Ellerin roketiyle uzaya çıkmak

Türkler artık uzayda…

Nihayet rüyamız gerçek oldu ve uzayı da fethettik!

Gerçi bizim ilk uzay maceramız taaa 1973 yılına dayanıyor. Uzaya giden ilk Türk turist pardon ilk Türk, Turist Ömer’di. 

Sadri Alışık, Orin gezegeninin altını üstüne getirmişti. 

Turist Ömer’den sonra Arif de uzayda bayrağımızı dalgalandırmıştı. Cem Yılmaz’ın canlandırdığı Arif karakteri, uzaylılara halı satıp G.O.R.A. gezegeninde sucuk bile kızartmıştı. Hatta uzaylı bir kıza aşık olup robot bir kanka bile yapmıştı kendisine!

Şaka bir yana şimdi gerçekten uzaydayız. Ama uzayda olmamızın maliyetini ve bize faydasını konuşacak olursak uzaya çıkmamızın filmlerdekinden farksız olduğunu göreceğiz. 

Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, Ax-3 mürettebatıyla uzaya çıktı. İşin şov kısmı harika… Kalem çevirip yer çekimini test etti. Uzaydan canlı bağlantı ile Türk halkına selam verdi. 

Astronotumuz, Ulu Önder Atatürk’ün “İstikbal Göklerdedir” sözünü uzaydan hatırlatınca hepimizin göğüsü kabardı. Duygulandık...

Ama burada asıl kazanan kim?

Tabii ki bu turistik seyahati organize eden turizm şirketi Axiom Space ve Elon Musk!

Fırlatış, Elon Musk’ın sahibi olduğu SpaceX’in Falcon 9 roketi ile yapıldı.

Ax-3, Houston merkezli Axiom Space adlı şirketin üçüncü uzay taşımacılık misyonu…

Bu seyahatin kişi başına 55 milyon dolara mal olduğu ortaya çıktı. Yani 1.6 milyar Türk Lirası. Bu da 94 binin üzerinde asgari ücrete denk geliyor. 

Dünyanın ilk turist astronotu olma şerefine 2001 yılında uzayda 8 gün kalan Amerikalı mühendis Dennis Tito, 20 milyon dolarak ödeyerek sahip oldu.

2009 yılında Cirque du Soleil’in kurucusu Guy Laliberte, 35 milyon dolar  harcayıpv uluslararası uzay istasyonuna yolculuk yapanlar kervanına katıldı. İngiliz milyarder Richard Branson ise 70 yaşında "uzaya çıkan ilk milyarder ünvanı"nın sahibi oldu. 

Yani parayı veren soluğu uzayda aldı. 

Mesela İngilizler, Branson uzaya turistik seyahat yaptığı için gururlu mu bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var o da Branson uzay seyahatinin parasını kendisi ödemişti. 

Türkiye’nin ilk uzay yolcusu Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 14 gün kalacak.

Peki ilk Türk astronot bu 14 günde ne yapacak?

Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ve TÜBİTAK Uzay uzmanlarından oluşan bir komisyonca belirlenen ve aralarında kanserden bağışıklık hücrelerine, alglerden propolise kadar literatüre katkı sağlayacak çalışmaların bulunduğu 13 deneyi gözlemleyecek.

Gezeravcı’nın bu bilimsel çalışmalardaki rolü ne olacak? Çünkü ilk uzay yolcumuz aslında bilim insanı değil bir pilot. 

Axiom Space’in internet sitesinde yer alan bilgiye göre Gezeravcı, İstanbul Hava Harp Okulu'nda Elektronik Mühendisliği alanında lisans eğitimini tamamladı. Ayrıca Wright-Patterson Hava Kuvvetleri Üssü'ndeki Hava Kuvvetleri Teknoloji Enstitüsü'nde yüksek lisans yaptı.

Türk Hava Kuvvetleri'nde savaş pilotu olarak görev yapan Gezeravcı, aralarında F-16'nın da bulunduğu birçok uçakta 15 yıllık uçuş tecrübesine sahip. Ayrıca Türk Hava Yolları'nda yedi yıl kaptan pilotluk yaptı. 

Şimdi şöyle düşünelim Amerika kıtası 1492 yılında keşfedildi. Geçen yaz Süleyman Bey ve eşi Hanife Hanım bir Cruise gemisine kişi başı 3500 euro para ödeyip Amerika kıtasına turistik seyahate gittiler… Amerika’ya ayak bastıkları için bu kadar yaygara kopardık mı?

Kimse kusura bakmasın ama bu uzay seyahati tam olarak turistik bir seyahat oldu maalesef.

Ancak bir Türk’ün ilk kez Everest’e tırmanması, ilk kez Manş denizini geçmesi gibi hafızamıza kazınacak. 

Şimdi biz uzaya mı çıkmış olduk?

‘Hayır’

Uzaya çıkmak için bunun teknolojisini geliştirmeli, roketimizi yapmış olmalı, teknolojik olarak bunu Türkiye’den kontrol ediyor olmalıydık. O zaman Türkler uzayda diyebilirdik.

Dünyanın en pahalı turistik gezisi ile elbette gurur duymalıyız!

Ama günün sonunda elimizde kalanı söyleyeyim;

“Kanka bir gün gene uzaydayız böyle arkadaşlarla…” 

“Oğlum Ay’ın karanlık yüzünde bir arsa var ucuza kapatıp orada bir yazlık yapmayı düşünüyorum”

“Valla artık dünyalı kızlardan hayır yok. Ben uzaylı bakıyorum” diye sosyal medyada başlayan şakalar uzayıp gidecek. Bize kalan da bu olacak gibi…