24 Kasım Öğretmenler Günü. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e ‘Başöğretmen’ unvanının verilişinin yıl dönümü. Başöğretmeniz Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.
Bu yıl da öğretmenler birçok sorunla kutluyorlar günlerini. Ekonomik sorunlar, meslek yasası ve statü sorunları, mülakat ve atama süreçlerinde liyakata dayalı olmayan sonuçlar, disiplin ve çalışma koşullarındaki sorunlar, özlük haklarına ilişkin olumsuzluklar bulunuyor.
ÇOK ŞEY SÖYLEYEN ANKET
21 Kasım günü İstanbul’da, kısa bir süre önce kurulan ve eğitim emekçilerinin örgütlü olduğu Hürriyetçi Eğitim Sendikası’nın basın toplantısındaydım. Gerçekleştirdikleri “Eğitim Çalışanlarının Ekonomik Durumunun Tespiti ve Beklentilerine Yönelik” anketin sonuçlarını Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu açıkladı. Toplam 7 bin 593 eğitim çalışanıyla yapılan anketin sonuçları, Türkiye’de öğretmenlerin ekonomik ve sosyal durumuna ilişkin dikkat çeken veriler barındırıyor. Durum giderek kötüleşiyor. Eğitim çalışanları kredi kartına bağımlı hale gelmiş durumda. Tıpkı ülkemizde emeğiyle geçinmek durumunda olan milyonlarca emekçi gibi…
Ankete göre, öğretmenlerin yüzde 85,6’sı borçlu, yüzde 81’i ay sonunda cebinde para kalmadığını söylüyor. Ek iş yapanların oranı yüzde 17. “Ekonomik durumum eskiye göre daha kötü” diyenlerin oranı ise yüzde 86. Aylık bütçenin yarısını kredi ve borç ödemeleri oluşturuyor.
Sizleri rakamlara boğmak istemem ama, Hürriyetçi Eğitim-Sen Başkanı Levent Kuruoğlu’nun açıkladığı anketteki dikkat çeken verileri, tabloyu daha da net görmek açısından sizlerle paylaşmak istiyorum:
Maaşlarının yüzde 50,9’u kredi/borç ödemelerine, yüzde 33,3’ü gıda harcamalarına, yüzde 9,7’si kira ödemelerine, yüzde 2,7’si eğitim harcamalarına, yüzde 2,4’ü faturalara gidiyor.
Yüzde 61 kredi kartı borcunu düzenli, yüzde 24,1 sadece asgari tutarını ödeyebildiğini, yüzde 11,4 ise düzenli ödeyemediğini belirtiyor. Aylık bütçede en çok yer tutan harcama kalemi; yüzde 50,9 ile kredi/borç ödemeleri, yüzde 33,3 gıda harcamaları, yüzde 9,7 kira ödemeleri, yüzde 2,7 eğitim harcamaları ve yüzde 2,4 faturalar.
Eğitim çalışanlarının yüzde 90,1’i aldığı maaş ile tasarruf yapma imkânı bulunmuyor.
Aldığı maaşın tatil yapma planını olumsuz etkilediğini belirtenler yüzde 96,8, yüzde 90’ı evlilik/çocuklarını evlendirme kararına olumsuz etki yaptığını, yüzde 85,9’u aldığı maaşın mesleki motivasyonunu olumsuz etkilediğini dile getiriyor.
Ekonomik kaygıların aile içi ilişkileri olumsuz etkilediğini söyleyenler yüzde 79,2 oranında.
Ülke ekonomisine ve mevcut enflasyon rakamlarına güven ise hayli düşük. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamına inananların oranı yüzde 1,2.
Fiyat artışlarının sebebinin ekonominin kötü yönetilmesinden kaynaklı olduğunu düşünenler yüzde 74,9 iken, yüzde 11,2’si yerli üretimin yeterli olmamasını, yüzde 9,2’si fırsatçıları, yüzde 1,9’u döviz kurunu ve yüzde 2,8’si ise hepsini gerekçe gösteriyor.
Bir diğer dikkat çeken veri ise ekonominin daha iyi olacağına inananların oranının yüzde 57,6 olması. Eğitim çalışanlarının ekonomik durumlarının iyileştirileceğine dair iktidara inanmayanlar yüzde 76,5.
“MESLEK ONURUMUZ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ!”
Eğitim emekçilerinin örgütlü olduğu ve yıllardır mücadele eden Eğitim-İş Sendikası’nın göreve yeni seçilen Genel Sekreteri Seher Ergin’den 24 Kasım için görüşlerini aktarmasını rica ettim. Yıllardır hem öğretmenliğinden hem de İstanbul ve Adana’daki sendikal ve mesleki emeklerinden tanıdığım Ergin, “Bu anlamlı ve öğretmenlik mesleğinin toplumsal değerinin vurgulandığı gurur günümüzde ne yazık ki derin bir burukluk yaşıyoruz” dedi.
Atatürk’ün öğretmenlerin yalnızca bilgi aktaran bireyler değil, Cumhuriyetin temellerini güçlendirecek, çağdaş bir toplum inşa edecek rehberler olduğunu vurguladığını hatırlatan Ergin, “O’nun liderliğinde, eğitim seferberlikleri başlatılmış; öğretmenlik mesleği, Cumhuriyet değerlerinin taşıyıcısı olarak en yüksek mertebede tanımlanmıştır. Bugün bizler, onun gösterdiği yolda, bilimsel, laik ve çağdaş eğitimin savunucusu olmayı sürdürüyoruz” dedi. Ancak bugün, öğretmenlik mesleğinin, Cumhuriyet tarihimizde hiç olmadığı kadar değersizleştirilmeye, itibarsızlaştırılmaya ve baskı altına alınmaya çalışıldığına dikkat çekti.
Eğitim-İş Genel Sekreteri Seher Ergin öğretmenin sözlerini yorumsuz olarak aktarıyorum:
“Eğitim emekçileri ağır çalışma koşullarına mahkûm edilmiş, ekonomik ve sosyal hakları gasp edilmiştir. Kadrolu, sözleşmeli, ücretli gibi ayrımlarla bölünen öğretmenler, güvencesiz çalışma koşullarında adeta sömürülmektedir. Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) gibi dayatmalarla öğretmenlerin emeği, mesleki birikimi ve diplomaları hiçe sayılmıştır.
Öğretmenler, geçim derdi ile boğuşmakta; sınıflarına umut ve heyecanla değil, kaygı ve buruklukla girmektedir. Yoksulluk sınırının altındaki maaşlarla yaşamaya zorlanan eğitim neferleri, emekliliği bile hayal edemez hale gelmiştir. Üstelik liyakatsizce atanmış yandaş yöneticilerin keyfi uygulamalarıyla mobbing ve baskılara maruz kalmakta, haklarını aradıklarında ise soruşturma ve sürgünlerle tehdit edilmektedir.
‘ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ KARARTMAKTADIR’
Laiklikten uzaklaşan müfredat ve eğitimin bilimsellikten koparılması, yalnızca öğrencilerimizin değil ülkemizin geleceğini de karartmaktadır. Eğitim sisteminde gerici ve siyasi baskılar, öğretmenlerin toplumdaki itibarını ve eğitimin niteliğini zedelemektedir. Ancak öğretmenler, tüm bu zorluklara rağmen laik, bilimsel, adil ve nitelikli bir eğitim için mücadeleyi sürdürmektedir.”
Ergin, taleplerini ve mücadelelerini de şöyle sıraladı:
İnsanca yaşam için onurlu bir ücret talep ediyoruz!
Eğitim çalışanları arasında ayrımcılığa son verilmesini istiyoruz!
Ücretli ve sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılmasını, güvenceli ve kadrolu atama yapılmasını istiyoruz!
Atamalarda mülakatın kaldırılmasını, liyakatin esas alınmasını talep ediyoruz!
Ek ders ücretlerimizin artırılmasını ve emekliliğe yansıtılmasını istiyoruz!
Öğretmenlere yönelik şiddetin önlenmesi için etkili tedbirler alınmasını istiyoruz!
Eğitim sisteminin bilimsel ve nesnel ölçütlere göre düzenlenmesini, okulların yeterli personelle desteklenmesini talep ediyoruz!
Her şeyden önce, meslek onurumuzu geri istiyoruz!”
Bir ülkenin, toplumun ve geleceğin en önemli bireyi öğretmen. Sadece bilgiyi aktaran değil, geleceğe yön veren, toplumun aydınlık yarınlarını inşa eden rehber onlar. Sorunları çok. Yaşadığımız koşullardan bağımsız değil elbette…
Ülkemiz için, bilimsel, laik, çağdaş ve özgür eğitim sistemi ve yarınlarımız için, meslek ve özlük hakları için verdikleri çabalarda başarılar diliyorum. Tüm eğitim emekçilerinin Öğretmenler Günü’nü bir kez daha kutluyorum.
Çok Okunanlar
26 Kasım Salı günü Gelinim Mutfakta puan durumu: Günün birincisi kim oldu?
27 Kasım Çarşamba (Yarın) okullar tatil mi?
Narin cinayetinde şok gelişme: Enes'in yüzündeki ısırıkların nedeni belli oldu
Reyting sonuçları açıklandı! 25 Kasım Pazartesi en çok hangi yapım izlendi?
26 Kasım 2024 günlük burç yorumu: Merkür retrosu bugün başlıyor!
GSS prim borcu affı kimleri kapsayacak, şartlar neler? Borç nasıl sorgulanır?
GSS borç affı kimleri kapsayacak?
Erdoğan TFF Başkanlığı için o ismi düşünüyor!
Valilikler peş peşe açıkladı: 24 ilde okullar bugün tatil!
Gözaltına alınan belediye başkanı Cengiz Dündar kimdir?