Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2634
Dolar
Arrow
34,1520
İngiliz Sterlini
Arrow
45,9557
Altın
Arrow
2934,0000
BIST
Arrow
9.777

Savaş yayılırken barış müzakereleri mümkün mü?

Şubat 2022'de Ukrayna'daki savaş başladığında ve Ukrayna ordusunun cesareti ile Rusların başkent Kiev'i "3 günde" fethetmesini engellediğinde, çoğu Batılı lider ve kamuoyu savaşı Ukrayna’nın kazanacağından neredeyse emindi. Ekonomik yaptırımların Rusya ekonomisine diz çöktürebileceğine ve Rusya topraklarında hükümete karşı olası protestoların Rusya'nın batıya, Ukrayna'ya doğru genişleme arzusunu durduracağına inanılıyordu. Savaşın başlamasının üzerinden iki buçuk yıl geçti ve elimizdeki tablo hiç de iyimser bir tablo değil. Giderek daha fazla yorumcu, Ukrayna'nın bu savaşı kaybettiğini söylüyor.  Bu nedenle, Batılı liderlere göre ABD'nin Ukrayna'ya yaptığı mali yardıma ek olarak, geriye kalan tek çözüm, Ukrayna ordusuna izin vererek bu savaşı Rusya topraklarına genişletmektir. Ukrayna NATO silahlarıyla Rusya topraklarına saldırabilir durumda artık. Ancak Kremlin bunun "kırmızı çizgi" olduğunu ve aşılması halinde ciddi sonuçlara yol açacağını söylüyor. Bunlardan biri Rusya'nın uzun süredir dünyayı tehdit ettiği nükleer silahların bile kullanılmasıdır.

Ukrayna Rusya'nın Belgorod bölgesine füzeler ve insansız hava araçlarıyla saldırmıştı ve Ukrayna saldırılarının devam etmesi halinde bu bölgenin 2 ülke arasında kanlı bir savaşa sahne olma riski bulunuyor. İki buçuk yıl boyunca Ukrayna'nın Rusya topraklarında NATO silahlarını kullanması yasaklandı. Ukrayna şu ana kadar sadece kendini savunabildi. Rusya, Ukrayna topraklarına saldırırken, Ukrayna ordusunun yalnızca kendi topraklarında misilleme yapma hakkı vardı. Psikolojik olarak zor olsa da Ukrayna, Batılı ülkelerin dayattığı bu karara saygı duydu. Anlaşmayı ihlal etmiş olsaydı, Batılı ülkelerin silah tedariğinin durdurulması tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktı.

Ukrayna'nın Rusya topraklarına saldırmasına izin verme kararı cephedeki durumu daha da karmaşık hale getirmekten başka işe yaramıyor. Neden? Çünkü bu savaşı başından beri izleyenlerin öne sürdüğü nedenlerden biri, Ukrayna'nın savaşı kaybetmesinin, seferber edilen Rus askeri sayısının Ukrayna askeri sayısından çok daha fazla olmasıyla tetiklendiğidir. Ukraynalılar daha gelişmiş silahlar kullansa bile askeri operasyona katılan personelin az sayıda olması nedeniyle Ukrayna'nın bu savaşta başarısı garanti edilemez. Bloomberg gazetecilerinin oldukça dikkat çeken başlığıyla "Ukrayna'da insan kalmadı" imzasını taşıyan haberde, Ukrayna'daki seferberliğin ülkede işgücü sıkıntısına yol açtığı belirtiliyor. Ukrayna şu anda ciddi bir işgücü sıkıntısıyla karşı karşıya. Uzmanlar, personel sıkıntısının kaçınılmaz olarak domino etkisi yaratacağından korkuyor. (https://www.bloomberg.com/news/articles/2024-06-01/ukraine-s-shortage-of-manpower-is-hitting-its-wartime-industry?srnd=homepage-europe) 

Yani Ukrayna'da sadece askere alınabilecek yeterli sayıda erkek eksikliğinden değil, aynı zamanda uzun vadede bu ülkenin ekonomisini etkileyecek işgücü eksikliğinden de bahsedebiliriz. Batı'nın Ukrayna'nın Rusya'ya saldırmasına izin vermesi karşısında Türkiye'nin tutumu çok açık. Türkiye Dışişleri Bakanı, "NATO'nun bu savaşın bir parçası olmasını istemiyoruz. Ukrayna'daki savaş NATO ile Rusya arasında bir savaşa dönüşmemelidir" ifadelerini kullandı. Buna rağmen İngiliz gazetesi The Telegraph'a göre NATO, Rusya ile büyük bir kara savaşı olması durumunda Amerikan birliklerini ve silahlarını ön saflara göndermek için bir dizi "kara koridoru" geliştiriyor ve bu koridorlardan biri Türkiye’den başlıyor Bulgaristan üzerinden Romanya’ya kadar uzanıyor. 

Bir yandan Ukrayna'daki savaş genişliyor ama diğer yandan İsviçre, 15-16 Haziran'da 107 ülkenin katılmayı kabul ettiği "Ukrayna Barış Zirvesi"ne ev sahipliği yapacak. Savaşın taraflarından biri Rusya, Zelenski'nin barış formülünü reddettiği gerekçesiyle Zirve'ye davet edilmedi. Bu anlamda Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov Zirveyi: “Ukrayna zirvesi net hedefleri olmayan absürt bir olay” şeklinde böyle yorumladı. Ukrayna'daki çatışma konusunun Rusya'nın katılımı olmadan tartışılması, sonuç odaklı olmayan hedeflerin belirlenmesi anlamına geliyor. Çin de katılmayacak çünkü Çin yetkililerine göre Rusya olmadan bu zirve mantıksız oluyor. Ancak daha da şaşırtıcı olan zirveye ABD Başkanı Biden'ın da katılmaması, ABD'yi Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın temsil etmesi. Ukraynalı lider açıkça ABD başkanına fikrini değiştirmesi ve "barışı teşvik etmede liderlik göstermesi" çağrısında bulundu. 

Ukrayna, Rusya ile barış çözümü ararken Rusya, Ukrayna ile değil kolektif Batı ile savaşta olduğunu söylüyor. Rusya Ukrayna'da savaştığını söylüyor ama Ukrayna'ya karşı değil tüm Batı'ya karşı savaşıyor. Savaş alanından gelen son veriler savaşın kızışabileceğini ve barış görüşmelerinin “Ukrayna Barış Zirvesi”nin düzenlemesine rağmen, ikinci planda kalacağını işaretler açıkça göstermektedir. Herkes tarafından bilinen atasözünde söylendiği gibi “Kasap Et Derdinde (Rusya ve Batı), Koyun Can Derdinde (Ukrayna)”.