Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,6648
Dolar
Arrow
33,9136
İngiliz Sterlini
Arrow
44,6300
Altın
Arrow
2790,0000
BIST
Arrow
9.490

General Wrangel'in Ordusu İstanbul'da

MÜLTECİ BİR ORDU: BEYAZLAR

Şehrimiz İstanbul  mütareke döneminde  çok  önemli gelişmeler  yaşadı:  siyasal, toplumsal, demografik. Önce  limanda  müttefik  donanmasını gördük. Sonra şehrin  her yerinde  değişik üniformalarıyla  savaşın  galiplerini.  

Limni’de Rauf Bey, bir  silah bırakışması anlaşması imzaladığını sanmıştı. Müttefikler  bunu  kayıtsız   şartsız teslim anlaşması  olarak yorumladılar.  Böyle uygulamak istediler.  İstanbul’da ve ülkenin her yanında. 

Mütareke  İstanbul’u  aynı zamanda kurtuluş  düşüncesinin  mayalandığı  bir   şehir oldu. Büyük  halaskarımız altı ayını kurtuluş   seçeneklerini etüt ederek burada geçirdi.  

Bu arada Rusya’da  çok  büyük  gelişmeler  olmaktaydı.   1917 başında  Bolşeviklerin  iktidarı   alması neredeyse imkansız iken  bunu başardılar.  Programlarının çok radikal olduğu  bir süre sonra  iyice  anlaşıldı. 

Yüzyıllardır  sınıflı toplumun   en  katı örneklerinden birini yaşayan Rusya’nın  eski egemenleri şiddetli  bir direnişe geçtiler.  Bu direniş  kanlı  bir iç savaş anlamına geliyordu.  Sibirya,  Uzak Asya,  Baltık,  Ukrayna ve Güney Rusya’ya  kadar geniş   bir alana yayıldı. 

Taraflardan biri  Bolşeviklerdi. Silahlı  gücü de   gittikçe güçlenen Kızıl Orduydu. Ötekiler  ise, eski rejim   yanlıları idi.  Orduları  Çarlık  rengini taşıyordu: Beyazlar.  Sonrasında hep   bu renkle anıldılar. Beyaz Hareket, Beyaz Mülteciler, Beyaz Ordu  gibi. 

Farklı cephelerde farklı  önderlerle savaşıyorlardı. Ama ortak noktaları  tekti: Kutsal Rusya’yı  komünistlerden kurtarmak. 

Bu yazıda  anti- komünist  mücadelenin önemli  bir aktörü olan General Wrangel ve  ordusunun hikayesi  ele alınıyor. 

Hikayenin  bizi  ilgilendiren   bir boyutu da şu:  Wrangel- 1920 Kasımında-  büyük bir deniz intikal operasyonu ile  ordusunu Kırım’dan  İstanbul’a getirmiş.  Bu yazıda  onun  hikayesi kadar Beyaz Hareketin  akıbetini  de ele aldım.

(Beyazların  Kırım’ı tahliyesi, 1920)  

WRANGEL’İN ÇARLIK  ORDUSUNDA KARİYERİ 

Baron Wrangel  (1878-1928) soylu bir  Baltık Almanı  aileden geliyor.  Bir   bölgesel hanedan Wrangel ailesi. Ailede  pek çok  bilgin ve  tanınmış  insan  var. Ailenin bir    kolunun   İsveç  soylu sınıfı   ile bağları  var. Baltık  aristokrasisi  ve Çarlık  arasındaki  ilişki  şöyle kuruluyor: 1844’ten sonra Baltık bölgesi Rus hakimiyeti  altına giriyor. Baltık  soyluları  Rus Çarlığının  hizmetine giriyorlar. Çocukları Rus okullarında okutuluyor.   Wrangel  de St. Petersburg’da Maden Mühendisliği  tahsil etmiş. 1901’de  mezun olmuş. Ama aklı  askerlikte.  Uzun  boyu ve etkileyici  fiziki görünümü  ile süvari  subayı olmak istiyor. Oluyor da. 

Orduya intisap ediyor. Süvari okulunda  çok başarılı  bir eğitim alıyor. Mançurya’da,  Rus-Japon savaşında, Slav-Kazak  süvari birliklerinde komutanlık yapmış,  savaşmış. 

İngilizcede Cossaks Ortodoks  Slav  Kazakları anlamındadır: Don ve Kuban Kazakları.  Çarlık ordusundaki  özgün kiyafetleri  ile tanınırlar.  Bizim  bildiğimiz Kazaklar değillerdir.  Ortodoks Hristiyan Step  halklarıdır.  Wrangel, askerlik  tecrübesini arttırmış.  Nikolayef Kurmay okulundan  1911’de mezun olmuş, parlak bir  askeri  kariyeri  olacağı, ilk tecrübelerinden  ve eğitiminden anlaşılıyor. 

Birinci Dünya Savaşında  Çarlık  ordusunda   savaşmış. Doğu Prusya ve   Avusturya-Macaristan   cephesinde  önemli görevler  almış. Çok sayıda  madalya ile taltif edilmiş.   

İÇ SAVAŞTA  BEYAZ  ORDU KOMUTANLIĞI 

Wrangel,  1917  burjuva devriminde (Prens Lvov ve Kerensky) geçici   hükümetin emrinde  yer almış, hoşnutsuzla  olsa da.  Bolşevikler kurucu meclisi  dağıtıp,  iktidara el koyunca,   ordudan ayrılmış, Yalta’ya gitmiş oraya  yerleşmiş,   Bolşevikler  bir süre  tutuklamışlar. Sonra serbest bırakılmış. Her şeyden elini eteğini  çekmiş  küskün bir Çarlık  generali muamelesi görmüş, Belki de savaş boyunca  gösterdiği  kahramanlıklar dolayısıyla  serbest bırakmış olabilirler.  

Wrangel,  bir süre  sonra Beyaz Ordunun      çekirdeğini oluşturan   Gönüllülere  katılmış.  Beyaz ordu, eski rejim yanlılarının bir araya geldiği  anti komünist silahlı güçlerin  ortak  adıdır. En ünlü generaller  de Kolçak, Yudeniç, Denikin ve Wrangel’dir.  Giydiği  siyah uzun Kazak kaputu nedeniyle Bolşeviklerin Kara Baron  dedikleri Wrangel, 1918’den itibaren  açıkça Bolşevik karşıtı bir siyasi  pozisyon  takınmış. Anti komünist mücadelenin  en önemli  simalarından biri olmuş.  

Beyaz Ordunun    kuruluşunun erken evrelerinde Güney Rusya’da  cephe komutanı  Anton Denikin. Bir işçi  çocuğu Denikin, avamdan  gelmiş,  ama Çarlık  düzeninin  sadık bir koruyucusu. Hem de   en  katı  olanlarından.  Kara Baron Wrangel onun  altında  bir konumda ilk zamanlar.  Savaş stratejisi konusunda farklı görüşteler. 

Denikin  Moskova’yı ele geçirebileceğini  sanıyor. Wrangel ise,  daha fazla süvari  gücü  oluşturmayı ve Sibirya’daki Beyaz Rus komutanı Amiral Kolçak  kuvvetleri  ile birleşmeyi savunuyor. Savaşçı sayısı ve silah  gücü olarak cepheyi  iyice tahkim ettikten sonra Moskova’ya  taarruz  edilmesini öneriyor. Planı  benimsenmiyor.  Denikin   kısa sürede   sonuç alma  hayalleri   peşinde.  Sonunda  Denikin’in  planı uygulanıyor.  Başarısızlığa uğruyor. Beyaz Ordu yeniliyor.  Troçki’den  sonra komutayı devralan Frunze, Denikin kuvvetlerini yeniyor ve Kırım’a doğru   ilerliyor. Cephe  dağılma aşamasında iken  komutayı Wrangel  devralıyor.   4 Nisan  1920. 

Bundan sonra  Kırım’dan yönetilen   bir Beyaz Rusya  Devlet’i  kurmak   istiyor. İç savaş koşullarında  aşırı  yoksulluğun  giderilebilmesi için  bir dizi tedbir almak istiyor.   Özellikte tarımın canlandırılması ile ilgili   düzenlemeler  yapmak istiyor. 

Bir taraftan Frunze  komutasındaki Kızıl Ordu’yu durdurmak   bir taraftan da  halkı tatmin edecek tedbirler almak zorunda. Doğal olarak    böylesine zaman ve kaynak yönünden   sıkışık bir ortamda  başarılı  olabilmesi  mümkün değildi. Olamayacak da.  Sonuçta, elde kalan orduyu  kurtarmak dışında  bir gündemi  kalamayacaktı. 

Beyaz  Ordu’nun Bolşeviklere karşı mücadeleyi  başlattığı tarihten  iki yıl sonra  komuta Wrangel’e  geçti. Beyazlar  zaten  yenilginin  eşiğinde idiler. Wrangel    durumu  düzeltmeye çalıştıysa da başarılı  olamadı. 

Oysa ki  Kızıl Ordunun  kuruluş aşamasında Beyaz  üstünlüğü  vardı. Beyazlar  İngilizlerin verdiği Mark-V  Tank   desteği  ile 1919’da Volvograd’a (Stalingrad) kadar  ilerlemişlerdi. 

Birinci  Dünya savaşı  bittikten sonra  İngilizler   Kafkaslara  yerleştiler. Wrangel  kuvvetlerini desteklediler. Wrangel, Kırım   halkının  ve ordusunun iaşesini  sağlayabilmek  için  yeni iktisadi  tedbirler  getirmeye çalıştı.  Ama artık iş işten geçmişti. Kaynaklar  maddi ve beşeri anlamda tükenmişti. 

KIRIM’IN TAHLİYESİ VE İSTANBUL 

Beyazlar Kasım 1920’da    Frunze komutasında devasa  büyüklüğe  ulaşan Kızıl Ordu karşısında    yenildiler. Wrangel sadece  bir boğazı tutarak  tahliyeye kadar Kırım’a  ulaşmalarını engelleyebildi. 

Tahliyede Çarlık Karadeniz donanmasının  gemileri kullanıldı.  Bu büyük insan transferi   Yalta,  Sivastapol  ve civardaki diğer limanlardan yapıldı.  4 günde  150.000 den fazla insan 126 gemiye  yüklendi.  Subaylar, askerler,   aileleri,  savaşta annesini  babasını kaybetmiş çocuklar hepsi  gemilere  yüklendi. Rus soylusu hanımlarla, Kazak  süvarileri, kimsesiz çocuklar   yan yana Karadeniz’i  aşarak İstanbul’a ulaştılar. 

30 kadar Fransız gemisi de Amiral Dumesnil idaresinde tahliye işine katıldı. Kırım’dan çıkan  150.000’nin  üzerinde insanın  mütakere  koşullarında İstanbul’a  nasıl  geldiğini Yakup Kadri’nin  “gemilerdeki insanların  görüntüsünün tüyler ürperticiliğinden”  söz eden   bir gazete yazısından anlıyoruz. Gemilerin  tıka basa insan dolu olduğundan, ayakta duracak  yer   kalmadığından   bahsediyor ve  mültecilerin  İstanbul’a   tifo getirdiğinden  söz ediyor. 

Gemiler daha sonra  Fransa tarafından Tunus’ta   bir limanda  muhafaza altına alındı. Rusya’da  sosyalist devrim  kesinleşince  Fransızlar  yeni yönetimi  tanıdı.  Uzlaşma  yoluna gittiler. Bolşeviklerle anlaşma sağlanınca  gemileri   onlara verdiler. Çürümenin  eşiğine kadar  gelen Çarlık mirası gemiler bir süre sonra  hurda olarak  satıldı. 

Askerler İstanbul dışında  kamp alanlarına  yerleştirildiler.   70.000   civarında  asker Limni adasındaki mülteci   kampına   götürüldüler. İngilizler Tuzla’da bir yer sağladılar.   Diğerleri Çatalca ve Gelibolu’ya  yerleştirildiler.  Kamp koşulları hijyen  ve beslenme açısından gittikçe kötüleşti. 

Mülteciler Gelibolu’da  bir Beyaz Rus  Anıtı inşa ettiler. Burada geçen hayatlarını ölümsüzleştirmek için. Bu bana 1878 Savaşından sonra Rus askerlerin anısına Ayastefanos’te  Sultan Abdülhamit’in onayı  ile yaptırılan abideyi hatırlattı. Hatırlanacağı üzere İttihatçılar   bu  anıtı havaya  uçurmuşlardı.     

(Wrangel İstanbul’da General Harrington ile)  

Siviller  İstanbul içinde ve adalarda iskan edildiler. Amerikan YWCA  yetimler için  imkanlar yaratmaya çalışıyordu. O zaman İstanbul’da yayınlanmakta olan Orient  Gazetesi  bu konuda  geniş haberlerle doludur. 

Beyaz Rusların  İstanbul’daki hayatı ile ile ilgili  zengin  bir literatür olduğu  malumdur. İki  örnek vereyim: Fikret Adil, Asmalı Mescit 74,  Jak Deleon’un Beyaz Ruslar, kitapları  ilk elden  aklıma gelenler. Birkaç tez de var bu konuda  yapılmış olan.  

Bir süre sonra  hayatı  idame ettirmek için Russian   cousine    piyasaya girdi. Rejans, Turkuvaz, Maxim, Moskovit  lokantaları    İstanbul   yeme içme kültürünün bir parçası oldu. Rus kadınlar da spekülasyonların.  

Enteran  işlerde istihdam edilen  Rus subaylar  da oldu.  Çarlık subayı Nadalski Robert  Kolejde jimnastik öğretmeni  olarak işe alındı. Kolej’e   yerleşti. 

BARON WRANGEL’İN  AİLE  RESİMLERİ 

(Peter Wrangel, annesi ve kardeşleri ile, 1920)   

Wrangel’in   karısı Olga  aristokrat bir kadın.  İki  kızı bir de oğulları var. Oğluna ait  birkaç resime tesadüf ettim.   Adı Peter.  Henüz   dokuz  yaşında iken çekilmiş Kırım’da.   Daha İstanbul’a gelmeden. Babasının süvari generali olması  çok   hoşuna  gidiyor  olmalı ki  çok iyi bir  at binicisi  ve silah kullanıcısı. Resimlerin Amerikan Kızıl Haçı tarafından   çekildiğini tahmin ediyorum. Tarihi 23 Temmuz 1920 olduğuna göre henüz Kırım’ın  tahliyesi gündemde  değil.  O tarihte müttefikler Beyaz Ordu’nun Frunze’ya karşı direnişini    desteklemeye  devam ediyor. 

WRANGEL’İN AİLESİ  KINALIADA’DA 

Büyük Kırım   tahliyesinden  sonra bir kısım mülteci  adalarda  iskan edilmiş,  Baron  Wrangel’in  ailesi de.   Kınalıada’da Kızıl Haç tarafından koruma altına alınmışlar. Kınalıda’da birkaç yüz  kişi var.  Beyaz Ruslardan.  Bunlar  – kanımca-  üst düzey   subaylar veya soylu  aileler  olmalı. 

İSTANBUL’DAN AYRILIŞ VE  SIRBİSTAN 

General Wrangel, 1920  Kasım’ından  1922  Ocak ayına kadar  İstanbul’da  yaşadı. İstanbul’dan ayrılmadan  İstanbul Üniversitesinde (Darülfünun)  bir konferans verdi.  Konu İstanbul’da yaşayan Rus mülteciler  sorunu idi. 

Mücadelesine devam edebilmek  ve ordusunu  ayakta tutabilmek  hayaliyle  bazı  teşebbüslerde bulundu. Ordusunu  Güney Slavlarının  yaşadığı ülkelere  yerleştirmek istedi. Girişimlerde  bulundu. Beklentilerini karşılayacak bir hüsnü kabul  görmedi bu  teşebbüslerinde.  

Avusturya-Macaristan  İmparatorluğunun dağılmasından  sonra  Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı  kurulmuştu. Hatta  Lozan’da imzacı taraflardan biridir bu devlet.  Sırbistan bu devletin  bir parçası idi. 

Balkan Slavları  olan Sırplar,  Wrangel ordusunun  önemli  bir kısmının   iskanını  kabul   ettiler.  Belgrad,  yenilmiş Beyaz Ordu’nun  yerleştiği bir  şehir haline geldi. Kara Baron, Sırbistan’da   dilediği gibi bir ortam  yaratamadı. Savaş  sonu koşullarında   her ülke  kendi iç sorunlarıyla boğuşuyordu. Beyaz Ordu’ya   iskan için  “buyurun”  demekten    başka yapabilecekleri  bir şey yoktu. Kendi başlarının  çaresine  bakmak zorundaydılar.  

Bulgaristan bir miktar mülteci kabul etti. Varna limanı üzerinden.  Fakat Bulgar hükümeti mültecileri üniforma ve silahlarını  teslim alarak  ülkeye  girişlerine  müsaade  etti. 

Bolşeviklerin  iktidara gelişinden  sonra, İstanbul yoluyla  Avrupa’ya dağılan Rusların dışında, 2 milyon civarında anti komünist aristokrat, burjuva, küçük burjuva  Rus mültecinin  dünyanın  bir çok  ülkesine zaman içinde  dağıldığını yazan  kaynaklar vardır. Örneğin Radio Free Europe, 2020. 

NİKOLA  NİKOLAYEVİÇ : SÜRGÜNDE  YERİ ÇAR  

Belgrad’da  bir araya gelen  kaybedilmiş   davanın  askerleri   Beyaz Rus Ordusunun bir  gün  Kızılları  yeneceği  hayalleri ile 1926’da Grand Duke Nicholas Nikolaevich  Romanov’u  Çar  ilan ettiler. Nikolayeviç, Birinci Dünya Savaşında Çarlık Ordusu’nun  başkomutanlığını yapmıştı.  Ordunun  başkomutanı  olarak  tanıdılar.    

WRANGEL  BELÇİKA’DA MADEN MÜHENDİSİ 

Wrangel, ailesini geçindirebilmek için Brüksel’e gitti. Kara Baron, St. Petersburg Üniversitesinden  mezun  bir maden  mühendisi  idi.  Brüksel’de Rue-de-bel -air semtinde  14 ay süreyle küçük bir dairede  yaşamını ailesi ile birlikte   sürdürdü. Rus steplerinin  süvari generali  küçük bir dairede   yaşamak  zorunda  kalmıştı. Yorgun, depresif  ve hastaydı.  

(Wrangel’in  Brüksel’de  yaşadığı ev) 

ÖLÜM NEDENİ  ZEHİRLENME Mİ? 

Wrangel, 25 Nisan 1928’de  aniden öldü. Tifüs veya Tüberküloz’dan   öldüğü  rapor edildiyse de bence  bir Rus ajanı tarafından  zehirlenme ihtimali daha yüksektir. Çünkü aynı şehirde  Beyaz  Ordu generallerinden bazıları  (örn: Alexandr Kutepev)   Rus ajanları  tarafından kaçırılıp  öldürüldüler.  

Wrangel’in hikayesi  ise söyle gelişti. Baltık’tan büyük biraderine ait çiftlikten geldiğini  söyleyen bir Rus, bir Sovyet  gemisi ile   Antwerp limanına  gelmişti.    Çiftliğin  işlerinin  görüşüldüğü  birkaç gün geçiriyor Wrangel’le   birlikte. 

Misafirin  gitmesi  ile birlikte  şiddetli  bir  şekilde  hastalanıp ölüyor. Oğlu, kızı ve eşi   bunun  kesinlikle Rus  istihbarat servisinin  işi  olduğu kanısında. 

Daha önce de,  İstanbul’da Wrangel’in  karargah olarak  kullandığı gemi bir İtalyan  gemisinin   (Andrea)  çarpması  sonucunda batmış, Wrangel  ailesi ile  birlikte  kurtarılmıştı.  Bunun  aslında bir suikast olduğuna hükmediliyor. Benim kanaatimde o yönde. 

 İşin içinde Ruslar olunca bu  ihtimal elbette  yüksek. 2020’de muhalif lider  Alexei Navalny’nin   zehirlenerek   öldürüldüğü  düşünülürse bunun  Rus  siyaset tarzının ayrılmaz  bir parçası  olduğuna  inanıyor  insan. 

EVRAKI   STANFORD  ÜNİVERSİTESİNDE 

Wrangel,  hatıralarını yazmaya İstanbul’da başlamış,  Belgrad ve Brüksel’de   yazmaya devam etmişti.  Belki de yazmaya  devam edecekti. 50 yaşında  hayata veda ettiğine göre. Hatıralar 1928’de ilk kez basıldı.   Elyazmaları  üzerine ilk yayın  Almanca.  Berlin’de General von  Lampe   tarafından   yapılmış.  İngilizcesi ise Always  with Honor: The Memoirs of General Wrangel başlığı  altında New York’ta 1957’de yayınlandı. Kitaba eski ABD Başkanı  Herbert Hoover  bir önsöz yazdı. 

Ailesi, bütün  evrakını Hoover Enstitüsüne vermiş.  Enstitü  Stanford Üniversitesinde,  Rus devrimi, tarihi ve  mültecilere ait   evrakın  büyük  ölçüde toplandığı bir araştırma  merkezidir.   Hatta  Bolşevik Devrimi  öncesinde  başbakanlık yapan (SR partisinden) Alexandre  Kerensky  ABD’ye iltica  ettikten sonra burada uzun süre  çalışmıştır.  

PUTİN’İN İADE-İ İTİBAR GİRİŞİMİ  

Kara Baron Pyotr Nikolayevich Wrangel    (1878-1928)  önce Brüksel’e defnediliyor. Vasiyeti olduğu gerekçesiyle bir süre sonra  Belgrad’a getirilerek bir Ortodoks  kilisesi  haziresinde   tekrar defnediliyor. (6 Ekim 1929, Holy Trinity Church) 

1991’de Sovyetler Birliği dağıldı. Epey sarsıntılı bir  dönüşüm sürecinden sonra  Rusya  sapasağlam yerinde duruyor. Çarlık  geleneğini de özümseyen bir kimlikle  varlığını  günümüzde sürdürüyor. 

Kanımca Putin, Çarlığı, bolşevikliği ve uluslar arası sermaye düzenine  uyum sağlama kavramlarının   hepsini birden  temsil eden  bir siyasetçi. 

Bir anlamda Rusya’nın  yeni Çarı oldu. Stalin  de öyle olmuştu. Rusya’nın Çarlık  geçmişini meşrulaştıran bir barışma siyaseti  başlattı.  Beyaz Rus  sürgünlerinin (mültecilerinin)  dönüşünü  teşvik eden çağrılar yaptı.  Ekim Devrimini, Sosyalist  Rusya’yı,  Lenin  sonrası  dönemi  mahkum etmeden. 

7 Temmuz 1918 gecesi Yekarinburg’ta  eşi ve çocuklarıyla  birlikte kurşuna dizilen Son  Çar  II. Nikola Romanov ve ailesinin  mezarları bulundu. Kremlin’in  onayı ile  St. Peter and Paul Katedraline  defnedildiler.  Rus Ortodoks kilisesi Çar ve ailesini aziz  ilan etti. Bu   geçmişle  barışma  siyaseti  kamuoyunda  iyi karşılandı. Desteklendi. Ruslar da  türbe ziyareti  severler bizim gibi 

Putin 2015’te,   Wrangel’in mezarını Rusya’ya getirtmek için çağrıda bulundu.  Ama ailesi  Rus hükümetinin  iade-i  itibar  önerisini   Bolşevik özeleştirisi olmadan kabul etmedi. Eski rejimi kınamadan  dönüşü  kabul etmediler. Bunu da Putin  kabul edemezdi. Kendisi de Komünist Partisi  kadrolarından  geliyordu. Netice itibariyle, Wrangel ülkesine dönmemiş oldu. 

2007’de Rus  Hükümetinin desteği  ile Belgrad’da  bir büstü yapıldı.  Büyük Sovyet Ansiklopedisinde     kendisinden  özellikle  süvari generali  olarak övgü ile söz edilen bir  madde var.  Putin, Rusların Ortodoks  duyarlılıklarını elde tutmayı  önemsiyor. Bu politikada  oldukça  başarılı. 1929’dan   beri Belgrad’da bulan general Wrangel’i de  anavatan  getirtmek istemesinin nedeni  budur. 

(Wrangel’in hatıraları, Herbert Hoover’ın önsözü ile, 1957)

SONSÖZ 

Wrangel’in hatıralarının İngilizce  baskısının 1957’de    yayınlanması kadar, eski cumhuriyetçi başkan Herbert Hoover’in  kitaba bir önsöz  yazması  da anlamlı. Soğuk savaş ve anti-komünizmin yükseldiği bir dönem  bu. Wrangel ile Hoover’ı aynı safta buluşturan da   bu zaten: şiddetli anti-komünizm.