Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

3. Dünya Savaşı’nı kim istiyor?

ABD Başkanı Biden’in Ukrayna'nın Rusya topraklarını Washington'ın sağladığı uzun menzilli füzelerle vurmasına yeşil ışık yakması ile başlayan kriz tırmanarak büyüyor. 

Ukrayna, NATO silahlarını ve İngiltere’den aldığı füzeleri kullandı. Her ne kadar Ukrayna’nın son saldırısında bu füzelerin kullanıldığı resmi olarak açıklanmasa da Rusya’nın nükleer balistik füze ile karşılık vermesi 3. Dünya Savaşı’nın kapıda olduğunu gösteriyor. 

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev, Rusya'nın yeni nükleer doktrinini açıklarken neden böyle bir karar aldıklarını “Rusya'ya karşı fırlatılan NATO füzeleri ülkemize bir saldırı olarak kabul edilebilir. Rusya, böyle bir saldırıya karşı Ukrayna'ya ve kilit NATO tesislerine Kitle İmha Silahları ile karşılık verebilir. Bu, 3. Dünya Savaşı demektir" açıklamasını yaptı. 

Peki 3. Dünya Savaşı’nı kim istiyor? Kremlin yaptığı açıklamada, Ukrayna'ya hipersonik füze saldırısının batıya bir uyarı olduğunu açıkladı. Yani böyle bir saldırıyı durduk yere yapmadık demeye getirdi. 

ABD ve İngiltere'nin Rusya'ya saldırması için füze sağladıklarının altını çizen Moskova, bu saldırılara yanıt vereceği konusunda batıyı uyarmak için böyle bir hamle gerçekleştirdiğini açıkladı. Yani Rusya uyarıyor!

Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, aslında Rusya'nın ABD'yi bu karşı saldırı konusunda uyarmak zorunda olmadığını, ancak yine de fırlatmadan 30 dakika önce ABD'yi bilgilendirdiğini söyledi. Peskov, Putin'in diyaloğa açık olduğunu belirtti. Yani Rusya ve Putin, Ukrayna savaşının küresel bir savaşa dönüşmesi endişesini açık açık dile getirip diyalog çağrısı yapıyor. 

Çin, Rusya'nın Ukrayna savaşında deneysel hipersonik balistik füze ateşlediğini doğrulamasının ardından Cuma günü Ukrayna savaşındaki tüm taraflara "sakin" ve "sınırlı" olma çağrılarını yineledi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz Rusya'nın Ukrayna'yı vurmak için hipersonik füze kullanmasını savaşta "korkunç bir tırmanış" olarak nitelendirdi. 

Yeniden seçilen ABD Başkanı Donalt Trump, itidal çağrısı yapıyor ama göreve gelmek için daha iki ay beklemesi gerekiyor. Peki ama bu savaşı bu derece körükleyen güçler varken ve tüm dünya diken üstünde beklerken biz ne yapıyoruz?

Küresel bir savaşta Türkiye’nin rolü ya da riskleri neler? Biz daha çok “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye kılıç çatan Teğmenlerle, siyasiler hakkında yorum yapan gazetecilerle, börekten çıkan sahte peynirle ve yasadışı bahis oynayan ünlülerle ilgileniyoruz. 

Ancak hem NATO müttefiki hem de Rusya’nın Karadeniz’deki komşusu olarak her zaman olduğu gibi haritadaki en riskli ülke konumundayız. 

Rusya’nın tehdidi açık: “NATO’nun, askeri hedeflerini vururuz!”

En yakın üsler nerede? Biri Polonya’da kuruldu. Daha yeni bir üs… NATO'nun 6 nükleer kapasiteye sahip üslerinden biri olan İncirlik üssü ise Türkiye’de! 

Türkiye, Ukrayna savaşı nedeniyle AB'li ülkelerin uyguladığı ambargoları Rusya'ya uygulamıyor. Hatta Tahıl koridoru konusunda başka bir rol de üstlenmişti.  ABD ile yaşadığımız F-15 krizi sonrası Rusya’dan aldığımız S-400 füze savunma sistemi var.  Yani Rusya dost mu düşman mı? Tüm bu karmaşada nasıl bir rol üstleneceğiz? 

Burada esas soru şu: Türkiye süreci nasıl yönetiyor? Dış İşleri Bakanlığı, politika uzmanları, elçiler, ateşeler, diplomatik anlamda nasıl faaliyetlerde bulunuyor? 

2. Dünya Savaşında bu küresel kavganın dışında kalmak için İnönü’nün yanı sıra bu diplomatların da rolü olduğu gerçeği biliniyor. Biz her ne kadar monşerler diyerek bu kadroları uzaklaştırmış olsak da dış politikada bu görevlerdeki kişilerin önemini biliyoruz. 

Şu anda bu alanda diplomatlar nasıl bir görev üstlenecek? Yeterlilikleri ne? Özellikle ABD, İngiltere, Almanya ve Rusya’daki diplomatlara büyük görev düşüyor.  Dış İşleri’nin ve Hakan Fidan’ın ilk olarak ele alması gereken en önemli gündem maddesi  bu olmalı.

Olası bir küresel savaşta 1. Dünya Savaşı’ndaki gibi işin içine sürüklenir miyiz, yoksa 2. Dünya Savaşı’ndaki gibi dışında kalmayı becerebilir miyiz göreceğiz. 

Elbette umudumuz tarafların sakin olup dünyayı böyle bir kaosun içine sürüklememeleri. Ancak hazırlıklı olmakta fayda var.