Ortaçağ barbarlığına geri dönmeyelim
Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırı, yerlerde sürüklenen cesetler, çıplak kadınlar, tecavüzler, şiddet…
Filistin’e Gazze’de yapılan misilleme, ortalığı kan gölüne çeviren bombalamalar, korkudan dili tutulan yaralı çocuklar, ölüler, yaralılar, çaresizlik…
Artık görüntülerini bile görmeye dayanamadığımız bu korkunç ortamda hepimizin kendi içinde verdiği insanlık sınavı…
Siyaset bizim işimiz değil, öncesinde ne oldu, kim kime rest çekti, kim kimi ne zaman uyardı, o öyle yaptı da öbürü de ondan böyle yaptı bizim meselemiz değil.
'Biz' dediğim sıradan insanlar işte; sen, ben, o, çocuklarımız, gençlerimiz, askerlerimiz, kadınlarımız ve erkeklerimiz…
Bizim meselemiz vicdani ve insanı bakış açımızın merceğini doğru ayarlamak olmalı.
Hamas’ın yaptıkları için Filistin halkı, Netanyahu'nun aldığı kararlar için de İsrail halkı kötü ve cezalandırılması gereken halklar değildir. Bizler de taraf tutmak ve holiganlaşmak zorunda değiliz. Ne olursa olsun iki tarafta da yüzlerce masum katledildi ve öldürülmeye devam ediyor. Savaş suçları işleniyor.
Çok değil bundan 28 yıl önce 11 gün süren, Balkanların göbeğinde yapılan Srebrenitsa katliamının bir benzeri bugün yine başka bir ülkede yapılırken, herkes buna gözünü kapatırsa dünya o karanlık ortaçağın barbar günlerine geri dönecek diye korkmalıyız.
Bulaşıcı bir hastalıktan daha tehlikeli bir şey varsa o da bulaşıcı canavarlıktır. Savaş, en sıradan insanı bile canavarlaştırır. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Nazi Almanyası’nın belgesellerini izleyin, savaş görmüş insanları dinleyin, hepsini ortak dili sıradan insanların kısa bir süre içinde canavarca hislerle hareket etmeye başlamasını, bunun çığ gibi büyüyerek önlenemez bir deliliğe dönüşmesini anlatır. Bizler gibi sıradan insanlar… Komşusunu ispiyonlayan, onlara akıl almaz zararlar veren sıradan insanlar…
Kötülüğe bulaşmaya görsün insan…
Böyle kritik ve tehlikeli anlarda kaldırım taşlarıyla polis taşlamamak, organize olarak kendini güçlü sanmak deliliğinin bir parçası olmamak, birilerini diğerlerine yem etmemek, hedef göstermemek lazım gelir.
Biz Filistin’in cehenneme çevrilmesine, masum halkın katledilmesine karşı durup isyanımızı dile getirirken aynı zamanda ülkemizde yaşayan Musevi vatandaşlarımıza, komşularımıza sahip çıkmalıyız. Komşularımız İsrail vatandaşı değil, yıllardır burada yaşayan “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır”, bu unutulmamalıdır. İnsanları galeyana getirecek söylemlerde bulunan taraftan olmayacağız.
İnsan dediğin, yaptıkları kadar yapmadıklarıyla kişiliğini gösterir. İnsanlık mertebemiz böyle zamanlarda belirlenir.
Tarihe nasıl geçeceklerini ülkelerin ve halkların tutumları belirler.
Tarihimizde örnek aldığımız, bu konuda düşmanlarını bile şaşırtan tutumuyla Mustafa Kemal Atatürk var.
Cansiperane savaştığı ülkenin bayrağına basmayan, etrafındakiler ‘kadınlarımıza tecavüz etmişler’ dediklerinde ‘onlar bizim öğretmenimiz değil’ diyen centilmen ve asil, en önemlisi de insani yönü kuvvetli bir liderin halkıyız.
Her zaman kardeşlikten yanayız.
Bu ülkenin bayrağı altında yaşayan, devletin bütünlüğüne karşı kötü amaç gütmeyen tüm vatandaşlar eşit derecede kardeşiz.
Bizleri kardeş yapan dil, din, renk değil, içimizdeki iyi geçinme niyetidir.
Niyeti bozuklara elbette müsamaha gösterelim demeyiz ama o başka bir yazının konusu olsun.
Bugün, yaşın yanında kurunun yanmasına da susmamalıyız.
Müslüman olma paydasına tutunup terazimizin yanlış tartmasına izin vermek büyük yanlış olur.
Bu açıdan bakarsak depremde sayısız vatandaşımız öldüğünde hangi Müslüman ülke yasımıza saygı duyup ülkesinde ulusal yas ilan etti?
Yas ilan ediliyorsa kıstasımız din değil ‘insanlık’ olmalıdır.
‘Can’ söz konusu olduğunda hangi inanç bir insanın, hayvanın canından daha üstün olabilir?
Ülkemiz bu insanlık dramına kayıtsız kalmayarak üç günlük yas ilan etti. “Çok insan” öldüğü için yas ilan edilmiş olduğuna inanmak istiyorum.
Umarız Ortadoğu’da yaşanan bu delilik, çağımıza hiç yakışmayan bu barbarlık ,daha çok can kaybı olmadan bir an önce sona erer.
Bu yas sürecinin uzatılarak cumhuriyetin 100. Yılı kutlamalarına gölge düşürmesinden de çok korkuyorum zirâ bu bizim en haklı ve kutsal sevincimiz… Bakın toprak ne kadar kutsal bir şey, uğruna ne kanlar dökülüyor. Biz bu toprakların bedelini parayla değil, şehit kanıyla ödedik.
Yurtta sulh cihanda sulh
Çok Okunanlar
BEDAŞ açıkladı... İstanbul'da elektrik kesintisi
23 Kasım 2024 günlük burç yorumu
Yalı Çapkını dizisinde ayrılık
Al-Nassr'da kadroya alınmayan Talisca'nın gitmesine bu formülle izin verecek!
Av. Turan Karakaş hayatını kaybetti
Gazeteler Kılıçdaroğlu'nun davasını nasıl gördü?
22 Kasım 2024 Cuma yayın akışı: Bugün TV'de neler var?
Conor McGregor'a cinsel tacizden ceza
22 Kasım Cuma reyting sonuçları: Zirvede hangi program yer aldı
Davada 6. gün: Yenidoğan Çetesi elebaşı Fırat Sarı savunma yapacak