Sessizlerin sesi olma cesareti

Bugün Sakarya Nehri'nde bir kadın cesedi bulundu. Birkaç gün önce 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak kocası tarafından darpedildiğini söylemiş. İmdat çağrısından sonra kendisinden haber alınamamış. Bölgede yapılan arama çalışmalarının sonucunda Sakarya nehri'nde cansız bedeni bulundu. Adı bizde saklı. Ama kocasının adını ifşa etmek boynumuzun borcu. SİRACETTİN D. Tartıştığı eşini öldürüp nehre attı.

Son 24 saatte 9 kadın erkekler tarafından öldürüldü!

9 şehidimiz olsaydı, bu haber gündemin ik sırasına otururdu.

Öyle kanıksandı ki “kadınların öldürülmesi”, ana haberlere bile konu olmuyor ne yazık ki…

Evet. Son 24 saatte erkekler 9 kadını öldürdü! İstanbul Pendik’te Ümit Karlı, 5 ay önce boşandığı eşini bıçaklayarak öldürdü.

Sakarya’da Ali Rıza Aslan boşanma aşamasında olduğu eşini silahla vurarak öldürdü.

Bursa’da Murat Demir geçen yıl boşandığı iki çocuğunun annesi Tuba Ateşçi’yi tabancayla vurarak öldürdü.

Denizli’de Afgan asıllı Nasım Gol karısını bıçaklayarak öldürdü.

Erzurum’da cezaevinden firar eden Şafak Saydam, kendisinden boşanmak isteyen eşini kafasından vurdu.

Adıyaman’ın Samsat ilçesinde Kasım A. tartıştığı eşini, bacanağını ve bacanağının oğlunu da öldürdü.

İzmir Aliağa’da Ahmet Çankaya, ayrı yaşadığı eşini iş çıkışında bıçaklayarak öldürdü.

Telefonu açmadı diye kocası tarafından hayatına son verilen kadınların ülkesi olduk.

Türkiye’nin en batısından en doğusuna, aynı gün 9 kadın, önlenebilir cinayetler nedeniyle hayatını kaybetti.

Türkiye’nin en batısından en doğusuna, son 10 yılda, erkekler 3 bin 850 kadını öldürdü! Her gün bu cinayetlere çifter çifter yenileri ekleniyor.

Telefonu açmadı diye kocası tarafından hayatına son verilen kadınların ülkesi olduk. Ne yazık ki normalleştirdik, sıradanlaştırdık bu cinayetleri. Oysa çoğu önlenebilir ölümlerdi. Bir haberden farkı yok çoğumuz için. Her cinayetin arkasında travmayla tetiklenmiş hayatlar, büyük dramlar var.

24 saat içinde hayatı elinden alınan 9 kadının ismini yazsam neye yarar? Yarın da, ondan sonraki günler de öldürülecekler. Yeni cinayetlere, yenileri eklenecek. Üzülmeye değer görülmeyecekler bile…

Bugün Sakarya Nehri'nde bir kadının cansız bedeninin bulunduğu saatlerde, bir haber TT oldu sosyal medya gündeminde.

Ünlü oyuncu Fırat Tanış’a uzaklaştırma kararı! Piyanist İklim Tamkan kendisine şiddet uyguladığı iddiasıyla, ayrıldığı sevgilisi Fırat Tanış için uzaklaştırma kararı çıkartmış. İlkim Tamkan paylaştığı basın duyurusunda “bu kişinin bir şiddet faili olduğu bilgisini hemcinslerimle ve kamuoyu ile paylaşma zorunluluğunu doğurdu. Bu şiddet zincirini kırmayı bir sorumluluk olarak görüyorum ve bu zincirin sessiz bir halkası olmayı reddediyorum” diyordu.

Kendisi de başarılı bir sanatçı olan İlkim Tamkan, şiddet gördüğünü ileri sürdüğü tarihten bu yana 6 ay beklemiş. Cesaretini ortaya çıkaran o son raddeyi merak ediyorum. Eğitimli, kendi ayaklarının üzerinde durabilen bir kadının bile bu kararı ertelemesine sebep oldan korku nedir?

Toplumun “mutlaka arkasında başka bir sebep vardır” diyerek kadını suçlayacak bir sebep bulma korkusu mudur?

Tamkan’ın iddiaları doğruysa, başına gelenleri cesaretle ortaya koyduğu için, bugünden itibaren sessizlerin sesidir. İnsan olmak, şiddetin karşısında olmayı gerektirir.

Kadına şiddet toplumsal bir hastalıktır. Bu hastalığı ancak birbirimizin sesi olarak, dayanışarak alt edebiliriz.

Bir günde 9 kadın önlenebilir ölüm dediğimiz cinayetten kurban gittiyse bu ülkede, sessizlerin sesi olma cesaretini hep birlikte gösterme zamanıdır.

Türkiye’nin en doğusundan, en batısına kadar…

Kadın, erkek, yan yana…