Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3818
Dolar
Arrow
34,6450
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5963
Altın
Arrow
2931,0000
BIST
Arrow
9.636

Yapay zekâ refah mı getirecek?

Dünya’da bir heyula dolanıyor – yapay zekâ heyulası. 19. yüzyılda bir başka heyulaya karşı sürek avına çıkan papalar, çarlar vardı. Bu sefer yapay zekanın mesleklerini ve işlerini ellerinden alıp almayacağı konusunda kafa yoran milyarlarca emekçi insan var. 

Ne yapay zekâ ne de herhangi bir teknoloji elbette heyula değiller. Üzerinde düşünülmesi gereken konu teknolojinin insanlığın çoğunluğuna ne getireceği, refah mı yoksa gelir dağılımında daha da büyüyen bir uçurum mu?

TARİHİN SONU 

1980’lerin sonunda kimilerine göre tarihin sonuna gelinmişti. Serbest piyasa, demokrasi, özgürlükler geri dönülmez bir zafer kazanmışlardı.  İnsan doğasına uygun olmadığı, rekabeti ve gelişmeyi önlediği, özgürlükçü olmadıkları ileri sürülen rejimler yıkılmıştı.

Ortaokul öğrencilerinin kompozisyonlarında bile küreselleşme kavramı kullanılmaktaydı. İnsanlığın bir refah dönemine girdiği, sınırların fiili olarak ortadan kalktığı bilgi ve internet çağı başlamıştı. Seçim kampanyalarında kullanılan “İki anahtar” örneğinde olduğu gibi herkesin bir ev ve otomobil sahibi olabileceği müreffeh bir düzen vaat ediliyordu. 

Yukarıda yer verilen savlara karşılık geride kalan 30 küsür senede ortada bir denge unsuru kalmaması nedeniyle emeğini satarak yaşamını sürdüren kitlelerin sağlık, eğitim, barınma gibi temel hakları dahi saldırı altında. Refah toplumu oldukları öne sürülen ABD ve Avrupa ülkelerinin çoğunda paranız yoksa en basit tıbbi hizmetlerden yararlanamıyorsunuz. Ülkemizde de konut sahibi olma oranın düştüğü ve yüksek ücretler nedeniyle konut sahibi olmanın gittikçe zorlaştığı ortada. Aynı şekilde sağlık ve eğitim hizmetlerinin aşamalı olarak paralı hale geldiğini görüyoruz.

Yapay zekâ ve diğer teknolojik ilerlemelerin sonuçlarını tartışmak için bugün içerisinde bulunduğumuz iktisadi ve siyasi durumu kısaca özetlemek gerektiğini düşündüğüm için yazıya bu girişle başladım. 

ENDÜSTRİ DEVRİMLERİ 

Su ve buhar gücünün üretimde kullanılmaya başlamasından günümüze üretim miktarı ve niteliği giderek yükseldi. 

Tarih boyunca geçirdiğimiz evrim sonucu uzayda yerleşim kurabilecek teknolojik düzeye ulaştık. Başta mühendislik ve tıp alanları olmak üzere hayranlık uyandırıcı bir noktadayız. Ortalama insan ömrü beklentisinde 20.yüzyıl başı ile bugün arasında neredeyse 30 sene var.

Bugün yapay zekâ ve teknolojide (robotlar, otomasyon sistemleri vb.) ulaştığımız aşama ile üretimin miktarının, hızının ve niteliğinin arttığı kuşkusuz. Ancak en önemlisi artık insan emeğine ihtiyaç azalmakta. 

Bir binanın statik hesabını yapmak için inşaat mühendisine, reklam sloganı yazmak veya afiş tasarlamak için reklamcıya ihtiyaç duymadan yazılım aracılığı ile yapılabileceği görülüyor. Yakın gelecekte hukuki ihtilafların çözümü için yargıçlara da ihtiyacımız kalmayabilir. 

Üretimde insan emeğine olan ihtiyacın azalması için “verimlilik” sözcüğü sıkça kullanılıyor.  Emek maliyetinin düşürülmesi karlılığı arttırıyor. Peki, bu verimlilik hızlı bir şekilde işini kaybeden çok sayıda insan ortaya çıkması sonucunu doğurursa neler olabilir?

Konuyu düşünmek ve tartışmak için fakültede yaptığımız “Pratik Çalışma” metodunu kullanabiliriz.  

Yapay zekâ ve benzeri teknolojiler üretimde insan emeğine olan ihtiyacı en aza indirdi. Üretim miktarı arttı. Bununla beraber işsizlik arttı, tüketicinin alım gücü düştü. Yüksek işsizlik nedeniyle çalışan ücretleri düştü.

i)Ürettiğimiz mal/hizmetleri kime satacağız? 

ii)Değişen koşullar nedeniyle işgücü dağılımını zorunlu olarak planlayalım mı?

iii)Piyasaya müdahale edelim mi yoksa görünmez ele mi güvenelim?

Sorular uzatılabilir.

PLANLAMA VE KAMUCULUK 

Daha açık ifade etmek gerekirse, insanlığın en büyük atılımlarından birinin sahibi/efendisi kim olacak? Kimin yararı için kullanılacak? Halihazırda üretim araçlarının sahipliğinde büyük tekelleşme söz konusu iken bu tarz teknolojiler gelir dağılımındaki orantısızlığı daha da mı arttıracak yoksa dengelenmesine mi yardım edecek? Olayda olduğu gibi bir süre sonra üretim aracının sahibi de artık ürettiğini satın alacak müşteri bulamadığından dolayı bu teknolojilere sınır getirilmesini mi talep edecek?

Burun kıvrılarak geri kavramlar olarak görülmeye başlayan planlama/kamuculuk/devletçilik bugünden itibaren daha önemli ve güncel mi olacaklar? 

Yapay zekâ etrafında yapılan bütün tartışmaların temelinin bu olması gerektiğini düşünüyorum.

12Punto’nun değerli yazarlarının (Prof.Dr. Barış Doster/Prof.Dr. Cem Sefa Sütcü/Prof.Dr. Gökhan Arslan) Youtube’da yayınlanan “Endüstri 5.0 ne zaman gelecek?”  başlıklı söyleşilerinin linkini aşağıda paylaşıyorum. Prof.Dr. Daron Acemoğlu’nun “Yapay zeka komünizm getirir mi?” başlıklı yazısı ve buna karşılık Kuntay Gücüm tarafından kalemle alınmış “Evet, Yapay Zeka komünizm getirir”  başlıklı yazısına yer vermekte de fayda görüyorum. Konunun farklı bakış açılarıyla nasıl değerlendirildiği hakkında fikir vereceklerdir. 

Mesleğini ve ekmeğini tehlikede görenlerimizin olması son derece doğal. Bununla birlikte 18. yüzyıla dönüp makine kırıcılığı yapmayacağız elbette. Bilimle ve teknoloji ile mücadele etmenin, karşı olmanın bir anlamı ve faydası yok. Barış ve refah içerisinde yaşamanın önkoşulu ürettiğimiz zenginliği adil bir şekilde paylaşmanın yollarını bulmaktır. Yapay zekâ ve sair teknolojiler ancak hepimizin ortak yararı için kullanıldığında arzuladığımız faydayı sağlayacaklardır. Geldiğimiz aşama itibariyle paylaşım sorununun planlama ve kamuculuk olmadan çözemeyeceğimizi düşünüyorum.

https://www.medipol.edu.tr/sites/default/files/document/SD_54_82-85.sayfalar_Murat_Dincer_Cekin.pdf

https://youtu.be/ZbFW2PW-PzQ?si=p5sUS3SA0QgrT8JA

https://gazeteoksijen.com/yazarlar/daron-acemoglu/yapay-zeka-komunizm-getirir-mi-182253

https://www.teoridergisi.com/evet-yapay-zeka-komunizm-getirir