Maarif Nezareti yeni müfredatı açıkladı

Maârif-i Umûmiye Nezâreti Medreselerin yeni müfredat taslağını açıkladı. Buna göre mekteplerde yepyeni bir eğitim sistemi başlayacak. 

Muallimler ve uzmanların incelemesi için ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adı verilen taslak bir hafta askıda kalacak. Sonra da Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca görüş ve öneriler tabii ki dikkate alınmayarak son haline getirilip yeni öğretim yılında uygulamaya konulacak!

Bir sonraki müfredat değişikliği muhtemelen yukarıdaki yarı Osmanlıca yarı Türkçe kelimelerle yazılacak. Çünkü dün Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm öğretim kademelerinde zorunlu dersleri ilgilendiren “Türkiye Yüzyılı Maarif Model” taslağı açıklandı. 

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kasım ayında bu yeni müfredat üzerinde çalıştıklarını açıklamıştı. Çalışıp çalışıp yüzyıl geriye gitmişler. Tebrik etmek lazım. 

Yayınladıkları taslağa göre;

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi 4,5,6,7, 8, 9 10,11 ve 12. sınıflarda okutulacak. 

Peygamberimizin Hayatı dersi 5,6,7, 8.9,10,11 ve sınıflarda…

Kuran-i Kerim dersi 5,6,7, 8.9,10,11 ve sınıflarda…

Ayrıca 9. sınıflarda Temel Dini Bilgiler dersi var. 

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi ise 8 ve 12. sınıflarda görülecek. 

“Türkiye Yüzyılı Maarif Model” taslağını şöyle bir inceleyince karşımıza adeta bir parti programı çıkıyor. 

Programın ilk sayfasında bir ağaç çizilmiş adına da ‘Yetkin ve Erdemli İnsan’ demişler. Ağacın dallarında da huzurlu insan, huzurlu aile gibi yapraklar yerleştirilmiş. Taslaktaki şemalarda erdem, değer, ahlaki bilinç, Milli ve manevi değerler bağlı gibi cümleler kullanılmış ve sonrasında da sıradan detaylarla bir plan hazırlanmış. 

Temel bilimler saat olarak azaltılmış. Din bilgisi ve ahlak, edem, milli değerler vs. gibi detaylar ilkokuldan liselere kadar eğitimin temeli olmuş! 

Maarif Nezareti 1857 yılında kurulmuştu. 2024 yılında Milli Eğitim Bakanlığı millet uzaya giderken, proton çarpıştırırken en çok Din Kültürü ve Ahlak Bilgisine yeni müfredatta yer vermiş. Maarif Nezareti bile daha ileri görüşlüydü herhalde… 

Din dersi elbette olsun ama eğitimin temelini buna oturtursanız bilime daha az yer verirseniz uzaya anca turist gönderirsiniz. Çünkü bu işler üç Kulhuvallah bir Elham ile olmuyor. 

Bu eğitim sistemi ile bilim adamı değil olsa olsa yandaş oy potansiyeli yetiştirirsiniz. 

Zaten eğitim sendikaları da MEB'in yeni müfredat taslağına tepki gösterdi. Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, "Tekkede murit mi yetiştiriyorsunuz?” derken, Eğitim Sen müfredatı, 'MEB’in 'yeni müfredatı', düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen ve yorumlamayan robot ve ruhsuz nesiller yetiştirmek amacıyla hazırlandı. Mesele bilim ve demokrasi değil, çağdışı 'dava'dır. Öğretim programlarında bilimsel eğitimle ilgili olan pek çok nokta özenle 'ayıklama'ya tabi tutulurken, iktidarın inşa etmekte olduğu ‘yeni rejim’i ve onun '2023 vizyonu'nu merkez alıp, açık ve gizli (örtük) amaç ve değerleri programlara ustaca yerleştirerek kendilerince 'dini' ve 'milli' bir müfredat oluşturulmak istendiği açık" diyerek eleştirdi.

Sendikalar eğitimcilerden oluştuğuna göre onların inanmadığı karşı görüş belirttikleri ve parti sloganı gibi yarı Osmanlıca isimlendirilen ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ marifet değil… Tersine eğitimin altına konulan saatli bomba.

Sayın Maarif Nazırı, hatırlatmak istedim oturduğunuz koltuğu borçlu olduğunuz Mustafa Kemal Atatürk tam 100 yıl önce 22 Eylül 1924'te, Samsun'da Ticaret Okulunda öğretmenler tarafından verilen çay ziyafetinde şöyle söylemişti;

“Efendiler, dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, muvaffakiyet (başarı) için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir (sapkınlıktır...) "Yalnız, ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişmesini idrak etmek ve ilerlemelerini zamanında takip eylemek şarttır. Bin, iki bin, binlerce sene önceki ilim ve fen lisanının çizdiği ilkeleri şu kadar bin sene sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir…”

Diyeceğim o ki, Atatürk’ün vizyonundan uzaklaşırsanız millet Ay’a giderken Ay’a iki şeritli yol yaptığınızı ders kitaplarına yazsanız da yaya kalırsınız.