Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Acil Su Seferberliği ilan edilmeli!

İklim krizinin etkileri Türkiye’nin en verimli, en büyük tarım arazilerini vurmaya başladı. Önce Çukurova, şimdi de Söke Ovası! Çiftçiler susuzluğu iliklerine kadar hissediyor. Tarım Bakanlığı, barajlardaki suyun azalması nedeniyle sulama hakkına kısıtlama getirdi. Büyük Menderes Nehri’nin su seviyesi azaldı. İzmir’e içme suyu sağlayan Tahtalı Barajı’nda sular çekildi.

Bilim insanları 15-20 yıl önce Anadolu coğrafyasının en çok kuraklıktan etkileneceğini söylüyordu. Beklenen gerçekleşti; Türkiye’de Batı ve Orta Anadolu’da kuraklık etkisini göstermeye başladı. Seyhan Sulama Birliği, Çukurova çiftçisine resmî yazı ile “su yok! Ekim yapmayın” uyarısında bulundu.

Çiftçiler, kuraklığın ve susuzluğun boyutunun farkında. Peki, şehirliler? Musluklarından su aktığı sürece, şehirlilerde su farkındalığı oluşmuyor. Ne zaman ki Bodrum Belediyesi, Bodrum Yarımadası’na 20 saat boyunca su verilemeyeceğini duyurdu, işte o zaman panik başladı. Bodrum Yarımadası'na içme suyu sağlayan önemli kaynaklardan biri olan Mumcular Barajı'nın ölü hacim seviyesine düşmesi sonucu Bodrum'a iletilen su kesildi! Şimdilik yama niteliğindeki tedbirlerle, susuzluğa kısa süreli çözümler üretiliyor. Ancak iklim krizi çok sert geliyor.

Bir aydır büyük tarım arazilerinde, Konya Ovası’ndan Büyük Menderes havzasına kadar tatlı suyun izini sürdüm. Durum vahim! Kuraklık pamuk tarlalarını vurmuş. Konya Ovası’nda yer altı sularının çekilmesi yüzünden oluşan obrukların sayısı 600’ü bulmuş. Sulamada modernizasyona geçmek isteyen çiftçi desteksiz bırakılmış. Suyu az kullanan damlama sistemine geçiş yatırımı çiftçinin omuzlarına yıkılmış.

Şehirlilerle çiftçiler ayrı iki gezegenin insanları gibi, ne yazık ki! Şehirlilerin, çiftçilerin ne yaşadığından haberi yok. Çiftçilerin yaşadığı zorluğu, üretme sorumluluğunu umursadıkları da yok. Oysa yaşadığımız susuzluk ve kuraklık, soframıza kıtlık olarak yansıyacak. Çok acil su seferberliği şart, yoksa çok geç olacak!

Emine Erdoğan 2023 yılında bir tweet atarak “Su Verimliliği Seferberliği”ni başlatmış. İnternette araştırmasam, Emine Erdoğan’ın öncülüğünde başlatılan su seferberliğinden haberim olmayacaktı.

Emine Erdoğan, “Suda Sıfır Kayıp” ilkesiyle başlatılan seferberliği şöyle duyurmuş:

“Doğal kaynaklarımızı korumak için başlatılan Su Verimliliği Seferberliği’nde başarıya, kurumlarımızın ve vatandaşlarımızın iş birliği ile ulaşacağız. Doğanın bereketi su, verimliliğin de kaynağı. Bu farkındalığa sahip tüm kurum ve kuruluşlarımızda su kaybını önleyecek uygulamaların hayata geçeceğine yürekten inanıyorum. İklim krizine karşı ‘Suda Sıfır Kayıp’ ilkesiyle suyumuza yani geleceğimize sahip çıkalım.”

Emine Hanım’ı Konya Ovası’na davet ediyorum. Yanlış tarım politikalarının yol açtığı sonucu görmesi önemli. Çünkü bu obrukların sayısı 10 değil, 20 değil, 600’ü bulmuş! Obruklar, doğanın döngüsüne müdahale edildiği için oluşmuş. Yüzyıllardır buğday üretilen ovada, son 15 yılda mısır üretimi teşvik edilmiş! Mısır, çok su isteyen bir ürün. Yağışın sınırlı olduğu Konya Ovası’nda çiftçiler, destek alacağı için mısır üretimine abanmışlar. Suyu bulmak için kaçak kuyular açılmış. Kaçak kuyular yer altı sularını tüketmiş. Ovanın kireçli toprağı, suları çekilince çökmelerle cevap vermiş. Aniden büyük çökmelerle meydana gelen obrukların bir kısmı devasa; çapı 1 kilometreye, derinliği 150 metreye ulaşıyor. Bir metafor gibi, hırslarına doymayan insanın iştahını yansıtıyor. Ürkütüyor...

“Su Verimliliği Seferberliği”ni önce Tarım Bakanlığı’ndan başlatabilirsiniz mesela. Konya’daki mısır üretimini yasaklayarak!

Ama önce Konya’ya gelin; yanlış tarım ve su politikalarının sonucunu görmek için!