Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
35,8790
Dolar
Arrow
32,9500
İngiliz Sterlini
Arrow
42,5402
Altın
Arrow
2506,0000
BIST
Arrow
10.891

Satlık Köy Haraptar

Hayal kurmakla hayalperestlik arasında ince bir çizgi vardır.

Hayal kurmak; gerçekleşmesi istenen şeyi düşünmek

Hayalperestlik; düşçü, düşsever

Sabah kalktın.

Çocuk okula gidecek, hava zifir karanlık. İnatçı bir saat uygulaması yüzünden uyandığına pişmansın.

Yüzünü yıkadın, kahvaltıyı hazırladın. Kahve yapacaksın. Kahvenin kilosu 450-500 lira olmuş. Bir kahve keyfimiz vardı…

Söylene söylene duşa girdin. En kısa sürede çıkmak için haldur şaldur yıkandın; su pahalı. Neyse hala yıkanan kesimden olmak da bir bilinç.

Duştan çıktın, bir hovardalık yapıp kuaföre mi gitsen? Eskiden haftada 3-4 gün fönlü gezerdin. Sen artık kendine bakmıyor musun? Yooo bakarım da fön 250 liradan başlıyor.

Servis okula vardı mı acaba? 3 km yola ayda dünya kadar servis parası veriyorsun, bak yine canın sıkıldı. Çocukluğunu hatırladın. Sen okula yürüyerek giderdin, yoldan leblebi tozu filan alırdın ama o zaman ülkede bu kadar mülteci, bu kadar güvenlik sorunu yoktu.

Okulun yeni fiyat listesi geldi. 450-650 bin lira aralığında artık eğitim… Sahi biz okula siyah önlük, beyaz dantel yakayla giderdik di mi?

“Annemi ihmal ettim bu ara, hadi ona ziyarete gideyim,” diyorsun. 17 km yol; 2 saat gidiş 2 saat dönüş, trafikte de canın sıkılıyor. Anneni ziyaret bile lüks artık.

Evde et kalmamış. Neyse bu akşam hafif yersiniz, zaten aralıklı oruç yapmayanı dövüyorlar.

O ara haberlere bakıyorsun;

Altın madeni çöktü, siyanür doğaya hızla yayılıyor… Gerçi siyasetçilerden ismini bilmediğim biri içini rahatlattı; “Tehlike yok, siyanür karışsaydı söylerdik,” dedi. 

Hani alkoliğe sormuşlar;

“Ramazanda içki içilir mi?” 

“İçilmeseydi şişenin üzerine yazardı, koskoca fabrika yazmadıysa içilir, sen onlardan iyi mi bileceksin?,” demiş. 

O hesap… Bir zamanlar Çernobil'in çayımıza zararı olmadığını söyleyen biri de ekran önünde bardak bardak çay içmişti. Ne fedakarlık gerektiren bir iş bu siyasetçilik, canlarım…

Öğlen oldu, eşinin sesini duysan iyi gelir belki…

Arıyorsun, açıldı telefon; mutsuz, karanlık bir sesle “iş yok” diyor. Müşteri var, mal var, para yok. 

Bir tatlı söze de kimsenin hali kalmamış ki..

Haberleri twitterdan takip edelim bari; ülkede tarafsız yayın kanalı kalmadı malum.

Herkes birbirine sağlıklı beslenme tüyoları verir olmuş. Herkes yaşam koçu, herkes sağlıklı besleniyor. Ekmek yeme, mayalı yeme, aralıklı oruç yap. Ülkenin yarısı aç zaten arkadaş, ne anlatıyorsunuz? 

Adnan belgeseli, edebiyatta intihal…

İntihal;aşırma. (aleni hırsızlık yani)

Haberlere bakmaya devam ediyoruz; seçimden sonra dolar ne olur, borsalar ne yöne gidecek, elimizdeki üç kuruş erir mi herkesin derdi aynı…

Kapı çalıyor; eski kocan dava açmış. Sebep? Çocuğuna verdiği 1000 lira (yaklaşık 25 euro) aylık nafaka ağır gelmiş. İptal etmek istemiş, davayı kaybetmiş. Vermemek için istinafa gitmiş. Nafakayı yatırırken açıklamaya “istinaf mahkemesi sonucuna göre geri alınmak üzere yazdığında anlamalıydın zaten, sürpriz olmamıştır. Buna canın bile sıkılmıyor. İskele babası deyip geçiyorsun. 

İskele babası; kıyıya yanaşan gemileri bağlamak için rıhtıma konmuş dökme demirden yada betondan silindir

Akşam dışarı çıkıp bir yemek yesek, havamız değişir mi acaba?

2 sıcak 2 soğuk meze, 20’lik rakı içsen dedenden kalan tarlayı satman lazım. Her yer pavyon, hepimiz Dilber olmuşuz.

Çocuğun üniversite kabulü gelmiş, vize almak o kadar zor ki artık! Dedenin hüviyetini de koysan belki verirler, malum tüm Avrupa bizi Suriyeli sanıyor artık… 

O sırada telefon çalıyor.

Çocuğun taksi bulamamış, şakır şakır yağmur yağıyor. 

“Metroya bineyim mi anne?”

Binme çocuğum, dün metroda hayvanın biri bir genç kıza bakarak mastürbasyon yaparken yakalandı. Böyle sevimsiz bir olayla karşılaşmandan korkuyorum.

Elimizdekini avucumuzdakini Euro yapalım diye düşünüyorsun. Euro ne kadar oldu? 33.15TL

Sahi nafaka kaç Euro ediyordu?

Babalar çocuklarının anneleriyle anlaşamayınca çocuklarını da mı boşuyorlar sahi, tam olarak ne oluyor orada?

Eipstein bağlantılı insanlar, depremde kaybolan çocuklar, salya sümük hocaefendiler, tarikatlar; kula kulluk etmeye ne meraklıymış eşrefi mahlukat?

Sesini duyan var mı?

Sahi depremde kaybettiği yavrusunun elini tutan baba ne halde acaba?

Kızıl goncalar ne oldu, hala birilerini rahatsız ediyor mu?

Kovid zamanı bir luppo dayı vardı, ona ne oldu acaba?

Bir kızı tiktok çekerken yakalayan babası dövmüştü geçen hafta, iyi mi şimdi?

Bir kereden bir şey olmaz diyen kimdi?

Suriyeli, Afgan sığınmacıların sayısı kaç oldu, bilen var mı?

Dilan Polat’ın çocuklarına kim bakıyor?

Ne kadar çok insan kanser farkında mısınız?

Biz bu kabustan nasıl uyanacağız?

Allahtan sevgililer günüydü de biraz kırmızı balon, aşk meşk işlerine daldın. Üç kuruşluk güller yüzlerce liraya satıldı, ekonomi canlandı. Dyson alınan kızlar mutlu, olmayanlar ağlıyor. Malum dyson bu ülkenin en büyük sorunu. 

Erkekler dyson alamadığı için sevgilileri terk etti. Erkekler yetersiz hissetti. Olsun. Ayranımız yok içmeye, tahtıravanla gideriz saraya… Yeter ki saçlarımız ahenkle dans etsin.

Yeni bir furya başladı, onu da anlatayım. Herkesin yaşam koçu, sağlıklı yaşam gurusu, kriptocu olduğu “herkes dünyası”nda bu herkeslerin bir kısmı da arazi yatırımcısı olarak instagram hayatımızı zehir etti. Biri tutturdu ya, diğerleri kusur kalmasın.

Kuş uçmaz, kervan geçmez köylerde, yıkık dökük hayvan damlarını taş ev diye pazarlama, komşunun tarlasına patika açıp tecavüz eden yolsuz, imarsız tarlalara yüzbinler isteyen, şehirde bunalmış hayalperestlere tiny house yapın diyen bir takım insanların istilasıyla karşı karşıyayız. Malum, damdan düşmeyen bilemez. Köy güzellemesi yaparak insanların parasına göz diken dolandırıcılar bunlar… Drone çekimleriyle ebelerinin damını allayıp pullayarak sana satmaya çalışanlar… 

Satılık haraptar köyü!

E bizim keçiler kaçtı, onu napıcaz?

Çiftçi bitti, o ne olacak?

Tarım?

Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı?

Ne demiştik; hayal kurmakla hayalperestlik arasında ince bir çizgi vardır.

Keçiler nerde, köylerde mera kaldıysa oralara bakalım. 

12.000 çiftçi Züğürt Ağa oldu.

Ülke Haraptar…

Gündem hareketli, hepimiz daldan dala…

Domates… domates…