Samimiyet sınavı…

Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen…

Ortadoğu’da tetikçiliği İsrail tarafından yapılan bu vahşeti, ABD emperyalizminden ve onun suç ortağı konumunda olan Batı Avrupa’dan bağımsız düşünmek, bu durumu sadece ve sadece “İsrail’in tarihsel emelleri”ne indirgemek büyük bir yanılgıdan öteye gitmez!

Elbette ki, İsrail’in tarihsel emelleri var ve bu önemli; ancak görünenin arkasındakini görmek daha da önemli! Konu, enine-boyuna ve derinlemesine irdelenmesi gereken bir yere sahip...

Bu durum tam olarak anlaşılmadan, olup biteni de doğru kavramak mümkün değil!

Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) öyle söylendiği gibi rafa kaldırılmadı. Sinsice ve ağır ağır ilerliyor…

Ancak, bizi en yakından ilgilendiren bir başka mesele; İslam ülkelerinin, özellikle de İsrail’e olan tepkinin öncüsü olduğunu iddia eden ülkemizin sergilediği tutum ile ilgili (!) Bu vesileyle tarihsel ve toplumsal bilinç için, buna büyük bir ihtiyaç var.

İsrail ile olan ilişkilerde; sahada olanlarla, İsrail’e keskin bir dille yapılan saldırılar örtüşüyor mu? İlişkileri irdeleyerek bunu anlamak hiç de zor olmasa gerek (!)

Savaş sanayisinde kullanılan malzemelerden tutunda, cephede İsrail askerlerinin kullandığı en temel ihtiyaç malzemelerini kim yolluyor?

Daha düne kadar, İsrail’in temel ihtiyaçlarının tedarikçisi konumunda iken, geç de olsa, kamuoyunda oluşan devasa boyutlu tepkilerden hareketle kısmi bir ambargoya başvurmak zorunda kalındı. İhraç edilen malzemelerin listesine baktıkça ürpermemek mümkün değil (!)

Filistinli çocuğu katlettikten sonra dinlenen İsrailli askerin içtiği su nereden geliyor?

Örnekler maalesef o kadar uzar ki…

Samimiyet sınavına tabi tutmak gerekiyor bazılarını…

Ve herkesin kendisine sorması gereken bir soru bulunuyor: Sahiden, kim bizden?

Şimdilik rafa kalktı. Ya sonra?

100 bin TL üzerinde kredi kartı limite olanlardan yıllık 750 TL ‘Savunma Sanayii Destekleme Fonu' vergisi büyük tartışma tartışma yarattı. Karşı çıkanları 'vatan hainliği'yle suçlamakta ise gecikilmedi. Akın akın limit düşürmeye başladı insanlar. Seferberliği sadece halk değil hep beraber yapalım, kamuda da tasarruf sağlansın, milletvekili ve yöneticiler de yılda bir maaşını bağışlasın kampanyaları başladı. Bu tepkiler sonrasında söz konusu uygulamanın görüşmelerinin 2025 yılına bırakıldığı açıklandı.

Şimdilik rafa kalktı. Bakalım, o zaman kadar başka vergi seçenekleri düşünülür mü? 24 saat çok uzun değil, 1 saat sonra bile her şey olabilir…