Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8412
Dolar
Arrow
33,9580
İngiliz Sterlini
Arrow
44,8874
Altın
Arrow
2747,0000
BIST
Arrow
9.771

Koltuk

İngiltere’nin 44 yaşındaki Başbakanı Rıshi Sunak, seçimleri kaybetmesinin ardından lideri olduğu Muhafazakar Partinin genel başkanlığından istifa etti. İstifa etmekle de kalmadı, şu sözlerle  özür diledi.

“Öfkenizi ve hayal kırıklığınızı duydum ve bunun sorumluluğunu üstleniyorum.”

Yeni Zelanda’da İşçi Partisine ezici bir farkla seçimi kazandıran, 43 yaşındaki  Başbakan Jacında Ardern, 2023 yılında istifa etti. Görevinden ayrılırken, “Bu işin hakkını verecek kadar yeterli değilim.” dedikten sonra, istifasının partisinin önünü açacağını söyledi.

Hollanda’nın 57 yaşındaki  Başbakanı Rutte, görevi halefine devrettikten sonra, bisikletine binerek Başbakanlık konutundan ayrıldı.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.

Şimdi bir de uzun dönem görev yapanların listesine göz atalım;

Ekvator Ginesi Cumhurbaşkanı Teodoro  Obiang Nguema Mbasago, 44 yıldır görevde ve 82 yaşında

İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ali Hamaney, 42 yıldır görevde ve 85 yaşında.

Kamerun Cumhurbaşkanı Paul Biya 41 yıldır görevde ve 91 yaşında

Kongo Cumhuriyeti Devlet Başkanı Denis Sassou  Nguesso, 39 yıldır görevde ve 80 yaşında.

Uganda Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni, 37 yıldır görevde ve 79 yaşında….

Bu listeyi de uzatmak mümkün.

Makam koltukları turnusol kağıdı gibidir. Hem ülkenin hem de koltuğu işgal edenin demokrasi karnesini betimler.

Kimi onun getirdiği güce tapınır ve işgali olabildiğince sürdürür.

Kimi onu bir topluma sunulacak hizmetin aracı olarak  kabullenir ve üstlendiği sorumluluğunun ağırlığı ile demokrasiyi zedelemeden ardıllarına bırakır.

Koltuk tutkusunun, demokrasiye sadakati  aştığı, iktidar şehvetinin, hizmet kaygısını ezip geçtiği koşullarda, faturayı ödeyen sadece Millet olur ve siyaset kilitlenir.

Türkiye son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu ağır tabloyu yaşadı.

Başarısızlığının faturası kendisinden başka herkese kesen bir iktidar adayı ile art arda aldığı seçim yenilgilerini “başarı” gibi gören ve hatalarını sürdürmekte kararlılık gösteren bir muhalefet koalisyonu adayı arasında sıkıştı kaldı. Muhalelefetin yenilgisi göz göre göre geldi.

Yaşanan bu dramatik tablodan sonra Ana Muhalefet Partisinde çok şey değişti. En büyük değişiklik genel başkan değişimi oldu. Bu değişimi yerel seçimlerdeki başarı izledi.

Peki, Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki sonuçtan kendisine bir ders çıkaran oldu mu?

Görünen odur ki, olmamış.

Genel başkan olmak kadar genel başkanlıktan zamanı geldiğinde çekilmesini bilmek ve yeni arayışlara saygı duymak bir erdemdir. Bunun en güzel örneklerinden birini sergileyen İsmet İnönü olmuştur.

Kurtuluş Savaşının büyük komutanı, Kuruluş döneminin ve devrimlerin önde gelen ismi, Türkiye’nin İkinci Cumhurbaşkanı, Türk Milletinin İsmet Paşa’sı Kurultaya sunduğu Parti Meclisi Listesi, Ecevit’in listesinden daha düşük oy alınca (8 Mayıs 1972) CHP Genel Başkanlığından istifa etmiştir. Koltuğunu büyük bir olgunlukla Bülent Ecevit’e bırakmasını bilmiştir.

İsmet İnönü, demokrasiye olan saygısı ile CHP’ye çok önemli bir miras bırakmıştır. Yılların kazandırdığı bilgi ve deneyimin de gereği budur.

Ancak önceden belirttiğimiz gibi Koltuk bir turnusol kağıdıdır. Makam sahiplerinin inandıkları değerlerin ortaya vurumunun da aracıdır. Sahiplenilince değil, kaybedilince ortaya çıkar.

Yaşamın, doğrular ve yanlışlar içinde akıp gitmesi olağandır. Bu kural siyaset önderleri için de geçerlidir.

Siyaset sorumluluğunu üstlenenlerin, kendi hatalarını sahiplenmeleri, kendileri ile hesaplaşabilmeleri ve başarıları ile övünebildikleri kadar başarısızlıkları ile de yüzleşebilmeleri beklenir.

Bunu başaranlar ise egolarını alt edip, hırs ve ihtiraslarından arınabilenlerdir.

Taşıdıkları sorumluluğun gereği olarak hatalardan pişmanlık duyabilmek ve utanabilmek bir erdemdir. Kendilerini vazgeçilmez görüp, kutsallaştıranlar bu vicdan muhasebesini yapamazlar.

CHP’nin yerel seçimlerdeki başarısına destek vermek ve iktidara giden yolda katkı yapmak yerine, öfke ve nefret kokan bir koltuk hesaplaşmasına girildiği izlenimi yaratmanın Türk demokrasisine, Ulus sevgisine ve CHP’nin tarihsel görevine hiçbir katkı yapmayacağı açıktır.

Makam koltukları geçicidir. CHP’lilerin Genel Başkanlarına emanetidir.

Emaneti verenin, emaneti geri almak yetkisi ise demokrasinin gereğidir.