devlet aklını referans aldığı yönünde bir bilgim olursa bu mahkeme kararını da bu yönleriyle eleştirerek siyasallaşan yargı kararlarına dikkat çekeceğim.

Amacım, bu şekilde toplumu, adaletten uzaklaşan mahkeme kararları yönünden uyararak, aynı zamanda toplumun hukuk ve adalet bilincini de artırmaya katkı sağlamaktır.

Şimdiden tüm okurlarımı saygıyla selamlıyorum.