Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine anayasa freni

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçildikten sonra 10 Temmuz 2018 günlü, 30474 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile Anayasa ve yasalara aykırı düzenlemeler yapıldı.

Bu kararnamenin bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne CHP tarafından iptal davası açıldı ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından da itiraz başvurusu yapıldı.

Anayasa Mahkemesi, 27 Şubat 2024 günlü, 32473 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 26.10.2023 günlü; E=2018/118, K=2023/180 sayılı kararıyla bu başvuruları karara bağlayıp, 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 37 maddesini iptal etti ve yasayla düzenleme yapılması için iktidara dokuz aylık süre verdi. 

Anayasa Hukuku dersi niteliğindeki kararda; "Cumhurbaşkanının, Anayasa ile güvence altına alınan temel haklara ilişkin düzenleme yapılması gerektiği, kanunla düzenleme yapılması gereken pek çok konuda yetki aşılarak cumhurbaşkanı kararnamesi ile düzenleme yapıldığı" özellikle vurgulanmıştır. 

Cumhurbaşkanının yetkilerini belirleyen Anayasanın 104. maddesinin 17. fıkrasında, "Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının, birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle; dördünci bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir" hükmüne yer verilmiştir.

Son derece açık Anayasa hükmüne rağmen, adeta Türkiye Büyük Millet Meclisinin kanun yapma yetkisi gasp edilerek kanunla düzenlenmesi gereken konularda yasama organı devre dışı bırakılmış ve cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenleme yapılmıştır.

Yetki aşılarak yapılan bu düzenlemelerin başlıcaları, "Cumhurbaşkanlığına personel atanması; maaşlarının düzenlenmesi, hakim ve savcıların cumhurbaşkanlığında görevlendirilmesi, üst kademe yöneticileri hakkında bilgi toplanması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına belediyelere ait yetkilerin verilmesi" olup, Anayasa Mahkemesince bu düzenlemeler iptal edilmiştir.

Anayasanın 128. maddesinde, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin atanmalarının, aylık ve ödeneklerinin ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceğinin belirtilmesine karşın; cumhurbaşkanlığında çalıştırılacak personelin atanması, nitelikleri ve maaşlarının düzenlenmesi kararname ile yapılmıştır.

Bu durum Cumhurbaşkanlığı personelin atanması, nitelikleri ve mali haklarının şeffaflığını ortadan kaldırmış ve sorulan sorular cevapsız kalmıştır. 

Anayasanın 140. maddesinde hakim ve savcıların atanmaları ve diğer özlük işlerinin mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenleneceği ve hakim ve savcıların kanunda belirtilenlerden başka resmi ve özel hiçbir görev alamayacakları belirtilmiş; 159. maddesinde ise, savcı ve hakimlerin atanma görev ve yetkisi Hakim ve Savcılar Kurulu'na verilmiştir. 

Buna karşın kararname ile cumhurbaşkanına; hakim ve savcıları cumhurbaşkanlığında görevlendirme yetkisi verilmiştir. Hakim ve savcıların herhangi bir idari memur gibi cumhurbaşkanlığında görevlendirilmesi, hakim ve savcıların bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile bağdaşmayacak olup; bu düzenleme de Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiştir

Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği bir kararname düzenlemesi de üst kademe yöneticileri hakkında bilgi toplanmasıdır.

Anayasanın 13. maddesinde temel hak ve hürriyetlerin özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddesinde belirtilen sebeplerle ve ancak kanunla sınırlandırılabileceğin belirtilmesine rağmen "özel hayatın gizliliği" hakkı cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile sınırlandırılmış ve üst kademe yöneticilerin kendisi ile ilgili kişisel verilerin korunmasını ortadan kaldırılmıştır.

İptal edilen diğer bir önemli kararname düzenlemesi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na belediyelere ait yetkilerin verilmesidir.

Anayasa Mahkemesi, çevre, imar ve yapılaşmaya ilişkin olarak etüt, harita, her tür ve ölçekteki çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planları ve parselasyon planları, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni ile işyeri aşma ve çalışma ruhsatları ile ilgili düzenleme yetkisinin belediyelerden alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmesini de Anayasa'ya uygun bulmamıştır.

Anayasanın 127. maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenen "İdari vesayet yetkisi" yerel yönetimlere tanınan ve güvence altına alınan özerkliğin istisnasını oluşturmakta olup, kanun çerçevesinde kullanılması gerekn istisnai bir yetkidir. 

Buna göre Anayasa'da belirtilen amaç ve çerçeve içinde kalmak koşuluyla bu yetkinin kapsamı ve sınırlarını belirleme yetkisi yasa koyucuya aittir. 

İdari vesayet yetkisinin kötüye kullanılması sonucu, belediyelerin özerkliklerinin ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacını ortadan kaldıracak biçimde kararname ile düzenleme yapılması da Anayasa'ya aykırı bulunmuştur. 

Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararında, yerel yönetimlere tanınan ve Anayasa ile güvence altına alınan özerkliği, ortadan kaldıracak şekilde mahalli idareler ile merkezi idare arasındaki ilişkileri düzenleyen konularda kararname ile değil; kanun ile düzenleme yapılması özellikle vurgulanmıştır.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi ile yasama ve yargının yetkilerinin kısıtlanması, bütün yetkilerin cumhurbaşkanında toplanması için atılan adımların en tipik örneği 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesidir.

Anayasa Mahkemesi'nce verilen iptal kararı, bu amacın gerçekleştirilmesi geciktirecek bir niteliktedir.

Anayasa Mahkemesi'nce, Anayasa ve yasalar dikkate alınmadan hazırlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin iptal edilmesi ne yazık ki kamuoyunda yeterince tartışılmamaktadır.

Bu durumda iktidarı Anayasa Mahkemesi kararlarına uymama konusunda daha fazla cesaretlendirecektir.