Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2304
Dolar
Arrow
36,4394
İngiliz Sterlini
Arrow
46,3141
Altın
Arrow
3386,0000
BIST
Arrow
9.915

Gündem belirleme

Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en büyük yönetim ve ekonomik krizini yaşamaktadır. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasakları kaldırmak vaadi ile iktidara gelen AKP hükümeti bu sorunları zirveye taşımıştır. 

Personel hukukunun temeli olan kıdem ve liyakat ilkelerini ortadan kaldıran iktidar, bunları gözetmeden yaptığı atamalar ile başta ekonomi, göçmen ve konut sorunu olmak üzere hiçbir problemi çözemeyecek bir yönetim zayıflığı ve plansızlık örneği içerisine girmiştir.

Yoksulluk açlığa dönüşmüş ve milyonlarca kişi yoksulluğu en acı biçimde hissetmeye başlamıştır. Bugün en büyük sorunumuz yoksulluktur. Emekli, işçi ve memurlar komik zamlar ve büyük enflasyon karşısında ne yapacağını şaşırmış ve bu kaderi daha ne kadar çekeceğini bilemez hale gelmiştir. 

Yolsuzluklar her gün basına yansıyan olağan olaylar haline gelerek, toplum tarafından normal ve alışılagelen hususlar olarak kabul edilmeye başlanmıştır.

Sayıştay raporları görmezden gelinmiş ve en son Yunus Emre Vakfı örneğinde olduğu gibi yolsuzluklar yaptırımsız kalmıştır.

Yasaklar ise, sıkıyönetim veya olağanüstü hal dönemlerindeki uygulamaları gölgede bırakmış ve temel hak ve hürriyetlere değişik sınırlamalar getirilmiştir.

Bugün haberleşme hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, bilim ve sanat hürriyeti, basın hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, hak arama hürriyeti ve grev hakkının tam olarak kullanıldığından söz etmek mümkün müdür? 

Düşüncesini açıklayan her insan ve görevini yapan her gazeteci bir sabah baskını ile göz altına alınmak ve toplantı ve gösteri yürüyüşü yaparak hakkını aramak isteyenler coplanmak, biber gazı ve su sıkılmak ile karşı karşıya kalmaktadır.

Anılan yönetim ve ekonomi sorunlarını yeterli görmeyen iktidar, muhalif belediyeler ile uğraşarak ve tatminkar olmayan gerekçelerle belediye başkanlarını görevden alarak bir de siyasi kriz yaratmak peşine düşmüştür. 

Bugün Türkiye'nin gündemi başta ekonomi olmak üzere yönetim ve siyaset krizidir. Tek çözümü de yapılacak bir erken seçimle yönetim değişikliğidir. Ancak mağduriyet konusunda olduğu gibi, gündem belirleme ve değiştirme konusunda da iktidar bütün ustalığını sergilemektedir. 

Başta açlık ve yoksulluk olmak üzere başlıca gündem konuları yerine kamuoyu, Narin cinayeti, Yenidoğan Çetesi,  Anayasa değişikliği, teğmenler soruşturması, Suriye'deki iktidar değişikliği, kayyum atamaları ve son olarak suni Kürt sorunu iIe uğraşır hale gelmiştir. 

AKP iktidarı elindeki medya gücü ile maalesef gündemi istediği gibi belirlemeyi ve toplumun gerçek sorunlarının tartışılmasını engellemeyi büyük bir başarı ile sağlamaktadır. Oysa gerçek gündem yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar ve bunlarla gerçekten mücadele edecek bir hükümete kavuşmak için yapılacak erken seçimdir.

Toplumun bu gündemi demokratik yollarla savunma isteği ve kararlılığı karşısında hiçbir iktidarın dayanma gücü yoktur. Bu nedenle muhalefet ışık açma kapama ve kırmızı kart dağıtma yerine, suni gündemlerin peşine takılmayı bırakarak yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar ve erken seçimi gündemde tutmalıdır. Ama özellikle ana muhalefet gerçek gündeme dönecek iken, görevden alınan bir belediye başkanı ile oluşturulan gündemin peşine takılmak zorunda kalmaktadır. 

Toplumun dayanma gücünün sonuna geldiğini, mevcut sorunları çözemeyeceğini ve ilk seçimde iktidarı kaybedeceğini gören AKP hükümeti, Anayasa değişikliği ile Kürt sorunu ve muhalif belediyeleri gündeminde tutarak hiçte erken seçim gibi bir niyetinin olmadığını göstermektedir.