Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,5658
Dolar
Arrow
34,0393
İngiliz Sterlini
Arrow
44,6408
Altın
Arrow
2822,0000
BIST
Arrow
9.577

Ekonomide Orta Vadeli Program üzerine: Masallar ve gerçekler

Hafta içinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomi ile ilgili ne kadar bakan varsa hepsini yanına aldı. Önümüzdeki 3 yıl için ekonomide hazırladıkları Orta Vadeli Programı (OVP) açıkladı.

Alice Harikalar Diyarında tadında bir masal dinledik. Programdan, sanki 2025 Kasım ya da 2026 Mart’ı gibi bir seçim sinyali de geliyor. 

Toplantıya, yandaş basın ve finans piyasalarına yönelik yayın yapan TV habercilerini çağırdıkları için birçok soru sorulmadı. Zaten Cevdet Yılmaz da, fazla vaktim yok. Sorulara fazla zaman ayıramam diyerek kaçtı. Hem ülkenin üç yıllık geleceği için plan ve program yapıyorsun, hem de bu planı tartışmak için soru almayacaksın. Demek ki, kendileri de programı ciddiye almıyorlar. “Laf olsun beri gelsin” mantığı ile hazırlandığı besbelli.  Adet olduğu üzere bize de programı değerlendirmek düşüyor. 

BÜYÜME

Piyasalara inandırıcı görünmek amacıyla, büyüme hedeflerini revize etmişler, eski programa göre yarım puan düşürmüşler ama yine de bulutların üstünde uçuyorlar.  

2024 yılı için büyümenin yüzde 4 olacağını hedefliyorlardı. Hayal olduğunun farkına vardılar. Yüzde 3.5’e düşürdüler ama o da hayal. Bunun olması için 2024 yılının ikinci yarısında (Haziran- Aralık) ekonominin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.2 büyümesi gerekiyor. Sanayi üretimi düşerken, yeni siparişler 14 aydır sürekli azalırken bu nasıl olacak? 2025 ve 2026 yıllarında ise yüzde 4 ve 4.5 büyüyecekmişiz. Sanayi üretiminin gerilemesinin yanı sıra çiftçinin büyük bir bölümü bu yıl tarlasını ekmekten vazgeçecek gibi duruyor? Türkiye stagflasyonu (yüksek enflasyon içinde durgunluğu) hatta slumpflasyonu (yüksek enflasyon ile birlikte küçülme) tartışırken, büyümede iddialı tablolar hazırlayıp masallar anlatılması ne kadar inandırıcı?

BÜYÜMEDEKİ MANTIKSIZLIKLAR

Türk lirası ile reel büyüme ile dolarla ifade edilen büyümler arasında dağlar kadar fark var. Döviz, enflasyon ve fiyatlandırma arasındaki ilişkilerin tamamen koptuğunun bir başka göstergesi…

Örneğin 2025 yılında TL ile reel büyüme yüzde 4, dolarla büyüme yüzde 10 olacak.

2026’da TL ile reel büyüme yüzde 4.5, dolarla büyüme de yüzde 12.

Belli ki doları iki yıl daha baskılayacaklar. Nitekim yıl ortası dolar hedefleri de şöyle:

  • 2024 ortalaması; 33,22 TL.
  • 2025 ortalaması; 42,00 TL (Bir önceki yıla göre artış yüzde 27) 
  • 2026 ortalaması; 44,40 TL (Bir önceki yıla göre artış yüzde 5.7)
  • 2027 ortalaması; 46,86 TL (Bir önceki yıla göre artış yüzde 5.5)

Bu kurlarla bir taraftan büyüme sağlayacaksınız, bir taraftan ihracatı artırıp cari açığı düşüreceksiniz!!!

 Bu da bir başka hayal. Üç yıldır baskılanan dövizde baskılama devam ederse, intikamı çok acı olacak. Ancak bu ne zaman patlar şimdilik söyleyemiyoruz.  

BÜYÜMENİN KAYNAĞI BEŞERİ SERMAYE OLACAKMIŞ!!!

Büyümenin teknik detaylarına daha fazla girmeyeceğim. Cevap gelmeyeceğini biliyorum ama büyüme konusunda üç sorum var.

Büyümenin kaynağı olarak birinci sıraya beşeri sermayenin (insan gücünün) güçlendirilmesini koydunuz. Bu olması gereken bir uygulama. Beşeri sermayenin güçlendirilmesinin iki temel yolu var. Birincisi eğitim, ikincisi sağlıklı ve yeterince protein, vitamin alarak beslenen genç nesil... Bu iki faktörün yanına beşeri sermayeyi doğrudan etkileyen göç politikası var. O zaman üç soru ortaya çıkıyor.  

Her geçen yıl giderek temel bilimlerden uzaklaşan ve dinsel eğitime ağırlık veren son olarak bu yıl uygulamaya giren Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile beşeri sermayenin güçleneceğine inanıyor musunuz?

Öğrencilerin büyük çoğunluğu, ilkokuldan üniversite bitimine kadar, okula aç gidiyor ve tahılla besleniyor. Bu beslenme rejimi ile verimliliği artan güçlü bir beşeri sermaye oluşturacağınıza inanıyor musunuz?

Beşeri sermaye bakımından bir başka çıkmazımız da şu: Türkiye’nin iyi yetişmiş nitelikli iş gücü, nitelikli gençleri doktorları, mühendisleri yurt dışına göç ediyor. Buna karşılık eğitimsiz, mesleksiz milyonlarca Iraklı, Suriyeli, Afgan, Pakistanlı sığınmacı Türkiye’ye geliyor. İktidarınızın, bu sığınmacı ve göç politikasının, beşeri sermayeyi güçlendirme politikası üzerindeki etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

MALİ DİSİPLİN

Enflasyonla mücadele konusunda her kesimden yükselen bir ses var. Sadece faiz ve para politikaları ile olmaz. Maliye politikalarını da güçlendirmek gerekiyor. Programda bu konuda da iki temel vurgu yapıldı. Bir tanesi harcamaların etkinleştirilmesi, diğeri de vergi gelirlerinin artırılması.

Harcamalarda etkinlik deyip geçiştiremezsiniz. Oradaki gazeteci arkadaşlardan sormalarını beklerdim.

Hazine garantili projelerimiz var. Bir hava alanı için yüzde 99 yanılma söz konusu. Bir yolcu iniyor, ama siz 100 yolcu parası ödüyorsunuz. Çanakkale Köprüsü için günlük 45 bin araç geçiş garantisi verdiniz. Günde 6bin araç geçiyor. Etkin harcama politikanızın sonucu olarak önümüzdeki üç yıl boyunca bu garantileri ödemekten vaz mı geçiyorsunuz?

Toplantının sorular bölümünde söz alan Mehmet Şimşek mali disiplin konusunda vergi muafiyetlerini gözden geçirmenin yanı sıra kayıt dışılıkla ve kara para aklamayla da mücadele edeceklerini söyledi.  Hemen ertesi gün, kayıt dışı, kara para aklama ve hak edilmemiş parayla görgüsüz zenginlik ve sefahat sürmenin simge isimlerinden Dilan Polat – Engin Polat davasında tutuklu kalan tüm sanıklar tahliye edildi.

Bazı davalarda, bazı hatırlı kişiler araya girer, bazı önemli belgeler ve raporlar davaya girmez. Dava önemsizleştirilir. Bu davada dosyaya girmeyen neler var girmeyen ne var bilmiyorum ama dosyaya giren rapora göre 500 milyon TL sahte fatura, 170 milyon lira kendi aralarında sahte fatura kesmişler. Kayıt dışı 500 milyon TL tutmuşlar. Yani 1.2 milyar liradan bahsediyor. MASAK bunu nasıl yorumlamış dersiniz: “kurumsal olmadıkları için muhasebe hatası” 

Hadi gel de mali disiplin masalına inan. Kayıt dışı ile mücadele sadece Maliye ile olmuyor. İşin yargı ayağı var. Yargıdaki çürüme ile ilgili onlarca haberi tekrarlamaya gerek yok sanırım. 

GERÇEKLEŞEN ENFLASYON, HEDEF ENFLASYON

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yönetilen ve yönlendirilen fiyatlardaki zamların, gerçekleşen enflasyona göre değil, hedef enflasyona göre yapılacağını söyledi.

2024 sonunda Yüzde 41.5 enflasyon olacağını tahmin ediyorlar. Ancak bu arada 2024 yılında köprü ve otoyollara yüzde 284 oranında zam yaptılar. Akaryakıt, elektrik, doğalgaz zamları ortada… Nasıl inanacağız bilemiyorum. 

2025 için Programın hedeflediği enflasyon yüzde 17.5, Merkez Bankasının hedeflediği enflasyon yüzde 14...

Soru şu: Her yıl ekim ayı sonunda, 12 aylık ortalama üretici fiyatları enflasyonuna göre Yeniden Değerleme Oranı belirlenir.  Her yılbaşında da devlet vergi, harçlar, cezalar ve yönetilen yönlendiren fiyatlara bu oranda zam yapar. Ağustos ayında açıklanan 12 aylık ortalamalara göre Üretici fiyatlarıyla enflasyon yüzde 46. Önümüzdeki iki ayda bunun yüzde 17.5’e düşmesi olanaksız. Bu durumda yıl başında vergiler ve harçlara Yeniden Değerlendirme Oranından düşük mü zam yapacaksınız, yüzde 17.5 ile yetinecek misiniz?

Ve tabi gazeteciler sordu ama Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, Çalışma Bakanı da, topu çevirdi yanıt vermedi.

Eğer geçmiş enflasyon değil de gelecek enflasyon hedefi kadar zam yapacaksanız, asgari ücret ve maaşlar yüzde 17.5 mi artacak?

ENFLASYON HEDEFLERİ VE GERÇEKLEŞMELER

Bu arada bir önceki Orta Vadeli Programdaki enflasyon hedefleri ve gerçekleşmeleri ile gelecekteki enflasyon hedeflerini aktarıp yorumu size bırakalım. Üstelik TÜİK’in ölçümlerine göre…

  • 2022 yılı için; enflasyon hedefi yüzde 9.8, gerçekleşme yüzde 64.3…
  • 2023 yılı için; enflasyon hedefi yüzde 24.9, gerçekleşme 64.8…  
  • 2024 yılı için; enflasyon hedefi yüzde 33, gerçekleşme tahmini inşallah yüzde 41.5…
  • 2025 yılı için; enflasyon hedefi yüzde 17.5 (Merkez Bankası yüzde 14), Koç Üniversitesi ve Konda Araştırma şirketinin yaptığı ankete göre 2025 Ağustos ayı sonu için hane halkının yıllık enflasyon beklentisi yüzde 113…
  • 2026’da yüzde 9.7, 2027’de de yüzde 7 olacakmış.

İnanması size kalmış.

OVP hakkında yazılacak, konuşulacak, tartışılacak çok başlık var. Ancak bir köşe yazısı uzunluğunda bu kadarı ile yetinelim. İktidarın ekonomi politiğindeki temel tercihler ortada iken, hukukun çöktüğü bir ortamda ekonomideki teknik konuları daha detaylı tartışmanın pek bir yararı yok.