İktidara ve seçmenine ilkokul düzeyinde anlaşılır sorular

Bütün keskinliğiyle görünen gerçek şudur ki ülkemiz ve yurttaşlarımız uzun süredir derin bir buhran içinde. 

Ağır bir yıpranmışlık ve yorgunluk duygusu hâkim. Bu duyguyu çoğu zaman en üst seviyeye çeken etken ise öfke.

Yaşadıklarımıza sayısız kez öfkeleniyor, çaresizce olanları seyrediyor, hiçbir sonuca ulaşamıyor, ne çare üretebiliyor ne de sorumlu bulabiliyoruz. 

Çünkü dünyanın en haklı, hiçbir problemde sorumluluğu olmayan, hep olağanüstü iyi çalıştığı halde aşağılık hainlerin, dış güçlerin ve iç mihrakların sinsi tuzaklarına maruz kalan iktidarına sahibiz. 

Şüphesiz ki 'teflon' iktidarımızın ne kadar teflon olduğuna dair binlerce yazı yazılmıştır.  

Lakin son günlerde yaşanan ve 86 milyonu acıya boğan olaylar “hep haklı” olan iktidarın sorumluluklarını bir defa daha yazma gereği hissettirdi. 

Basit sorular yöneltmek gerekiyor. Zira basit olan anlaşılırdır. Basit sorulara cevap vermesi de kolay olur. Bazen tabi.. 

Çeyrek asra yakın süredir bu ülkeyi yöneten AKP ve yan unsurlar acaba ekonomiden sorumlu değil midir? Erdoğan aynı zamanda bir ekonomist olduğunu söylememiş midir? 

İktidar sorumlu değilse ekonomik çöküşten, yoksulluktan, insanların güvenilir gıdaya ulaşamamasından, enflasyondan kim sorumludur? 

Hangi iç mihraklardır ki devletin tüm gücüne sahip iktidarla baş edebilecek durumdadır ve bu gücüyle ekonomiyi etkileyebilmektedir? Eğer böyle art niyetli ve ekonomik parametreleri etkileyebilecek bir iç mihrak varsa nasıl bir güce sahiptir ve bunlar kimlerdir?  

Türkiye’yi batırmaya çalışan dış mihraklar ile mücadele etmek kimin görevidir? Dışarıdan müdahalelere karşı korumasızlığın, savunmasızlığın sorumlusu kimdir? 

Yönetenlerin en büyük vazifelerinden birisi kendi ifadeleriyle iç ve dış mihrakların saldırıları, müdahaleleri ve benzer çabalarına müdahale etmek, saldırıları bertaraf etmek değil midir? 

Eğer bu başarılamamış ise sorumlusu kimdir? Başarılamamış ise ortada bir başarısızlık hikâyesi yok mudur? 

Ülkemizde her yıl onlarca kadın öldürülüyor. Çocuklar istismar ediliyor. Çocuklara ve kadınlara yönelen şiddet sürekli artış halinde. Şiddet kültürü bir sarmala dönüşmüş durumda. Her gün ajanslarda silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden yurttaşların haberlerini okuyoruz. Ve paylaşıyoruz. Bazen akıl almaz şiddet görüntülerine tanık oluyoruz. Toplumun yozlaştığı, şiddet ile beslenir hale geldiği ardı arkası kesilmeyen bir suç dalgası ile karşı karşıya olduğumuz hepimizin malumu. Şiddetin neden arttığına yönelik pek çok soru sorabiliriz. Ancak daha önce sorulması gereken ve tek bir soru var. Güvenlikten kim sorumludur? 

Hadi öyleyse soruları biraz daha çeşitlendirelim, iç huzurdan, güvenilir bir toplum inşa etmekten, çocukların kadınların öldürülmesini engellemekten istismara ve cinsel saldırılara uğramasını engellemekten, gencecik insanların şiddet kurbanı olmasını engellemekten kim sorumludur?  

Uluslararası kaçakların, suç baronlarının, uyuşturucu tacirlerinin ülkemizi korunaklı bir yaşam alanı haline dönüştürmesinin sorumlusu kimlerdir? 

İlkokul çağındaki çocukların uyuşturucuya başlamasının, bunun engellenmemesinin sorumlusu kimlerdir? Kimler yeterli mücadeleyi vermemiştir?

Milyonlarca sığınmacının yıllardır ülkemizde bulunmasının, ip gibi sıraya dizilerek elini kolunu sallayarak sınırlarımızdan içeri giren boylu poslu fit afgan gençlerinin ülkemizde bulunmasının sorumlusu kimlerdir? 

Sınırlarımızdaki güvenlikten kim sorumludur? Muhalefet mi yoksa halk mı veya gazeteciler mi?

Sayısız imar affıyla oy toplamakta pek maharetli isimler kimlerdir?

Hatay’ı yerle bir eden depremin üzerinden geçen bunca zamana karşı hâlâ insanların mağdur olmasından, buz gibi havada konteynırlarda barınmaya çalışmasından sorumlu kimdir, kimlerdir? 

Yoksulluğa bağlı çaresizlikten, ailesini öldürüp kendi hayatına son verenlerden sorumlu kimlerdir? 

Paramızın pula dönüşmesinden, devletin memurunun gri pasaport basıp 8 bin Euro’ya satmasından, akademisyenin, gazetecinin, sanatçının seyahat edemez, vize alamaz hale gelmesinden sorumlu kimlerdir? Bu karanlık dönemin, itibarsızlaşmanın sorumlusu kimdir? 

Yurttaşının itibarını dünyada artırmak, saygın bir yere taşımaya çalışmak kimin görevidir? 

36’sı çocuk 78 insanının korkunç bir yangında hayattan koparılıp geride kalanlarının tarifsiz bir eksiklik ve acıyla yaşamasının sorumlusu kimdir?

Cezasızlığın, adaletsizliğin, adam kayırmacılığın sorumlusu kimlerdir?

Tüm bunlardan yönetenler, çeyrek asra yakın süredir kusursuz yönettiğini ileri sürenler, adıyla sanıyla AKP iktidarı ve hatta tüm gücü tek elde toplayan Erdoğan sorumlu değilse sorumlu kimdir? 

Soruları açıktan ama her koşulda iktidarı savunanlar cevaplarını sessizce, kendi içlerinden verseler ona bile razıyım.