Haydar Paşa Teknik Üniversitesi

İstanbul Teknik Üniversitesi, 1773 yılında Mühendishâne-i Bahrî-i Hümâyûn adıyla III. Mustafa Dönemi’nde kurulmuştur. İTÜ, 250 yıllık geçmişi ile mühendislik ve mimarlık üniversitesi olarak Kosova’dan Mançurya’ya parlayan eğitim kurumudur.

İTÜ’nün ardından, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve ODTÜ kuruldu.

Bu okulların temelini de İTÜ attı.

“Uçan hocalar” 1960 lardan kalan bir kavramdır.

Uçakla Trabzon’a gelen bir mukavemet ya da betonarme hocası, iki günde 1 aylık ders anlatıp, tekrar İTÜ’deki öğrencilerinin yanına dönermiş.

Eğer ki Türk Müteahhitliği yılda 20-25 milyar dolarlık yurtdışı proje hacmine sahipse, İTÜ, KTÜ ve ODTÜ, buradaki en büyük pay sahibidir.

Özellikle İTÜ.

Ardından daha bir çok mühendislik mimarlık fakülteleri barındıran üniversiteler açıldı.

Ancak hiç biri bir renk yaratamadı.

Sıradan oldular.

İstanbul ve Ankara’da kurulanlar da sıradan olmaktan kurtulamadı.

Türkiye’nin son dönemdeki politikaları da sıradanlaşmayı destekleyince, İTÜ ve ODTÜ dışında rekabetçi mühendis mimar yetiştirecek okul pek kalmadı.

Geçenlerde Haydarpaşa Tren Garı binasını ve müştemilatını ziyaret ettim.

Muazzam bir atmosferi var hala.

Binanın içine girince Deutsche Bahn’ a girmiş gibi hissediyorsunuz.

Tarihi dokusu ve mistik kokusu, sizi 100 yıl önceye taşıyor.

Benim gördüğümü gören iş adamlarının da ağzının suları akıyor.

Hemen hesap kitap yapmaya başlıyorlar.

Şu kadar oda, bu kadar turist, gecelik şu yuro, çarpı şu kadar derken, gözleri fal taşı gibi pörtlüyor.

 Ez cümle,

Tüm aç gözlülerin, otel yapmak için peşinde koştuğu Haydarpaşa Garı ve müştemilatı hem tarihi hem de yerleşkesi ile parlak bir mühendislik üniversitesi olmak için bekliyor. İçinde İkinci Cumhuriyetçilerin olmadığı bir üniversite olursa da tadından yenmez.