Türkiye'de futbol ve siyasetteki tezatlık

Avrupa Kupası’nı ilk günden bu yana takip ediyorum.

Uzun zamandır bu kadar heyecanlı bir maç izlemedim. Son saniyelerde kaleci Mert’in tarihe geçecek kurtarışı ile Türkiye’ye çeyrek finalin kapısı açıldı. 

2008’den bu yana,  böyle bir mutluluk yaşamadık. 16 yıl sonra gelen bu galibiyete millietçe öyle çok ihtiyacımız vardı ki…

Kupanın gizli favorilerinden Avusturya gibi güçlü bir takımı yenmenin keyfi çok başkaydı. 

Futbolla çok haşır neşir değilim. Ama bu zaferin ardından birkaç sözüm var benim; 

Portekiz maçındaki kötü performansımızdan sonra yeni teknik direktör Montella’yı acımasızca eleştirdik.

Takımı korkak oynattı,  Arda’yı ilk 11’de başlatmadı diye hedef tahtasına koyduk. Sosyal medyaya servis edilen milli takımın antrenmanında Arda Güler’le İtalyan teknik direktör  arasında yaşananlarla ilgili Montella yerin dibine sokuldu.

Oysa Montella Stefan Kunts’un ardından büyük umutlarla getirilip eleme gruplarından lider çıkmamış mıydı?

Futbolda hataya milletçe tahammülümüz yok. 

19 takımın mücadele ettiği SüperLig’de bu yıl 26 teknik adam futbol sezonunun sonunu göremedi.

Biraz araştırdım. 2020 - 2021 sezonunda da 40 teknik adam değişmiş!  2023-24 sezonu, 2020-21 sezonundan sonraki en çok teknik adam değişikliğinin yaşandığı ikinci yıl olmuş!

Futbol arenasında taraftarlarını memnun etmek isteyen kulüpler birbirleri ile yarışırken, başarılı olanlar kaldı, başarısız olanlar, hiç şans verilmeden, hemen değiştirildi. 

Mesela Fenerbahçe teknik direktörü İsmail Kartal, Fenerbahçe tarihinin en yüksek puanını (99 Puan) almış olsa bile, kovuldu. Yerine dünyaca ünlü Teknik direktör Jose Morinho getirildi.

Futbolda başarısızlığa tahammülümüz yokken, hemen değişim talep ederken, neden siyasetteki başarısızlıkta aynı değişimi talep etmiyoruz? 

SİYASET FUTBOL KADAR CİDDİ DEĞİL Mİ?

Aynı kararlılıkla doğru siyaset için birleşmiyoruz?

Taraftarı  olduğumuz futbol kulüplerini yenilgiye götüren hatalarda avazımız çıktığı kadar bağırıp, sosyal medyada kükreyip, değişim yapılana kadar ısrarcı davranırken, tüm hayatımızı, geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini etkileyen yanlış siyasete, başarısız siyasetçilere kapıyı gösteremiyoruz milletçe?

Siyaset futbol kadar ciddi bir mesele değil mi? 

Takımlar taraftarlarını mutlu etmek için gerektiğinde başkanları bile değiştirirken, siyasi partiler aynı refleksi neden gösteremiyor? Bir türlü o koltuklardan indirilemiyor? Parti içinde değişim sözünü edenler, hain ilan ediliyor. 

Siyasette değişimi görmek  için mezara kadar mı bekleyeceğiz?

Başarısız olanlar gitmeyi ne zaman öğrenecek? 

FAKİRİN EKMEĞİ FUTBOL!

Bu yazı yazılırken kök aylığı 8 bin lira ve altı olan milyonlarca emeklinin “sıfır” zam alacağı, Asgari ücretliye ise Temmuz ayında zam yapılmayacağı açıklandı. 

Türkiye’deki açlık  sınırı 18 bin 978 lira 77 kuruş olarak açıklanırken, yoksulluk sınırı 61 bin 820 lira’ya dayandı. 

Olsun; fakirin ekmeği futbol! Çeyrek finali gördük ya, soğan ekmeğe talime devam…

Yazarın notu; Emekliler, maaşlarıyla her gün soğan ekmek yeseler maaşları buna yetmiyor. 

Çeyrek finalde başarılar Türkiye…