Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,4265
Dolar
Arrow
33,9867
İngiliz Sterlini
Arrow
44,3777
Altın
Arrow
2744,0000
BIST
Arrow
9.525

Rusya ve ABD arasında Türkiye’nin zor denge politikası

Moldova'da geçirdiğim kısa tatilim sırasında oradaki insanlar bana Türkiye'nin nasıl bir dış politika izlediğine dair birçok soru sordular. Anladım ki insanların bu konuda kafaları biraz karışık. Türkiye nasıl oluyor da bir NATO ülkesi olurken, bir yandan Ukrayna'ya askeri malzeme ve insansız hava aracı sağlıyor, diğer yandan Batı'nın Rusya'ya yönelik yaptırımlarına katılmıyor? Hava sahasını Rus uçaklarına da kapatmadı. Kısaca soru: Türkiye kimi destekliyor? Bu sorunun cevabını vermek elbette zor, özellikle de mevcut koşullar altında.  

Mesela, Putin ile başlayalım. Bu yılın başında Rusya Devlet Başkanı Türkiye'yi ziyaret edeceği açıklanmıştı. Ancak son anda herhangi bir açıklama yapılmadan ziyaretin ertelendiği basına bildirildi. Böylece Putin 4 yıl sonra bir NATO ülkesini ziyaret edecekti, ama ziyaret gerçekleşmedi. Aynı zamanda onun Ukrayna'daki savaşın başlangıcından bu yana bir NATO ülkesine yaptığı ilk ziyaret olacaktı. Hatta o zaman Rus Kommersant gazetesi yukarıda yazılanları özetleyen oldukça ilginç bir manşet attı: "Türkiye ile pazarlık edecek çok şey var. Hem Moskova hem de Washington Ankara'yla yakınlaşma arayışında." Putin, dört yıldır Türkiye ziyaretini erteliyor. Bu yılın sonuna yaklaşıyoruz ama Putin henüz Türkiye'yi ziyaret etmedi. Putin, Türkiye'yi ziyaret etmeyerek önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, ardından da tüm dünyaya mesaj vermiş oluyor. 

Putin gelmese bile Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler sona ermedi, aksine, gelişti. Pek çok kişinin nefesini tutarak izlediği en meşhur olay, Soğuk Savaş'tan bu yana en büyük esir takası olarak kabul edilen Rusya ile ABD arasındaki siyasi tutuklu değişimiydi. Bu takasa Türkiye'nin arabuluculuk etmesi ve Ankara'da gerçekleştirilmesi tartışmasız bir şekilde Türkiye'ye artı bir imaj kazandırdı.  "Ankara'da gerçekleşen değişim operasyonu, gördüğümüz gibi, hem ABD'nin hem de Rusya'nın Türkiye'yi güvenilebilecek bir ortak olarak gördüğünü kanıtlıyor" şeklinde dışişleri bakanı Fidan deklare etti. Washington, değişimi "bir diplomasi başarısı" olarak nitelendirdi ve bunu mümkün kıldığı için Türk hükümetine teşekkür etti.

Esir takasının coşkusu geçmemişken, bu hafta hepimiz şunu öğrendik: ABD, askeri amaçlarla kullanılabilecek teknolojinin Rusya'ya ihraç edildiği iddiası nedeniyle Türkiye'yi kısıtlamalar konusunda uyardı. Financial Times'ın haberine göre ABD Ticaret Bakanlığı, Rusya'ya Amerikan yapımı ürünler gönderdikleri iddia edilen 18 Türk şirketini yaptırım listesine ekledi.

Haziran ayında Rusya Cumhurbaşkanlığı basın sözcüsü Dmitry Peskov, Batılı ülkelerin baskılarına rağmen Rusya ile Türkiye arasındaki ekonomik diyaloğun devam ettiğini söyledi. ABD'li temsilcilerin Ankara'ya geldiklerini, yetkilileri ve iş adamlarını bir araya getirip "kaba bir şekilde tehdit ettiklerini" kaydetti. Peskov'a göre bu davranış "tamamen utanmazca" nitelendirdi.

Financial Times, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiyi Rusya ile olan ticaretin bozduğuna dikkat çekerken, Türkiye'nin ABD, AB ve diğer batılı müttefikler gibi Rusya'ya yönelik yaptırımlarda bulunmadığını hatırlattı. 

 Türkiye bir NATO ülkesi olmasına rağmen diğer NATO ülkeleri ile Rusya arasındaki iletişime (az da olsa) aracılık eden bir ülkedir. Karadeniz'e tahıl ihracatında Türkiye'nin oynadığı önemli aracı rolü göz ardı etmemeliyiz. Türkiye aynı zamanda İstanbul ve Antalya'da iki tur barış görüşmesine ev sahipliği yaptı. Türkiye şimdilik hem Ukrayna hem de Rusya ilişkilerinde "aktif tarafsızlığını" korumayı başarıyor. Ancak 2023 yılında Rusya'nın serbest bıraktığı Ukraynalı savaş esirlerinin bir kısmına Türkiye'nin ev sahipliği yapması, Rusya'da eleştirel tartışmalara yol açtı.

Uluslararası alanda giderek dışlanan ve izole edilen Rusya, Türkiye ile olan ilişkisini, uygulanan yaptırımlardan kaçınmanın tek şansı olarak görüyor. Rusya'nın mesajını tüm dünyaya iletebileceği benzersiz ve güvenli bir ortak olarak kabul ediyor. Bu pragmatik işbirliği ve dostluk ilişkisi NATO ülkeleri tarafından hoş karşılanmıyor ve bazı medya kaynakları bu nedenle Türkiye'yi "NATO'nun itaatsiz çocuğu" olarak adlandırıyor.

Türkiye, Rus gazı ve petrolünün en büyük ithalatçılarından biri olmayı sürdürüyor; Türkiye'de tüketilen doğalgazın yaklaşık 2/3'ü Rusya'dan geliyor. Mavi Akım doğalgaz boru hattının varlığı ve Mersin'de Akkuyu nükleer santralinin inşası, Türkiye ile Rusya arasındaki iki önemli işbirliği projesidir ve aynı zamanda devletlerarası karşılıklı bağımlılık da yaratmaktadır. Rusya'nın Türkiye'nin turizmindeki payına baktığımızda, 2017 yılından bu yana Türkiye'ye en çok gelen ziyaretçilerin Ruslar olduğunu görüyoruz  (Bu yılın ilk 4 aylık döneminde Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sıralamasında Almanya, Rusya sonrası geliyor). Rusya'nın yaptırımları ve özellikle tekstil sektörü olmak üzere yabancı markaların Rusya pazarından çekilmesiyle birlikte oluşan boşluğu birçok Türk firması doldurdu. Türkiye'nin Rusya ile ekonomik ilişkilerini, uzmanlar "asimetrik karşılıklı bağımlılık" olarak adlandırıyor. Bu ilişkide Rusya daha avantajlı taraf olarak görülüyor. Ayrıca Türkiye, TürkAkım boru hattından geçen ve dolayısıyla Avrupa ülkelerine Rus gazı sağlayan bir enerji koridoru konumundadır.  

Yıllar boyunca  iki ülke arasındaki ilişkilerde "domates krizi", "mandalina krizi", "düşen uçak krizi" gibi birçok krizler yaşandı. Her kriz esnasında bu iki ülke arasındaki bağımlılık, herhangi bir ekonomik krizin ya da çatışmanın yumuşamasına katkıda bulunmuştur.

Halkların atasözlerini severim, çünkü o halkın özünü anlatır. Bu makaleyi anlaşılır kılmak için, Rusya ile Türkiye'nin gelinen aşamada ilişkilerini doğru bir şekilde yansıtan, benim için çok anlamlı olan iki Rus atasözüyle sonlandıracağım. "Savaş alanında tek olursan asker sayılmazsın" (bir savaşı kazanmak için, başka biriyle birlikte olman gerekiyor) ve "Kendi gömleğin kendi vücuduna daha yakındır" (Kendi çıkarların diğer insanların çıkarlarından daha önemlidir).