Sakın ama sakın unutma!

Ülkemizde olaylar o kadar hızlı yaşanıyor ki gündemi yakalayıp, anlayıp, analiz edip yorumlayana kadar başka birçok gelişme yaşanıyor. Hızı baş döndürücü nitelikte... Birine bakamadan bir diğeri... Ekonomi, hukuk, adalet, demokrasi, temel hak ve hürriyetler... Etraflıca değineceğiz…

SAKIN UNUTMA!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 43 yıldır bağımsız bir devlet olan vatan toprağımız…

Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın Avrupa Birliği (AB) ile gerçekleştirdikleri zirve sonrası, Kıbrıs Rum Kesimi’ni 'Kıbrıs Cumhuriyeti' olarak tanıma kararları gündem yoğunluğundan mı yoksa başka nedenlerden mi yeterince konuşulmadı!

Bu ülkemiz ve KKTC için oldukça kötü sonuçlar içeren bir gelişmedir.

Kıbrıs davasının efsanevi liderleri Dr. Fazıl Küçük’ü, Rauf Denktaş’ı, Barış Harekatı'nın mimarları Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ı, vatan için şehit düşen kahramanlarımızı, gazilerimizi, emperyalistlerin kışkırtmasıyla Rum çeteciler tarafından katledilen soydaşlarımızı, vatan toprağı için yaşamını hiçe sayanları, mücadelelerini saygıyla anıyorum.

Türk Cumhuriyetleri’nin Kıbrıs Rum Kesimi’ni adanın temsilcisi şeklinde tanımalarına karşı nasıl bir yol izlendi? Bundan sonrasında ne yapılacak? Türkiye, KKTC’nin uluslararası arenada tanınması için bundan sonra nasıl bir yol izleyecek?

Türk Cumhuriyetleri ile ilişkileri sürdürerek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üye olarak almaları ve bu ülkelerin KKTC’yi de tanıması veya doğrudan uçuşları ve ticareti başlatıp KKTC’de siyasi konulardan da sorumlu ticaret ofisleri açmalarını sağlamak için yapılacakları izleyip göreceğiz...

***

Prof. Dr. Hasan Ünal ile bu hususta 12punto Youtube kanalında etraflıca bir yayın yaptık.

Kıbrıs davasında yıllardır bıkmadan usanmadan gerçekleri dile getiren Hasan Ünal hoca, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine çok büyük tepkiler vererek bu ülkelerle ilişkilerimizi bozmamız Rum/Yunan ikilisine bayram ettirir görüşünü savunuyor.

Tabii bunu yapmamak lazım ama bu konuyu öylece bırakıp sineye çekmek de doğru olmaz diyor.

Azerbaycan’ın tavrını da olumlu buluyor.

Türkiye’nin bu süreçte yapması gerekenlere ilişkin de somut önerileri var:

İslam İşbirliği Teşkilatı içerisinde yoğun bir lobi faaliyeti yürütülerek KKTC’nin ‘Kıbrıs Türk Devleti’ adıyla temsilinin anayasal adına yani KKTC’ye dönüştürülmesi için çalışmalar yapılabilir.

Rumların AB’yi kullanarak yaptıkları bu girişimlere adadan da doğrudan cevaplar verilebilir. Örneğin, Mal-Tazmin Komisyonu’nun lağvedilmesi, Erenköy’ün iskana açılması ve BM Barış Gücü ile ilişkilerin askıya alınması gibi pek çok konu gündeme getirilebilir.

Rum tarafı ile hiçbir görüşme yapılmayacağı açıklanabilir. Hatta sonuçta KKTC ile Türkiye'nin 2002 yılında belirlenmiş ve siyasi iktidar tarafından askıya alınmış olan entegrasyon projesine geri dönüşü dillendirilebilir.

***

Yine soralım: 15 Kasım 1983 tarihinden bu yana bağımsız bir devlet KKTC. Neden bu geçen 42 yılda hiçbir ülke tarafından tanınmadı?

Eksiklikler, yanlışlar neler?

Vatan toprağımız, Doğu Akdeniz’de Mavi Vatan’da çok büyük bir stratejik öneme sahip Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin devlet olarak tanınması önümüzde büyük bir görev olarak durmaktadır.

24 Temmuz Barış Harekâtı’nın 51. yıl dönümünün yaklaştığı şu süreçte bizlere yüklenen bu sorumluluğu yerine getirmek için daha çok çaba sarf etmeliyiz!

KIBRIS DAVAMIZ SAKIN AMA SAKIN UNUTULMASIN!