Yıl 2013’tü, sonbahardı ve ben Türkiye'ye geliyordum. Kişinev'den kalkan uçak, o dönemde hâlâ Atatürk'ün adını taşıyan havalimanına inecekti. Dünyanın en görkemli metropolerinden birine, İstanbul'a geliyordum.
Hayaller ve planlarla dolu bir bavulla İstanbul'u “fethetmek” için yola çıktım ama tam tersi oldu, İstanbul beni fethetti. Ama zamanla fark ettim ki, sadece İstanbul değil, tüm Türkiye beni fethetti.
Kimisi için bir ülkeyi, bir halkı anlamak için 10 yıl yeterli olabilir ama benim için yetmedi sanırım. Ülkedeki olayları sürekli okuyup takip etsem de bugün bile Türklerin günlük olarak karşılaştığı sorunlara yorum yapmakta zorlanıyorum. Ailem, arkadaşlarım ya da başka bir yabancı bana "Türkiye nasıl?" diye sorduğunda bunun birçok cevabı olan zor bir soru olduğunun farkındayım. Ve bu sorunun cevabı her insana göre farklı olacaktır.
Kültür ve medeniyete tutkun insanlar için Türkiye her gün yeni bir şeyler öğrenmek için doğru yerdir. Ülkenin kamuoyu gündemi o kadar dolu ve çeşitli ki, sıkılmak mümkün değil. Kültürlerin, dinlerin, etnik kökenlerin mozaiği bu ülkenin paha biçilmez bir zenginliğidir.
Bir milletin dilini yeterince bildiğiniz zaman onu daha iyi anlayabileceğiniz söylenir. Bir insan ancak bir ülkenin dilini bilerek bir halkın psikolojisini ve davranışlarını anlayabilir ve ben bunu inkar etmiyorum. Şahsen, zenginliğiyle ve derinliğiyle ben Türk dilinin yabancı diller sıralamasında daha üst sıralarda yer almayı hak eden bir dil olduğunu düşünüyorum, bunun ortak çabalarla Cumhuriyet'in önümüzdeki 100 yılında çözülebileceğini umut ediyorum.
Türkiye gerçek bir zıtlıklar ülkesi, bunu anlamak zaman alıyor. İnanılmaz güzel bir ülke ya da Türklerin dediği gibi: “Cennet gibi bir ülke” ve bu ülkeye karşı hissetiğim duygu bir aşk itirafıdır. Doğal kaynakları, coğrafi konumu, denizleri, tüm bunlar akılcı bir şekilde değerlendirilebilirse Türkiye'ye çok büyük bir avantaj sağlayabilir.
Göz alıcı doğal manzaraların veya eşsiz tarihi mekanların yanı sıra, Türkiye'ye gelen turistler veya yabancılar, her şeyden önce Türklerin insanlığıyla büyüleniyor. Tipik Akdeniz, hatta doğuya özgü doğal sıcaklığıyla Türkiye, insanlığın evi olduğu bir ülkedir.
Türklerin vatanlarına duydukları gurur ve vatan sevgisine hayranım, hatta çoğu zaman imreniyorum. Her yıl 10 Kasım, saat 9:05’te Atatürk'ü andığınızda, sokakta, evde, trafikte, nerede olursanız olun, hepiniz donup kaldığınızda, ben gözyaşlarına boğulurum.
Atatürk'ün andığınız o eşsiz şükran duygusunu, pek çok insan yaşama şansına sahip değil. Şanslı insanlarsınız çünkü her insan "Ne mutlu Türküm, diyene!" diyemiyor bu hayatta. Bu dünyada sizin gibi bir Atatürk'e sahip olan başka bir ulus yoktur ve bu vatanseverlik dersi için size müteşşekirim.
Önümüzdeki 100 yıl boyunca siyasetçilerin sadece siyasi iktidar için mücadele etmeyi amaçlamadığı, etnik köken, mezhep, kimlik ve ideoloji ne olursa olsun tüm insanların hak ve özgürlükleri için mücadele ettiği, tüm yurttaşlarının huzur ve barış içinde yaşanacak bir Türkiye diliyorum. 100 yıl önce olduğu gibi diğer ülkelerin de hayranlığını duyabilecek bir ülke ol Türkiye!
Doğum günün kutlu olsun Türkiye Cumhuriyeti! Her şey için teşekkürler!
Dr. Violeta Stratan İlbasmış
gazeteci, araştırmacı
Çok Okunanlar

Yurttaşların en çok güvendiği haber kanalı belli oldu!

Otobüste 'öpücük verme' kavgası, kadın çileden çıktı

Özgür Özel A planımız da Z planımız da İmamoğlu demişti ama...

Lüks villa ortaya çıktı! 1.2 milyonluk ödeme dikkat çekti

Ali Koç ve Acun Ilıcalı'dan Emine Erdoğan'a hediye

Galatasaray'dan 40 yıl sonra bir ilk!

Çok sayıda kente gök gürültülü sağanak uyarısı

Bahçeli'nin İmamoğlu çıkışının perde arkasında ne var?

İktidarın CHP harekâtını mı duyurdu?

Arkadaşını evinde bıçaklayarak öldüren Sevil Akdağ'ın ifadesi ortaya çıktı