Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
43,2409
Dolar
Arrow
38,0208
İngiliz Sterlini
Arrow
50,4703
Altın
Arrow
4068,0000
BIST
Arrow
9.317

Kurultay ve ötesi…

6 Nisan Pazar günü Cumhuriyet Halk Partisi'nin 21. Olağanüstü Kurultayı için Ankara’daydım. Üniversite yıllarımı yaşadığım güzel Ankara‘yı yeniden görmek,  kamunun güçlü varlığının kılcal damarlara kadar işlediği başkentte olmak her zamanki gibi güzeldi. 

Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün kurultaylarında olduğu gibi başkent adeta bir heyecan tufanına tutulmuş gibiydi… Sokaklar, restorantlar, taksiler, oteller her yer Türkiye’nin dört bir tarafından gelen partililerle dolu, adeta koca bir kent altıoku konuşuyordu. 

Kurultay günü geldiğinde ve salona girdiğimizde elbetteki 19 Mart’tan bugüne yaşanan tutuklamaların ve operasyonların ağırlığı salonun her köşesinde, alınan her dost selamında kendini hissettiriyordu.

Her ne kadar adı olağanüstü kurultay olsa da Cumhuriyet Halk Partisi’nin duayen siyasetçilerinden Prof. Dr. Haluk Koç’un dediği gibi “ne olağan, ne olağanüstü, olağandışı” bir kurultaydı. Partiye kayyım atanmasına karşın bir tedbir olarak yapılan kurultayda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel ve  çalışma arkadaşları kurultay delegelerinin tam desteğiyle yeniden göreve seçildiler.

Olağanüstü koşullarda yapılmış olağandışı bir kurultay sonucunda delegasyonun firesiz Genel Başkanı ve ekibini tercih etmesi gayet doğaldı. Başta Genel Başkan Özgür Özel olmak üzere, parti meclisine ve yüksek disiplin kuruluna seçilen partilileri kutluyorum, zor bir dönemde ateşten gömlek giydiler. Halkın beklentisi yüksek, yapılacak iş çok… Güç, kuvvet dilerim…

Her kurultayda olduğu gibi bu kurultayda da ister istemez Cumhuriyet Halk Partisi bundan sonrasında ne yapmalı sorusu yeniden anlam kazandı. Parti her ne kadar dört bir taraftan cendere altına alınmış olsa da elindeki en büyük güç hala Türkiye’nin en iyi yetişmiş, liyakatli, güçlü insan kaynağına sahip olan partisi olması.

İnsan kaynağı o kadar önemli bir güçtür ki Türk siyasi hayatının önemli ismi, eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem “Türkiye’de Geri Kalmışlığın Tarihi” başlıklı kitabında Türkiye’nin kalkınması için temel kaynağının “bin yıllık insan ve güç birikimi” olduğunu belirtmiştir. Osmanlı dönemine dair derinlemesine bir araştırmayla sosyal ve ekonomik yapının devletle uyumunu, yükselişini ve çöküşünü anlatan, ardından Cumhuriyet döneminde kuruluşu, Batılılaşma anlayışını, sınıf ve zümre farklılaşmasını, sağ iktidarların Türk siyasetindeki yerini, geri kalmışlıktaki rolünü, bağımlı ekonomik düzeni anlattığı çalışmasını güçlü insan kaynağının doğru kullanılması gerekliliğine değinerek sonuçlandırmıştır. 

Türkiye’nin bin yıllık insan kaynağını ise özellikle Çin gibi köklü ve sürekli medeniyetlerde rastlanan insan birikimine benzeterek, bu kaynağın en verimli olduğu toplumlardan birinin Türkiye olduğunu vurgulamıştır. İsmail Cem açısından bu bir ayrıcalıktır. Ve birçok geri kalmış toplumlar bu ayrıcalığa, kültürel ve tarihsel mirasa sahip değildir. 

Bürokratlar, burjuvazi ve köylü ve işçiler olarak üç grupta tanımladığı güçlü insan kaynağını, birçok ülkenin hayal dahi edemeyeceği bir insan zenginliği olarak tariflemiştir. Özellikle bürokratların, yüzyıllar boyu devlet olma geleneği ve devlet yönetme ustalığıyla güçlü nitelikli bir zümre (sınıf olamamasını sorunlu görerek) olduğunu belirterek, aynı güce yüksek bürokrasideki mühendis ve doktorları yani teknisyenleri de dahil etmiştir. 

İsmail Cem’in kitabındaki bu çıkarımdan neden bu kadar uzun uzun bahsettim diye soracak olursanız; 

Cem’in Türkiye’yi kalkındıracak ve geri kalmışlıktan kurtaracak bir formülasyon olarak gördüğü insan kaynağının, mikro ölçekte Cumhuriyet Halk Partisi açısından ele alındığında, partinin kalkınmasının temelini oluşturacak itici güç olarak görmemdir.

Güçlü kadro konusu elbette ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin kayyıma bir tedbir olarak gerçekleştirdiği olağanüstü kurultayının temel meselesi olarak ele alınması beklenemez. Fakat önümüzdeki dönemde iktidara hazırlanan CHP’nin temel olarak merkezine alması gereken en önemli konu; toplumun tüm kesimlerini temsil eden, farklı meslek gruplarından ve tecrübeden insanı kapsayan güçlü kadro meselesidir. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nden yola çıkarsak;

CHP’nin muhtaç olduğu kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur. 

Yeter ki doğru değerlendirilsin…