Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
43,2915
Dolar
Arrow
38,7063
İngiliz Sterlini
Arrow
51,7251
Altın
Arrow
4031,0000
BIST
Arrow
9.702

Yolsuzluk ve yoksulluk

Kamu gücü ve kaynakları ile özel kuruluşlardaki görev, yetki ve kaynakların toplum ile devletin zararına özel çıkarlar için kullanılması olarak tanımlanan yolsuzluk; rekabeti engelleyerek ekonomik büyümeyi yavaşlatmakta, doğrudan yabancı sermaye girişlerini ve vergi gelirlerini azaltmakta, gelir dağılımını bozarak yoksulluğu artırmakta, kamu kaynaklarının israf edilmesine yol açarak eğitim, sağlık, güvenlik gibi zorunlu kamu yatırımlarını olumsuz etkilemekte, kamu kurumlarına, yöneticilerine ve adalet sistemine duyulan güveni zedelemekte ve toplumda ahlaki bozulmaya yol açmaktadır.

Türkiye ekonomisinde yolsuzluk yapıldığı bir gerçektir. Bu yolsuzlukların hesabını sormak yerine halk harekete geçiriliyor. İlginç olan, toplantılara katılan halka, yolsuzluklar sizi fakirleştiriyor, gelir dağılımındaki adaleti bozuyor, siyasal istikrarsızlık yaratıyor denmiyor. Eğer yolsuzluk olmasaydı ey halk; siz daha iyi gelir elde ederdiniz, demokrasimiz daha iyi olurdu, siz daha iyi bir ülkede yaşardınız, çocuklarınız daha iyi okullarda okurdu, daha iyi hastanelerde tedavi olurdu, daha iyi işlerde çalışırdı denmiyor.

Yolsuzluk, açıklığı ve saydamlığı sevmez. Saydam ve açık toplumlarda yolsuzluk olmaz ya da daha azdır. Çünkü saydamlık yolsuzluğun panzehridir. Yolsuzluk yoksulluğu getirmekte, yoksulluk da kişilerin ve hane halklarının yaşamlarını insanca sürdürebilecekleri bir gelire sahip olmalarını engellemektedir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Yoksulluk ve Yaşam Koşulları 2024 istatistiklerine göre, 85 milyon nüfuslu ülkemizde yoksul sayısı 25 milyon, yani her 100 kişiden 29’u yardıma muhtaçtır. Bir başka ifadeyle her 100 kişiden 14’ü mutlu, kalan 86 kişi ise mutsuzdur.

Aristoteles, “Politika” isimli eserinde yolsuzlukla ilgili olarak şunları söylüyor: “Hazineyi yolsuzluklardan koruyabilmek için, parasal işlemleri bütün toplumun önünde yapalım, bunlarla ilgili kayıtların suretlerini çeşitli yerlerde saklayalım” diyor.

Aslında yolsuzlukla ilgili çok şey söylenebilir. Ancak; yolsuzlukların kamu kesimi finansman açıklarını artırdığı, mükelleflerin yolsuzluk nedeniyle daha çok vergi ödediği, devletin yolsuzluk nedeniyle daha çok borçlanıp daha çok faiz ödediği de bir gerçektir. Yolsuzlukların önlenmesi için hukuk sisteminin etkin işlemesi gerekir. Bunun için yolsuzlukla mücadelede siyasi kararlılık çok önemlidir. Siyasal sistemdeki istikrarsızlıklar ve hukuk sistemindeki etkinsizlikler, kurumsal yapıdaki güçlükler yolsuzlukları artırır ve sonuç olarak ekonomik istikrarsızlık yaratır.

Ekonomide ve gelir dağılımında eşitsizlik varsa, bu durumda bir yandan yolsuzluk artarken, yoksul sayısı da artar. Denetim ve saydamlık arttıkça yolsuzluk azalır, yoksulluk azalır. Gelir dağılımındaki adaletsizlik düzelmeye başlar.

Türkiye, Avrupa’da yolsuzluğun en çok görüldüğü ülkeler grubundadır. 2024 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi sonuçlarına göre Türkiye 34 puan alarak 107. sırada yer aldı. Oysa 2014 yılında 64’üncü sıradaydı. Aslında 12 yılda 43 basamak gerileyerek 2024 yılında, 2002’deki sıralamasına tekrar düşmüştür.

Ülkemizde yolsuzluklar, gelir dağılımında adaleti bozmakta ve ülkemizin kalkınması ile büyümesinin önünde büyük engeller teşkil etmektedir. Gelir dağılımı düzgün olan ülkelerde yolsuzluklar azalmakta, yolsuzlukların azalması ile etkin bir adalet ve hukuk sistemi ile demokrasinin işlemesi sağlanmaktadır. Ülkemizde ivedi bir şekilde temiz toplum ve temiz siyaset için "Temiz Eller" süreci başlatılmalı ve “Yolsuzluklarla Mücadele Kurumu” kurulmalıdır.

Prof. Dr. Duran BÜLBÜL