Zaman zaman bağımsız ve tarafsızlığın zedelendiğini söyleyebilirim.
Son zamanlarına bakıldığında demokrasi hayatını derinden etkileyen ve aynı zamanda çok şiddetli siyasi çatışmalara yol açan pek çok Yüksek Seçim Kurulu Kararı mevcuttur.
Yasanın açık hükmüne rağmen damgasız oyların geçerli sayılması, 2019 Yerel Yönetimler Seçimi sırasında aynı zarftaki oylardan birinin geçersiz, diğerlerinin geçerli kabul edilmesi, iktidar partisinin itirazlarının kabul, muhalefet partilerinin aynı nitelikteki itirazlarının reddedilmesi bunun en tipik örnekleridir.
Yine Anayasa'ya göre cumhurbaşkanının üçüncü kez aday olup, olmayacağının yargısal bir kararla çözüme kavuşturulması gerekirken Yüksek Seçim Kurulu'nun bir yüksek mahkeme gibi bu konuda karar verip, cumhurbaşkanına üçüncü kez seçilme yolunu açması hukuk çevrelerinde çok tartışılan bir konudur.
Yalnız kamuoyunda yanlış bilinen bir konuda Yüksek Sesim Kurulu’na haksızlık edilmektedir.
Kayyum atama uygulamalarında; Yüksek Seçim Kurulu'nun Belediye Başkanı olamayacağını bildiği bir kişinin niçin seçime katılmasına onay verdiği sorulmaktadır.
2972 Sayılı Mahalli idareler ile mahalle Muhtarlıkları ve ihtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun 9. Maddesinde; 2839 Sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 11. maddesindeki sakıncaları taşımamak kaydıyla onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşının Büyükşehir Belediye Başkanı, Belediye Başkanı ve Belediye Meclis üyesi olabileceği belirtilmiştir.
2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 11. maddesinde ise; maddede Sayılan suçlardan hakkında soruşturma yapılanların değil, mahkum olanların ve haklarındaki bu mahkumiyet kararı kesinleşenlerin milletvekili ve 2972 Sayılı kanunla yapılan yollama nedeniyle Büyükşehir belediye başkanı, belediye başkanı ve belediye meclis üyesi seçilemeyecekleri öngörülmüştür.
Daha açık bir deyişle seçilme yeterliliği konusunda inceleme yapan Yüksek Seçim Kurulu; aday hakkında Soruşturma veya kovuşturma olup, olmadığını değil, kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının mevcudiyetini gösteren Sabıka ve suç kaydı bulunup bulunmadığını inceleyerek ilgilinin aday olup, olamayacağı hakkında bir karar vermektedir.
Bu durumda Yüksek Seçim Kurulu’nun; adaylardan hakkında soruşturma bulunanları araştırması ve açık yasal düzenlemeye karşın mahkumiyeti bulunanlar yerine bunların aday olup, olamayacaklarını karara bağlaması görevi değildir.
Açıklanan nedenle iktidarın kayyum uygulamaları ve Anayasal ve yasal düzenlemeye rağmen görevine son verilen belediye başkanları yerine halkın iradesini göz ardı ederek belediye meclisinin kendi üyeleri arasından seçeceği bir başkan vekilini değil bir idare memurunu kayyum olarak seçmesi konusunda Yüksek Seçim Kurulu’nun bir kusuru bulunmamaktadır.
Çok Okunanlar

Yapay zeka ile İmamoğlu akımı: Sosyal medya ayakta

Yeni Açılım 'Dolmabahçe-2' mi?!

BEDAŞ İstanbul'da bugün elektrik kesintisi yaşanacak ilçeleri sıraladı

PKK kararını verdi, AKP kurmayları duyurdu! 'Ne yapacağımızı biliyoruz'

Ekonomik kriz derinleşirken: Rakamların dili ve halkın gerçeği

Fatih Erbakan'dan 'yeni ittifak' sinyali! Partinin ismini de verdi

Özgür Özel, Yılmaz Özdil'e 'geri vitesi yedirirler adama' dedi

Kurucu iktidar, kurucu meclis ve Cumhuriyet

FETÖ’nün finans kaynağı Maydonoz Döner'e operasyon

Sırrı Süreyya Önder'e suikast girişimi! Yeni ayrıntılar ortaya çıktı