Sen daha çocukken başladı bu kıyım, Teğmen’im.
Ne kumpaslar kuruldu milletin ordusuna, ne acılar yaşandı, nasıl bir çaresizlik sardı ülkenin dört yanını, anlatması zor.
Türk ordusunun en parlak subayları, komutanları zindanlara atıldı. Sahte kanıtlarla ordumuza ne karalar çalındı.
Vatan savunmasına bir yaşam adayanlar, terörist ve vatan haini sayıldı. Gerçek teröristler ise gizli tanık bile yapıldı.
Kozmik odaya girenlerle, girilmesine onay verenler, o günlerde baş üstünde taşındı.
Kumpaslar hız kesmedi, Teğmen’im, biri, diğerini izledi.
Çünkü hain eller, Atatürk’ün ordusundan geriye bir şey kalmasın istedi.
Kuvvet komutanları, orduları yönetenler, duruşmaya jandarmalar eşliğinde getirilirken, apoletleri sökülüp rütbeleri geri alınırken, biz utandık. İnsanlığından utanması gerekenler sevindi.
Ancak zindanlar can alsa da o onurlu başlar eğilmedi, bugün eğilmediği gibi…
Onlar da “vatan sağolsun” dedi, sizlerin söylediği gibi..
Bu bir intikam operasyonuydu, Teğmen’im.
Ancak intikamla beslenenlere yapılanlar yetmedi.
Gün geldi 80 yaşı aşkın komutanlar, niyet okuyucularca yeniden zindanlarda esir edildi. Sağlık koşulları giderek kötüleşirken, “cezaevinde kalabilir raporları” verildi. Kimi ölümle pençeleşirken, kimi yaşama kahramanca veda edip, gitti…
Atatürk’ün askerini zindana atmaktan keyif alanlar, emperyalist projenin yabancı ortakları ile kol kola girip, Kemalizm’i milletin yüreğinden söküp atmak istedi.
Kara bir bulut çöktü güzel vatanın üstüne. Hukukun katledilişini izledi milyonlar, sessizce…
Ancak, güneş ufuktan yeniden doğdu Teğmen’im..
Çünkü Atatürk’ün ülkesinde güneş ufuktan en umulmadık anda yeniden doğar ve milyonlar Ata’sının izinden özgürlüğe, bağımsızlığa, çağdaş uygarlığa doğru yol bulur, akar.
Bu kez de öyle oldu, Teğmen’im.
Hakkın, hukukun sesi, yediden yetmişe “Atatürk’ün Askeri oldu”, karanlıkları aydınlatacak gücü bir kez daha Atatürk’ün ışığında buldu.
Teğmen’im,
Sen bu milletin umudu ve onurusun.
Atatürk’ün askeri olmanın sorumluluğunu en içten duyumsayanlar, “Sende”, “kendilerini” buldular. Seni gözyaşlarıyla, yüreklerinin tüm sevgisi ile kucakladılar. Varlığınla dirilip, canlandılar.
1928’de Harp Okulu öğrencilerinin yazdığı Harbiye Marşı'nda olduğu gibi;
Sen,
Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadısın, (torunları)
Tufanları gösteren tarihlerin yadısın.
Sen,
Kanla, irfanla kurulan Cumhuriyetin, ölmez nigâhbanısın (koruyucusu)
Türk vatanının sönmeyen güneşisin.
Yaşa, Varol Harbiyelim, Teğmen’im…
Bu millet seninle gurur duyuyor!
Çok Okunanlar
Yoğun kar yağışı nedeniyle birçok şehirde eğitime ara verildi
NBA 2024/2025 takas döneminde hangi yıldızlar takım değiştirdi?
Yandaş medya mali denetime takılan 8 sanatçıyı ifşa etti!
Naci Görür, deprem riskinin en yüksek olduğu şehirleri açıkladı
Teğmen'ime mektup
Squid Game nereden izlenir?
6 Şubat günlük burç yorumları: Merkür retrosunun son hızla etkileri!
'Mansur Yavaş CHP'ye rest çekti' iddiası!
BEDAŞ 6 Şubat'ta İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Erdoğan tek bir senaryoda kazanabiliyor