Bugün anneler günü. Hepimiz çiçek arıyoruz, hediye bakıyoruz, belki bir kahvaltı planlıyoruz annemiz için. Ama o özendiğimiz masaya koyduğumuz domatesin, salatalığın, çileğin gerçekten “hediye” olup olmadığını düşünmek zorundayız artık.
Geçen yıl sadece Avrupa Birliği ülkelerinden, Türkiye’den gönderilen 500’ün üzerinde sebze ve meyve partisi, aşırı pestisit kullanımı nedeniyle geri çevrildi. Tarım ürünlerimizde tespit edilen yasaklı kimyasallar, Dünya Sağlık Örgütü’nün riskli maddeler listesinde. Ama o reddedilen ürünler burada kalıyor, çünkü Türkiye’de satılmaları yasalara aykırı değil. Tırlarla gönderilen tarım ürünleri, pazarlara, market raflarına geri dönüyor. Oradan da sofralarımıza geliyor.
Yani bir tabak domates, iki dilim salatalıkla çocuklarımıza ne yedirdiğimiz artık sadece bizim değil, bu sistemin sorumluluğu.
Bu toprakların bize sunduğu nimeti koruyamıyoruz. Çünkü toprak kirli. Su zaten yıllardır kirli. Hormonlar, pestisitler, kontrolsüz tarım uygulamaları… Türkiye’de pestisit kullanımı, Avrupa Birliği ortalamasının altında olsa da, bazı bölgelerde yoğun kullanımı dikkat çekiyor. Örneğin, Antalya’da hektar başına pestisit kullanımı yaklaşık 14 kg, Manisa’da ise 9 kg seviyesinde .
Bir annenin pazardan aldığı çileği, önce sabunla yıkayıp sonra içi rahat etmeden çocuğuna vermesi normalleşti artık. Çünkü o da biliyor: Bu ülkenin doğası hasta, gıdası şüpheli. Sofralar lezzetini değil, güvensizliğini paylaşıyor.
Annenin çocuğunu koruyabilmesi için sadece iyi niyetli olması artık yetmiyor. Sağlıklı gıdaya ulaşmak, pahalı değilse, şans işi oldu.
Bugün Anneler Günü. Kim bilir kaç anne, çocuğuna bir tabak meyve koyacak. Ama farkında olmayacak o tabağın içinde ne kadar kimyasal, ne kadar ihmal, ne kadar vicdan eksikliği olduğunu…
Bu ülkede annelik, yalnızca büyütmek değil. Çocuğunu tehlikelere karşı koruyamamak, derdini anlatamamak. Çocuğunun besin güvenliğini sağlayamamak.
Gelin, bu Anneler Günü’nde yalnızca çiçek almayalım. Bu toprağa da bir şey söyleyelim. Bu sisteme, bu suskunluğa, bu körlüğe de annemiz kadar sahip çıkalım.
Tüm annelere ve onları önemseyen yakınlarına, “Sular Bulanmadan” belgeselimizi hediye ediyorum. Youtube’dan izleyebilirsiniz. İddia ediyorum ki, bu belgeseli izledikten sonra siz eski siz olmayacaksınız!
Çok Okunanlar

Erdoğan, 'Birinci partiyiz' demişti, Özel sandığa çağırmıştı!

Teğmenlerin komutanının davasında mahkeme MSB’ye bunu sordu

Yiğit Bulut'un kanser tedavisi gördüğü ortaya çıktı

Real Madrid yarı finalde

Şecaat, sirkat ve sessizlik: Kültürün ihaneti

Çetin Altan, Yaşar Kemal’i sıkıyönetim komutanına nasıl ihbar etti?

Orman yangınlarının da arkasında sömürge ekonomisi var

Gazeteler, CHP'li belediyelere şafak operasyonunu nasıl gördü?

Talat Paşa’nın dönüşü

'Nasılsa bir şey değişmez' cümlesi, yangının en tehlikelisi!