Son haftalarda uluslararası düzeyde diplomatik trafik oldukça yoğun. Bu durum çeşitli sebeplerle açıklanabilir: Ukrayna topraklarında savaşın devam etmesi ve olası barış görüşmeleri, Washington'daki NATO Zirvesi, Astana'daki Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi. Putin, mayıs ayında Çin'i ziyaret ettikten sonra, ziyaret programına büyük bir ilgiyle karşılandığı Kuzey Kore'de devam etti. Kuzey Kore’den sonra Rusya'nın uzun yıllardır işbirliği içinde olduğu Vietnam'ı ziyaret etti. Rus devlet başkanının tüm bu ziyaretleri, Rusya'nın Güneydoğu Asya'daki ilişkilerini güçlendirmek istediğini, aynı zamanda Rusya'nın izole bir ülke olmadığını ve ticari veya askeri alanda işbirliğine dayalı ilişkiler kuracak birilerinin olduğunu dünyaya göstermek istediğinin bir işaretidir. Rusya, NATO'nun Asya'ya kendi bayrağını "dikmek" istediğini bildiği için bu bölge ülkeleriyle yakın ilişkiler kurmaya çalışıyor. Washington Zirvesi'nde Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore liderlerinin Washington'a davet edilmesi tesadüf değil; bu da ortakların NATO'nun Asya'daki nüfuz alanını genişletmek istediklerini kanıtlıyor.
Avrupa'da, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın "barış turu" veya "barış misyonu" Avrupalı ??ülkeler tarafından şiddetle eleştirildi, ancak Rusya ve Çin gibi ülkeler tarafından takdir edildi. Orban önce Kiev'e gitti, Zelensky ile görüştü, sürpriz bir ziyaret ile Moskova'ya, ardından Çin'e gitti ve "evine" yani Macaristan’a uğramadan, NATO Zirvesi'ne katılmak üzere doğrudan Washington'a gitti. Orban, Amerikan Newsweek dergisine yazdığı makalede şöyle diyor: "Dünya tarihinin en başarılı askeri ittifakının bir barış projesi olarak başladığını ve gelecekteki başarısının barışı koruma becerisine bağlı olduğunu hatırlamakta fayda var. Ama bugün barış yerine savaş arayışı gündemde; bu arayış savunma yerine saldırıdır". Viktor Orban, Rusya ile Ukrayna arasında bir barış anlaşmasının imzalanması taraftarı. Ona göre bu savaşın olumsuz etkileri Avrupalı ??vatandaşlar için çok büyük bir yük. Macaristan başbakanı, Ukrayna'da savaşın başlamasından sonra diplomatik ilişkilerini sürdürdüğü Moskova'ya karşı açık tutumuyla tanınıyor. Orban aynı zamanda Amerikalıların Donald Trump'ı seçerek "Amerika'yı yeniden büyük" yapacak ve Ukrayna'daki savaşı sonlandırabilecek güçlü bir başkan seçeceğine inanan Avrupalı ??lider.
Unutulmaması gereken bir diğer önemli ziyaret ise Hindistan Başbakanı'nın Moskova'ya yaptığı ziyarettir. Narendra Modi'nin Vladimir Putin tarafından yaşadığı resmi konutunda kabul edilmesi, Rus medyasının dikkatini çekerek, bu ziyareti "tamamen benzeri görülmemiş" olarak yorumladı. Modi'nin ziyareti, Batı'nın baskısına rağmen Hindistan'ın Rusya ile yakın bağlarını sürdürme kararlılığını gösteriyor.
Geçtiğimiz günlerde Washington'da düzenlenen NATO zirvesinde 32 müttefik, Kuzey Atlantik İttifakı'nın 75'inci yıldönümünü kutladı. Bu sefer de hepimizin tahmin ettiği şey gerçekleşti: Ukrayna yakın gelecekte NATO üyesi olmayacak çünkü NATO'nun şu anki başkanı Stoltenberg'in dediği gibi "net bir tarihimiz yok". Buna karşılık Ukrayna, Rusya'nın saldırılarına karşı hava savunma sistemleri, mühimmat ve mali yardım almaya devam edecek.
Bu zirveden önce Çin'in askeri olmayan nüfuzunun NATO ülkeleri sınırına kadar ulaştığını belirtmek gerekir. Rusya'nın ana müttefiki Belarus, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün onuncu üyesi oldu.
NATO Zirvesi öncesinde Rusya, onkolojik hastalıkları olan çocukların tedavi gördüğü Ukrayna’da en büyük çocuk hastanesini bombalayarak tüm dünyaya bir mesaj vermek istedi. Sokak ortasında solunum makinelerine bağlı kalmaya zorlanan, kanlar içinde hasta çocukların görüntüleri tüm dünyaya yayıldı. Bu tür görüntüler bana İsrail'in Gazze'deki El-Şifa hastanesine düzenlediği saldırıları ve ardından Netanyahu'nun "savaş suçlusu" olarak etiketlenmesini hatırlattı. Aynı etiket Putin'e de yapıştırıldı ama bu onun Ukrayna'ya yönelik saldırılarını sürdürmesini engellemeyecek. Rusya ise elbette bu saldırıyı kendisinin gerçekleştirdiğini inkar ederek, bu trajedinin sebebi olarak Ukrayna’yı suçladı.
Rusya ile Ukrayna arasında barış müzakerelerinin başlatılmasına yönelik uluslararası düzeydeki diplomatik trafiğin sonuç verip vermeyeceğinden emin değiliz. Ancak kesin olan şu ki, ABD seçimlerine kadar Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri saldırıları yoğunlaşacak. Putin, er ya da geç müzakere masasına oturduğunda müzakere edecek bir şeye sahip olmak için daha fazla Ukrayna toprağını ele geçirmeye çalışacak. Eğer ABD seçimlerini Trump kazanırsa Ukrayna'daki savaşı finanse etmeyi bırakacak ve savaş, kendisinin defalarca söylediği gibi "24 saat içinde" sona erecek.
İçinde yaşadığımız dünya büyük bir satranç tahtasıdır. Tahmin edebileceğimiz gibi ABD seçimlerine kadar bu tahtada radikal hareketler olacak.
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
22 Kasım 2024 burç yorumları
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Mauro Icardi’nin Greeicy ile kulis paylaşımı Nara’yı çileden çıkardı
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi