Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Mülakat Sorunu

1982 Anayasası’nın 70. Maddesinde “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin getirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez” yolunda buyurucu bir kurala yer verilmiştir.

657 sayılı devlet memurları kanununda ise kariyer ve liyakat bu kanunun temel ilkeleri olarak belirlenmiştir. Türkiye gerek Anayasa gerekse yasa personel istihdamında liyakate dayalı bir sistemi benimsemiştir.

Yağma sisteminin (spoils system) karşıtı olan liyakat sisteminde; kişinin siyasi referanslara göre değil görevin gerektirdiği niteliklere ve donanıma sahip olmasına göre istihdamı ve görevde yükselmesi söz konusudur.

Liyakat sistemine dayalı bir istihdamda, bütün atamalar ve görevde yükselmeler geçerli, güvenilir ve objektif bir yarışma sınavına dayanır.

Türkiye’de eskiden beri her iktidar değişikliğinde personel yenilenerek, kayrılarak ve yandaşlar istihdam edilerek liyakat ve kariyer ilkeleri işlevsiz hale getirilmiştir.

Bülent Ecevit’in son Başbakanlık döneminde memurluğa girişte ve görevde yükselmede hak ve adaletin liyakat ile sağlanacağı, Anayasa ve yasanın da bunu gerektirdiği gerçeğinin farkına varılmış ve liyakati sağlayacak sistemi getirmek üzere ciddi çalışmalar yapılmıştır.

Bu çalışmalar sonucunda “merkezi sınav ve merkezi yerleştirme” uygulaması hayata geçirilmiştir.

Bu uygulamada Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ve Millî Eğitim Bakanlığı sınav kurulu tarafından yapılan merkezi Kamu Personeli Seçme Sınavı sonuçları Devlet Personel Başkanlığına gönderilmiş, kamu kurum ve kuruluşlarının personel ihtiyaçlarının karşılanmasında kayırma ve kötüye kullanmalar önlenmiş ve nihayet liyakat esası uygulanabilmiştir.

Ancak AKP iktidara gelince bu sistemden uzaklaşılmış ve FETÖ mensuplarının da katkılarıyla ganimet ve kayırma sistemine geri dönülmüştür.

Bu süreçte merkezi sınav korunmakla birlikte mülakat sistemi getirilmiş ve merkezi yerleştirilmeden vazgeçilmiştir. Taraflı ve yeterli olmayan kişilerden oluşan mülakat komisyonları eliyle memur kadroları hızla yandaş ve yakınlar ile doldurulmuş, liyakat sistemi rafa kaldırılmıştır.

Bir müddet sonra özellikle FETÖ mensupları tarafından mülakat ile sağlanan kadrolaşma hızı yeterli görülmeyerek merkezi sınava müdahale ve sınav sorularının çalınarak yandaşlara verilmesi olayları yaşanmaya başlamıştır.

Günümüzde mülakat sisteminin siyasi ve subjektif etkilere ne kadar açık olduğu, siyasal kayırmacılığın ve sadece yandaş olanların atanmasının önünü açtığı yadsınamaz bir gerçektir.

Basına yansıyan mülakat soruları bazen bizi güldürmekte ve çoğunlukla da şaşırtmaktadır. Örneğin sınava giren öğretmenlere sorulan, "2022 yılında boks şampiyonu olan kadın sporcumuz kimdir?" sorusuyla mülakatta neyin ölçülmek istendiği anlaşılamamaktadır.

Bugün Türkiye’de mülakatın kaldırılması gerçekleşmeyecek bir hayalden ibarettir. 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce iktidarın seçim vaatleri arasında olan “kamuda mülakatın kaldırılması” meclisi gündemine gelmiş ve öneri AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedilmiştir.

Türkiye’de kayırma öylesine yaygınlaştırılmış ve içselleştirilmiştir ki bunu ülkeden söküp atmak nerede ise olanaksız hale gelmiştir. Bizim gibi hukuktan uzaklaştırılan toplumlarda kıdem ve liyakat yerine itaat ve yalakalığın esas alınması doğal bir sonuçtur.

Sonuçta mülakatın kalkması ve liyakati esas olan bir sistemin getirilmesi için daha çok beklememiz gerekmektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarının personel kadrolarının mülakat aracılığı ile uygun olmayan, yeteneksiz ve ehliyetsiz kişiler ile doldurulmasının ülkenin gelişmesi, kalkınması ve iyi yönetilmesini gittikçe artan oranda güçleştireceği açıktır.

Nitekim bugün içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntı ve kötü yönetim bunu kanıtı değil midir?