Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8385
Dolar
Arrow
34,1542
İngiliz Sterlini
Arrow
44,9695
Altın
Arrow
2916,0000
BIST
Arrow
9.109

İngiltere katil ve tecavüzcülere acımayacak! Daha ağır cezalar yolda

İngiltere’de yeni yasama yılı dün açıldı. Kral Charles tahta oturduktan sonra ilk kez Lordlar Kamarası’nda düzenlenen oturuma katıldı. Kral, hükümetin yasa dışı göç, çocuk istismarı ve antisemitizmle mücadelesinin süreceğini belirtti. 

Yeni yasama yılında İngiltere’de bir dizi değişiklik bekleniyor. İngiliz basınının iddiasına göre de en büyük değişiklik ceza yasasında yapılacak. 

Yaklaşan genel seçimler öncesi Başbakan Rishi Sunak’ın kozlarından biri olacak ceza yasasının en göze çarpan yanı; katillere ve tecavüzcülere daha ağır cezalar verilmesi planı…

Meclis, suçları sadist veya cinsel davranış içeren katillerin hayatlarının geri kalanını hapiste geçirmekle karşı karşıya kalacağı yeni bir ceza yasa tasarısının yürürlüğe konmasını onaylayacak. Kanundaki değişiklik, belirli davalarda ömür boyu hapis cezası verilmesi gerektiği anlamına gelecek ve hakimler yalnızca istisnai durumlarda bu kararı vermemeyi seçebilecek.

Yani bu suçla hakim karşısına çıkacaklar ömür boyu hapis cezası ile yargılanacak. 

Ceza yasası Sunak’ın seçim kozu olur mu belli değil ama son yıllarda artmaya başlayan cinsel suçlar açısından caydırıcı olacağı kesin. 

***

 

FİLİSTIN’DEN GELEN GÖRÜNTÜLER ARTIK TEPKİ ÇEKİYOR

Tüm dünya Gazze’de yaşananlara taraflı bakıyor. 

Avrupa ülkeleri ve ABD, 7 Ekim’de Hamas’ın saldırısı ile başlayan kaosta sonucuna bakmaksızın İsrail’in yanında.

Ancak İsrail’in intikam cevabı artık insani sınırları zorluyor. Hamas hedefteyken sivillerin ve çocukların öldürülmesi yavaş yavaş uluslararası kamuoyunda da tek tük bile olsa ses getirmeye başladı. 

İnsani değerler artık bu savaşta ateşkes zamanı geldiğini açık açık gösteriyor.

Avrupa’da yaşayan Müslümanların protesto yürüyüşleri her ne kadar milliyetçi basının hedefinde olsa da bazı gazeteciler savaşın çirkin yüzünü yazmaya başladı. 

Dünyanın saygın gazetelerinden İngiliz The Guardian Gazetesi’nin önemli isimlerinden Simon Jenkins, bugünkü makalesinde savaşın karanlık yüzüne işaret etti. 

Jenkins, “Artık İsrail ve Gazze’den gelen görüntüleri izleyemiyorum” başlığı ile kaleme aldığı yazısında yaşanan insanlık dramını kimsenin görmeye tahammüllü kalmadığını belirtti. 

Jerkins, konuya gazetecilik etiği üzerinden yola çıkıp değindi. “Hayatımda ilk kez haberleri izleyemiyor ve okuyamıyorum. Sunumu beni çok üzüyor” derken habercilerin savaşın korkunç görüntülerini reality şov gibi sunduğunu yazdı. Alt metinde savaşın korkunç görüntüleri lafı bile uzun zamandır kullanılmıyordu.

 

***

 

EVET BEYLER NE YAPIYORUZ ŞİMDİ? DİLEK İMAMOĞLU İLE DİDEM ÖZEL’İ KAPIŞTIRALIM!

CHP’de Genel Başkan değişikliğinin üzerinden henüz saatler geçti.  .

Anlı şanlı Türk basını başladı yazmaya:

 “Özel ile İmamoğlu arasında ilk çatlak!

“PM listesinde anlaşamadılar!

“İmamoğlu Tüm Büyükşehir başkanlarını belirlemek istiyor!

Daha önce ne yazılıyordu?

“İmamoğlu’nun gözü Genel Başkanlıkta!”

“Kılıçdaroğlu’nun kuyusunu kazıyor.”

“Grup toplantısına girerken Genel başkana çelme taktı.” 

“Koltuğunun altına raptiye koydu.”

Elbette mizahi bir söylem bu ama iş neredeyse sosyal medya caps’lerine dönüyordu! 

Yahu bu nasıl gazetecilik? 

Görmek istediğimiz, yaşanmasını istediğimiz her şeyi olmuş gibi lanse etmek nedir? 

Biri çıkar 'Ben büyük gazeteciyim her yerden haber alıyorum' algısı yaratır. Diğeri taban tabana zıt olduğu partinin içine sanki CIA ajanları yerleştirmiş de kendisine bilgi veriyorlarmış gibi kulis dedikodusu aktarır. 

İki kişinin baş başa konuşmasını yazan gazeteci var bu ülkede! 

“Ali ile Veli’nin yaptıkları özel görüşmede Ali’nin Veli’ye ‘hadi oradan’ dediği bilgisi geldi kulağıma” diyor. 

“Kim söyledi Ali mi, Veli mi?” diye soruyorsun, “Geldi işte” diye yanıt veriyor. 

Bu ucuz PR numaralarını inanın artık kimse yemiyor. Sektör de ne yapmaya çalıştığınızı biliyor halk da… 

MFÖ’nün ünlü bir şarkısı vardır ‘Peki Peki Anladık”  diye evet anladık en iyi sizsiniz ama kendinize göre…

İşte tam da bu yüzden her yerde olduğu gibi medyada da kokuşmuşluğa karşı inadına yeni nesil gazetecilik diyoruz. 

Yenilikten korkmayın, medyada siyasette, sporda hayatın her alanında yenilenmek, kabuk değiştirmek iyidir. Doğa bile her yıl dört kez kendini yenilemiyor mu?

 Yenilik olmasa ilk çağda yaşıyor olurduk. Ne tekerlek bulunurdu ne elektrik. Ne telefonumuz olurdu ne de sosyal medyamız!

Ama durun henüz yeni başlıyoruz. Bir haftayı bulmaz göreceksiniz sırada Dilek İmamoğlu ile Didem Özel’in kavgaları var. Neler yazılıp çizilecek hep beraber okuyacağız: 

“Anlaşamıyorlar” 

“Dargınlar” 

“Görüşmüyorlar”

“Kıskançlık”

First Lady tartışmaları güzel malzemedir! Hadi onları kavga ettirelim diye başlayacak çok bilmiş kalemler perde arkası dedikodu üretmeye…

Durun bir insanlar bir nefes alsın!

100 yıllık Cumhuriyet’in kurulan ilk siyasi partisinde bir değişim yaşanmış. 

Başarılı olur olmaz… 

Konumuz bu değil.

İşin siyasi tarafından bahsetmiyorum.

Ama konuşmamız gereken şey; sokakta herkesin, “Yeter artık genç siyasetçi görmek istiyoruz. Gençlerin önü açılsın” serzenişleri karşılık buldu. Taban, 49 yaşında bir Genel Başkan seçti. 

Hani bıkmıştık ihtiyarlayan siyasi otoriteden!

Hani sokakta, kahvede, sosyal medyada ileri yaştaki siyasiler hakkında bazen terbiye sınırlarını bile aşan yorumlar yapıyorduk! 

Hani siyasetin gençleşmesi gerekiyordu!

Hani yenilensin istiyorduk…

Alın size fırsat! 

Üstelik sadece muhalefet partisinde oldu bu değişim. Yani ülkeyi hemen gençlere teslim etmediniz. Başarısız olursa eskilerin deyimiyle tef çalar oynarsınız. 

“Daha çok fırın ekmek yemesi gerekiyor” der geçersiniz. 

Neyin telaşındasınız?

Ama meselenin bu olmadığını ne yazık ki biliyoruz.

Bakın bizi kıskanan Avrupa’da siyasetçiler kaç yaşında

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak 43 yaşında 

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni 46 yaşında

İspanya Başbakanı Pedro Sanchs 51 yaşında

Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen 45 yaşında

Hollanda Başbakanı Mark Rutte 56 yaşında

Avusturya Başbakanı Karl Nehammer 51 yaşında…

(İstisnalar var elbette: Almanya Başbakanı Olaf Schols 65 yaşında, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store 63 yaşında)

Bırakın bizim de Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı 49 yaşında olsun. Ne kaybederiz ki? Belki gençlik ateşi tüm alanlara sirayet eder…