Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,4780
Dolar
Arrow
35,6644
İngiliz Sterlini
Arrow
44,5940
Altın
Arrow
3179,0000
BIST
Arrow
10.002

Denizci gözüyle Kartalkaya yangını

Hem turizm bakanı…

Hem otel sahibi… Helikopterle dolaşıp ülkenin en gözde koylarını, arazilerini kendi imzasıyla kendine tahsis ediyor. 

Hem başka otelleri de pazarlayan turizm acentesi patronu…

Hem de medya için hatırı sayılır bir reklam veren…

Hepsi tek kişi mi? Bilemiyorum. Eskiden tek kişi olduğunu düşünüyordum. Ama son Kartalkaya faciasından sonra, yandaş medyadaki tetikçi güruhunun yaptığı haberlere bakıyorum. İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanının sorumluluğu Turizm Bakanlığından alıp sınırları içinde dahi bulunmayan Bolu Belediyesine atmaya çalışmalarına bakıyorum. Sanki bütün bu işlerin tek patronuymuş gibi görülmüyor. 

Yasalar, yönetmelikler, bilirkişi ön raporu, denetimde sorumluluğun Turizm Bakanlığı’nda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığında, İl Özel İdare’de olduğunu vurguluyor. İçişleri Bakanı da, Adalet Bakanı da, Turizm Bakanı da, yanlarına aldıkları tetikçi koroyla güneşi balçıkla sıvamaya kalkışıyor.

Turizm Bakanı bir kere değil, iki kere suçlu… Nedenine gelince… Hem Turizm Bakanı olduğu için yeterince denetim yapmadığı/yaptırmadığı için… İkincisi de o oteli pazarlayan tur operatörü/seyahat acentesinin sahibi olduğu için…

Turizm Bakanı olarak, topu taca atmaya çalışıyor ama yetki ve sorumluluklarının farkında olması gerekir. Ama büyük bir seyahat acentesinin uzun yıllardır patronu olarak sorumluluklarının farkında olduğuna eminim. 

Bir turizmcinin gönderdiği mesajı paylaşıyorum.

“20 senelik turizmci olarak söylüyorum. Diyelim İngiliz Jet 2 Holiday ya da Alman Meetinpoint gibi bir acente ile kontrat yapmak istiyorsun, o acente yetkilileri gelir, yanmaz kapıdan tut da, balkon demiri yüksekliğine kadar oteli didik didik eder. Eksik varsa listeyi eline verir, bunları tamamla öyle çalışalım der. Eksikleri tamamlarsın, tekrar gelirler sonra kontrat yapılır. Acentenin hiçbir yasal yükümlülüğü olmasa da öyle çalışır. İnsanına değer vermek böyle bir şey. Turizm Bakanı ETS’nin patronu, yanan oteli pazarlıyordu. Türkiye’de standartları belirleyen ve uygulayan kurumun başında. Sorun bakalım sayın bakana, yabancı bir operatör kendi otelleri ile çalışmadan neleri kontrol ediyormuş?”

İhmal ve beceriksizlikten kaynaklanan diğer bütün facialarda olduğu gibi, büyük bir ihtimalle bu olayda da sorumlular yargı önünde hesap vermekten kurtulacaklar. Ama bu işin faturası büyüyecek. Şu sıralar dünyada turizm fuarlarının yoğun olduğu bir dönem. Yaz sezonları pazarlanıyor, rezervasyonlar yapılıyor.  Birçok tur operatörü, Türkiye’deki otellerin denetim mekanizması hakkında bilgi sahibi oldu. Ya turist sayısı düşecek, ya da fiyatlar… Büyük bir olasılıkla ikisi birden…

CHP BELEDİYELERE ÖNERİ…

Malum Bolu İtfaiyesinin bir açıklaması var. Söz konusu otel, yangın raporu almak için başvuruyor. İtfaiye gelip inceliyor. 8 önemli eksiklik belirliyor ve “bunları tamamlayın, gelip tekrar bakacağız” diye rapor tutuyor.  Otel de söz konusu başvuruyu geri çekiyor. Turizm Bakanı da çıktığı bir televizyon programında “Bolu Belediyesi ihbar etseydi biz oteli kapatırdık” diyor. 

Daha bakan bu açıklamayı yapmadan önce, sıcağı sıcağına X hesabımdan şu paylaşımı yapmıştım.

“Madem Bolu Belediye Başkan Yardımcısı tutuklandı. Madem yetki Turizm Bakanlığında ama sorumluluk belediyede... O zaman CHP’ye gerçek bir eylem önerisi… CHP’li belediyelerin olduğu bütün illerde İstanbul; İzmir, Antalya, Muğla vs. bütün turistik otelleri mühürlesinler.”

Bugüne kadar attığım mesajlar içinde görüntülenme, paylaşım ve beğeni rekoru kırdı. 746 bin görüntüleme, 20’binin üzerinde beğeni, 3100 ve 588 yanıt vardı. Gelen öneriler arasında başı çeken öneri de işe bakanın otellerinden başlanmasıydı…

DENİZDE DURUM

Ben aynı zamanda 35 yıllık yelkenci ve denizciyim. Bunun son 8 yılında da profesyonel yat kaptanlığı yeterliliğine sahip Gemi Adamı Cüzdanı sahibiyim. İster amatör denizci, ister profesyonel olsun, ister özel tekne, ister ticari tekne olsun, bizdeki güvenlik ve yangın işi bu otellerden kat be kat daha fazla ciddiye alınıyor. 

SOLAS (Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi) gereği, kaptan ya da gemici, gemi adamı belgesi sınavlarına girmeden önce mutlaka teorik ve pratik STCW kurslarına ve ardından da sınavına girer. STCW kursları ve sınavlarının içinde yangın eğitimi de vardır. İtfaiye bahçesinde suni yangınlar çıkartıp söndürürüz. Sınavlardan sonra belgeyi aldıktan sonra da iş bitmez. Eğer tekne ticari ise ayda en az bir kere, yangın role talimi yaptırılır. Bu da yetmez. Her beş yılda bir tekrar STCW kurslarına gidip, ilk yardım, yangın, denizde canlı kalma ve denizden insan kurtarma eğitimlerini tekrarlamazsak gemi adamı yeterliliğini kaybederiz. 

Mesela ticari değil, özel teknenizle tek başına denizde dolaşıyorsunuz. Sahil Güvenlik gelir, teknedeki yangın tüplerinizi kontrol eder. Yangın tüpleriniz sertifikalı olmak zorundadır. Yangın tüpleriniz olması gerekenden küçük ise ya da üzerinde belirtilen süresi geçmişse cezayı yersiniz.

Tekneyi sigorta ettirirken sigorta eksperi bir sörvey hazırlar. Bu sörveyde yangına karşı önlemler de vardır. Tekne sigortasız ise hiçbir marina tekneyi kabul etmez. Ticari tekneler her yıl karaya çıkıp sörveyden geçmek zorundadır. Ticari olmasa da birçok teknenin mutfağında yangın battaniyesi vardır. Bir yangın battaniyesi 250 lira ile 500 lira arasında. Kartalkaya Otelindeki yangın, bilirkişi ön raporuna göre mutfakta elektrikli bir ocakta çıkmış. 250 liralık bir yangın battaniyesi olsa ve mutfakta çalışan herhangi bir kişi, bunu ne zaman, nerede, nasıl  kullandığını bilse böyle bir facia olmayacaktı.  

Sadece gemilerde değil, limanlarda marinalarda da ileri seviyede yangınla mücadele tertibatı vardır. Deniz araçlarında kaptandan gemi aşçısına kadar, marinalarda ön büro görevlisinden çaycısına kadar istisnasız tüm personel ayda bir yangın role talimi yapmak zorundadır.

Biz gemilerde yangın role talimlerinde ne yaparız?

Bir senaryo dahilinde gerçek bir yangın varmış gibi davranılır. Her mürettebatın yangın esnasında bir görevi vardır ve bu görev kişiye ait role kartında yazılır. Yangını ilk gören kişi mümkün olduğu kadar yüksek sesle “Yangın var” diye bağırır. Kaptana durumu rapor eder. Bu raporda yangının nerede çıktığı, ne tür bir yangın olduğu (gaz, yakıt, elektrik, katı eşya, metal gibi) belirtilir.

Alarm ya da anons ile birlikte personel, can yeleklerini giyerek toplanma yerinde toplanır. Yangını söndürmek için neyin kullanılacağı (hangi tür yangın söndürücü tüp ve basınçlı su gibi) belirlenir.

Yangın mahalline girecek olan personel yangın giysilerini giyer, suni solunum cihazını (gaz maskesi ve hava tüpü) takar. Grup amiri bu giysilerin ve suni solunum cihazının doğru takılıp takılmadığını, hava tüplerinde hava olup olmadığını kontrol eder. 

Yangın pompası çalıştırılır, en az iki yangın hortumu donatılır ve çalışıp çalışmadığı ve su sıkma kapasitesi kontrol edilir. 

Yangının söndürülmesi için havalandırma sistemi kapatılır. Yangın ve su geçirmez kaportalar (biz gemide kapıya kaporta deriz) kapatılır. Bu eğitimler esnasında yangın türleri ve yangın türlerine göre söndürme teknikleri, ekipman kullanımı hakkında bilgiler tekrarlanır. Her ay yapılan yangın role talimi gemi jurnaline işlenir. Bir gemi yurt dışında bir limana gittiğinde ilgili liman idaresi bu role talimlerinin yapılıp yapılmadığını kontrol eder. Yangın pompası ve ekipmanlarında eksiklik görürse tekneyi seferden men eder. 

Kartalkaya gibi ormanlık alanda Orman Bakanlığına ait bir itfaiye istasyonu kurulmamasını anlamak mümkün değil.  Bir örnek vermek gerekirse, marinalarda itfaiye aracı zorunluluğu yoktur ama Marmaris Yalancı Boğaz Mevkiindeki Yat Marinada iki adet itfaiye aracı vardır. Marmaris’te çıkan orman yangınlarına da gider müdahalede bulunur.