Evet o öldü ama gerici fikirleri ve hedefleri diri...

Fethullah Gülen öldü.

Bir dönem büyük çıkar ilişkisi içinde olduğu iktidar unsurları, şimdi küfürlü X iletileriyle eski can dostlarını zevkle cehenneme yolluyor.

Geçmişte FETÖ'yle yakınlığı ne kadar fazla ise o kadar çok küfrediyor. Sanki küfürler, geçmişte birlikte hareket ettiklerini, övgülerini, mesajlarını, “hasret vurgularını” saklayacak, örtecek...

Ortaklıkları ayan beyan ortadaydı, hâlâ da çıkarlar doğrultusunda yeniden şekillenebilir. Çünkü siyasal İslamcı, sadece çıkara odaklıdır. Utanma duygusu olmadığı için de “Dün ne söyledim?” diye bakmaz...

Tıpkı seçim süreçlerinde HDP’lilerle görüşüp, el sıkışıp, anlaşıp, sonra etkisiz muhalefeti PKK ile iş birliği yapmakla suçlamaları gibi...

Emperyalist bir casusluk örgütü olan FETÖ’nün geçmişte ne olduğunu bilmiyormuş gibi davrananları, onun zihniyetini ve amaçlarını başka şekillerde yaşatmaya çalışanları, Cumhuriyet'i, Mustafa Kemal Atatürk’ü hedef alanları biliyoruz.

Fethullah Gülen, yargılanamadan gitti. Gerçekçi olmak gerekirse ABD’nin, çok sıra dışı bir durum olmadıkça iade edeceği beklenemezdi. Öyle de oldu.

Yargılansa da yaşı, sağlık durumu gibi nedenler, yaptıklarının karşılığı olan cezayı çekmesine izin vermezdi.

Kararttığı hayatlar, intiharına neden olduğu insanlar, iftiralar, kumpaslar, cinayetler, ülkeye ihaneti, darbe girişimi... Neler yapmadılar ki bu ülkeye ve insanına... 

O ve karanlık örgütü, yıllarca halka ağır bedeller ödettiler. Siyasal islamcı ortaklarına yol açtılar.

Kötülüğü temsil eden görünür ve görünmez tüm kavramları gölgede bırakacak yöntemleri, hep yaşadı yaşamaya devam ediyor.

Kumpas, algı, iftira, çarpıtma, hak gaspı, adaletsizlik ve ihanetin bin bir türlüsü...

İktidara, yolsuzluğa, Cumhuriyet ve laiklik düşmanlarına yöneltilen en sert eleştirilerde aklıma hep şu soru takılır: “Bu insanlar nereden çıktı, kim bunlar, bu karanlık örgüt böylesine bir güce nasıl erişti?”

Cevap basit: Çıkarlarını gözetenlerle... Soru çalan ahlaksızlarla... Makamlar, maaşlar, devlette kadrolaşma, memur olma gibi menfaatler uğruna şerefini, namusunu satanlarla... Bunların iğrenç çarkına balıklama atlayan yüz binlerle... Tabii şimdi sorsanız, hepsi birer masum...

Peki Fethullah Gülen nelere mi mal oldu bu ülkede?

Korkunç bir kumpas kültürü döneminin kapıları açıldı. Sağ siyasetin dili daha da çirkinleşti. Devletin her birimine sızmışlardı, onların yolunu izleyenler FETÖ'den öğrendiklerini hep daha ileri safhaya taşıdı.

Başarıya, çalışmaya, azimli olmaya dair inançları, doğruyu ve gerçeği yıktı.

On binlerce ahlaksızı çalıntı sorularla hak etmedikleri yerlere getirdi ve bu “esarete gönüllü ahlaksızlar” ile planlarını bir bir devreye soktu.

Emekçi anne ve babalarının alın teriyle okumaya çalışan nice başarılı genç sistem dışına itildi. Bu durum, toplumdaki çürümenin nedenlerinden biri oldu. Çünkü herkes, torpille bir yerlere gelinebileceğine inanmaya başladı.

Daha kötüleri de oldu. 

Sayısını bilmediğimiz kadar suçsuz asker, akademisyen, gazeteci ve tehlikenin farkında olan yurttaş, aşağılık kumpaslarla hedef alındı. Adalet sistemini ele geçirdikleri için hedef alınan bu suçsuz insanlar yapayalnız kaldılar; kimi hastane köşelerinde öldü, kimi intihar etti...

Sonunda ortaklarıyla anlaşamadılar ve kıyasıya bir kavganın sonucunda ülkenin geleceğini karartan darbe girişimi gerçekleşti...

Türkiye demokrasiden, adaletten, eğitimden, bilimden uzaklaştı.

Halk yoksullaştı, kısa sayılacak süreçlerde cehalet dağ gibi büyüdü.

Tüm bu gelişmeler siyasal islamcı iktidarın işine geldi. 

Çünkü büyüyen cehalet ve önce yoksulluştırdıkları sonra cebine 300-500 liralık alışveriş kartı sıkıştırdıkları esirler, onlar için bulunmaz nimetti. 

Gülen'i de, uzaktan yakından bağlantısı olanı da, kumpasçısını da, başka kimliklerin arkasına sığınarak iş birliğine soyunanları da tarih yargılayacak...

Evet, o öldü. 

Ama tekrar belirtmek gerekir ki gerici fikirleri ve hizmet ettiği sistemin amaçlarına ve emirlerine amade binlerce benzeri hayatta. 

Ve asla unutulmaması gereken başka bir gerçek, FETÖ’nün geçmişte AKP ile ortak olduğudur. Hedefinin de tıpkı bugün olduğu gibi Cumhuriyet'i yıkmak olduğudur. Değişen bir şey yok...  

Çeyrek asra yakın süredir devam eden ve hayatlarımızı zindan eden bu karanlık rejim de FETÖ'yle yapılan iş birliğiyle birlikte inşa edilmiştir....