Küresel vicdan harekete geçmedikçe hiçbirimiz güvende değiliz!

Dünya, tarihe vahşi çentiği atan Gazze Hastane saldırısından sonra artık dünya eski dünya olmayacak.

18 Ekim’den bu yana ülkeler alarmda. Sadece Fransa’da 6 havalimanı bomba ihbarı ve saldırı nedeniyle boşaltıldı. Lille, Bron, Nantes, Toulouse ve Beauvais’deki havalimanları 24 saat boyunca uçuşa kapatıldı.

Avrupa’nın en küçük ve en sakin havaalanlarından biri olan Basel-Mulhouse Havalimanı, dün (20 Ekim 2023) üç kez bomba tehdidi yüzünden boşaltıldı. İhbarlardan biri İstanbul-Basel uçuşunu gerçekleştiren THY uçağı için geldi.

Kardeşimin Basel aktarmalı uçuşu olmasa, bomba ihbarlarından haberim olmayacaktı.  

Gazze’de masum çocukların üstüne bombalar yağdıkça, dünyada terör korkusu derinleşiyor. Festivaller, uluslararası etkinlikler, spor müsabakaları terörist eylemlerinin olabileceği kaygısıyla erteleniyor.

Ama İsrail korkmuyor. Abluka altında tuttuğu, suyunu, elektriğini, yiyeceğini kestiği Gazze halkını bombalamaya devam ediyor. Hamas kaçırdığı 203 rehineyi serbest bırakmadıkça, Gazze’ye yardım geçişine izin vermeyeceğini duyuruyor, insani yardımı engelliyor.

İsrail kendini savunma hakkı bahanesiyle insanlık suçu işlerken, ABD Başkanı Biden ve güdümlü medyası, savunmasız sivillere karşı uygulanan bu vahşeti, kuşkulu bir şekilde haklı gösteriyor.

Biden İsrail’in haklılığını vurguladıkça, dünyanın her yerinde insanlık sokağa dökülüyor. Dozu gün geçtikçe artan, eşi benzeri görülmemiş bu vahşeti, bu şiddeti durdurmak için milyonlar yürüyor.

İsrail ve yandaşları yine de hız kesmiyor.  Nüfusu 2 milyona yakın Gazzeli’ye evlerini, topraklarını terk edip Mısır sınırına  gitme talimatı veriyor. “Gitmezseniz, üzerinize bomba yağdırmaya devam ederim” diyor.

DÜNYANIN BÜTÜN YAHUDİLERİ İNSANLIK SUÇUNA KARŞI TAVIR ALMALI!

On binlerce sivil, Gazze şeridindeki evlerini geride bırakarak, güneye doğru yola çıktı. Hamas yönetimindeki Gazze’de camilerden  “Topraklarınızı bırakmayın, evlerinizi terk etmeyin” mesajları verilse de, can vatandan önce geliyor.

İsrail’in öfkesi bir türlü dinmiyor.  Göç yolundaki sivilleri de hedef alıyor. “Güvenli rota” dediği güzergâhta sivil konvoyu acımasızca vuruyor.

İsrail kendini savunma hakkı altında bütün savaş kurallarını hiçe sayıyor.

Çocuk, yaşlı demiyor, yaralı demiyor, öldürüyor!

Bugün acımasızca yok edilen, kitlesel göçe zorlanan, yaşam damarları kesilen, evlerini, topraklarını terk etmek zorunda bırakılan 2 milyon Filistinli kendini savunma hakkından yoksun bırakılmış durumda. Masum sivillerin kendini savunma hakkını küresel vicdan üstlenmeli! Küresel vicdan harekete geçmedikçe, gözümüzün önünde işlenen insanlık suçu devam edecek.

Netanyahu’nun işlediği insanlık suçunun gizli şahidi vicdandır. Dünyanın bütün yahudileri bu insanlık suçuna karşı tavır alıp birleşmedikçe, zulüm dinmeyecek. İnsanlık harekete geçmedikçe, dünya hiçbir insan için güvenli bir yer olmayacak.

Şunu bilelim ki, küresel vicdan harekete geçmedikçe, hiçbirimiz güvende değiliz…