Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yeniden seçilmesi ve beşinci defa göreve gelmesinin ardından ilk yurtdışı ziyaretini Çin’e yaptı. Çin ziyareti şüphesiz tesadüfen seçilmedi. Bu, Çin lideri Xi Jinping'in geçen yıl yaptığı dostluk jestine bir yanıttı. Xi Jinping'in son iki döneminde ilk ziyareti Moskova'ya olmuştu. Son 13 yılda Putin ve Jinping çeşitli formatlarda yaklaşık 40 kez buluştu. Şubat 2022'de Ukrayna'da savaş çıkmadan önce, Çin ve Rusya arasında "sınırsız ortaklık" kuruldu. Putin, bu ziyaretle bu ortaklığı güçlendirerek tüm dünyaya güçlü bir mesaj vermek istiyor.
Ukrayna'daki savaşın 2. yıldönümünde “gerçek kazananlar”dan daha önceki yazımda bahsetmiştim, ancak birçok siyasi yorumcu bu savaşı Rusya'nın Çin'e "bir hediyesi" olarak nitelendiriyor. Neden? Çünkü Çin, son yıllarda Rusya ile ticari ve askeri bağlarını büyük ölçüde güçlendirdi, Yuan’ın statüsü/değeri yükseldi ve Rusya pazarı Çinli şirketlere daha da açıldı. 2023'te Yuan, ABD dolarını bile geride bırakarak Moskova Borsası'nda en popüler para birimi haline geldi. Bu artan işbirliği, ABD ve müttefiklerinin her iki ülkeye, özellikle de Ukrayna'yı işgal etmesi nedeniyle Moskova'ya yaptırımlar uygulaması sonucunu doğurdu.
Batı, Çin'in Rusya'nın yaptırımlara direnmesinde önemli bir rol oynadığını ve Rusya'nın Ukrayna'daki savaş alanında kullandığı kilit teknolojiyi sağladığını söylüyor. Çin'i Rusya'nın savaş makinesine güç sağlayacak elektronik veya mikroelektronik malzemeleri tedarik etmekle suçluyor, ancak Çin silah tedarik ettiğini reddediyor ve Ukrayna'ya karşı tarafsız konumunu sürdürüyor. Çin, Rusya Federasyonu’nun enerji kaynaklarının önemli bir ithalatçısı haline geldi ve böylece Rusya ekonomisinin can simidi oldu. Rusya ile Çin arasındaki ekonomik ortaklık eşit bir ortaklık değil. Çin bu ilişkide üstünlüğü elinde tutuyor. Örneğin Rusya sayesinde Çin, Japonya'yı geçerek dünyanın en büyük ulaşım ekipmanı ihracatçısı haline geldi. 2023 yılında Çin'in Rusya'ya otomobil ihracatı %594 oranında artarken, kamyon ve traktör ihracatı ise neredeyse %700 arttı. Çin ise Rusya için çok önemli bir ithalat kaynağı haline geldi. Geçtiğimiz yıl iki ülke arasındaki ticaret yüzde 25'ten fazla artışla 240 milyar dolara yükseldi.
Batı ülkelerinin uyguladığı yaptırım koşullarında Çin, Rusya'nın vazgeçilmez az sayıdaki ticari ortağından biri olmaya devam ediyor. Rusya ile Çin arasındaki yakınlaşma sadece ekonomik değil. Ukrayna'daki savaşın Çin-Rusya ilişkilerinin derinleşmesine yol açan jeopolitik bir etkisi var ve bu ABD'yi olduğu kadar AB'yi de endişelendiriyor. Çin cumhurbaşkanı, Rusya ile birlikte dünya çapında adalet ve adaletin sağlanması için çalışacağını söylese de Çin, Moskova ile ilişkilerinde oldukça dikkatli davranıyor. Bir yandan Amerika Birleşik Devletleri ile ekonomik mücadele içinde olan Çin, bir yandan da Moskova'yla, özellikle de büyük ticaret alışverişlerinin olduğu Avrupa Birliği ile ilişkilerini sürdürüyor. Xi Jinping’in Avrupa turu, Çin'in AB ile ilişkilerini, özellikle ticari ilişkileri geliştirmek çabasını görüyoruz.
Rusya ile Çin arasındaki ticari ilişkilerin yanı sıra, Amerikan medya kurumları ve bağımsız Rus medya kurumları tarafından yürütülen çok sayıda gazetecilik araştırmasının verileri, Rusya ile Çin arasında aynı medya anlatılarıyla işleyen, uluslararası ölçekte karşılıklı propagandanın teşviki konusunda anlaşmaların varlığını ortaya koyuyor. Bu anlaşmalardan biri kamuoyuna duyuruldu ve Temmuz 2021 gibi erken bir tarihte imzalandı. Bakanlıklar arası anlaşma, işbirliği projelerinin geliştirilmesini, haber içeriklerinin paylaşılmasını, televizyon programlarının ortak yapımını öngörüyor. Propaganda anlaşmasında iki taraf, "bilgi paylaşımı alanında daha fazla işbirliği yapma ve dünyanın en önemli olaylarının objektif, kapsamlı ve doğru bir şekilde ele alınmasını teşvik etme" sözü verdi. Çin ve Rusya liderleri çeşitli medya işbirliği anlaşmaları imzaladı ve 2015'ten bu yana her yıl Çin-Rusya medya forumu düzenleniyor. Ancak Ukrayna'daki savaşın başlangıcından bu yana, Rus-Çin medyasındaki anlatının yakınlaşması dikkat çekicidir. Hacklenen birçok Rus devlet medyası belgesi, Rusya ile Çin arasında bakanlar düzeyinde yakın işbirliği olduğunu gösteriyor.
İki yüzyıl önce Napolyon Çin hakkında şöyle demişti: "Çin’i bırakın uyusun, çünkü uyandığında dünyayı titretecek". Çek eski Cumhurbaşkanı Vaclav Havel de Çin'in gelişmesiyle ilgili olarak bunun o kadar hızlı gerçekleştiğini, şaşırmaya bile zamanımız kalmadığını söyledi. Görünüşe göre Ukrayna'daki savaş Çin'in ekonomik gelişimi için mükemmel bir fırsattı. Amerikalı profesör Graham Allison, “Destined for War: Can America and China Escape Thucydides’s Trap? (Savaşa Doğru Giden Kader: ABD ve Çin Thucydides Tuzağını Aşabilirler Mi?) adlı kitabında “ABD'nin birkaç yılda yaptığını günümüz Çin'inin birkaç saatte yaptığını yazıyor. Çin'in ekonomik emperyalizmi, ekonomik ağ aracılığıyla tüm dünyaya yayılıyor ve ABD'nin sadık müttefiklerinin bile Çin'e yönelmesine neden oluyor”. Xi Jinping, Çin'i yalnızca güçlü bir ülkeye değil, aynı zamanda zengin bir ülkeye dönüştürmek istiyor. Rusya'nın ekonomik bağımlılığı bu konuda gerçek bir katalizör olacaktır.
Çok Okunanlar
2025 asgari ücret için işverenin beklentisi ve yeni rakam belli oldu
Fatih Altaylı, Sözcü’deki istifaların perde arkasını anlattı
Gelinim Mutfakta 12 Aralık puan durumu: Çeyrek altını bugün kim aldı?
“Batı Kürdistan” kimin olacak? - II
Suriye’de nasıl bir rejim kurulacağını görmek için Reyhanlı’ya gidin!
Teğmenlere 'İtirafçılık' dayatması mı?
Bugün hangi burçlarda değişim var? 12 Aralık günlük burç yorumları
Bugün kimin maçı var? 12 Aralık Perşembe Avrupa Ligi’nde bugün hangi maçlar var?
Cihatçı teröristlerden, “ılımlı İslamcı” çıkar mı?
Fenerbahçe evinde Athletic Bilbao’ya kaybetti