Bu saçma sapan başlığı bilinçli olarak attım. İnsansız ekonomi mi olur? Bizim enflasyonla mücadele ekibine, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası’na ve onların destekçisi finans piyasasının kimi iktisatçılarına göre insansız ekonomi olabiliyormuş.
3 Aralık Salı günü enflasyon açıklandı malumunuz. Piyasa iktisatçıları ve Merkez Bankasının beklentileri TÜİK’in aylık enflasyonun yüzde 2’nin altında olacağını bekliyorlardı. Ancak yüzde 2.24 çıktı.
Ancak finans piyasaları, her zaman kendi bahanesini yaratır. Verileri, kendi beklentilerine göre yorumlarlar ve ona inanırlar. Beklentilerin üstünde çıkan enflasyona para piyasalarında şu yorum yapıldı:
“Efendim, enflasyon yüzde 2.24 ile beklentilerin üstünde imiş ama enflasyonun bu kadar yüksek olmasının nedeni, işlenmemiş gıda ürünleri (yaş sebze ve meyve) fiyatlarındaki artış ile konut kiralarındaki yüksek artışlarmış. Zaten Merkez Bankası, daha önceki toplantılarında açıklamışmış… Demiş ki, bizim uyguladığımız para politikaları işlenmemiş gıda ürünleri ve konut kiraları üzerinde etkili olmaz. O iş daha uzun vadeli hükümet politikalarının işi. Biz üzerimize düşeni yaptık. Uyguladığımız dezenflasyon programı tıkır tıkır çalışıyor. Enflasyon düşüyor. Gıda, kira ve enerji fiyatlarını saymazsak, Kasım Ayı enflasyonu yüzde 2.24 değil, yüzde 1.5 ile 2021’den bu yana en düşük seviyede…”
Enflasyon kimin belini kırıyor?
Dar ve sabit gelirlilerin…
Bu kesimlerin harcamalarındaki en önemli kalemler ne?
Beslenme, kira…
Enflasyonun içinde gıda olmasın, konut kirası olmasın demek, ekonomide insan olmasın demektir. Dünyanın en büyük 20’inci ekonomisiyiz diye böbürlenip yirmi birinci yüzyılda Taş Devrine, Mağara Dönemine kadar gerilemektir.
Ekonomi biliminin tanımı, sınırlı kaynaklarla, insanların sınırsız isteklerini karşılama sanatıdır. Ekonomi biliminin içinde insan ve insan davranışları (içgüdüsel ve bilinçli) vardır.
Açlığı giderme ve barınma içgüdüsü, sadece insanlar için değil tüm canlılar için de vardır. İnsanlar da hayvanlar da, daha güvenli barınma ve daha kolay beslenmek için sosyalleştiler, bir arada yaşamaya başladılar. Kabile hayatı kurdular. Uzun bir süreç içinde kabilelerden devlet organizasyonuna geldiler. Devletlerin kurulmasının arkasındaki temel nedenlerin başında güvenli barınma ve beslenme güdüleri olduğunu bizim devleti yönetenlere ve onların destekçilerine hatırlatmak zorunda kalmamız, içine sürüklendiğimiz sefaleti çok berrak gösteriyor.
Şimdi gelelim insanların sınırsız ihtiyaçlarına… Barınma sorununu çözdünüz, beslenme sorununu çözdünüz. Daha iyi yemekler, daha iyi konut, önce ikinci el otomobil, sonra belki son model bir otomobil… Keşfedilmemiş bir sahil kasabasında pansiyonda bir haftalık tatil, ardından dünyanın diğer ucunda beş yıldızlı tatil köyleri, 100 dolarlık banknotla puro yakmalar…
Gecekondudan çıkan güzellik uzmanı görünümlü kara para aklayıcıların “enerjiiii” diye çığlık atıp deste deste para fırlatma sahneleri, bindikleri üst segment spor otomobilleri, jetleri, sınırsız ihtiyaçların nerelere kadar gideceğini gösteren örneklerdir.
İnsan istekleri (ihtiyaçları) sınırsızdır ama ihtiyaçların da kendi içinde bir hiyerarşisi vardır. 1943 yılında Amerikalı psikolog Abraham Maslow insan ihtiyaçlarındaki kategorileri ve hiyerarşiyi tanımlayarak, sadece psikoloji ve sosyolojiye değil, yanı sıra ekonomi-politik tercihlere de önemli bir katkı yapmıştı.
Maslow'a göre insan ihtiyaçları, kendi aralarında bir dizilim oluştururlar ve her ihtiyaç kategorisine bir kişilik gelişme düzeyi karşılık gelir. Birey, bir kategorideki ihtiyaçları tam olarak gideremeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine, dolayısıyla kişilik gelişme düzeyine geçemez. Maslow’a göre insan ihtiyaçları 5 hiyerarşik kategoride toplanır.
1. Fizyolojik gereksinimler (nefes alma, besin, yemek, su, cinsellik, uyku, sağlıklı metabolizma, boşaltım)
2. Güvenlik gereksinimi (beden, iş, kaynak, ahlak, aile, sağlık ve mülkiyet güvenliği)
3. Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel mahremiyet)
4. Saygınlık gereksinimi (özsaygı, özgüven, başarı, başkalarına saygı duymak, başkaları tarafından saygı duyulmak)
5. Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erdemli, yaratıcı, içten, problem çözücü, önyargısız ve hakikatleri kabul eder olmak)
Belirli bir kategorideki gereksinimler tam olarak karşılanmadan kişi bir üst düzeydeki kategorinin gereksinimlerini algılamaz, böyle gereksinimleri yoktur. Örnek olarak günlük olarak karnını doyurabilen fakat güvenlik içinde bulunmayan, kendini sürekli olarak olası bir tehdit altında algılayan bir insanın, dünya görüşünü geliştirmek için kitap okumak gibi bir gereksinimi yoktur.
Peki Türkiye’de insanlar bu hiyerarşinin neresinde?
Hiyerarşi diyor ki, ilk önce beslenme, barınma ve varlığını sürdürme…
Türkiye’de insanlar aç. Çocuklar okula aç gidiyor. Asayiş deseniz, toplum çıldırmış vaziyette. Gazeteler ve televizyonlar, her gün kan donduran haberlerle dolu. İnsanlara “En az üç çocuk yapın. Üç yetmez, dört, beş çocuk yapın. Allah doğan çocukların rızkını verir” dediniz. Çocukları aç bıraktınız. Bebekleri hastanelerde para uğruna öldürdünüz. İnsanlar geçim sıkıntısından çocuk yapamaz hale geldi. İnsanlar barınamıyor.
Ve siz enflasyon hesabı yaparken Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşinde en altta olan insan ihtiyaçlarını yok sayıyorsunuz.
Gıda fiyatlarını ve konut kira bedellerini saymazsak enflasyon düşüyormuş…
Çok Okunanlar
Türkiye'nin en lezzetli yemeği belli oldu
Fenerbahçe - Athletic Bilbao maçı ne zaman? Saat kaçta?
BEDAŞ 11 Aralık'ta İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Özlem Cankurtaran kimdir?
Günlük burç yorumu: 11 Aralık Çarşamba günü hangi burçlar için güzel geçecek?
'Batı Kürdistan' kimin olacak? - I
Meslek meslek 2025 maaş artışı: Öğretmen, doktor ve polis ne kadar alacak?
Bir köfte markası daha ifşa edildi
Japon deprem uzmanı Türkiye’deki 4 tehlikeli bölgeyi açıkladı!
Gazeteler Suriye'deki son gelişmeleri nasıl değerlendirdi?