Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından açıklanan sayılara göre 31 Aralık 2023 tarihi itibariyle Türkiye’de toplam avukat sayısı 185.749. Aşağıda paylaştığım internet sayfasında yer alan bilgiye göre 1998 yılı sonunda toplam sayı 36.931. Geride kalan çeyrek yüzyılda meslek mensubu sayısı 5 kattan fazla artmış. Çoklu baro düzenlenmesinin ardından 83 Baro bulunmaktadır.
Yargının kurucu unsuru olan savunma/avukat meslek örgütü barolar ve TBB Anayasamız uyarınca kamu kurumu niteliğindedirler. Her ilde bir baro kurulması esas olmakla birlikte yapılan yasa değişikliği ve Anayasa Mahkemesinin de yasanın iptal talebini reddeden kararı ile çoklu baro uygulamasına geçilmiş oldu. 5 binden fazla avukatın bulunduğu bir ilde 2 bin avukatın bir araya gelmesi ile bir baro kurulabiliyor. Kuruluşunda dile getirilmese de, maalesef sadece siyasi saiklerle birbirinden ayrılan barolar mevcut aynı il dahilinde.
Ülke genelinde güncel dava sayısı hakkında UYAP ve Yargıtay tarafından paylaşılan veriler mevcut. Milyonlarca dosya ile hukuk, ceza mahkemeleri ile istinaf ve temyiz gibi kanun yolları dikkate alındığında yargının üzerindeki iş yükünün oldukça ağır olduğunu söyleyebiliriz. Ağır iş yükü yargı kararların içeriği ve yargılama süreleri başta olmak üzere çeşitli sorunlar doğurmaktadır.
Geride bıraktığımız Ekim ayı içerisinde barolarda genel kurullar ve seçimler yapıldı. Mensubu olduğum ve isminin önüne numara koymaktan imtina ettiğim İstanbul Barosu da bu barolardan bir tanesi idi. 127. Genel Kurul Toplantısını gerçekleştiren İstanbul Barosu (aşağıda linki paylaşılan İstanbul Barosuna ait sayfada bir yerde 126. Genel Kurul yazılmakla birlikte), bu son toplantısını oy verebilecek 64.073 üyesinden yalnızca 30.039’un katılımı ve oy vermesi ile sonuçlandırdı. Katılım yüzde 50’in altında kaldı. Yarışan 11 başkan adayından 7.197 oy alan meslektaşımız başkan seçildi. Genel Kurul ve seçim hakkındaki bilgiler İstanbul Barosu internet sayfasından alınmıştır.
Rakamlar açıkça göstermektedir ki, İstanbul Barosu üyelerinin çoğunluğu oy kullanmamışlardır ve mevcut başkan toplam üyenin neredeyse yüzde 10’unun oyunu almıştır. Bu rakamları dile getirmemdeki amaç kesinlikle bir meşruiyet tartışması değildir. Üyelerin genel kurula ve seçime katılma oranının düşük kalmasının nedenlerini irdelemektir.
İstanbul Barosu örneğinde, seçim dönemi adayların kendilerini tanıtmak için yaptıkları etkinliklere, hazırlanan broşürlere ve diğer faaliyetlere hatırı sayılır miktarda para harcandığını düşünmek yersiz olmaz. Belki harcanan paradan daha değerli olan; meslektaşlarımız zamanlarının önemli bir bölümünü vakfediyorlar. Barolarda maddi karşılık olmadan yapılan görevler için harcanan zaman ve para göz önünde alındığında tüm başkan adaylarına, kurul adaylarına ve destekçilerine teşekkür etmemiz gerekir diyebiliriz. Hukukun ve kurumların saygınlığını azaldığı, meslektaşların sorunlarının çözülmelerinin son derece zor olduğu bir dönemde fedakârlık yaptıklarını söyleyebiliriz.
İstanbul Barosu seçiminden hareket ederek meslek mensupları olarak sorgulamamız gereken konular olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde kurumların ağırlıkları, baskı unsuru olmaları ve maalesef saygınlıkları her gün azalıyor. Yasal düzenlemeler yapılırken söz sahibi olma, toplumun ve meslektaşlarının sorunlarına çözüm bulabilme ve yol gösterme, adaletin tesis edilmesinde etkin rol oynama görevi bulunan barolar da bu gidişattan kendilerine düşeni aldılar.
Neredeyse bir siyasi parti seçim bildirgesi gibi hazırlanan seçim vaatlerine, sadece baroyu değil Türkiye’yi değiştirme söylemlerine rağmen yukarıda belirttiğim gibi meslektaşların neden yarısından azının seçimlere katıldığını düşünmemiz gerekiyor. Mesleğin saygınlığının neden her geçen gün azaldığını, barolar olarak yaşanan itibar erozyonuna karşı ne yapılması gerektiği üzerine kafa yormalıyız. Meslektaşlar arasında ekonomik zorluk çeken önemli bir kesim varken magazin figürüne dönüşen düğün evinin tefçisi ölü evinin yasçılarına karşı en azından sembolik de olsa nasıl tepki verilmesi gerektiği tartışılmalı.
Hiç aklıma getirmek istemiyorum ama meslektaşların bir bölümü acaba “Siyasi amaçlar ve/veya şahsi ikbal peşinde koşanlar ne biz avukatların ne de ülkenin sorunlarına çözüm bulamazlar. Baro seçimleri siyasete geçiş yapmanın veya mesleki şöhret edinme amacı için kullanılıyor. Mevcut siyasi ortamda zaten baroların/avukatların bir ağırlığı mı kaldı?” şeklinde düşünüyorlar ve barolarının genel kurullarına katılmıyor olabilirler mi?
Umarım böyle düşünmüyorlardır.
https://www.barobirlik.org.tr/Haberler/2023-avukat-sayilari-31122023-84464
https://istatistikler.uyap.gov.tr/
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta bugün çeyrek altını kim aldı? 20 Kasım Çarşamba
İUP maaşları ne zaman yatacak? İUP maaşı nasıl alınır? Katılım şartları ne?
A101 21 Kasım 2024 Perşembe aktüel ürünler kataloğu yayımlandı!
20 Kasım Çarşamba TV yayın akışı: Bugün TV'de ne var?
Bu akşam maç var mı? 20 Kasım bugün hangi maçlar oynanacak? Saat kaçta?
BEDAŞ 21 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
21 Kasım 2024 burç yorumları
Kainat güzeli seçilmişti! Makyajsız hali gündem oldu
Fatih Altaylı'dan Acun Ilıcalı ve yasa dışı bahis yorumu
Onur ve Semih arasında MasterChef'te kavga! Yeni fragmanda olay anları