Kıbrıs ve Filistin...

Doğu Akdeniz'de güçlü olmamızın yolu Kıbrıs'a sahip çıkmaktan geçiyor. Tarihi, siyasi, jeopolitik, stratejik açıdan büyük öneme sahip... Sadece Türkiye için değil bölgenin güvenliği ve geleceği için de... Emperyalizm eliyle yaratılmak istenen BOP merkezli İkinci İsrail'e karşı da stratejik değerde...

Doğu Akdeniz'de ve bölgemizde KKTC ile birlikte Filistin'in varlığı da emperyalist planlara ve tehditlere karşı büyük önem arz etmektedir.

Cumhurbaşkanının BM Genel Kurulu'ndaki konışmasında, Doğu Akdeniz'de Türkiye ve KKTC'yi dışlayan projelerin başarılı olamayacağını vurgulaması ve uluslararası toplumu KKTC'yi tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler tesis etmeye davet etmesi anlamlıdır.

Yine Filistin'in devlet olarak tanınması çağrısı, ardı ardına birçok ülkenin Filistin Devleti’ni tanıması önemlidir.

Filistin ve Kıbrıs bu anlamda birbirinden ayrı değerlendirilmemelidir. Gelecekleri ortaktır...

Bu koşullarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)'nde 19 Ekim Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi özel bir anlam ifade etmektedir.

Mavi Vatan'ın kalbinde bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınması, Adada eşit statülü ve iki devletli bir yapının kabul edilmesi hususunda diplomasi başta olmak üzere her alanda etkin çabanın sürdürülmesi hem ülkemiz hem de bölgemiz için kritik bir yere sahiptir.

Seçimlerin değeri bir de böyle okunabilir...