Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,0624
Dolar
Arrow
34,1295
İngiliz Sterlini
Arrow
44,5429
Altın
Arrow
2955,0000
BIST
Arrow
9.002

Dünyayı şekillendiren anlaşmalar ve madenler: Jadar Vadisi'ndeki lityum cenneti

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI AÇISINDAN LİTYUM

Dünya üzerindeki hızlı enerji dönüşümüne biraz yakından baktığımızda, yenilenebilir enerji alanında akla ilk gelen, en çok aranan ve en az bulunan elementlerin başında Lityum geliyor. Alkali metaller grubuna ait olan, en hafif metal olarak bilinen lityumun bulunması ve çıkarılması, enerji sektöründe sürdürülebilir ve temiz enerji kaynaklarına geçişi sağlamak için büyük önem taşıyor.

Özellikle elektrikli araçların bataryalarında ve yenilenebilir enerji depolama sistemlerinde hayati bir rol oynayan lityum, havacılık ve uzay sanayinde hafif ve güçlü malzemelerin yapımında alaşım olarak kullanılıyor. Ayrıca, nükleer reaktörlerde soğutucu ve moderatör olarak kullanılması, ehemmiyetini daha da artırıyor. Lityum madenciliğinin çevresel etkileri ve sınırlı rezervleri, bu değerli kaynağın sürdürülebilir ve sorumlu bir şekilde yönetilmesini gerektirdiğinden, lityumun elde edilme yöntemleri birçok soru işaretini ve protestoları beraberinde getiriyor.

Ancak protestolara rağmen, Avrupa Birliği ve Sırbistan, Avrupa'nın en büyük lityum yataklarından birindeki lityumu birlikte çıkarmayı planlıyor. Özellikle elektrikli araçlar için batarya üretiminde kullanılmak istenen lityum yataklarının değeri, birkaç milyar Euro olarak tahmin ediliyor. Bu amaç çerçevesinde Belgrad'da bir araya gelen Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Maroš Šefcovic, batı Sırbistan'daki Jadar Vadisi'nde bütün dünya tarafından değerli bulunan bu hafif metalin birlikte çıkarılmasını ve işlenmesini mümkün kılacak bir iyi niyet beyannamesinin altına imza attılar.

Sırbistan'daki çevreciler projeye karşı büyük direniş gösterirlerken,  Scholz, projenin "en yüksek çevre koruma standartlarına" uyacağını ve bunun böyle olmasını gerçekten sağlayacaklarını söyledi. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Šefcovic, anlaşmayı Sırbistan'ın AB'ye doğru bir adımı olarak niteledi. Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic ise "Bu bizim için bir dönüm noktası. Anlaşma, Sırbistanın ileriye doğru yapacağı büyük bir sıçrama olacak ve önceki beklentilerimizden daha fazlasını sağlayacak" dedi.

YILDA BİR MİLYONDAN FAZLA ELEKTRİKLİ ARAÇ İÇİN LİTYUM

Bu anlaşma, Sırbistan için tarihinin en büyük yabancı kaynaklı yatırım anlaşması olacak. Belgrad hükümetinin amacı, hammaddenin çıkarımından batarya üretimine kadar uzanan bir değer zinciri oluşturmak. Cumhurbaşkanı Vucic'e göre, bu üretim zincirinin işler hale gelmesi, Sırbistan için altı milyar euro değerinde devlet gelirleri, iş imkanları ve yeni yatırımlar anlamına geliyor. Scholz Cumhurbaşkanının beklentilerini teyit ederek, Sırbistan'da bir batarya fabrikasının da kurulacağını taahhütlerine ekledi.

Sırbistan'daki lityum yataklarının işletilmesine talip olan ülkelerden bir diğeri de Çin. Geçtiğimiz Mayıs ayında Başkan Xi Jinping de bu amaçla Belgrad'a seyahat etmiş olsa da, Sırbistan ile yapılan görüşmeleri başarıyla tamamına erdiren taraf Avrupa ülkeleri oldu. Bu kazanım, özellikle Almanya tarafından büyük bir başarı olarak görülürken, oluşturulan ortak çalışma zemininin diğer hammadde projelerine de yansıyabileceği düşünülüyor.

Almanya'nın ve AB'nin bu projedeki öncelilki hedefi, Çin'e olan bağımlılıklarını azaltmak. Dünya'nın ikinci büyük ekonomisi olan Çin, lityum kaynaklarının büyük bir bölümünü kontrolü altında tutuyor. Bu da bir çok ülkeyi zorunlu olarak Çin'ebağımlı hale getiriyor.  

RİO TİNTO VE SIRBİSTAN 

Sırbistan ile yapılan anlaşmanın hikayesi biraz daha geçmişe dayanıyor. Bundan üç yıl önce, dünyanın en büyük madencilik firmalarından biri olan Avustralya menşeli Rio Tinto, Sırbistan hükümeti ile yaptığı anlaşma sonucunda, Jadar Vadisi'ndeki lityum yataklarının işletme hakkını almıştı. Fakat ükedeki şiddetli protestolar nedeniyle, Sırbistan hükümeti 2022 yılında projeyle ilgili tüm izinleri iptal etti. Rio Tinto'nun bölgedeki çalışmalarını durdurmasına neden olan bu izin iptali üzerine, Avustralyalı firma tarafından uluslararası mahkemelere taşınan davada, Sırbistan devleti haksız bulunarak imzalanan sözleşme çerçevesinde çalışmalar yeniden başlatıldı.

Lityum yataklarını işletmek için bölgeye milyarlarca dolarlık bir yatırım yapmayı planlayan Rio Tinto'nun tahminlerine göre, bölgeden yıllık 58.000 ton lityum elde edilmesi bekleniyor. Sırp medyasına göre bu miktardaki lityum, 1,1 milyon elektrikli aracın ihtiyacını karşılayacak düzeyde. Bu miktar, Avrupa'daki toplam elektrikli araç üretiminin yaklaşık yüzde 17'sine denk geliyor. Avrupa ülkelerinin Sırbistan ile yaptığı anlaşmanın amacı, Avustralyalı madencilik firmasının projesine müdahil olmak. Proje kapsamında otomobil üreticileri Mercedes-Benz ve Stellantis, Rio Tinto ile anlaşmaya varmak üzere görüşmelere başladılar.

ÇEVRECİ PROTESTOLAR

Proje çevreciler açısından oldukça tartışmalı. Çevreciler, lityum madenciliğinin yeraltı sularını ağır metallerle kirlettiğini ve bu nedenle bölgedeki içme suyu temini için bir tehlike oluşturduğunu söylüyor. Çevre örgütü Ekolojik Ayaklanma temsilcisi Aleksandar Jovanovic Cuta, anlaşmayı "bölgedeki yaşamı sona erdirecek bir ölüm hükmü" olarak nitelendiriyor. Çevreciler tören sırasında cumhurbaşkanlığı sarayı önünde protesto yapmak istedilerse de, geniş bir şekilde kapatılmış olan saraya ulaşmayı başaramadılar.

HUKUKİ BOYUT

Bir diğer endişe ise projenin hukuki boyutu. 2022 yılında lityum projesinin durdurulmasını iptal eden bir anayasa mahkemesi kararına atıfta bulunan Muhalefet, projenin imzalanmasına sadece birkaç gün içinde karar verilmiş olmasını, mahkemelerin bağımsızlığı açısından şüpheli bulduğunu belirtti. Sırbistan'da kitlesel protestolara yol açan lityum çıkarım planlarını önemseyen Muhalefet, Batı'nın hammadde ortaklığı nedeniyle Vucic'e yaranmaya çalıştığını söylüyor. Muhalefet, Sırp cumhurbaşkanını demokrasi ve hukuk devleti ilkelerini zayıflatmakla ve ayrıca Rusya yandaşlığı ile suçluyor. 

GELECEK

Çin’den  bağımsızlaşmayı hedefleyen bir Avrupa’nın ve yeni anlaşmalar aracılığı ile Avrupa’ya entegre olmayı isteyen ülkelerin dünyayı nasıl şekillendireceği, önümüzdeki yılların cevapları merakla beklenen soruları arasında yer alıyor.