Atatürkçü Düşünce Derneği'nin gazete ilanında, “Yeniden kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı şarttır” ibaresini görünce Türk yargısının günümüzde geldiği noktayı düşünmeden duramadım.
Ulu Önder Atatürk’ün büyük önem verdiği ve ilmek ilmek ördüğü hukuk düzenimiz bugüne nasıl geldi?
140 ülkenin karşılaştırıldığı hukukun üstünlüğü endeksinde Türkiye nasıl 116. sıraya geriledi?
Eskiden nadiren basında yer alan mahkeme kararları nasıl her gün tartışılır hale geldi?
AKP hükümeti iktidara gelince yargıyı bugünkü konumuna getirmek için; öncelikle yargı kadrolarında tasfiye ve kadrolaşma çalışmalarına girişildi.
Yıllardır derslerine çok iyi çalışan FETÖ mensuplarının bu konuda hükümete büyük destek vermesi sonucu önce; yüksek mahkeme kadroları doldur boşalt yöntemiyle yeniden oluşturuldu.
Yani özellikle 2010 yılından sonra yüksek mahkemelere ihtiyaç olduğu gerekçesiyle pek çok üye atandı.
Ancak bilahare 2016 yılında ihtiyaç fazlası oldukları gerekçesiyle istenmeyen üyeler yüksek mahkemeler dışına çıkarıldı. Ayrıca mülakat yöntemi etkin bir biçimde kullanılarak yargıda kadrolaşma amacına büyük ölçüde ulaşıldı.
Darbe girişiminden sonra görevine son verilen FETÖ mensubu hakim ve savcıların sayısına bakıldığında yargıdaki kadrolaşma hareketinin boyutu daha iyi anlaşılacaktır. Sonuç olarak bu şekilde yargıda liyakat ve kıdem ilkesinin yerini; sadakat ve biat kültürü almaya başladı.
Bu aşamadan sonra; yargı silahı kullanılarak devlet kadroları bilhassa Türk Silahlı Kuvvetleri'nde tasfiye operasyonuna girişildi. Bunun için öncelikle; yargı, evrensel hukuk ilkeleri dışına çıkartıldı.
İddia oluşturma, savunma almama veya verilen savunmaya itibar etmeme, uyuşmazlığın veya suçun doğumundan sonra mahkeme oluşturarak tabii hakim ilkesine uymama bu dönemdeki yargılamaların çoğuna egemen oldu.
Yargı talimatı ile emniyet ve istihbarat örgütlerinin yaptığı dinlemeler, bu dinlemelerden istenilen sonucu çıkarmalar ve suç delilleri uydurma yoluyla, pek çok Türk vatandaşı mağdur edildi ve cezaevlerinde ömür tüketmek zorunda kaldı.
Darbe girişiminden önce Ergenekon, darbe, askeri casusluk, gezi davaları gibi pek çok davada yoğun hak ihlalleri yaşandı.
Tren ve maden kazalarının davaları bugüne kadar sonuçlandırılmadı.
Darbe girişiminden sonra Kanun Hükmünde Kararnamelerle, ne ile suçlandıkları kendilerine söylenmeden ve savunmaları alınmadan binlerce kamu görevlisinin görevine son verildi.
Danıştay'ın, 12 Eylül döneminde 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu uyarınca görevlerine son verilen kamu görevlilerinin davalarına bakarken saptadığı hukuk ihlalleri ve yargılama kriterleri ne yazık ki günümüzde mahkemelerce göz önüne alınmamaktadır.
Sağlıklı bir hukuki ayıklanmaya dayanmayan; göreve son verme işlemleri ve hukuki herhangi bir gerekçeye dayanmayan; mahkumiyet kararları bugün Türkiye’de sosyal bir yara olarak karşımızda durmaktadır.
Ayrıca aradan geçen uzun zamana karşın bir türlü karara bağlanmayan davalar Türk halkının yargıya duyduğu güveni gittikçe artan oranda yok etmektedir.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girdiğimiz bu dönemde halk ihlalleri her gün basına yansıyan olağan gelişmeler haline gelmiş ve ülkemizin hukuk devleti niteliği maalesef gittikçe artan oranda tartışılır hale gelmiştir.
Hükümet tarafından yürürlüğe konulan yargı reformları neticeyi değiştirmekten çok uzak kalmış ve yargısal hakların kısıtlanması ve kullanılamaması anketlere yansıyan yargıya güvenin gittikçe artan oranda azalması sonucunu doğurmuştur.
Cumhuriyetimiz ikinci yüzyıla, yargıdaki büyük sıkıntılarla girdiği ve hukuka bağlılığın içselleştirilemediği sürece ne yasa ne anayasa değişikliklerinin bu sıkıntıları gideremeyeceği bugün artık yadsınamaz bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.
Güçlü bir hukuk devleti oluşturulmadan ülkemizin diğer sorunlarının da çözümsüz kalacağı ve yüksek mahkeme ve adli yıl açılışlarında yapılan konuşmaların da bizi kurtarmayacağı açıktır.
11. Danıştay Eski Daire Başkanı Ahmet Hamdi ÜNLÜ
Çok Okunanlar
BEDAŞ açıkladı... İstanbul'da elektrik kesintisi
23 Kasım 2024 günlük burç yorumu
Fenerbahçe-Kayserispor muhtemel 11 belli oldu
Yalı Çapkını dizisinde ayrılık
Kenan Yıldız Milan - Juventus maçında ilk 11'de mi? Maç ne zaman, saat kaçta?
Al-Nassr'da kadroya alınmayan Talisca'nın gitmesine bu formülle izin verecek!
Verona- Inter maçında Hakan Çalhanoğlu oynayacak mı? 11'de yer alıyor mu?
Av. Turan Karakaş hayatını kaybetti
Gazeteler Kılıçdaroğlu'nun davasını nasıl gördü?
Conor McGregor'a cinsel tacizden ceza